Refah Partisi (RP) Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Türkiye gazetesine yaptığı açık-lamada, "37 senedir bu memlekette adil bir düzen ku-rulması için çalışıyoruz. Türkiye`nin güçlü bir ülke ol-ması, sanayileşmesi için çabalıyoruz." dedi. İttihat ve Terakki Partisinin yahudi Emanuel Karasu tarafından Sultan II. Abdülhamit Han`ın yıkılması, milletin öz benliğinden koparılması için kurulduğunu belirten RP Genel Başkanı, "İttihat ve Terakki zihniyeti CHP ile devam etmiştir. CHP`nin içindeki fikriyat, millete biz şekil verelim olmuştur. CHP`nin uzun iktidar yıllarında şiddetli bir İslam düşmanlığı yatmaktadır.`` şeklinde konuştu. Emperyalizmin ve siyonizmin Türkiye`ye kendi demokrasisini kurdurtmadığını, başlattıkları sa-nayileşme hamlesinin engellendiğini, kendilerini en çok üzen olayın da ağır sanayi fabrikalarının satılıp yerlerine 5 yıldızlı oteller yapılması olduğunu, ifade eden Prof. Dr. Necmettin Erbakan, "Millî Görüş bütün dünyada akisler uyırırken ülkemizde kitlele-re anlatmakta zorluk çekmemiş hazin bir tecellidir." dedi. RP Genel Başkanı Erbakan, Türkiye gazetesi-nin sorularını söyle cevapladı:
Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN:
"Tek Parti Dönemi Din Düşmanlığı ile Doludur"
&9644; Efendim, bilim adamlığında sanayiciliğe oradan da politikaya geçtiniz. Bu plânlı bir hareket miydi yoksa şart-lar öyle gerektirdiği için mi böyle oldu?
ERBAKAN: Bu iş adım adlin olmuştur. Dinî sahadaki çalışmaların sonunda mutlaka insanlara faydası olması lâzım. Kendi ülkesinin insanlarına hizmet etmesi lazım. Biz Al-manya`da harpten sonra Leopar tank motorlarında araştırma başmühendisi olarak çalışırken Türkiye`de kullanılan en basit küçük sulama motorlarının bile yurtdışından getirildiğini bilmek bizi fevkalâde müteessir ediyordu. Nasıl oluyor da biz Al-manya`nın en ileri motorunu yapalım, fakat kendi ülkemizin tarlasını sulayacak motorlar Almanya`da imal edilsin. Bu olmaz... Biz vatanımıza, milletimize hizmet edecek isek, kendi motorumuzu kendimiz yapmalıyız kanaatine o zaman vardık." Ancak motor imalâtı sadece bilgiyle olmaz, sermaye ister. Biz , bu sermayeyi 200`e yakın inançlı insan topladık. Fabrika hakikaten millî görüşlü bir fabrika oldu. O tarihte topladığımız bu sermaye bugüne göre astronomik bir rakamdır. Böylece Türkiye`nin en büyük makina fabrikasını 4 yıl gibi kısa süre içinde kurup işlettik.
Gümüş Motor Fabrikası`nın Kuruluşu
&9644; Fakat Hocam o teşebbüs akım kalmadı mı? Zanne-dersem sonunda büyük zararlara uğranıldı?
