Bugünkü dünya düzeni “zulüm düzeni”dir
Önceki yazıda başlıktan itibaren anlatılanların başarılması için yapılması gerekenler nelerdir? Her şeyden önce yazılanları yani Kur’an seminerleri notlarını okumak...
‘Kur’an seminerlerini takip etselerdi, burada söylenenlere kulak verselerdi gelecek, “Adil Düzen”in onlar için ne kadar yararlı olacağını bilecek ve o küfre dalmayacaklardı... Evet, Kur’an üzerinde çalışanların gözleri açıktır; okuyorlar, anlıyorlar ve yazıyorlar. Bugün Kur’an üzerinde çalışan Akevler dışında da pek çok kurum vardır. Tevrat’ı okuyanlar gibi tarihi masal gibi okuyanları demiyoruz; Kur’an’ı yeni anlayışla ve günümüzün sorunlarına çözümler arayacak şekilde okuyanlar diyoruz. a) Kur’an Allah’ın kelamıdır. Bugün bize nazil olmuştur. Ona göre yorumlayacağız. b) Geçmişteki tarihi vakaları anlama yerine, günümüzün sorunlarını onunla yani Kur’an’la çözmeliyiz. c) Kur’an’ı anlamak için geçmiştekilerin bıraktıkları mirasa sahip çıkacak ve onların usulünü benimseyeceğiz ama onların içtihatları ile değil, bizim içtihatlarımızla Kur’an’ı anlayacağız. Bugünkü ilmi sonuçlar içinde anlamaya çalışacağız. d) Kur’an’ı sadece anlamak için değil uygulamak için okumalı ve üzerinde düşünmeliyiz...’ (s.9)
***
Evet, yukarıda anlatılanları yapsalardı küfre dalmayacaklardı… Ama…
‘Onlar küfrettikleri için gözleri olanları görmüyor, kulakları da işitmiyordu. Yapılanları değerlendirmiyor, söylenenleri de anlayamıyorlardı. / Elli sene önce yazdıklarımızı okusalar ve elli sene içinde olanları görseler, neler olduğunu, Kur’an’ın dediklerinin neler olduğunu ve nasıl bir bir gerçekleştiğini göreceklerdi. İnsanlar hala paraya ve oya tapmaktadırlar. Hala silahın gücüne inanmaktadırlar. Hala mafya onların korkulu tanrısı. Oysa son elli seneyi değerlendirseler görürler ki, insanlık o sözde tanrıların istediği yöne doğru değil, Kur’an’ın gösterdiği yola doğru ilerlemektedir.
Çağımızın inkılabı “işçilik sistemi”nden “ortaklık sistemi”ne geçmedir. Bugün ekonomide hâkim olan sistem “işçilik sistemi”dir. Kamunun yönetimi de “işçilik sistemi” ile olmaktadır. Bürokratlar maaş almakta ve görevler yapmaktadır. Toplanan vergiler maaşlara yetmediği için devletler borçlanmakta ve Sermaye böylece tüm devletlere hâkim olmaktadır. Sermaye de zaman zaman krize girmekte ve borç veremez durumu ortaya çıkmaktadır. Yeni (karşılıksız) dolar basılıyor ama kâğıttan dolar artıyor, borçluların borcu çoğalıyor, alacaklıların alacağı artıyor. Bir adamın borcu hayatında kazanacağı dolardan fazla, artık o borcu ödemek imkânsız hâle gelmekte ve o zaman da o dolar dolar/para olmaktan çıkmaktadır.
Doların bir gecede çöktüğü görülecektir...’ (s.10)
***
‘Evet, Kur’an’ın emrettiklerine, içtihatlarına göre değil de, tanrılaştırdıkları kişilerin yetkisiz isteklerine göre hareket edenlerin durumu maalesef böyledir…
Bugünkü dünya düzeni zulüm düzenidir, “zalim düzen”dir. Örgütlerdeki görevliler astlarını ezerler, üstlerine de taparlar. Sonunda olan halka olur, halk ezilir. Başta olanlar da ezerler ama onları kimse ezemez. Bugünkü bürokrasi budur. Bugünkü gizli örgütler budur. Ezilenler zulme uğrayanlardır. Yönetenler de bunlar sayesinde yönetmekte ve zulmetmektedirler. Daha da önemlisi bu bürokrat sınıf üst yöneticileri güçlendirirler, ‘her türlü işleri o yapıyor’ derler ama o yöneticileri istedikleri gibi yönetirler. Bunlar için konaklama yeri olarak cehennem hazırlanmıştır. Bugün bu düzenle topluluklar var olmaktadır.
Adil Düzen’de bu sistem kalkacaktır. Görevliler amirlerine karşı değil yargıya karşı sorumlu olacaklardır. Görevlileri üstler tezkiye etmeyecek, dayanışma ortaklıkları tezkiye edecek. Ehliyetlerini üstler değil dayanışmalar sağlayacak.
Adil Düzen’i kavramanız için yukarıda (yani bundan önceki “Adil Düzen’i kavradığınızda Allah iktidar eder” başlıklı yazımızda) saydığımız kitapları ve tüm Adil Düzen yayınlarını anlayarak okumanız gerekmektedir...’ (s.11-12’den)