Tek çözüm var; o tek çözüm de Kur’an düzenidir
Mikroplar…
Her insan vücudunda binlerce mikrop vardır.
Her mikrop vücudun bir tarafını kemirmek ister. Sağlıklı vücudunuz olursa mikroplar siner ve etkisiz halde bekler. Zayıf zamanınız olursa mikroplar ortaya çıkar ve hasta eder. Vücudunuz yeter derecede hazırlıklı ise mikropları yener ve sağlığa kavuşursunuz. Hastalık aşı tesiri yapar ve o hastalık bir daha ortaya çıkmaz. Eğer vücudunuz zayıfsa, mikroplarla mücadele gücü ve hazırlığı yoksa, o takdirde mikroplar galip gelir ve ölürsünüz.
*
Toplulukta da böyle mikroplar vardır.
Eğer topluluğun yapısı sağlamsa, mikrop ne tür olursa olsun, hangi saldırı yöntemini kullanırsa kullansın, vücuda zarar veremez.
Dolaysıyla mikroplarla uğraşıp onların yaptıklarını anlatacağımıza kendi sağlığımızla uğraşıp sağlıklı topluluğu oluşturma durumundayız.
“Adİl Düzen” bunun hazırlığıdır. Alınan yol eksik olabilir, yanlış sonuçlara varılmış olabilir ama biz doğru yoldayız ve ilerliyoruz.
Mikroplarla ayrı ayrı mücadele edenler yanlış yoldalar.
AK Parti büyük büyük hastaneler yapıyor, büyük büyük adliye sarayları yapıyor!
Oysa büyük büyük hastaneler değil “şifahaneler” kurmalıdır.
Adalet sarayları değil “uzlaşma sarayları” kurmalıdır.
Gerçek adalet için “hakemliği” getirmelidir.
Ama maalesef görmüyorlar, dinlemiyorlar, okumuyorlar ve “kör-sağır-dilsiz” olmaya devam ediyorlar, bu yüzden de sadece kendilerine zararlı oluyorlar.
*
Bir de adaletsizlik ve gizli istihbarat meselesi vardır.
Gizli istihbarat teşkilatı açık istihbarat teşkilatına dönüştürülmelidir.
Devlet benim hakkımda söyleneni bana ulaştırmalıdır. Devlet hiç kimse aleyhine onun haberi olmadan gizli sicil tutamaz. Devlet istihbarata dayanarak kararlar almaz.
Devlet hakemlerin verdiği kararları uygular. Hakem kararları da açıktır.
Askerin savaşta veya sıkıyönetim zamanlarında kullanacağı istihbarat sadece o günlerde kullanılır. Barış zamanlarında o dosyaları kimse okuyamaz.
*
TEK Çözüm VAR, o da Kur’an düzenİdİr
Kur’an üçüncü binyıl uygarlığının planını çok açık şekilde veriyor.
1. Merkezi yönetim sistemi sona erecek. Merkezler var olacak ama hükmeden değil hizmet eden merkez olarak var olacaklar.
2. Yeryüzü ekseriyetin kalkan parmakları ile değil, hakemlerden oluşan adil yargı sistemi ile dengesini kuracak.
3. Karşılıksız nakitle değil; yeryüzü altın, ülkeler yapı hisse, iller demir ve bucaklar buğday karşılığı çıkardıkları mal bonoları ile yönetilecektir.
4. Birleşmiş Milletler denen ordular olmayacak, ulusal ordular hakemlerin kararı ile dünya güvenliğini sağlayacak, siyasilerin halkı ezmesi önlenecek.
Bugünkü Sömürü Sermayesi yani Rockefeller, Rothschild ve benzerleri yaşamak istiyorlarsa, tekelleşip insanlığa hükmetme yerine, serbest rekabet içinde insanlığa hizmet etme yoluna geçmelidirler. Geçerlerse varlıklarını sürdürürler, geçmezlerse helak olup giderler.
Bugünkü etkin devletler (ABD, Çin, Rusya, AB) de; insanlığa hükmetme yerine, hakemlerin emrine girerek insanlığa hizmet etme yolunu seçerlerse, varlıklarını sürdüreceklerdir. Yok, halka hükmetmeye devam ederlerse helak olacaklardır.
“Adİl Düzen”İ benİmseyen Türkİye üçüncü binyıl uygarlığının kurucusu olacaktı… Ve’s-selâm mea’d-dua, dua, dua…