FAİZSİZ YENİ BİR BANKA MODELİM
Süleyman Karagülle
1836 Okunma
FAİZSİZ KREDİLEŞME SİST.GEN. HİZMETLER-Dr.RemziFındıklı

 İKİNCİ OTURUM

Başkan : Prof. Dr. Vural Savaş

 

FAİZSİZ KREDİLEŞME SİSTEMİNDE GENEL HİZMETLER
Dr. Remzi FINDIKLI*
I — GİRİŞ
İktisat tarihine bakıldığında, insanların ilkel toplayıcılık, av¬cılık, çobanlık, çiftçilik ve işçilik gibi safhalardan geçerek günü¬müzde hakim olan «İŞÇİLİK» sistemi dönemine geçtikleri görül¬mektedir. Çağımızda gelişen teknolojiye uygun yeni bir toplum düzeni kurulmasında benimsenen temel ilke, «artık ücretliliğin kaldırılıp yerine çalışanların ortaklığı sisteminin getirilmesidir.» Kapitalist ülkelerde sermayedara, sosyalist ülkelerde de devlete hizmet eden, her zaman kendisinin dışında tesbit edilen amaç ve planlara göre çalışanların bu ücretlilik hali sürdükçe, toplumda iktisadî ve sosyal istikrarsızlıkların da süreceği kesindir. Bu yüz¬den üretim hayatında emek unsurunu teşkil eden işçilerin ücret¬lilik  durumuna son verilerek, çalıştıkları kuruluşlarda koopera¬tifler aracılığı ile ortak-işçi statüsüne kavuşturulması görüşü git-tikçe yaygınlık kazanmaktadır.
 Bir emek ortaklığı olan kooperatifler bu statü değişikliğini iki yöntemle gerçekleştirebileceklerdir:
A — Çalışanların Yönetime Katılması

Çalışanların yönetime katılması, onların ücretli statüsünden çıkartılıp ortak statüsüne sokulmaları ile mümkündür. Koopera¬tifçilik doktrini ise, bu sonuca en kolay yolla ulaşmak durumun¬dadır. Çünkü, kooperatiflerin üyelerinden oluşan kooperatif yö¬netim kurullarında aynı zamanda işçilerin de temsil edilmesi, ser¬maye temsilcilerinin öteden beri süregelen yönetimdeki üstünlük¬lerine son verecek, yönetim, ortak işçilerin eline geçecek veya yö¬netimde de işçiler aktif rol oynayacaklardır.
          B — Çalışanların Kâra Katılması

