Yine, yeniden, 2021 de reformlar yılı olacak! - 2
Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen gün, uzunca bir konuşmasında, “İnşallah 2021 yılı, milletimize söz verdiğimiz gibi demokratik ve ekonomik reformlar yılı olacaktır” dedi.
“Reform, yeni reformlar, yeni uygarlık ve …” genel başlıklı bir yazı serisi (19 yazı) yazdık; “Ekonomik problemler ve İslami çözümler…” yazı serimizden (8 yazı) önce…
Biz de bu yazı serimizde “reform, yeni reformlar, yeni uygarlık…” ve “ıslahat, ıslahatlar, Tanzimat, Tanzimatlar, inkılap…” vs. dedik; bugün de demeye devam edelim…
Böyle başlamış ve en sonunda ne demiştik?
Genel olarak teşhislerimiz böyle; gelecek yazıda tedavi reçetelerini de yazalım…
Evet…
Bugün de tedavi yani çare ve çözüm reçetelerimizi yazalım.
Tedavi için yapmamız gerek çok basit, çok sade ve çok açıktır.
Ekonomide...
Hem karşılığı olmayan hem de faize dayalı para sisteminden vazgeçilecek ve hem karşılığı olan hem de emeğe dayalı para sistemine geçilecek...
Yönetimde…
Hâkimlik sistemi yerine “hakemlik sistemi” getirilecek... (Bu konuyu bu köşede defalarca yazdığım için bu sefer bu kadarla yetiniyorum.)
Bu kadar!
“Bu kadar!” dememin derin sebepleri var, anlayan anladı!
Anladığı halde hala anlamamazlıktan gelenleri Allah’a havale ediyorum…
Sermaye yani “küresel sömürü sermayesi” ve onun yandaşları başta olmak üzere, bu çok basit, çok sade ve çok açık sistemi hiç kimse ağzına alamıyorlar!
Sermaye zannediyor ki; ben bunu söylemezsem ve söylettirmezsem yaşarım.
Oysa tam istihdam sağlandığı için Sermaye yıkılacak; biz yıkmayacağız.
Gemi delinmiştir, gemi eskimiştir, gemi su almaktadır; ba-ta-cak.
Biz gemiyi kurtarmakla uğraşmıyoruz, çünkü kurtuluşu yok.
Bunu da defalarca yazdığımız için bugünlük bu kadar!
BİZ, artık batmakta olan gemiden nasıl kurtulacağımızı düşünüyor, çare ve çözümler üretiyoruz. Sermaye’nin oluşturduğu, artık batmakta olan ve en sonunda batacak olan sistem ömrünün sonuna geldi. Hep hatırlattığımız üzere; hayatımızın dinî-ilmî-iktisadî-idarî/siyasî alanlarında sorunlar var ve yine hep hatırlattığımız üzere, biz bu sorunlar bütününe “sosyal tufan” diyoruz. Biz işte bu tufana karşı kurtuluş, çare, çözüm, tedavi gemimizi inşa etmek için yarım yüzyıldır çalışıyoruz. Nuh Peygamber yüzlerce yıl nasıl çalıştıysa, bizler de aynen o şekilde sabır ve sebatla çalışıyor, bizi sahil-i selamete ulaştıracak olan gemimizi inşa ediyoruz...
-“Adil Düzen…”
-“Adil Ekonomik Düzen…”
-“Adil Düzen İnsanlık Anayasası…”
-“İSLAM DEVLET VE DÜNYA DÜZENİ…”
Ve daha nice çalışmalar ki bilenler biliyor; ‘bilenler bilmeyenlere hatırlatsın’ diyorum.
Mehmet Akif Ersoy’u ANMA ve dediklerini bu vesileyle hatırlama ayındayız ya; hem onu analım hem de bazı dediklerini hatırlayalım ve gereğini yapmayı ihmal etmeyelim…
“Dehşeti maziyi getir yâdına;
Kimse yetişmez yarın imdadına.
Merhametin yok diyelim nefsine;
Merhamet etmez misin evladına?”
"Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git! diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!"