12 Aralık 2009 Cumartesi
Operasyonu yapan odak tartışmalara son noktayı koydu ve eylemi PKK’nın yaptığını ilan etti. Adeta “Gevezelik etmeyin. Kimin yaptığına ben karar veririm” dedi. Biz ancak söylenenleri tekrarlayabilir ve kendi başımıza analiz yapamazdık. Zaten, uzun süreden beri, olayları izin verilenin dışında yorumlayan, soru soran herkes komplocu olarak ilan edilmişti. Yani bir yorum yaparsanız nerede hata yaptığınız tartışılmıyor kısa yoldan komplocu ilan ediliyordunuz. Bu tavır ülkemizi en kolay operasyon yapılan bir alana dönüştürdü. Çünkü analiz yapanları komplocu ilan etmekle görevli, medyanın güçlü kalelerinde yer almış kişilerle ortak hareket ediyorlardı. Bizi dar kalıplar içine hapsettiler. Bir terör örgütü, karşısındaki kim olursa olsun, eylemlerini sürdürebilirdi. Tıpkı, bugün olduğu gibi, dünyanın en büyük gücü olan ABD ile bölgesinin büyük gücü Türkiye PKK’nın tasfiyesine karar vermiş olabilirlerdi, üstelik örgütün gövdesi ABD’nin işgali altındaki topraklarda bulunabilirdi ama bu örgütün gücünü etkilemezdi. Onlar istedikleri zaman ve istedikleri yerde eylem yapabilirdi. Mesela son eylemlerini bir tek örgüt üyesinin barınamayacağı, görüş mesafesinin iki metre olduğu bir yerde gerçekleştirmişlerdi ama izlerine ancak bir internet sitesinde, üstelik kendi itiraflarıyla, rastlanmıştı.
Kim ne derse desin yoluma devam edeceğim ve bir terör örgütünü ya da pek az desteği olan siyasi bir hareketi siyaset belirleyicisi olarak kabul etmeyeceğim ve siyasi gelişmeleri büyük güçler açısından değerlendireceğim. Türkiye, ABD’nin siyasi geleceği açısından önemli rol oynayacak konumdadır üstelik bu durum ülkemize de yeni imkanlar sunmaktadır. Bu açıdan ülkemizin ABD’nin direktifleriyle hareket ettiği söylenemez. Çünkü önümüzde farklı seçenekler vardır ve bunlardan en önemlisi AB ile bütünleşmek, olmazsa yakınlaşmaktır. Bu alternatifin getirileri ABD ile ortak hareket etmek kadar çok değildir. Türkiye’nin ABD ortaklığına yöneldiği söylenebilir. Ancak bu kolay olmayacaktır. Bölgemizi ve çevresini ABD-Türkiye ortaklığına bırakan diğer güçlerin tamamı sınırlanacak ve etkinliklerini kaybedecektir. Ayrıca devam eden ekonomik krizin Avrupa ve Uzakdoğu’daki etkileri henüz sonuçlanmamıştır. Eğer ABD ile yakınlaşmamız ekonomik alanda da gerçekleşirse yeni yatırım alanları arayan sermaye ile ABD’nin teknolojisi ülkemize gelebilir ve bu eski ekonomik güçlere rakip olmamızla sonuçlanır.
Bu nedenle ülkemizdeki eylemler PKK gibi bir örgütün hayali hevesleriyle açıklanmamalı, dünyadaki yeni yapılanma sürecindeki çatışmaların bir sonucu olarak algılanmalıdır.
Son olarak bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. AB ile bütünleşmeyi savunanlar eylemi PKK’nın yaptığı görüşünü hemen kabul ettiler ve farklı görüşleri komplo teorisi saydılar. ABD ile ittifakı savunanlar Ergenekon imasında bulundular, yani yorumlar da kişisel değil bulunulan cepheye göre belirleniyordu: Neden?
Yorum
İnsanlık 1000 er yıllık uygarlığı yaşıyor. Nuh, İbrahim, İbrani, Hıristiyanlık, İslamiyet biner yıllarını Miladi başlangıca göre yaşadılar. Bu gün ikinci Kur’an uygarlığı beşinci hakkı üstün tutan uygarlık doğmaktadır. III. Bin yıl uygarlığı Adil Düzen uygarlığı olacaktır. Bunlardan 500 er sene gecikme ile Mısır, Yunan, Roma ve Avrupa uygarlıkları doğmuştur. Bunların ömrü de biner senedir. Bugün batının kuvvete dayalı uygarlığı zirvede beş yüz yaşındadır. Çökmeye başlamıştır. Ömrü 500 sen sonra bitecek. Bugün ki batı uygarlığını Yahudi Tekel sermayesi kurmuştur. Faize ve sömürüye dayanır. Çekiç gücün Erbakan tarafından uğurlanmasından sonra Clinton sermeyenin izni olmadan Beyaz sarayda Müslümanlara iftar yemeği verdi. Demokrat Parti ile Tekel Sermaye arsında savaş o zaman başladı. Türkiye’de teskerenin geçmemesi ile sermayenin gücü sona erdi. Obama’nın seçilmesi ile de ABD deki üstünlüğü bitti.
