Erbakan’ın “Adil Düzen”i insanlığı kurtaracaktır
Kur’an’da bazı yerlerde “dünya ve âhiret” birlikte zikredilmiştir. Dünya ayrı âhiret ayrı değildir. Âhiret dünyanın devamıdır. Dünya âhirete hazırlık dönemidir. Anne karnı dünya için ne ise âhiret için de dünya odur. Allah hiçbir şeyi oyun olarak yaptırmamakta ve emretmemektedir. Biz bir taraftan imtihan olunurken öbür taraftan da dünya işlerinde görevlerimiz vardır, onları ifa ediyoruz. İki yanımız vardır. Kendi çıkarımız vardır, âhireti kazanıyoruz. Kendi görevimiz vardır, insanlığa hizmet ediyoruz. / Uygarlıklar yavaş yavaş gelişir, sonra yavaş yavaş çökerler. Bu hüsrandır. Oysa darbeler birden olur, krizler birden olur, âfetler birden olur; kazanılanlar yangında heba olmuş gibi birden gider. /s.13)
Bize şimdi ne oyun oynamaktadırlar? / Ekonomi bakımından büyük krizler ortaya koymaktadırlar. / Siyasi bakımdan bizi birbirimize düşürmektedirler. / İktidar ve muhalefet diye bir şey icat etmişler, birbirimizle savaşıyoruz. / Evet, iktidar ve muhalefet vardır. Biri devleti yöneten meclistir, hükmettir; bu iktidardır. Muhalefet ise dağdaki eşkıyadır, devleti yıkmak için çalışanlardır. / Partiler ise birbirlerine muhalif olmazlar, partiler hayır içinde yarışırlar. Muhalif iktidarı düşürüp kendisi geçmek ister. Hayırda yarışan ise iktidardakinden daha iyi işler yapar. / Bugün yüzde 1 oy alan bir parti düşünün. 500 bin oyu vardır demektir. Bunlardan günde birer lira alsa, demek ki her gün yarım milyar sermayesi olacaktır demektir. Bir yüz dairelik lojmanlı işyeri apartmanı 20 milyon liraya mâl olmaktadır. Demek ki kırk günde bir lojmanlı işyeri apartmanını yapabilir. Bu apartman aynı zamanda işyeridir. Yüz aileyi buraya yerleştirebilir. Bu sayede “Adil (Ekonomik) Düzen” sistemini kurabilir. Şimdi ben bunu söyledim diye birileri birer lira toplamaya başlar ama dediğim gibi bir şey yapmazlar. / İşte, sömürü sermayesi bizi birbirimize küfrettirmekle vakit geçirtiyor. Başbakanımız siyasilere çatmaya doyamadı, şimdi de hocalara saldırmaktadır. Bu küfür sistemini bize hediye eden sömürü sermayesidir. Kavga ettirmek de yetmiyor, karşılıksız faizli para ile bizi sömürüyor, işlerimiz fesat içindedir, bundan dolayı krizler oluşuyor.
Sömürü sermayesi insanları en’âm yani hayvan yerine koyuyor, onları yönetmek istiyor; ama onlara bakmakla ve iyi yaşatmakla değil de birbirleri ile savaştırmak ve çatıştırmak suretiyle yönetmek istiyor. / Demek ki sömürü sermayesi sadece zalim değil aynı zamanda bilgisiz ve beceriksizdir. Bu sebepledir ki zulme dayanarak kazandıkları hubut etmiştir. Karşılıksız dolarlara sahip olmaya çalışıyor, kendi kendisini kandırıyor. Boş şeye sahip olsan ne olur, sahip olmasan ne olur.
Dünya ve âhireti kaybedenlerdir bunlar. / Dünya ve âhireti kazananlar vardır. / Âhireti kazananlar vardır. / Dünyayı kazananlar vardır. / Bunlar her ikisini kaybetmektedirler. Bu dünyadaki hâkimiyetlerini kaybedecekler, âhirette de cehennemde haşr olacaklardır.
Uygarlıklar gelişir, zirveye çıkar, sonra yaşlanıp gerilemeye başlar, çökmeye başlar. / Batı uygarlığı çökmeye başlamıştır. Yeni İslâm/Kur’an uygarlığı doğmaktadır. / Biz ne yapıyoruz? / Tarihi gelişmeleri anlatıyoruz. Tarih bir ırmak gibi akmaktadır. O akışın geçmişini alıyoruz, nehrin nereye gittiğini söylüyoruz. Akan suyu baraj yapıp durdursanız bile dolar ve su yine akmaya devam eder. Tarihte bazı ertelemeler mümkün olsa bile durdurulamaz, akış devam eder. (s.14; KUR’AN VE İLİM, 752. hafta seminerimizdeki tevafukları aktarı-yorum…)
Artık zarar etmeye başlamışlardır, birkaç asır içinde eriyip gideceklerdir. / Bugünkü Batı uygarlığı sanayide büyük hamle yapmıştır, insanlığı Ay’a kadar götürmüştür, ne var ki saadet ve huzur getirmemiştir. Beş yüz sene kanlı savaşlarla geçti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları insanlığı kasıp kavurdu. / Bugün de her tarafta krizler, açlıklar, isyanlar ve savaşlar devam ediyor. Kilise çökertilmiş, medreseler kapatılmıştır. Sermaye elde ettiği maddî imkânları da kaybetmek üzeredir. Karşılıksız faizli para çöktüğü zaman tüm varlıkları sona erecektir. / Erbakan’ın anlattığı “Adil (Ekonomik) Düzen” bu çıkmazları ve karanlıkları giderip dünyayı aydınlığa götürecek ve insanlığı kurtaracak düzendir. “Adil Düzen”de birbirleriyle kavga eden partiler değil, hayırda yarışan partiler olacaktır. “Karşılıksız sahte para” yerine, “emek karşılığında çıkarılan karşılıklı para” ile dünya ekonomisi oluşacak ve dünya saadete kavuşacaktır. (s.15)