Bu yazı Fehmi Koru’nun 12.11.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/berat-albayrak-bir-seyler-demek-istedi-ama-soylemek-istedikleri-galiba-dikkatten-kacti/
Berat Albayrak samimi bir İslam çevresinde yetişmiştir. Kendisi Erdoğan’a damat yapılmıştır. Herkes kendisini dünyanın en akıllı insanı olarak görür. Akıllı olan zaten akıllı olduğu için akılsız olan da akılsız olduğu için herkes kendi aklını beğenir. Berat Albayrak da akıllı olduğundan veya akılsız olduğundan kendisini beğenmektedir. Görüşmelerde karşı tarafı konuşturmaz kendisi talimat verir. Bunu akıllı insanlar da akılsız insanlar da yaparlar. Akıllı insanlar karşı tarafın hiçbir yenilik getirmediğini görürler ve zaman kaybetmek istemezler. Erbakan birçok toplantıda dinleyicileri fazla konuşturmak istemezdi. Bizimle ise saatlerce konuları tartışırdı. Bazen çocuklarla bile görüşürken onları ikna etmek için saatlerce tartışırdı.
Sermaye, bu durumlardan yararlanarak sözünü dinletebileceği kimseleri, henüz o makamın gereğini yapacak durumda olmayan kimseleri o makama getirir ve istediklerini ona yaptırma imkânı bulur. Berat Albayrak gittikçe gerçekleri görmeye başladı ve bizim yıllar önce söylediklerimizi yaşayarak gördü. Gerekli tedbirleri almaya başladı. Sermaye onun görevine son verme kararını aldı ve yerine Lütfi Elvan’ı getirdi. Hemen talimat verdi, “Faizi yükselteceksin.”, Dolar’ı düşürdü. Ona diyor ki “Bak, biz istediğimiz zaman Dolar’a istediğimiz değeri verebiliriz. Bizim dediğimizi yaparsan seni şimdilik orda tutarız. Yapmazsan Albayrak gibi güçlü birisini gönderdiğimiz gibi seni de göndeririz”.
Faizi yükseltmek demek ilk anda yatırım yerine paraların bankada toplanması demektir. Halk faiz fazla olduğu için şirketlere ortak olmaz, bankaya yatırır. Faiz fazla olduğu için işletmeler de kredi almaz, yatırımı durdururlar. Böylece faizin yükselmesi demek üretimin yavaşlaması demektir. Vadesi gelince bankalar borçlarını ödedikleri gibi faizlerini de öderler. Böylece piyasaya kredi aldıkları zaman da mevcut olan piyasadaki para daha çok çoğalmış olur. Bu yetmemiş gibi üretim yapılmadığı için piyasada yapılan arz azalmış olur. Sonunda artan faiz miktarının en az 4 katı enflasyon olur.
İşte Sermaye yeni bakandan bunu yapmasını istemektedir. Yani bakana diyor ki; “Türkiye’yi iflas ettirmeyi kabul ediyorsan faizleri yükseltirsin, şimdilik başarılı bakan görünürsün ama biraz sonra devletini yıkarsın”. Albayrak bu oyuna gelmediği için istifa ettirilmiştir. Bakalım Elvan da gelmeyecek mi?
Elvan’a ve Albayrak’a dolayısıyla Erdoğan’a şunu söylemek isterim ki: Türkiye bugün bu sorunları aşacak durumdadır. Her türlü imkânı vardır. Tek eksiği bilgisi ve bilgiye göre davranmadaki cesaretsizliği. Bakana ve başkana tekrar arz ediyoruz: Akevler’de hem bilgi hem cesaret vardır. Merkez Bankası’nın yönetimini denetiminizin altında bize verin 1 sene en çok 2 sene sonra Türkiye’de ekonomi sorunu kalmayacaktır. Çünkü biz Kur’an’ın öğrettiklerini uygulayacağız.
Albayrak istifa mektubunda Rabbine iltica edeceğine, iktidardayken bizim önerilerimizi dinleyerek Rabbinin emrine girmesi gerekirdi. O tam tersini yaptı, kendisine tuzak kuran Sermaye’nin emrine girdi. Sonuç yalnız kendisine değil hepimize sıkıntı oldu.