Sermaye şimdi tutunacak dal aramaktadır. Hala doları istediği gibi basıp kullanabiliyor. Artık devletleri emrine alamıyor. Ama hala terör devam ediyor. ABD ile AB arasındaki rekabet Obama’dan sonra sona ermiştir.Bununla beraber sermaye ile olan çatışma sona ermemiştir. Çünkü hala dünyanın ekonomisini elde tutuyor. Yeni dengelerin tesisini arıyor.
Türkiye ABD ile AB arsında değil tekel sermaye ile dünya arsında tercihini yapacaktır. Kim galip gelecek sermaye mi dünya mı? Dünyanın 500 senelik güçlenmiş sermayeyi yenebilmesi için dünyanın Adil Düzeni kabul etmesi gerekir. Bunun için ne yapılmalıdır:
1- Önce gümrükler kalkmalıdır. Vizeler kalkmalıdır. Dünya tek ekonomik pazar haline gelmelidir.
2- Karşılıksız para ortadan kalkmalıdır. Yerine kuyumculardaki altın parayı çıkarmalıdır. Milli paralar kamunun vatandaşlara satabileceği gayrimenkuller karşılığı çıkarılmalıdır. Mal senetleri tedavüle girmelidir.
3- Faiz ortadan kalkmalıdır. Kredileşme sistemi getirilmeli ve ön ödemeli sipariş kredisi ve sitemi çalıştırılmalıdır. Sermaye varlığını korumalı ama yok edilmekten çıkarılmalıdır.
4- Faizsiz çalışma kredisi verilmeli işçi üretici işletmelerde çalıştığında işletmeler borçlandırılmalı işçiye ödenmeli. Hammadde bedeli de faizsiz ödenmeli. Ürün ortak ambarda depolanmalı satıldıkça üretim itfa edilmelidir. İşletmeler yerli olmalıdır. İşçi ise her yere gidip çalışabilmelidir. Her hangi bir engelleme ile karşılaşmamalıdır. Primsiz genel sigorta sistemi kurulmalıdır.
İşte bugün, eğer terör olayları oluyorsa suçlu olan tekel sermaye değil midir? Bizim kırk yıldan beri sizlere anlattığımız halde kulaklarınızı tıkamış olmanızdan dolayıdır. Kör ve sağır olmaya devam ederseniz tekel sermayenin şerrinden kurtulamazsınız.
• Operasyon sürüyor
12 Aralık 2009 Cumartesi
Yazı özeti
Tokattaki eylemi yapan güç sonunda eylemi Ergenekon’a değil de PKK ya yükledi. Olayları halka istedikleri gibi takdim eden basın gerçeklerin sesini boğmaktadır. Türkiye ABD ile AB arasında gidip gelmektedir. ABD tarafı olmak Türkiye’yi ekonomik bakımından geliştirir. Türkiye’deki olaylar PKK oyunu değildir. AB taraflarınca PKK, ABD taraflarınca Ergenekon işidir.
Yorumun Özeti
1898 e kadar denge din çatışmasına dayanıyordu. Ondan sonra rejimler çatışmasına dayandı 1990 da Gorbaçov ile rejimler çatışması sona erdi. Bir ara yeniden İslam ve Hıristiyan çatışmasına dayandırılmak istendi, tutmadı. Tekel sermaye şimdi terörü kullanıyor. Asıl çatışma tekel sermaye ile Adil Düzen arasındadır.
• Sokak eylemleri
8 Aralık 2009 Salı
Yazı özeti
DTP Kürtçü bir partidir. Türkiye’nin yaptığı desteği kendilerinin kullanmasını ve törelerine göre yaşamaları dışında ne Türkiye, ne bölge, ne de dünya ile ilgili bir görüşleri yoktur. Türkiye vatandaşlarını onlara terk edemez. Refah ve özgürlük getiremezler. Eylemler Öcalan’ın aleyhinedir. Törelere göre yaşamak gericiliktir. Bir ülkede belli ırkın refahını istemek gericiliktir. Bölge halkına bunlar anlatılmalıdır.
• Tehditlerin gücü
6 Aralık 2009 Pazar
Yazı özeti
Türkiye Ortadoğu’da etkin güç olmaya çalışıyor. Dengeleri oturtamadılar. AB ve ABD iç çatışması ve Rusya için ileride sorun olabilir.