TİKA’dan ARAKAN meselesine alternatif bakış!
Kurban Bayramı sonrası yazılarıma, “ADİL DÜNYA DÜZENİ yoksa ARAKAN var!” başlıklı yazı ile başlayıp en başta şunları yazdım: “Bayramda, bir yazar olarak, boş durmadım, her gün yazılar yazdım; hayalimde! Burma, Birmanya yani Myanmar’daki Arakan/Rakhine/Ruhingyalı Müslüman kardeşlerimiz ile ilgili nice yazılar yazdım; hayalimde: YAPMAMIZ GEREKENLER ile ilgili!”
O yazımı okumayan okuyucu, oradan başlayıp bu yazıya gelebilir; gelmeli…
Arakan’da akan kana, Kosovalı ve Bosnalı Reşat, yani geçen yüzyılda Avrupa’nın göbeğinde kanlarımız akmış biri olarak, az da olsa farklı bakabilen biriyim ve o zamandan beri bu konuda yazdığım yazılar derlense, bir değil birkaç kitap olur… Sadece bu Kurban Bayramı’nda hayalimde tasarladığım yazılar da en azından bir kitap olur… Ama yazsam ne olur; yazsam kim yayımlar; yayımlansa kim okur; okusa bile yapılması gerekeni kim yapar?!.
Geçen yazımda ve bayram öncesinde yazdığım yazılarda, Türkiye’den başlayarak, İİT (İslâm İşbirliği Teşkilatı; 57 ülke) ile devam edip BM’e kadar vardım; hatırlatmalar yaptım!
Bir de TİKA'mız var, 16 yıldır Türkiye’de tek başına iktidar olan bir partimiz var, İslâm âleminde itibarı olan Cumhurbaşkanımız var ve bu dönemde İİT dönem başkanı...
TİKA adına başkan Serdar Çam'ın “ARAKAN meselesine alternatif bakış!” başlığı altında, madde madde bir değerlendirmesi olmuş. Bu çalışmayı hatırlatan Ahmet Taşgetiren demiş ki; ‘Bence bu değerlendirme herkes tarafından dikkatlice tahlil edilmeli.’
Serdar Çam'ın 17 paragrafa sığdırdığı pek çok politikaya yön verecek ikazları şöyle: ‘1. Devlet işlerinde duygusallık, hamaset vb. ile değil akılla idare gerek. 2. Dünyanın öbür ucunda yaşanan meselelere katkı vermek için doğru kanallardan haber alabilmeli, buna göre meselenin çözümüne katkı vermeliyiz. 3. Yardım teşkilatları kısa dönemlik yardım dağıtım işlerini yapıp terki diyar ettiklerinde, oradaki mazlumlar onlarla yaşamaya devam etmekte. 4. Özellikle azınlık olan mazlumların yaşamaya mecbur oldukları ülkelerdeki çaresizlik içindeki konumları güçlendirilmeli; zayıflatılmamalı. 5. Sorumsuzca yapılan her haber ve etkinliğin, onları daha çok çıkmaza düşürebileceği unutmamalı. Vâkıf olmadığımız bölgeleri iyi çalışmalı... 6. Myanmar'daki Rohingyalıların meselesi bugünün değil; yıllardır süregelen acı bir tablo. Vatandaşlıkları olmayan dışlanmış, ezilmiş mazlumlar. 7. Arada sıkışmış kalmış bir azınlığın dramı. Çözmek için birikim, tecrübe ve devlet kapasitesi gerekiyor. Çıkmazları çok; çözüm yolları tıkalı. 8. Diasporanın dışarıdan abartılı ve yalan haber, foto vs. paylaşımları ile Myanmar'daki müslümanların dramı azalmaz, aksine katlanarak artar. 9. Geçtiğimiz Ramazan'da Rakain bölgesine girip 15000 aileye yardım yapma izni alabilen tek yabancı kuruluş TİKA olmuştu. Bu ayrıntı önemlidir. 10. Çoğu yardım kuruluşları Arakan için topladıkları yardımları oraya giremedikleri için Bangladeş'te dağıtıp dönüyor. Doğrular karışıyor. 11. Uzun yıllar militarizmin baskıları sonrası Myanmar'ın başına gelmiş yeni kadın lider Myanmar'ı darboğazdan çıkarmak - kalkındırmak istiyor. 12. Derin devlet her olumlu adımında elini zayıflatarak insanları birbirine kırdırıyor; doğal olarak en fazla müslümanlar katlediliyor. 13. Maalesef her yerdeki gibi, sözde "dini" terör gruplarının karakol baskınları polis katliamları vs. ile Müslümanlara yaftalar geçiriliyor. 14. Bu kargaşaların arkasında isimlerini vermeye gerek olmayan büyük devletlerin iştahlı çıkar çatışmaları yatıyor: ZENGİN DOĞALGAZ YATAKLARI. 15. İLGİNÇ BİR AYRINTI: Rohinyalıların da desteklediği BM çözüm paketini 24 Ağustos'ta Myanmar hükümeti açıklıyor; 25'inde 30 karakolda katliam oluyor. 16. Sosyal medyaya dikkat etmeli; acıma duygularımız istismar edilmemeli; sonra gerektiğinde tüketilmiş olmamalı. 17. SONUÇ: Myanmar'da pek çok devlet - çıkar grupları zengin petrol-doğalgaz yataklarının kontrolü için kavgalarına Rohinyalıları meze yapıyor.’
Ahmet Taşgetiren’in uyarısı şöyle: ‘Ben bir yazar olarak çok şey öğrendim bu açıklamadan. Bence devlet dilinin de, medya dilinin de, yardım kuruluşlarının dilinin de, İslam dünyasının mazlumiyetlerini ortadan kaldırma projelerinin de öğreneceği çok şey var.’
Benim bilahare hatırlatacaklarım -önceki yazıdaki gibi- bambaşka; bekleyin…