Muhterem kardeşim, Gümüş Motor Fabrikası`nda 1960 yılında bütün parçalan yerli olmak üzere ilk Türk motoru imal edildi. Bugün bile bu motorlar (şimdiki adı ile Pancar Motor) ülkemizin o sahadaki ihtiyacını tamamiyle karşılıyor. Hatta sadece Türkiye`nin değil Irak`ın, Pakistan`ın da ihtiyacına cevap veriyor. Şimdi de Azerbaycan`da motor imalât fabrikası kuruluyor. Ve bizim zamanımızdan beri de tek bir civatası bile değiştirilmeden devam ediyor. Ama biz niye sürdüremedik? Bir defa biz bu motorları yaptıktan sonra büyük dampingle kar-şılaştık. O güne kadar motor imal eden kimseler, biz fabrikayı kurunca "Amman bu fabrika malını satamasın, biz yine ithalatı-mızı yapalım." dediler. 6700 liraya sattıkları motorların fiyatını biz imalata geçince 6200’e, sonra 5200 TL`ye, sonra 4700’e ve nihayet 2700 liraya indirdiler. 2700’e indiklerinde bizim bu mo-torları satmamıza katiyyen imkân yoktu. Bu damping karşısın-da motorlarımızı satamadık. Halbuki yerli imalatın ithalata karşı korunması lazımdı. Bunu Odalar Birliği yapmalıydı, ithal kotalarını düzenleyen Odalar Birliği Sanayi Dairesine bu sebeple başkan olduk. Sadece bizim motorlar değil, bütün başarılı yerli imalâtımız, ithalat ile kösteklenmesin diye uğraş-tık. Ancak bizim aldığımız kararlan Odalar Birliği Genel Sek-reterliği değiştiriyor, yine ithalatı koruyordu. Bunun üzerine TOBB`ne genel sekreter olduk. Bu sefer idare heyeti yine ka-rarlarımızı değiştirmeye başladı. Arkadan TOBB`ne başkan olduk ve bütün idare heyetini millî sanayiyi koruyacak insan-lardan seçtik. Ama bu sefer de iktidardaki Demirci, kotaların hazırlanma yetkisini biz başkan olunca Odalar Birliği`nden aldı. Bunun üzerine artık yapılacak tek şey bu milletin hakkını siyasi sahada korumak idi. Önce Konya`dan bağımsız aday olduk ve ardından da Milli Nizam Partisi`ni kurduk.
&9644; Yani sanayi hamleniz ve yerli sanayiyi koruma gay-retleriniz engellendi diye nü siyasi mücadeleye girdiniz?
Hayır bu, bir geçiş değildir.. Bir genel inanış plânının bir ucundan başlamaktır, 1954’te Gümüş Motor Fabrikasının temelinin atılması ile başlayan millete hizmet yıllır. Biz 37 senedir aslında adil düzen ve Türkiye`nin güçlü ülke olması için çalışıyoruz, tik günden beri hep Türkiye`nin sanayileşme-sini ve adil düzenin bu memlekette yerleşmesini istiyoruz. Bizim adil düzen projemizin bir ucundan işe başlamaktır Gümüş Motor Fabrikası...
&9644; Ülkemizdeki kurulan partilerle ilgili enteresan tesbit-leriniz var. Kitle partilerini, fikir partilerini ve genel ola-rak çok partili siyasi sistemimizi nasıl değerlendiriyorsu-nuz?
Parti dendiği zaman kitle partisi falan olmaz. Partinin bir inancı olmalı, gayesi bulunmalı. Biz gayemiz olmasın, hep beraber çorba gibi toplanalım. Aklımıza ne gelirse yapalım. Böyle parti olmaz. Bakın İttihat ve terakki Partisi`ne... Bu milletin milli ilkelerini yıkmak için kurulmuş. Yahudi Emanuel Karasu tarafından Sultan II. Abdülhamit Han`a karşı kurulmuştur aslında. Belli Siyonist plânlan gerçekleştirmek için... Onun için milletin özbenliğine karşı bir hareket olmuş-tur. Bu hareket CHP ile devam etmiş. CHP’nin içerisindeki fikriyat "Millete biz şekil verelim." olmuştur, temsil etmek ye-rine biz milleti şekillendirelim zihniyeti ile CHP`nin uzun yıl-larında şiddetti bir İslam düşmanlığı yatmaktadır, işte millet çok