         İşçiyi ücretli durumundan çıkartıp «ortak» durumuna getir¬menin ikinci yolu ise, işçilerin kâra katılmalarını sağlamaktır. Ça¬lıştıkları işyerlerinin yönetim sorumluluklarına katılan işçilerin ücret ve kazanç konularındaki huzursuzluklarını önlemenin en önemli tedbiri, onların çalıştıkları işyerlerinin kâr ve zararına ka¬tılmalarını sağlamaktır.
         İşte faizsiz kredileşme sistemi, işçileri ücretlilikten kurtarıp onları «ortak statüsüne» kavuşturmayı amaçlamaktadır. Bilindiği gibi işçilik, faizli sistemin bir ürünüdür. İşçiyi bir madde gibi ka¬bul eden faizli sistemin ortaya çıkardığı sorunları çözümlemek amacıyla batı ülkelerinde özellikle İngiltere'de «Sınaî İşçi Ortak¬lıkları» adıyla işçi yönetimli ortaklıklar kurulmaktadır ki, bunla¬rın sayısı beş yüzün üzerindedir. Faizsiz kredileşme sisteminde bu husus, çalışma ve yaşamada birbirleriyle anlaşabilecek olanları dayanışma ortaklıkları veya kooperatifler şeklinde teşkilatlandı¬rılarak gerçekleştirilecektir. Esasen ortaklık (*), İslâmiyet'te vardır ve teşvik edilmiştir. Getirilmeye çalışılan sistemde genel hiz¬metler de «ortaklıklarla» yürütülecektir. Bu çalışmamızda faizsiz sistemde genel hizmetler, bu hizmetlerin yürütülmesi, hizmeti gö¬renlerin ücretleri, genel hizmetlerin karşılığı üzerinde kısaca du¬rulacaktır.
II — GENEL HİZMETLERİN TANIMI VE NİTELİKLERİ
Maliye kitaplarında genel hizmetler, kamu hizmeti, amme hiz¬meti, kollektif hizmet, sosyal hizmet ve ortak hizmetler şeklinde ifade edilmektedir. Kısa bir anlatımla biz genel hizmetleri kâr ama¬cı taşımayan, bir fiyat karşılığı satılmayan, toplumun müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılan ortak hizmetler şeklinde tanımlayabiliriz. Hizmetler ortak olunca, masraflarının da ortakla¬şa karşılanması gerekir.
Bilindiği gibi genel hizmetler toplumun bütün fertlerine ayrı ayrı tatmin sağlamaz. Bu hizmetler toplum tarafından kollektif olarak tüketilir ve fertlere sağladığı fayda toplam faydadan ayrı düşünülmez. Üretildikleri anda toplumdaki fertler bu hizmetler¬den yararlanmış olurlar. Sözgelimi savunma hizmetleri, sağlık hiz¬metleri ve eğitim hizmetlerinden herkes eşit şekilde yararlanabilir. O halde bu hizmetlerin dört tipik özelliğinden sözedilebilir. Bun¬lar; pazarlanamama, fiyatlandırılamama, fiyat ödemeyenleri ya¬rarlandırmadan men edememe ve kullanımda tüketicilerin birbirine rakip olmamalarıdır.
Günümüzün uzmanlaşan dünyasında işletmelerin ihtiyaç duy-dukları bütün hizmetleri tek başlarına karşılamaları mümkün de¬ğildir. Hatta devlet bile bazı kamu hizmetlerini yerine getirebil¬mek için halkın yardımına başvurmaktadır. Nitekim bir genel hiz¬met olan eğitimde «kendi okulunu kendin yap» kampanyası baş¬latılmıştır. Bunun  gibi işletmelerin de genel hizmetlerini yürüt¬mek üzere dayanışma ortaklıkları kurmaları gerekmektedir. Her ne kadar büyük işletmeler genel hizmetlerini kendi imkanlarıyla karşılamakta ise de küçük işletmelerin ortaklık dışında bunu karşı¬laması mümkün değildir. Bunun yanında genel hizmetleri tek ba¬şına karşılama gücüne sahip olan büyük işletmeler zamanla te¬kelleşmeye giderken küçük işletmeler yok olma tehlikesiyle karşı¬laşmaktadır. Küçük işletmelerin bir toplumda cılız kalması veya yok olması durumunda rekabet ortadan kalkacağı için toplumda sosyal patlamalar ortaya çıkabilir. Ekonomide dengeler bozulur.Genellikle toplumda kamu hizmetlerini devlet, belediyeler, il özel idareleri, vakıf ve gönüllü kuruluşlar sağlamaya çalışmakta¬dır. Ama zaman zaman hizmetlerde aksamalar, hatalar olmakta ve pahalıya mal olmaktadır. Başta altyapı olmak üzere bazı genel hizmetlerin ortaklıklar şeklinde kooperatifvari kuruluşlarca yapıl¬ması hem hizmetlerde sürat, hem de ucuzluk sağlayacaktır. Bu cümleden olarak, sözü edilen faizsiz kredileşme sisteminde genel hizmetler ortaklıklar şeklinde yerine getirilecektir. Esasen banka kurmak bir anlamda genel hizmetleri kurmaktır. Banka bir işlet¬me olduğuna göre onun da genel hizmetlere ihtiyacı vardır. Ban¬ka, bu genel hizmetleri ya kendisi yapacak veya bu hizmetleri yapmak üzere kooperatifler şeklinde ortaklıklara yaptıracaktır.
