“Adil Düzen” budur, “Adil Ekonomik Düzen” budur
Yeni fıkha ihtiyaç var… Araştırmalara Kur’an’la başlıyoruz… Biz 1960’larda İslâm düzeninin geleceğini yazmıştık… Bugün “Adil (Ekonomik) Düzen” sadece ülkemizde değil dünyada ele alınmıştır; demek ki biz ileriyi görüyoruz... Üçte iki ekseriyetle iktidar olacağız…
‘Bugün yeryüzü tek köy gibi olmuştur. Dünya nüfusu on milyara yaklaşmaktadır. Birlikte olma imkânları ortaya çıkmıştır. Ulaşım ve haberleşeme mesafeleri yüzlerce defa kısalmıştır. İnsanlığın bilgisi birleşmeye çok müsait hâle gelmiştir.
Bir köy kadar birbirlerine yakın olan ama kişi olarak çok fazla çoğalan insanların yani çağımız dünyasının beşbin senelik tarım dönemi hukukuyla yönetilmesi mümkün değildir. Yeni fıkha ihtiyaç vardır. Bunu da müsbet ilmin metotları ile öğrenebiliriz diyoruz.
Müsbet ilim nedir, nasıl elde edilir?
Deney ve gözetimleri veri olarak toplayıp düşünmekle elde edilir.
Veri nedir?
Mevcut olanları tesbittir.
Bugün yeryüzünde dört büyük uygarlık vardır; İslâm, Batı, Çin ve Hint uygarlıkları vardır. Bu uygarlıklar öğrenilecektir.
Biz bu araştırmalara Kur’an’la başlıyoruz. Birincisi bizim atalarımızın uygarlığıdır. Kendimizi öğrenmek elbette öncelikli bir iştir. Elimizde eksiksiz kaynaklar vardır. Uygarlığın kuruluşundan bugüne kadar tarihi olan başlangıcı yazılı olarak tesbit edilen başka uygarlık yoktur. Kur’an’ın yazılmasına ilk vahiyle başlanmıştır. “Kalemle öğretti” emri alınmış ve yazılmaya başlanmıştır. Nüzulünden itibaren henüz çeyrek asır geçmemişti ki Kur’an kitap hâline getirildi ve çoğaltıldı. O zaman yazılan nüshalar hâlen elimizdedir.
Yalnız metin değil o günkü dil (Kur’an Arapçası) de bugün yazılı olarak tesbit edilmiştir. Kur’an dışında bu şekilde diliyle tesbit edilmiş başka bir kitap yoktur.
Sonuç olarak bu uygarlık son uygarlıktır, bize en çok etkili olan uygarlıktır.
İşte “ADİL DÜZEN” budur, “ADİL EKONOMİK DÜZEN” budur.
‘III. binyıl yeni uygarlık getirecek, insanlık aydınlığa kavuşacak, zulüm bitecektir’ diyoruz. Biz bunu bekliyoruz... Siz ne bekliyorsunuz?!.
Bizim unutulup gideceğimizi ve “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”den artık bahsedilmeyeceğini söylüyorsunuz. Şimdi bekleyelim bakalım kim haklı çıkacaktır.
Evet, bizim 1960’larda başladığımız bu yolculukta dünyada neler oldu?
a) Batı’nın sömürgeci düzeni yıkıldı, Avrupa artık dünyayı siyasi bakımdan sömüremiyor. Dünya devletleri bağımsızlığa kavuştu. Dünyada merkezi yönetim sona erdi.
b) Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri (SSCB) yıkıldı. Sosyalizm ateizmden vazgeçti. Ateizm yıkıldı.
c) İnsanlık dinlerin iflas edeceğini sanmıştı ama gerek İslâm gerekse Hıristiyan âleminde dinler yeniden canlanmaya başladı.
d) Sermaye dünyanın tek hâkimi iken, Obama, Putin, Erdoğan üçlüsü ulusal devletleri temsil edip savaş hâline gelmişlerdir. Sömürücü faizli sermayenin sonu gelmektedir.
Bunların hiçbirisi 1960’larda düşünülemiyor, akla bile gelmiyordu. Biz ise o zaman yazdığımız kitapta “Sovyetlerin (SSCB) liberalizme geçeceğini, Amerika’nın (ABD) sosyalizme geçeceğini yazmış, sonra da İslâm düzeninin geleceğini” yazmıştık.
O zaman “ADİL DÜZEN” diye bir kavram yoktu. Bugün ise “ADİL DÜZEN” sadece ülkemizde değil dünyada ele alınmıştır. Demek ki biz ileriyi görüyoruz.
O günkü gücüne bakarak yakın arkadaşlarımız onun yanında yer aldılar ama sonu ne oldu; bugün S. Demirel %5 kadar oyunu CHP’ye teslim etti, şimdi sokağında oturmaktadır!
Bugün bizi değil de AK Parti’yi tutanların da yarın oylarının %5’i CHP’ye gidecek, kalanı bizim olacaktır. Üçte iki ekseriyetle iktidar olacağız. Çünkü MHP de yanımızda yer alacak, BDP de yanımızda yer alacaktır. Halk Partisi (CHP) için ise tahminde bulunamayız.’ (s.14,15; KUR’AN VE İLİM, 746. hafta seminer notlarından.)