Susanları özledik
1214 Okunma, 3 Yorum
Oktay Ekşi - Hürriyet
Vahap Alma

Susanları özledik – 01.07.2010


SİYASET yasağı yüzünden konuşamadığı günlerde Sayın Süleyman Demirel'in “Konuşan bir Türkiye özlüyorum” dediğini anımsarsınız. Bugünkü Türkiye'nin “konuşan” kadrolarını görünce Sayın Demirel'in dediklerine pişman olup olmadığını merak eder hale geldik. Evvelce Başbakanların ağzına “Bir şey söylesin” diye bakılırdı.

Şimdi “sussun” diye bakılıyor.
Valisi öyle, Belediye Başkanı öyle...
Ağızlarından çıkanın nereye gittiğini, ne anlama geldiğini zerre kadar düşünen yok.
Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu'nun marifetine değinme imkânımız olmamıştı. Yer kalırsa ona geliriz.
Şimdi de sahneye Rize'nin Adalet ve Kalkınma Partili Belediye
Başkanı Halil Bakırcı çıktı. Onun marifeti üstelik “tek” de değil. Örneğin bir festival nedeniyle Rize'ye gelen Bulgaristan ekibinin kendisine hediye etmek istediği bir şişe şarabı kabul etmeyip yanındaki birine vermiş. Ama o, bugünün Türkiye'sinde artık hoş görülebilecek türden bir kabalık sayılıyor.
Asıl önemlisi, yüksek mütalaalarını dile getirirken, “Güneydoğu” kökenli sorunlarımızın çözülmesi için önerdikleri... Bakın kendisinden dinleyin:
“Hısımlık, hasımlığı ortadan kaldırır. Zaman zaman ikinci eşler de olmuştur. Bu bizim kültürümüzde vardır. Kanunlarımız buna müsait değildir ama maalesef Türkiye'de oluyor. İnsan belli bir yaşa gelmiştir, çocuğu olmuyor veya eşi rahatsızdır. (...) Bu gerçeği kabullenelim. İnsanlar, evlilik ihtiyaçlarını metres veya benzer şekilde tamamlıyor. Bu bölgelerden evlilik ve hısımlıkları artırarak, devletin de teşvikiyle önümüzdeki 30 yıl gibi bir sürede yaşanan sorunların aza ineceğine ve çözüleceğine inanıyorum. Yoksa askeri yöntemle kavga ve dövüşle çok ciddi bir şekilde çözüleceğine ben inanmıyorum.”
Görüyorsunuz... Önce bu ülkedeki “Medeni hukuk düzenini yok sayalım” diyor. Sonra “Kürt” kökenli kadınları, kızları “ikinci eş” veya “metres” sıfatıyla alalım. Bu yoldan giderek “hasım”lığı “hısım”lığa dönüştürür, terör sorununu çözeriz, buyuruyor.
“İkinci eş” konusundaki bakışını bilmediğimiz Başbakan Erdoğan, bakalım, “devlet desteğiyle metres tutma” önerisinde bulunan Rize Belediye Başkanı'nı kapı önüne koyacak mı?
Öyle ya... Deniz Baykal'ın adı karışan görüntüler üzerine “Öyle bir durumda ilgiliyi bir gün bile partide tutmayacağını” söyleyen kendisiydi.
Yoksa “Buna cevap vermeyi bize bırakmasınlar” diyen Barış ve Demokrasi Partisi Eşbaşkanı Gültan Kışanak'ın insafına mı terk edecek.
Yerli yersiz “konuşma” yüzünden bunları yaşıyoruz, değil mi?
“1950 seçimlerinde iktidara gelen Demokrat Parti'nin en büyük kabahatinin CHP'yi kapatmamak ve İsmet İnönü'yü siyasetin dışına çıkarmamak” olduğunu söyleyen, sonra “Benim sözlerim siyasi değildi, sadece tarihi bir tespitti” diyerek zırvayı tevile çalışan Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu'nun yaptığı Başkan Bakırcı'nınkinden daha mı masum?
Bunları atayanlar ve seçenler kavun alırken de bu kadar sorumsuzlar mı?

 

Yorum:

Keselenmiş Beyinler

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var

Ulusun korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar

‘’Medeniyet’’ dediğin tek dişi kalmış canavar.

Televizyonlarda magazin programlarının vazgeçilmezleri aşk dedikodularına hiç rastladınız mı bilmiyorum. Daldan dala konan kuşlar ya da her petekten bal alanlar… ‘’Medeni’’ ilişkilerine bir anda başlarlar ve aynı hızla bitirirler. Kimisi de evlenmeden ‘’medeni’’ bir şekilde beraber kalıyor. ‘’Medenice’’ o bar senin bu bar benim eğleniyorlar. İçip içip sarhoş oluyorlar. Oooooh! Sefamız olsun. Ne kadar da ‘’medenice’’.

Öte yandan Halis Toprak gibi gerici yobazlar var ki sormayın. Ne demek ya senden küçük bir kızla nikahlanmak. Utanmıyor musun yaşından başından? Metres tutsana. Meşru davranışlar senin neyine.

Oktay Ekşi Beyefendi bu yazıları yazarken kendi kendine ne düşündü çok merak ediyorum. Ona ‘’afferim Oktaycığım’’ diyecekler diye mi? Yoksa gerçek fikrinin bu olması mümkün değil. Hiçbir beyin bu kadar saçmalığı bir arada barındırmaz.

Mehmet Akif’in nadide dizeleri çok güzel bir cevap niteliğinde.

