“Adil Ekonomik Düzen” böyle kurulacaktır
Kaldığımız yerden devam ediyoruz…“Cehd” düz ve sert yer demektir. Orasını işleyip verimli hâle getirmedeki zorluktan dolayı çabalama anlamına gelmiştir. / Toprak üzerindeki bitkiler Güneş’ten gelen ışık enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürürler. Toprağın verimli hâle gelmesi, bol ürün vermesi ve istediğimiz ürünü vermesi için onu işlememiz gerekmektedir, emek vermemiz gerekmektedir. Orasını işleriz ve tarla hâline getiririz ki ekip biçelim ve ürün elde edelim. Toprak bu şekilde verimli hâle getirildiği gibi insanlar da böyledir. Türkiye’de yaşayan insanlar bu şekilde ham imkânlardır. Biz kendi kendimizi işleyerek işe yarayan hâle gelmeliyiz. Toprağı biz işleriz. Eskiden meleklerin vahyi ile peygamberler bu işi yaparlardı. Şimdi ise biz kendi kendimizi yontup topluluk hâline gelmeliyiz. / Hazreti Peygamber nefisle mücahedeyi birinci, düşmanla mücahedeyi ikinci saymıştır.
Malları ile cihad yapmak demek, malları harcayıp bitirmek değildir; malların “Adil (Ekonomik) Düzen”e yönlendirilmesi demek, “Adil (Ekonomik) Düzen” işletmesini kurmak demektir.
Bugün yeryüzü “FAİZLİ SÖMÜRÜ SİSTEMİ” içindedir. İnsanlar başka insanları zarara sokarak kendileri kazanma çabasındadır. Kur’an diyor ki; İNSAN İÇİN EMEĞİNDEN BAŞKA BİR ŞEY YOKTUR. Oysa onlar “faiz” alarak “emeksiz kazanç” temin etmektedirler.
“ADİL (EKONOMİK) DÜZEN” demek, herkese çalışma imkânı sağlamak ve herkesin kendi emeği ile iş yapmasını oluşturmak demektir. Bugün “FAİZLİ İŞÇİLİK SİSTEMİ” vardır. İşçilik yerine “FAİZSİZ ORTAKLIK SİSTEMİ” getirilecektir. Bunun zorluğu şuradadır. İşçilik sisteminde işçi söyleneni yapar, böylece birlik sağlanır. Ortaklık sisteminde herkes kendi istediğini yapar. Bu takdirde birlik sağlanamadığı için üretim olmaz. Özgürlük içinde birliği sağlama bir “cehd/cihad” işidir. Kişiler birlik içinde özgür olacak, toplulukta özgürlük içinde birliği oluşturacaklardır. Herkesin kendi mülkü olacak, ancak bu mülk ortaklık içinde olacaktır. Öyle “sistem/düzen” kurmalıyız ki kişi her zaman ortaklığa katılabilsin ve her zaman ortaklıktan ayrılabilsin; katılarak birliği sağlasın, ayrılarak özgür olsun. / İzmir Akevler’de bunu sağlamaya çalıştık. Bu sayede yılda bir defa çalışmalarımızın hesabını yani muhasebesini yapabildik, yarım asırdır İzmir Kooperatiflerimiz yaşamaktadır. Şimdi ise “günlük muhasebeyi” yapmak istiyoruz. Bugün ortaklığa katılan yarın ayrılabilmeli, onun kâr ve zararı hesaplanabilmelidir. Bu nasıl olacaktır? Bu ancak “ADİL DÜZEN ORTAKLIKLARI” içinde sağlanabilmektedir; onun muhasebe programı üzerinde çalışıyoruz...
MAL VE CAN İLE CİHAD EDİLECEKTİR... / Herkes malıyla canıyla cihad etsin denmemiş de topluluğa genel olarak emredilmiştir. O halde kimi mal ile kimi de can ile cihad edecektir. Kimi zekât vermek için çalışacak ve “Adil Düzen işletmelerine” mal ile katılacak, kimi de ilim yapacak ve bu ilmiyle cihad yapacaktır. Bugün silahla ve savaş yoluyla “Adil (Ekonomik) Düzen” gelmez. Bugün önce Kur’an’ı bugünkü müsbet ilimlerle anlama cihadını vereceğiz, ondan sonra da bunlara malları ile katılanların da desteği ile araştırmacılar uygulama yapacaklardır. / Özgürlük içinde birliği sağlamak veya birlik içinde özgür olabilmenin sırrını bulmuştuk; kişi eğer kolayca ortak olabiliyorsa, kolayca ayrılabiliyorsa, kâr ve zararı günlük hesaplanabiliyorsa, mallarda özgürlük ile birlik sağlanabilecektir. / Nefisler için de aynı şey söz konusudur, hem birlik sağlayacak hem de özgür olacağız.
BU NASIL SAĞLANIR, BUNUN SIRRI NEDİR? / Bunun için de Kur’an’ın getirdiği metot vardır. Önce herkes kendi içtihadını yapacak ve kendi fıkhını oluşturacaktır. Kendi fıkhını kendisi oluşturduğu için özgürdür ama fıkhına göre hareket ettiği için de birlik sağlanmaktadır. Çünkü herkes içtihadını yaparken çıkar paralelliği içinde olacak şekilde içtihad yapar. Bu BİRİNCİ ADIMdır. / İKİNCİ ADIM ise sözleşmeler yapmaktır. Herkes sözleşme yapma ve sona erdirmede özgürdür ama sözleşmeyi sona erdirirken verdikleri zararı ödeme durumundadırlar. Sözleşme var oldukça artık o amirdir, herkes ona uyar. Böylece birlik içinde özgürlük mümkün olur. / ÜÇÜNCÜ ADIM; işler yürütülürken her işin bir sorumlusu olur, sorumlu ne derse yapılır. Orada tam itaat vardır. Bu yönüyle birlik sağlanmıştır ama herkes her zaman işten ayrılabilir, sorumlu da ayırabilir. Bu da özgürlüktür. Demek ki sözleşmede özgürlük ama işte uyumluluk esastır. Ayrılma özgürlüktür, katılma birliktir. / NİHAYET; çıkan ihtilaflar tarafların seçtiği HAKEMLERİN HÜKMÜ ile hükme bağlanır. Hakemleri tarafların seçmesi özgürlüktür. Hakemlerin kararlarına uymak birliktir.
İşte, MALLAR VE CANLAR İLE CİHAD BU DÜZENİ KURMAMIZDIR.
“ADİL (EKONOMİK) DÜZEN” BÖYLE KURULACAKTIR.’ (s.8-9)
“KUR’AN VE İLİM” 758. hafta seminerimizden aktarı-YORUM... Devamı var…)