partili hayata geçildiği zaman, bu din düşmanlığı tatbikatı-na reaksiyon olarak DP’yi kurdu. Daha sonra birçok partiler kuruldu. İttihat ve Terakki millete reaksiyon olarak kuruldu, bu partiler de reaksiyona reaksiyon olarak kuruluyor. Ancak Milli Nizam, MSP ve Refah Partileri başkadır. Bunlar millî görüşün partileridir. Yani milletin bin yıllık aslına dönüşüdür. Onun için bu bir aksiyondu. Onlar reaksiyonun reaksiyonu, biz ise bu işin aslıyız. Kaldı ki kitle mitle bunlar uydurma sözler-dir. Bunların hepsini bir torbaya doldurursanız sonunda hepsi-nin dünyadaki emperyalist nizamın oyuncağından ibaret olduk-larını görürsünüz. Hiçbirisinde emperyalist ve Siyonist sistemlere karşı yeni bir nizam fikri yoktur. Niye biz "Milli Nizam" adıyla ortaya çıktık? Çünkü sömürücü sistemin karşı-sında adil düzeni kurmak için ortaya çıkıyoruz. Her türlü taklit-çiliğin karşısındayız. Taklitçi partilere da karşıyız. Fikir partisi, kitle partisi tasnifi sunî bir tasniftir. Bununla oyalanmamak lâzımdır. Parti demek; inanç demektir, düzen demektir, nizam demektir.... Arkadaş sen hangi nizam için çalışıyorsun? Ben, ANAP’ın... Eee, faizci Siyonist sistem için çalışıyorum. Ben bilmem DYP’yim.. Ben de faizciyim, kapitalist nizam için çalı-şıyorum. İster kitle, ister fikir ol; hiçbirşey farketmez... Bugüne kadar kurulan partiler, -bizimkilerin dışında- adil düzen şuurun-da kurulmadılar. Belki iyi niyetle ama birbirlerine reaksiyon olarak kuruldular.
&9644; Efendim, siz başlangıçtan beri mi böyle düşünüyor-dunuz yoksa millî görüş sonradan mı oluştu?
Biz bugün hangi gaye için çalışıyorsak, 37 yıl önce de aynı gaye için yola çıktık. Gümüş Motor Fabrikası, adil düzen için kurulmuştur. Nitekim böyle olduğu herkes tarafın-dan biliniyordu. Gümüş Motor sadece bir fabrika değil, bir ide-olojik semboldü...
Niye AP`ye Müracaat Ettim
&9644; Fakat Hocam siz önce AP`ye adaylık için müracaat etmediniz mi? Oraya kabul edilmeyince, veto olunca ayrı bir parti kurmadınız mı?
Hayır, gerçek öyle değil... Ben AP’ye müracaat ettiğim-de neden ittifakla veto edildim? Çünkü AP’nin yapısını, tavrını göstermesini istiyordum. Odalar Birliği`nde ben AP zihniyeti ile mücadele ettim. Sonra da Adalet Partisi`ne adaylık için müracaat ettim. Niye?.. "Ey millet bunları görün" demek için... Odalar Birliği`nde yönetim baştan sona AP zihniyetiydi ve ben onlarla mücadele ettim.
&9644; Efendim şöyle bir hatıra var: "1969 yılının Kurban Bayramı`nda rahmetli Mehmet Emin Alpkan Beyin evinde sohbet edilirken sizin Sayın Demirel’i methettiğinizi ve O`nun yanında olmak lâzım geldiğini söylediğinizi" Sayın Aykut Edibali anlattı. Bu olay düşüncelerinizin zaman içinde değiştiğini göstermiyor mu?
Aziz kardeşim, ben Odalar Birliği`nde onlarla mücadele ettim. Binaenaleyh buyurduğunuz şey gerçeklere uymuyor. Bir hatıradır, eski bir hatıradır. Hatırlarda yanlış kalmış olabilir. Ben böyle bir şey hatırlamıyorum. Ancak ben hadiselerle ko-nuşurum. Bak biz; böyle bir motor fabrikası kurduk, bunun Türkiye`de yaşaması için ve ülkedeki bütün sanayinin gelişme-si için; dövizleri tamamen ithal mallara harcayan yanlış AP zihniyeti ile mücadele ettik. Bu AP`nin "milli görüş" sahibi olmadığını belgelemek, göstermek için de oraya müracaat ettik..
&9644; Veto olmasaydınız Adalet Partisi`nde siyasete devam edecek miydiniz?
