İŞÇİ-İŞVEREN İLİŞKİLERİ
Süleyman Akdemir
1182 Okunma
D. DEVLETE AİT GENEL HİZMET PAYI VE ÇEŞİTLERİ

D. DEVLETE AİT GENEL HİZMET PAYI VE ÇEŞİTLERİ

1) Genel Olarak

Bölüşmede Devletler genel hizmet karşılığında vergi alırlar. Sosyalist Sistemde esasen herkes Devletin işçisi ve her şey devlete ait olduğundan bütün değerler genel hizmet olarak kabul edilir. Kapitalist sistemde ise Devletin görevi bekçilik yapmaktan ibaret olup onun karşılığında vergi alma hakkı vardır. Ancak Devletin işletmeden bir pay şeklinde karşılık alması ve bunun karşılığında bir hizmet götürmesi esası geliştirilmiş ve yaygınlaştırılmış değildir. Genelde devletin görevi güveni sağlamak ve bekçilik yapmaktan ibarettir.

 

2) İslâmiyette Genel Hizmetler

İslâmiyetin öngördüğü sistemde genel hizmet, üretime doğrudan katılmayan, ancak yapılmaması halinde üretimin ve hasılanın değerlendi-

rilmesine imkan bulunmayan hizmetleri ifade eder. Bir İslâm devletinin görevi, bu hizmetleri görmek ve karşılığında vergi (zekât-öşür-humus) almaktır. Bu hizmetleri açıklamadan sadece isimlerini vermekle iktifa ediyoruz:

a: Envanter Hizmetleri: İnsan, cemiyetler, teşebbüsler ve malların envanter hizmetleri.

b: Depolama Hizmetleri: Bilgi, belge, mal ve nakit depolama hizmetleri

c: Kültür Hizmetleri: Basın, yayın, ulaştırma, haberleşme hizmetleri,

d: İmar Hizmetleri: Plan, proje, sağlık, tamir, bakım, güvensizlik ve koruma hizmetleri,

e: Hukuk Hizmetleri: Yazışma ve noter hizmetleri, tespit ve kontrol hizmetleri, tahkik ve ispat külfeti hizmetleri, hakemlik hizmetleri,

f: Dayanışma Hizmetleri: İlmi, iktisadi, ahlaki (dini) ve sosyal (siyasi) dayanışma hizmetleri.

 

      3) İslamiyette Genel Hizmet Payı-Vergi (humus-Öşür-Zekât)

 

         İslâmiyette Devletin hasıladan bir pay alması, götürmüş olduğu bu hizmetler sebebiyledir. Görülen hizmetler vardır ve bunun karşılığı olması gerekir. Hizmet götürülmeden hasıladan bir pay alması, sistemin esasına aykırıdır. Bu bakımdan İslâmiyette genel hizmetlerin ne satılması ne de kiralanması caizdir. Ayrıca alınan pay ayn'dır. Yani işletmelerin elde ettikleri hasılayı satmaları ve sattıktan sonra nakit olarak vergi vermeleri esası yoktur. Elde edilen hasıladan Devlete düşen pay, ayn olarak alınır. Zekâtın, öşürün ve humusun hasıladan bir pay olduğu ve bunun da bir oran olarak alındığı bilinmektedir.

        İslâmiyette temel vergi "humus"tur. Hasılanın 1/5'inin Devlete ait  olduğu sektörleri ifade eder. Bu verginin teorik esası, Devlete ait olup kullanılmakla tükenilen ve yerine yenisinin konulmasına imkan bulunmayan mallar üzerine kurulur. Madenler ve sınaî ürünler bu meyandadır. Çünkü madenler Devlete aittir ve bunlar çıkarıldıkça tükenmektedir. Savaşlardaki ganimetler de humus hükümlerine tabidir.

         Öşür ise, Devlete ait olmakla birlikte , kullanılmakla tükenilmeyen her dönem tekrar kullanılabilen gayri menkullerin karşılığında alınan vergiyi ifade eder. Bu pay da ayn olarak Devlet tarafından alınır. Devletin verdiği bu yerlerin çorak olması ve kullananın ek masraflar yapması halinde bu oran 1/20'ye indirilebilir  veya yerlerin hiçbir masraf yapmadan kullanılması ve çok verimli olması gibi hallerde bu oran 1/5 oranına çıkarılabilir.

       Zekât'a gelince bu vergi belde gelirlerindendir. Zekâtta Belde'nin payı  1/40'tır. Mer'alar ve ticari mallar bu gruptadır. Herkese açık alanlar olması sebebiyle oran bir kat daha indirilmiş ve 1/40 olarak kabul edilmiştir. Ayrıca riziko da fazladır.

       Görüldüğü gibi genel hizmet payı olarak alınan vergilerin alınma esasları vardır. Devlet bu hizmetleri iki türlü sunar: Birinci tip hizmetler herkese ve genel olarak sunulan hizmetlerdir. Bu hizmetlerden vergi versin vermesin insan olan ve vatandaş durumunda bulunan herkes faydalanır. İkinci tip hizmetleri ise İşletmelere götürülen hizmetler karşılığında alınan bir paydır. Meselâ İşletmelerin ödedikleri genel hizmet payı kadar kredi kullanabilmeleri bu hizmetlerden bir tanesidir.

 

       4) Görevliler

         Burada genel hizmetin anlatılmasının sebebi, İş hayatında Devletin rolünü belirlemek, Devletin hizmetlerini yapacak görevliler ile görev çeşitleri hakkında bilgi vermek ve bu hizmetlerin mahiyetini ortaya koymaktır. Görevliler de çalışma hayatının birer unsurudur ve bunlar ancak götürdükleri hizmetler ve elde ettikleri vergiler oranında bir pay alırlar. Bir başka deyişle, İslâmiyette memura dahi maaş sistemi bulunmayıp yaptığı hizmet karşılığı ve elde ettiği vergi oranında bir karşılık alması sistemi benimsenmiştir.

        Görülüyor ki, İslâmiyetin öngördüğü sistemde bugünkü işletmelerde bulunmayan çok önemli iki husus vardır: Bunlardan birincisi yukarıda anlattığımız hizmetleri Devletin yüklenmiş olmasıdır. Meselâ devlet tarafından tutulan muhasebe hizmetini ele alalım. Bütün muhasebe Devlet tarafından tutulduğu için bütün paylar teminat altındadır ve muhasebeden dolayı bir zararın karşılığı ve tazmini de devlete aittir. Aynı olay yed-i eminlik ve diğer hizmetler için de geçerlidir. İkincisi ise bütün bu hizmetlerin ehliyetli kimseler tarafından teminatlı olarak Devlet adına görülmesi ve zararların başkalarına intikal etmeden hemen ilk safhada ortaklaşa giderilmesidir.

 

 

 

 

 



© 2024 - Akevler