“Kad hasirallezîne kezzebû bilikaillâhi…” (6/31)
KUR’AN VE İLİM seminerleri… İLİM VE AMEL çalışmaları… TEORİLER VE PRATİK uygulamalar…
DİN/DÜZEN, İLİM, İKTİSAT, İDARE/SİYASET olmak üzere hayatın dört ana alanını kapsayan yarım yüzyıllık çalışmalar; bu çalışmalara adanan bir ömür...
ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN, ADİL DÜNYA DÜZENİ, ADİL DÜZENE GÖRE İNSANLIK ANAYASASI olarak bilinen ve özellikle günümüzde hem ülkelerin hem de bütün beşeriyetin muhtaç olduğu üçüncü binyıl medeniyeti projeleri…
Merhum Süleyman Karagülle Hocamızı, kendisiyle yarım yüzyıldır sürdürdüğümüz İLMÎ VE AMELÎ çalışmalarımızı da içerecek şekilde anmaya ve önceki yazılarımda da apaçık ifade ettiğim üzere; O’nun İLMÎ VE AMELÎ ÇALIŞMALARINI kaldığımız yerden sürdürmeye devam ediyoruz; Kur’an ve İlİm çalışmalarımızın 1120’inci haftasına, En’am Suresi üzerindeki çalışmamızın 6. haftasına da ulaştık, elhamdülillah…
Tevafuk olarak geçen hafta dünya ve ahiret hayatını içeren konular üzerinde durduk; tam da Üstadımızın vefatı sonrası değerlendirmelerimize tevafuk eden konu ve konular…
Bunlar üzerinde durup derin düşüncelere dalmamızı ve devamında genel olarak çağımızın ve özel olarak günümüzün sorunlarına çözümler üretmemize vesile olacak konular…
Allah insanları kendisine muhatap olsunlar, O’nun halikiyeti ortaya çıksın diye halk etti ve onları bu dünyaya gönderdi.
Onlara, şimdi bana doğru gelin, ahirette size ona göre yer vereceğim dedi.
Onlardan kimileri yarışmaya katıldılar ve yarışı tamamlayacaklar.
Herkes yarıştaki çalışmasına ve başarısına göre yerini alacaktır.
Yarışa katılmayalar ise elenecek ama yok edilmeyeceklerdir.
Onlar için daha zor yahut sıkıntılı yarış başlayacaktır.
Yarışı kazananlar ise cennete gideceklerdir.
Sonuç olarak insan için iki durum ve iki sonuç vardır.
Biri bu halden daha iyisine gitme, onu “fevz/zafer” ile ifade ederiz.
Diğeri var olan halden geri kalmadır, onu “hüsran/zarar” ile ifade ederiz.
Bu dünya hayatından sonra iyi bir yere yani cennete gidenler fevz etmişlerdir.
Bu dünyadan kötü yere yani cehenneme gidenler ise hüsran içinde olmuşlardır.
“Tekzip edenler (yani yalanlayanlar) hüsrana uğramışlardır” diyor, ayet. (6/31)
Kur’an’ı onlara ulaştıran peygamberleri ve onların vârisi âlimleri tekzip etmişlerdir.
“Ahiret yoktur, biz ba’s olunmayacağız, Allah bizi hesaba çekmeyecek” demişlerdir.
Bugünkü kapitalist ve/ya sosyalist dünya düşüncesi ve düzeni buna dayanmaktadır.
Onların yani kapitalist ve sosyalistlerin ortaklığı ile kurulan karma dünya düşüncesi ve düzeni de bu anlayışa ve uygulamaya dayanmaktadır.
Gelecekteki insanlar bizim bu yazılarımızı okurken ne dediğimizi anlamayacaklar; ‘hiç Tanrı’ya inanmayan ve ahireti inkâr eden insan olur mu’ diyecekler.
Çağımızda ruhun varlığın inanmayan insanlar bile var; hem konuşuyor ve kendisini savunuyor hem de ‘ben yokum’ diyor.
Allah bizi bu dünyaya gönderdi. Bize imkânlar ve araçlar verdi. Haydi, bana doğru gelmek üzere salih ameller yapın dedi.
Kimileri tasdik ettiler ve O’na doğru yol aldılar, O’na doğru koşma gayretleri nispetinde de Allah’a yaklaştılar ve cenneti hak ettiler.
Müminler inandılar, O’na doğru mal ve canlarıyla cihat ederek koşmaya başladılar.
Kimileri bunlara ilgisiz oldular, görevlerini ihmal ettiler, ikmale kaldılar...
Kimileri ise tekzip ettiler; işte o tekzip edenler hüsran içinde oldular.
Kimileri de tekzip etmediler, tasdik etmediler ama onlar da arafta kaldılar; bu arafta kalanlar da uyanıp ameli salih işledikten sonra cennete gidebileceklerdir.
(Üstadımız Süleyman Karagülle Hocamızı anmaya devam ediyoruz…)