O zaman, kabul edilseydik Adalet Partisi, Refah Partisi olurdu veya biz yine RP’yi kurardık. Cevabı verdim değil mi? Bu parti "Refah Partisi" olur diye korktukları için veto edil-dik. Onlar bizim ne olduğumuzu biliyorlar. Çünkü 40 yıllık mektep arkadaşınızdılar. Bizim adil düzen için çalıştığımızı ta mektep sıralarından biliyorlar.
Niye iktidar Olunamıyor?
&9644; Hocam 37 yıldır büyük bir mücadele içindesiniz. Pek çok seçim geçirdiniz. Niye tek başınıza iktidar olacak oy nisbetini alamıyorsunuz?
Bu şimdi konuşulmaz... Çünkü seçimlerde neticeler belli. Görüyorsunuz.. Son 20 beldedeki seçimlere ANAP parayla, devlet imkânlarıyla; RP de inançla girdi. Ne oldu? RP oyların yüzde 23.9`unu, DYP yüzde 21`ini aldı. SHP yüzde 12.5 oyda kaldı. Refah Partisi iktidarda değil. TV`de tek kelime söylenmi-yor. Bir kısım basın maksatlı olarak yazmıyor. Nasıl oluyor da RP en büyük parti ve başa oynuyor? Bu 20 beldenin tamamını seçim öncesinde ziyaret ettik. Buralarda bilesiniz ki iki parti mücadele etti. ANAP ile RP çekişti. ANAP para ile, devlet imkânlarıyla çalıştı. RP inanç ve imanla mücadele etti. Hazreti Peygamber Efendimizin idamı tebliğ ettiği ilk 20 yılda müslüman olanların sayısı 1400 kişi, vefatlarından önce veda haccında bu rakam 500 bine ulaştı, işte sosyal olayların karakteri bu-radadır. Eksponsiyelleri yavaş yavaş gelişir, bir yerde takla atar, sıçrama yapar. Şimdi RP de aynı olayı yaşıyor. TV`de ko-nuşulmuyor, gazeteler yazmıyor fakat Refah Partisi başa güre-şiyor. RP’yi tek başına iktidar yapmak için çalışıyoruz.
Dünyada Bush Türkiye`de Muş
&9644; Efendim biraz iyimser konuşmuyor musunuz? Muş`taki son seçimde aldığınız oy nisbetini Türkiye geneli-ne yaymak sıhhatli bir değerlendirme mi?
Bakın Türkiye son 40 yılda çok zaman kaybetmiştir. Türkiye`nin şimdi ihtiyacı adil düzendir, millî görüştür. Bütün dünya zaten burada gidiyor. Bütün dünyada şimdi yeni bir kutup teşekkül ediyor. Eskiden kapitalizm, komünizm, Siyo-nizm, emperyalizm vardı. Şimdi komünizm çöktü. Fakat em-peryalizm ve Siyonizm zulmüne devam ediyor. Buna karşı in-sanlık yeni bir kutup etrafında toplanmak ihtiyacındadır. Bu kutup RP’dir, milli görüştür. Muşta yüzde 57 nispetinde oy aldık. Yani dünyadaki kutuplardan birisi Muş olmuştur. Adil düzenin bayrağı ve kalesi olduğu için yeni bir kutup teşekkül etmiştir, işte yeni dünya bu. İki kutup var. Dünyada emperyalizmin temsilcisi Bush, Türkiye`de Muş... Bütün insanlık için adil düzene geçmekten başka çare yoktur. Kırk sene bu faizci kapitalist sistemin zulmünden, din düşmanlığından çok çektik. Tek çaredir Refah Partisi...
Hocam Türkiye`nin yüzde 99`u müslümır diye bir görüş var...
Doğrudur, öyledir de zaten...
&9644; Peki hocam yüzde 99`u müslüman olan bir ülkede siz niye yüzde 10`un altında rey alıyorsunuz? Bu bir tezat değil mi?