Bir ülkenin iktisadî gücü, ülke çıkarları doğrultusunda çalı¬şan başarılı iktisadî kuruluşlara sahip olmasıyla ölçülür. Ülkede¬ki iktisadî kuruluşlar, sosyo-ekonomik yapıya uygun ve kamu ih¬tiyaçlarının karşılanmasına yaptıkları hizmetlere göre değer ka¬zanırlar. Bu kuruluşlardan biri de bankalardır. Ancak, faizle ça¬lışan bankalar madde ile mânâyı birbirinden ayırmış, insanlarda¬ki yardımlaşma duygusunu yok etmiş ve katı bir kazanç sistemi getirmiştir. Faizsiz kredileşme sisteminde insanın benliği ve ih¬tirasları bir realite olarak kabul edilmekle birlikte sınırlandırılmaya çalışılmış ve hizmet vakıfları yoluyla kamu yararına yönlen¬dirilmeye gayret edilmiştir.
Genel hizmetler toplum halinde yaşamanın bir sonucu ola¬rak doğmakta, hızlı nüfus artışı, sanayileşme ve şehirleşmeye pa¬ralel olarak bu hizmetlere duyulan ihtiyaç da artmaktadır. Ka¬mu hizmetleri diye nitelendirilen bu hizmetlerin bir merkezden ve ücretli kimselerce yürütülmesi beklenen yararı sağlayamamakta¬dır. Osmanlı döneminde olduğu gibi bu hizmetlerin vakıf veya dayanışma ortaklıkları ile karşılanması yararlı olabilir. Bilindi¬ği gibi öteden beri ülkemizde çeşmeler, camiler, hastaneler, kervan¬saraylar, aşevleri, kütüphaneler ve kimsesiz çocuklara bakmak ve okutmak üzere yapılan hizmetler vakıf kuruluşlarınca karşılan¬mıştır.Konumuz açısından genel hizmetlerin başında «kredi ve ke¬falet» hizmetleri gelmektedir. Esasen bankalar birer kredi ve kefalet müesseseleridir. Banka, kredi; kredi, teminattır. Teminatın kaynağı devlettir. Banka sadece nakit işlemleri yapmaz aynı za¬manda kendisine bağlı kuruluşlara kefalet ve teminat verir. Kredi, aynı zamanda güven demektir. Faizsiz kredileşmede önemli olan kişilerin birbirlerine güvenmeleri ve itimat etmeleridir. Esasen pa¬ra da teminattan başka bir şey değildir. Onun için genel hizmet¬lerin başında gelmektedir. Faizsiz banka işte bu önemli görevi yük¬lenen bir vakıf kuruluştur. Banka, bu genel hizmetini kendine bağ¬lı teşebbüslere yapacaktır. Günümüzde küçük işletmelerin finans¬man sıkıntısı çekmelerinin sebebi, bankalara karşı teminat gösterememeleri ve dolayısıyla yeterli ve ucuz kredi alamamalarıdır. Oy¬sa büyük işletmeler banka kredilerinden istedikleri şekilde yarar¬lanmaktadırlar.
Bilinen ilk bankalar «tapınaklar», ilk bankacılar da «rahip¬ler» dir. İnsanlar öteden beri tehlike ve sıkıntılara karşı hep din adamlarına koşmuş, onlara güvenmiş, kıymetli şeylerini onlara emanet etmiştir. Nitekim ilk defa Mezopotamya'da «Kızıl Tapı¬nak» rahipleri kendilerine emanet edilen kıymetli emanetleri mu¬hafaza etmiş, 2000 yıl boyunca mevduat ve kredi işlemleri yap¬mışlardır. Ancak, zamanla kredi işlemlerinin yoğunlaşması ve te¬feciliğin korkunç bir hal alması üzerine yine ilk defa Babil'de dev¬let faizciliğe müdahale etmek zorunda kalmıştır. Nitekim, Hammurabi Kanunları diye bilinen ilk kanunlarda faiz ve borç verme gibi iktisadî muamelelerle ilgili yaklaşık 150 kadar madde bu¬lunmaktadır.
Çağımızda insanlık faizciliğin ortaya çıkardığı olumsuz etki ve tesirlere karşı bir çıkar yol olarak «kredi ve kefalet kooperatif¬leri” şeklinde yardımlaşma ve dayanışma ortaklıkları kurmuşlar¬dır. İlk defa Almanya'da başlayan kredi ve kefalet kooperatifçi¬liği kısa zamanda büyük bir gelişme göstermiş ve bir çok ülkede benimsenmiştir. Ülkemizde öteden beri kredi ve kefalet ortaklıkla¬rı uygulanagelmiştir. Özellikle Ahi Birliklerinin bir kuruluşu olan «orta sandıkları», daha sonra «memleket sandıkları» adıyla uygulanagelen kefalet müesseseleri faizciliğe karşı bir kalkan olmuştur.
Günümüzde ise, şu anda sözünü etmekte olduğumuz faizsiz kredileşme sistemi ile faizin ortaya çıkardığı sosyo-ekonomik so¬runlara karşı konulmaya çalışılmaktadır.
Faizsiz kredileşme sisteminde yapılması düşünülen genel hiz¬metler 24 tanedir. Bunlar kısa başlıklar altında ifade edilecektir.
 GENEL HİZMETLER ŞEMASI


