Kur’an düzenİ yeryüzüne hakim olacaktır
KUR’AN VE İLİM haftalık çalışmamızdaki aktarmalarıma kaldığım yerden devam edeyim… Kehf Suresi 11’inci hafta çalışmasına ulaştık; 35. ayet meali şöyle: “Ve bağına kendisi için zulmederken girdi. ‘Ben bunun sonunda yok olacağını sanmıyorum’ dedi.” ‘Ayette geçen “zulüm” demek karanlık, belirsizlik demek, başkasının zararına senin kazanman demektir. Faiz demektir. Bu kişi bugünkü Batı mantığını aynen kabul eder: ‘Ben güçlüyüm, benim çıkarım var, o halde oraya girer çıkarımı korurum’ der. ‘Senin de gücün varsa beni yen sen hükmet’ der. Aramızdaki fark çok açık. / Biz diyoruz ki: ‘Çıkarımız var, dayanışma içinde kuvvetliyiz. Bu dayanışmaya da büyük topluluklarda değil aşiretten/ocaktan başlayacağız. Kehfimizden başlayacağız. Yüz lojmanlı işyeri apartmanlarımızdan başlayacağız. Semt Kooperatiflerimiz 100 ortaklı olacak. Biz büyümeyeceğiz. Yenileri gelirse, sayımız artarsa, iki ve daha çok kooperatifler olacağız. Canlı gibi hücreler hâlinde çoğalacağız...’
Bu kişi de bağına, bahçesine, cennetine girince kendi kendine karar veriyor ve diyor ki: Benim şu kadar servetim var. Dünyanın bütün dolarlarına ben hâkimim veya bu dolarlara sahip olan kimse ile işbirliği içindeyim. Localarım var, kulüplerim var... / Varlıklı olan kimseler varlıklarını kaybetmeyeceklerini sanırlar...
Cumhurbaşkanımız metal yorgunluktan bahsetmektedir. Yorgun olan metaller ancak eritilerek yeniden dökülürse yenileşirler. Ak Parti kapanmalı ve yeni parti kurulmalıdır. Cumhurbaşkanı parti başkanı olmamalı, tam tersi Ak Parti’den başka yeni parti çıkarmalıdır.
Sermaye de büyük güce sahiptir ve bunun ilelebet süreceğini zannetmektedir...
İlkokul talebesi iken babamla tartışırdım; ‘Cumhuriyet hükümeti gençtir, yıkılmaz’ demiştim. ‘Sovyetler de gençtir, o halde onlar da yıkılmaz’ demişti. Sonlarının geleceklerini savundu. Dedikleri oldu. Sovyetler yıkıldı. Devletimiz de dinsizliği bıraktı. CHP saltanatı gitti.
Sermaye’nin ve bugünkü beşeri güçlerin de saltanatları sona erecektir...
Her topluluğun ve uygarlığın eceli vardır. Nasıl insan yaşlanır ve ölürse, topluluklar da böyledir. Bu husus Kur’an’da belirtilmiştir. İbni Haldun bunu savunmuştur. Emile Durkheim sosyolojisini buna göre kurmuştur. Marks’ın tarihi materyalizmi bu felsefeye dayanır. Biz de diyoruz ki: Merkezi yönetimlerin ömrü son bulmuştur. Yeni uygarlık oluşacak, bu uygarlıkta halkın hâkimiyeti olacaktır. Kur’an düzeni yeryüzüne hâkim olacaktır. Birinci Kur’an uygarlığı şartları hazırladı. İkinci Kur’an uygarlığı bu şartlar içinde var olacaktır.’
Önce Kehf Suresi 35. ayet meali: “Ve sürenin/saatin geleceğini de zannetmiyorum. Rabbime götürülsem bile orada bundan daha iyisini oluşmuş olarak bulacağım.”
‘Aynı şahıslar veya birinci zanda olanlar, bağlarının/bahçelerinin iç düzeninin bozulmayacağı, faizli sistemin devam edeceği, faiz ve savaşlarla sağlanan düzenin sürüp gideceği, sermayeye dayanan iktidarların kaybedilmeyeceği hususunu ileri sürmektedirler. Kâinatın sonunun olmadığı ve hep böyle kalacağı görüşündedirler. / İnsanın nominal ömrü yüz yıldır. Uygarlığın nominal ömrü bin yıldır. Bunların ecelleri gelir ve ölürler veya yıkılırlar. Bu iki şekilde olur. Biri, vücudun içindeki organlar iş göremez hale gelir ve insan ölür. Kanser böyledir. Damar tıkanıklığı böyledir. Diğeri ise dışarıdan gelen etkilerle vücut hayatını kaybeder. Yaralanma, zehir, açlık benzeri şeyler böyledir. / İşte, Sermaye ve siyaset sahipleri de bugün iki tehlike ile karşı karşıyadırlar. Kendi içinde iş yapamaz hale gelmektedirler. Dışarıdan yıkacak unsurlar ortaya çıkmaktadır... / Ak Partililer ise zaten Kur’an’ı sırtlarının arkasına atmakta veya merkeplerin taşıdığı gibi sadece yükünü çekmekte ama ondan yararlanmamaktadırlar... / Mal sahibi sosyalist veya kapitalist veyahut karmacı kendisini tartışmasız doğru yolda kabul, başkalarının yanlışlarını tespit ve iddia eder. Başkalarının yanlış yolda olduğunu göstermekle kendisini haklı yapar. Sosyalistlere bakın, kapitalistlere bakın, hep karşı tarafları kötülerler, kendilerini övme üzerinde durmazlar.
Müminler ise karşı tarafın kötülüklerini saymazlar, kendi iyiliklerinden de bahsetmezler. Müminler gelecekte ne yapacaklarının plan ve projesini ortaya sürerler ve çevrelerinden hak yolda yardım isterler...’ Ve’s-SELÂM…