Tezat şudur. Millet müslüman olduğu halde, İslamiyet nedir bilmiyor. Mesele bu... Bu millete öğretim yeteri kadar ya-pılmamış. Millet ben müslümanım diyor ama nedir bilmiyor, ikincisi asıl bizi etkileyen koyu bir menfi propaga altında-yız, iletişim imkanımız yok Refah Farisi`ni millet tanımıyor. Gecekonduda oturan, kapıcı olarak çalışan eziliyor ama bilme-den kendini ezen faizci emperyalizme oy veriyor. Kendisine sa-adet getirecek RP’yi tanımıyor.
&9644; Efendim nüfusun yüzde 60`ını 24 yaşın altındakiler oluşturuyor. Bu genç insanlara partinizi nasıl tanıtacaksı-nız? Nasıl iletişim kuracaksınız?
İnançlı insanların çalışması ile... Çalışma, çalışma... Çalı-şıldıkça neticeler alınıyor. 29 Mayısta İzmir`de "Fetih ve Gençlik Günü" yaptık. O söylediğiniz 24 yaşın altında 100 bin genç oraya geldi. Bu memlekette adil düzen kurulması için bütün güçleriyle çalışmaya söz verdi. Bizin mitinglerimize katılanların yüzde 80`ini gençler oluşturuyor.
&9644; Siz kitle iletişim araçlarının -basının size karşı oldu-ğunu, RP`yi millete anlatamadığınızı söylüyorsunuz. Diğer taraftan da bir uyanıştan bahsediyorsunuz. Sizce bu uya-nış partinizin iktadara gelmesi için yeterli mi?
Elbette... Bir yan tahribat yapılıyor. Ama buna rağ-men millî görüş gençliği güçleniyor. Bu yeterli bir ivmedir. Ama erken, ama vaktinde ilk genel seçimde de patlama olacak. Hatta Demokrat Parti`nin patlamasından da öte bir patlama ya-pacak Refah Partisi...
&9644; Hocam affınıza sığınarak size yapılmış bazı ithamları sormak istiyorum.
Muhsin Batur da Millî Görüşü Benimsedi
Muhterem kardeşim madem ki itham diyor, inanmıyor-sunuz, öyleyse sormayın... Niye soruyorsunuz ki?
&9644; Efendim bir gazeteci olarak, cevabını sizin ağzınız-dan okuyucularımıza duyurmak için soruyorum. Milli Nizam Partisi`ni AP`yi böldürmek için size kurdurdukları söyleniyor. Muhsin Batur ile görüştüğünüz, Celal Bayar ile partinin kurulması yönünde temasta bulduğunuz iddia edi-liyor. Talat Aydemir`in ihtilal kabinesinde sizin Sanayi Bakanı olarak isminizin geçtiği belirtiliyor. Bu konularda...
Ne münasebet? Herkes aklına gelen birşey uydurur. Böyle bir kabine mi varmış? Bunlar senaryodur. Muhsin Batur hatıratında diyor ki: "Biz Milli Nizam Partisi`ni kapatmak için ihtilal yaptık." Batur şimdi şahsen dostumuzdur. Şimdi ama...
&9644; Efendim Muhsin Batur ile partiniz kurulurken görüştü-nüz mü?
Daha sonra görüştük. Batur ne zaman bize "Cumhurbaş-kanı adayıyım, bana oy verir misiniz?" diye geldi, ilk defa o zaman kendisiyle görüştük. Kendisine dedik ki, bizim şartları-mız vardır. Sizinle üç seans konuşacağız. Ondan sonra bizim söylediğimiz temel fikirlere inanıyor ve benimsiyorsanız bu-günkü şartlar altında size oy veririz dedik. Peki dedi Üç seans konuştuk Konuşmalarımızdan sonra Muhsin Batur şunları söy-ledi: "Hocam eğer milli görüş dediğiniz buysa ben Cumhurbaş-kanı seçileyim seçilmeyeyim, köy köy dolaşacağım. Bütün mil-lete kurtuluşun Milli Görüş`te olacağını Söyleyeceğim." Böyle dedi ve bunu bizim oyumuzu almak için de söylemedi. Kendisi mert yapılı bir insan. Dürüsttür, ikna olmuştur. Çünkü O da aynı ideallari beslemektedir. Zaten işin garibi de burası... Mese-la Milli Birlik Komitesi üyeleri bizim en yakın dostlarımızdır. Onlar bizim ideallerimizi aynen benimsemişlerdir. Gidin kendi-leriyle konuşun. Bu Türkiye`yi hangi parti kurtarır deyin? Göre-ceksiniz, Refah Partisi diyeceklerdir.