Allah akıl fikir versin…

Saygılar

 

Vahap Alma


YorumcuYorum
Lütfi Hocaoğlu
08.07.2010
10:25

TAHKİM HEYETİ KARARI

HAKEMLER

LÜTFİ HOCAOĞLU (HAKEM)

SÜLEYMANA KARAGÜLLE (HAKEM)

SÜLEYMAN AKDEMİR (BAŞHAKEM)

Talepte bulunan : Vahap ALMA

Karşı taraf : Cengiz DEMİRCİ

Konu : Hakaret

Vahap Alma ile Cengiz Demirci arasında yazmış oldukları makalelerde karşılıklı atışma ve hakaretlerle ilgili tahkim talepleri ve konunun İslami açıdan ve Kur’an’ın hükümlerine göre çözülmesi isteği üzerine, KONUNUN TÜRK HUKUK MEVZUATI BAKIMINDAN incelenmesi talep edilmediğinden bu konuda bir karar oluşturulmamış, istenilen talep göz önünde tutularak özellikle İslam hukuku bakımından yapılan inceleme ve araştırmada aşağıdaki sonuçlara varılmıştır: Öncelikle bu hukuk sisteminde kişilere yapılan saldırıların tasnifinde, bedene yapılan saldırılar; mala yapılan saldırılar esası vardır ki, bu iki saldırı şekli fiili saldırılar olarak kabul edilmektedir. Bu saldırıların dışında bir de dille yapılan saldırılar vardır ki, Kuran bunları değişik yerlerde remy etmek (suç atmak), sebb etmek (sövmek), gıybet etmek (arkasından konuşmak), lakapları nebz etmek (birbirini lakaplarla çağırmak), maskaraya almak, istihza etmek (alay etmek), üzmek, minnet etmek (başa kakmak), buhtan etmek (kara çalmak), lemz etmek (ayıplamak), hemz etmek (küçümsemek), refi sevt etmek (bağırmak) şeklinde zikretmiş ve bunları yapmanın günah olduğunu beyan etmiştir. Ancak sayılan bu dille işlenen sözlerin cezaları var mıdır? Kuran bu konuda “ne söylerlerse sabret”, “senin sabrın Allah içindir” ifadelerine yer vermektedir. Bu sabretme emri esas alınacak olursa bu sözlerin maddi bir yaptırımı olmadığı anlaşılır. İftirada ise kişilere tazminat ödenmemektedir. Sonuç olarak haram yani “münha anh” yoktur.

Yukarıda sayılan sözlerin haram ve günah olduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak bunlara İslam hukuk bakımından Kuran’da öngörülmüş bir yaptırım uygulanabilir mi? Bu aşamada tarafların taleplerini inceleyen tahkim heyeti, hakaret düzeyinde kabul ettiği sözlerin haram ve günah olduğunu tespit etmişse de bu hakaret niteliğindeki söz ve yazılara karşı müeyyide uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bu aşamada bir müeyyide tespit edemediğinden bir karara ulaşamamıştır.

İleride dergi sözleşmesi yayınlanarak bu hususta nasıl davranılacağı belirlenecektir.

KARAR

Sonuç olarak bu çerçevede olmak üzere Tahkim Heyeti, davacının hakaret kabul ettiği ifadelerin fikre değil şahsa yönelik olduğu sonucuna varmış, bu tartışmaların hakkı tavsiye etme ve sabrı tavsiyeleşme kabilinden görüldüğü için bu aşamada başka bir hükme gerek görmemiş ve her iki yazara da kişileri değil fikirleri tartışmaları gerektiği, karşı tarafının iyi niyetli olduğunu kabul edip sadece fikirlerin hatalı olduğunu ileri sürmeleri gerektiğini bildirmeye karar vermiştir. 07.07.2010

Vahap Alma
08.07.2010
11:05

Allah hayırlısını nasip etsin ve Allah sizden razı olsun.

Tayibet Erzen
09.07.2010
10:36

Hakem kararını okurken duyduğum mutluluğu tarif etmem gerçekten çok güç. Sorunlarımızı Kuran ışığında çözmek meğer ne kadar güzelmiş ve insanı ne kadar da iyi hissettiriyormuş.

Böyle güzel bir olaya vesile oldukları için Allah davacılardan ve dolayısıyla hakemlerden razı olsun.





Sayı: 56 | Tarih: 4.07.2010
Ahmet Altan
Futbol ve hayat
2071 Okunma
Özer Ataç
Dücane Cündioğlu
Mantık Açılımı
1683 Okunma
Abdülkadir Altınhan
Zülfü Livaneli
Değişken bir kavram: Müstehcenlik
1362 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
Ne diyeyim
1299 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Fehmi Koru
İsrail özür dilemesin
1271 Okunma
Ahmet Kirtekin
Mehmet Altan
G-20’de terörde kaçıncıyız?
1268 Okunma
1 Yorum
Mehmet Hikmetumut
Ebubekir Sifil
Entellektüel Obezite
1253 Okunma
Zafer Kafkas
Mehmet Şevket Eygi
Kıyamet Alâmetleri Belirdi
1238 Okunma
Emine Hocaoğlu
Oktay Ekşi
Susanları özledik
1214 Okunma
3 Yorum
Vahap Alma
Ruşen Çakır
Hizbullah da açılmak istiyor
1175 Okunma
2 Yorum
Tayibet Erzen
Mahir Kaynak
SONUÇLARDAN SEBEPLERE
1159 Okunma
Süleyman Karagülle
Derya Sazak
Pervari sonrası
1150 Okunma
2 Yorum
Serdar Turan
Reşat Nuri Erol
Yeni Anayasa’da, ‘Yeni Devlet’ organisazyonu...
1128 Okunma
4 Yorum
Ilker Ardic


© 2024 - Akevler