 
ALTINDA 24 AYAR VE GÜN 24 SAATTİR

Genel hizmetler, topluluğun esas yapısı içinde oluşmaktadır. Genel hizmetlerin bir kısmını vergi karşılığı olarak devlet yerine getirirken, bir kısmını da özel idareler, mahalli kuruluşlar, köy kuruluşları, vakıf ve bunun gibi kuruluşlar yerine getirmektedir. Teşebbüsler, genel hizmetlerini bir tüzel kişiye devredip bu tüzel kişi ile muhatap olacaklardır.
Genel hizmetler şu başlıklar altında tasnif edilebilir:
              1. Başkanlık Hizmetleri
Her topluluğun bir başı vardır. Esasen topluluk demek, bir başkan etrafında toplanmak demektir. Aynı şekilde, ümmet, bir imam( önder) etrafında toplanmış cemaat demektir. Genel hiz¬metlerin de bir başı olması gerekir. Başkan, topluluğu yönetir, toplantılara başkanlık eder, kararları uygular, görevliler arasın¬daki nizaları halleder, hizmetler arasındaki koordineyi sağlar. Topluluğu temsil yetkisi başkanındır.
              2. Temsilcilik Hizmetleri
Ortak işlerde bütün ortakların yönetime bizzat katılmaları mümkün olmadığından, işlerini temsilciler yoluyla yürütürler. Baş¬kan, ortaklarla teker teker görüşmek yerine onların temsilcileri ile müşavere yaparak icraatını yürütür. Temsilciler de temsil ettiği kişilerin görüş ve durumlarını başkana iletmekle görevlidirler. Bir başka deyişle müşavirdirler.
             3. Sorumluluk Hizmetleri (Teşebbüsler)
Ortak işlerin yürütülmesi için bir sorumluya, bir mesul ortağa ihtiyaç vardır. Teşkilatlanmak demek, işbölümü ve sorumlulukla¬rın paylaştırılması demektir. Bir işten sorumlu olan, aynı zaman¬da o işle ilgili yetkilere de sahiptir. Sorumlu kişilere müteşebbis de denir. Herkesin mesul olduğu yerde hiç kimse mesul değildir. Bu nedenle sorumlulukların tesbiti genel hizmetler tarafından ya¬pılmaktadır.
             4. Tescil Hizmetleri
Tescil hizmetleri kayıt işlemleri demektir. Toplulukların ha¬fızaları genellikle zayıf olduğundan ortaklık faaliyetlerinin mutlaka kayda geçirilmesi gerekir. İhtilaf durumlarında kayıtlar iyi bir belge olmaktadır. Kayıtların yapılmasında sorumluların beyanı esas alınır.
          5. Öğretim Hizmetleri
        Ortaklıklar, ortak bilgilerle yürütülür. Bu nedenle ortaklara ortaklık faaliyetleri ile ilgili bilgi verilmesi gerekir. Öğretme bilgi¬ye dayanır. Ortakların iyi yetiştirilebilmesi kendileri için genel bilgi verilmesi yararlıdır.
            6. Eğitim Hizmetleri