Milli Birlik Komitesi Üyeleriyle Fikir Ayrılığımız Yok
&9644; Efendim madem ki Muhsin Batur Paşa ikna oldu, niye sizin partiye girmiyor? Niye köy köy dolaşıp milli gö-rüşü anlatmıyor?
Kıymetli kardeşim, Muhsin Batur zannediyorsam şu a aktif politikaya girmeyi düşünmüyor. Ama İstanbul`da oturduğu için oradaki dostlarımız sık sık kendisini ziyaret ederler. Mesela Süleyman Arif Emre bunu sık sık yapar. Biz burada Milli Birlik Komitesi üyesi arkadaşlarımızla sık sık soh-bet ederiz. Hatta Belki önümüzdeki günlerde onların bir top-lantısına gideceğiz. Kendilerine adil düzen hakkında brifing vereceğiz. Zaten bizim temel problemimiz iletişim. Temas sağ-ladığımız zaman "Yahu bu bizim arayıp da bulamadığımız şey" diyorlar. İkna oluyorlar. Bunun sayısız misalleri var. Me-sela en son misalini vereyim. Rus Büyükelçisi Çernişev bizi ziyaretinden sonra şöyle konuştu: "Ben bütün partileri gezdim. Hiçbir partinin RP kadar disiplinli ve ne yapacağım bilir vazi-yette olduğunu görmedim." Almanya Parlamento Bakanı Von Hassel, Die Welt gazetesine yazdığı makalesinde aynen şöyle diyor. "Ey Avrupalılar size yalvarıyorum. Etmeyin, eyle-meyin... Türkiye`nin Ortak Pazar`a girmesini geciktirmeyin, İs-rail de girsin. Hatta İsrail ile Türkiye`yi daha yaklaştırın. Geç kalıyorsunuz. Bakın Türkiye`de Refah Partisi her geçen gün güçleniyor. Bundan sonra RP iktidar olacak. Haberiniz olsun. RP iktidarı demek; yeni bir Türkiye`nin kurulması demek değil, yeni bir dünyanın kurulması demektir. Siz hiç 60 milyonluk Türkiye`nin 15 milyarlık İslam alemine motor olarak adapte edildiğinde, nasıl bir dünyanın meydana geleceğini düşünebili-yor musunuz?" İşte Von Hassel`in makalesi. Kendisi Türkiye uzmanıdır.
Demirel ve Ecevit Nasipsiz
&9644; Hocam Madem ki siz temas ettiğiniz insanları kolay-lıkla ikna ediyorsunuz. Niye Sayın Demirel`i ve Sayın Ecevit`i ikna edemediniz? Üstelik her ikisiyle de uzun koalisyon dönemleriniz oldu ve sıkça temas imkanınız vardı...
Neyi kastettiğinizi anlayamadım Biz hükümette iken her iki lider de şunu söylediler. "Sadece MSP ne istedi ise kararlar öyle çıktı. Onların istediği oldu." bu ne demektir? Biz demek-tir? Biz demek ki kendilerine bütün faydalı, doğru şeyleri anlat-mışız; ikna etmişiz. Ancak bir insanın "Ben milli görüşçüyüm" demesi kolay bir iş değildir. Bu nasip meselesidir. Temenni ederiz ki bu nasibe ulaşırlar...
&9644; Hocam son bir soru daha sormak istiyorum. 37 yıllık mücadelenizde geriye baktığınızda hiç ``Keşke böyle yapmasaydım" dediğiniz oldu mu? Nefis muhasebesi yaparak şu şu hataları işlemişim dediğiniz oldu mu?
Çok şükür böyle birşey hatırlamıyorum. Allah`a şükürler olsun... Elden gelen gayretle çalışılmıştır. Herşeyin takdiri O`na aittir.
(Türkiye, 30 Haziran 1991