Ortak işlerde öğretme, yani nazari bilgiler yanında ortaklara uygulamalı bilgiler de verilmeli, yani işbaşında eğitilmelidir. Bu¬nun için ortakların devamlı olarak irşad edilmesi gerekir. Nüfusun kalitesinin yükseltilmesi, eğitilmesiyle mümkündür. Bunun sade¬ce devletin bir fonksiyonu değil, aynı zamanda vakıf, dernek gibi kuruluşlarca da üzerinde durulması gerekir. Kişiler eğitimle işleri¬ni daha iyi başarabilecekleri gibi ortaklığa olan görevlerini de iyi yapabilirler.
             7. Meslekî Eğitim Hizmetleri

      Meslekî eğitim, ahlakî eğitimdir. Teşebbüslerin başarılı ola¬bilmesi için, müteşebbislerin meslek ve sanatlarında maharetli ol¬maları, mesleklerini sevmeleri gerekir. Günümüzde işletmeler, yanlarında çalıştıracakları kimselerin eğitilmiş olmalarına bak¬makta, eğitilmiş kişileri işe almakta, eğitim işlerindeki sorumluluk devlete kalmaktadır. Meslekî eğitime büyük önem verilirken, ah¬lakî eğitime, meslekî disipline, iş ahlakına, dinî bilgilere, sağlam bir toplum yapısına ve çalışma hayatına sahip olabilmek için, meslekî eğitim yanında kişilere insanî ve ahlakî bilgiler verilme¬si gerekir ki, bunu vakıf kuruluşlar genel hizmet çerçevesinde ya¬pacaklardır. Tarihî bir esnaf-sanatkâr kuruluşumuz olan Ahi Bir¬liklerinde işe alınan gençlere Ahi zaviyelerinde «Fütüvvet Âdabı» denilen ahlakî eğitim veriliyordu. Birliğe alınan gençlere önce 124, sonra 740 madde halinde ahlakî kurallar öğretilirdi. Böylece ruh ve beden temizliği sağlanırdı. Ahilik, bir meslekî yardımlaş¬ma ve dayanışma kurumu idi.
             8. Bedenî Eğitim Hizmetleri
        Genel hizmetlerin bir kısmı ücret mukabili yaptırılırken, bir kısmının mutlaka bizzat yapılması gerekir. Sözgelimi sivil savun¬ma, afet, yangın saldırı gibi anî olaylara karşı halkın bilfiil ha¬zırlanması, yetiştirilmesi lâzımdır. Bunları kişinin tek başına yap¬ması mümkün olmadığından genel hizmetler içinde mütalaa edil¬mektedir.
             9. Haber Alma Hizmetleri
Haber alma hizmeti, muhabere hizmeti demektir. Borsa ve ajans haberlerini toplayıp ortaklara bildirmek gerekir. Çünkü teşebbüslerin üretim planlaması yapabilmeleri, piyasalardaki arz-talep miktarını bilmelerine bağlıdır. Ortak piyasada mevcut verile¬ri değerlendirerek üretimini tayin edecektir. Özellikle ihracatın ge¬lişme gösterdiği günümüzde bu konu önem kazanmaktadır.
             10. Tanıtma Hizmetleri
Tanıtma hizmetlerinin bir diğer adı tebliğ ve duyurma hiz¬metidir. Müteşebbis, alım-satımını yaptığı veya ürettiği malları müşterilerine duyurmalıdır. Günümüzde buna reklam denmekte¬dir. Alınan haberleri ortaklara duyurmak bir tebliğ hizmeti oldu¬ğundan bu hizmeti bağlı bulunduğu tüzel kişiler yaparlar.
              11.Depolama ve Nakliye Hizmetleri
Teşebbüsler yedek mal stoku bulundurmak ve bunu gereken yerlere nakletmek durumundadırlar. Müteşebbisin bunu tek ba¬şına yapması mümkün olmadığı gibi, ulaşım maliyetleri de yüksek olmaktadır. Bu nedenle, söz konusu hizmetin genel hizmetler için¬de sayılması gerekir.
             12. Banka ve Kredi Hizmetleri
Teşebbüslerin iş yapabilmeleri için para ve krediye ihtiyaç¬ları vardır. Bunu sağlayan müessese de bankadır. Toplulukların çalışabilmeleri kefalete, teminata bağlıdır. Faizsiz kredileşmenin temelinde yatan amaç, karşılıklı güven içinde ortaklara kefalet hizmeti sunmaktır. Banka bunu senet hizmetleri şeklinde yapa¬caktır. Senetler bahsinde ileride bu konu üzerinde durulacaktır.
         13. Arşiv ve Neşriyat Hizmetleri
Topluluk faaliyetlerinin yazılı belgelere tescili yeterli değil, aynı zamanda arşivlenmesi gerekir. Buna günümüzde basın-yayın hizmeti denmekte ve genel hizmetler arasında sayılmaktadır.
          14. Gösteri ve Sanat Hizmetleri
        Buna boş zamanları değerlendirme hizmetleri de denebilir. Kişilerin dinlenmeleri, boş zamanlarını değerlendirebilmeleri için sanat hizmetlerine ihtiyaçları vardır. Bunun sergi, sahne, galeri gibi yerlerde, sanat araçları ile birlikte temin edilmesi gerekir. Bu¬nu yapmak da genel hizmetlerdendir.

             15. Standardizasyon Hizmetleri
        Teşebbüslerin müstakil faaliyette bulunabilmeleri için işlerin standardize, formüle edilmesi şarttır. Bu durum küçük işletme¬lerin yurdun her tarafında çalışabilmesine imkan vermektedir. Standartlaşma hizmetleri aynı zamanda ürünlerin ne nitelikte, ka¬litede, hangi standartlarda üretileceğini gösterir ve bir nevi oto-kontroldür. Standartlama hizmetleri ile haksız rekabet ve üre¬timde hile yapma sorunlarının ortaya çıkmasına fırsat verilme¬mektedir. Ahi Birliklerinde bu konuya çok önem verilmiştir.

             16. Sosyal Hizmetler
      Toplulukların yalnız ekonomik çıkarlarını çözümlemek yet¬mez. Bunun yanında onların sosyal yönden kendilerini yetiştir¬meleri, manevî gelişme sağlamaları, topluluk faaliyetlerine katıl¬maları, müsabaka yapmaları gerekir. Toplulukların ma'şerî bir bir¬liğe ulaşabilmeleri için toplu hareketlerin yapılması yararlıdır. Toplu yapılan ibadetler, yardımlaşmalar, sosyal davranışlar, spor¬lar, sosyal hizmetler arasında sayılmaktadır. Bu nevi yarışma ve hizmetler genel hizmetler tarafından sağlanır.

17. Muhasebe ve Plânlama Hizmetleri
Toplu yapılan hizmetlerde birlik sağlanması ve kimin ne ya-pacağının belirlenmesi bir planlamayı gerektirir. Ayrıca alacak ve borçların belli bir muhasebede toplanması, topluluk faaliyet¬lerinin gidişatı, kâr ve zararın bilinmesi, topluluğun geleceği açı¬sından gereklidir. Böylece ortaklık daha sağlıklı bir faaliyet göste¬rebilir. Bunu yapacak olan genel hizmetlerdir.
             18. Sağlık Hizmetleri
Topluluk içinde yaşayan fertlerin sağlıklı olmaları, sağlıkla¬rının korunması, bir başka ifade ile sağlık ve sosyal yardım, bü¬yük bir bilgi birikimi ve tesislere ihtiyaç gösterir. Günümüzde bu¬nu fertlerin tek başlarına yapmaları mümkün değildir. Ancak ge¬nel hizmetler içinde vakıf yoluyla bu hizmetler sağlanabilir. Yi¬ne Ahi Birliklerinde ortakların hastaları iyileştirilir, tedavi edilir, sosyal yardımlar yapılırdı. Günümüzde sağlık konusunda bazı va¬kıf hizmetlerine şahit olunmaktadır.
            19. Bakım Hizmetleri
İnsanlar gibi araç ve tesislerin de bakıma ihtiyaçları vardır. Günümüzde buna «amortisman» bakımları ve masrafları olarak bakılmaktadır. Tesislerin bakım ve amortismanı için ortak tamir ve bakım atölyelerine ihtiyaç vardır ki, bunu genel hizmetler ya¬pacaktır.
          20 . Güvenlik Hizmetleri
       Savunma hizmetleri de diyebileceğimiz koruma hizmetleri, saldırılara karşı topluluğun korunmasını ifade eder. Saldırılara karşı hazırlıklı ve tedbirli olmak, topluluğun temel görevleri ara¬sındadır. Koruma hizmetinin bir adı da bekçiliktir. Toplulukta sa¬vunma hizmetlerini yerine getirmek yalnız savaşa katılmak an¬lamında değildir. Ordunun lojistik diye tabir edilen bazı ihtiyaç¬larının vakıflar yoluyla karşılanması da önemli bir savunma hizme¬ti olabilir.
Ahi teşkilatları, savaş zamanlarında kendi mensuplarından düzenlenen askerî güçlerle savaşa katılırlardı. Padişahın 10.000 ki¬şilik hassa ordusuyla Üsküdar'dan başlayıp Anadolu'ya geçmesi
ve sefer için daha Doğu Anadolu'ya varmadan bu ordunun 150.000 kişilik dev bir ordu olması boşuna değildir. Ahiler yalnız savaşa katılmaz, ordunun ikmalini de üstlenirlerdi.
             21. Yazışma ve Sekreterlik Hizmetleri
Mukavele veya anlaşma hizmetleri de adalet hizmetlerini kar-şılamaktadır. Topluluk içinde kararlar anlaşma yoluyla alınmak¬tadır. Bu kararların hazırlanması, anlaşmaların yapılması ve ya¬zıya geçirilmesi bir ihtisas işidir. Topluluklar anlaşmaya dayanır. Bu nedenle genel hizmetlerin bunu da yapması gerekir.
              22.Kalite Kontrol Hizmetleri
          Üretilen malların kaliteli ve standartlara uygun olarak yapıl¬dığını tesbit etmek üzere eksper veya uzman denen teknik birim¬lere ihtiyaç vardır. Bunu üreticinin tek basına yapması imkansız olduğu için genel hizmetlerce karşılanması gerekir.
            23. Tahkikat Hizmetleri
Topluluk içinde çıkacak olaylarda nizaların halledilmesi için delillerin toplanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bir ihtisas işi olduğundan genel hizmetlerden sayılmıştır.
             24. Hakemlik Hizmetleri
Toplulukta ortaya çıkan nizaların mahkemelere girmeksizin topluluk içinde çözümlenmesi için topluluk içinde hakemlerin se¬çilmesi gerekir. Hakemler topluluk içindeki nizaları tarafları an¬laştırmak suretiyle çözümlemeye çalışırlar. Bu da bir ihtisas işi¬dir ve genel hizmetlerdendir.
Böylece bir topluluğun ortak hizmetlerini karşılamak üzere 24 birim gerektiği ve bunların görevlerinin ne olduğu anlaşılmış bulunmaktadır. Ancak, bu hizmetleri kimlerin yapacağı ve ücret¬lerinin nasıl karşılanacağı ayrı bir konudur. Şimdi de bunları in¬celeyebiliriz.

III — GENEL HİZMETLERİN GÖRÜLMESİ
Yukarıda sayılan genel hizmetler, tüzel kişilerce, meslekî eh¬liyete sahip kişilerden oluşturulacak hizmet ortaklıkları tarafın¬dan görülecektir. Tüzel kişiler, hizmetlileri ortaklara tavsiye eder¬ken, aynı zamanda kefil olmaktadırlar. Böylece hizmetler temi¬natlı olmaktadır. Hizmetlerin teminatlı olması da otokontrolü ge¬rektirmektedir. Bunu da dayanışma ortaklıkları yapmaktadırlar.
        IV — GENEL HİZMETLİLERİN ÜCRETLERİ

Genel hizmetlerde ücretler, yapılan hizmet karşılığı değil, yüklenilen mesuliyet karşılığı olmalıdır. Sözgelimi, hakimler, çok davaya girdikleri için değil, nizaların çıkmasına mani oldukları için; askerler çok savaştıkları için değil, savaşa mani oldukları için ücret almalıdır. Böylece yeni bir ücret sistemi doğmuş olmak¬tadır. Buna göre, hizmetlilere ücretleri, kendilerini seçenler nispetinde verilecektir. Kendisini seçen ortaklar çoğaldıkça hizmetlinin ücreti de artacaktır. Kendisini seçenlerin sayısının artması ise, hizmetin iyi yapılmasıyla olur. Teşebbüslerden alınan genel hiz¬met payları, genel hizmeti yapanlar arasında yüklenilen mesuli¬yet oranında paylaştırılacaktır.
Herkes ehliyetine göre (yani usta, kalfa ve çırak) ücret ala¬caktır.
      V — GENEL HİZMETLERİN KARŞILIĞI

       Bilindiği gibi her toplumda fert veya topluluk halinde bir üretim yapılmakta, devlet de bundan vergi adı altında bir topluluk payı, bir başka ifade ile genel hizmet payı almaktadır. Vergi veya genel hizmet payı sadece onu verenlerin değil, tüm topluluğun or¬tak malı olmaktadır. İşte genel hizmetler, teşebbüslerin ödedik¬leri bu paylar karşılığı olup ayrı bir ücrete tabi değildir. Yani ge¬nel hizmetler ücretsizdir.
Genel hizmet payları üretimde elde edilen hasıladan bir oran olup, bunların tesbiti genel hizmeti yapan tüzel kişilerin anasözleşmelerinde yer alır ve değiştirilemez. Genel hizmet payı oranları için şunlar söylenebilir:
1-Madenler gibi sınırlı kaynakları kullanarak üretim yapan teşebbüslerden hasılanın 1/5'i genel hizmet payı olarak alınır. Ancak bunun istihsalinde alt yapı hizmetleri çok fazla ise, bu oran yükseltilebilir. Burada önemli olan, genel hizmet payının sadece üretimin bir safhasında alınması, diğer safhaların bundan muaf olmasıdır. İkinci önemli nokta, hangi safhada genel hizmet payı alınıyorsa, kredinin de o safhada verilmesidir.
2-Kaynaklar sınırlı olmakla birlikte, toprak gibi tükenme¬yen şeylerden yararlanılarak üretim yapılıyorsa, bu teşebbüsler hasılanın 1/10'nu genel hizmet payı (öşür) verirler. Bu paylar da sulama gibi altyapı hizmetlerinin az veya çokluğuna göre azaltı¬lıp çoğaltılabilir.
3-Ticarî faaliyetlerde bu pay, cironun l/40'ı olarak alınır. Buna ticaret yerinin kirası da dahildir.
4-İnşaatlarda genel hizmet payı arsadan alınır ve yapının 1/5 değerindedir. Bunlar yapı olarak değerlendirilir.
Böylece dört kalem halinde toplanan genel hizmet payları iki şekilde değerlendirilir. Bir kısmı o teşebbüslere genel hizmet gö¬türen hizmetliler arasında bölüştürülür. Hizmetliler arasındaki nisbet, teşebbüs mukavelesinde daha önceden belirtilir. Aynı hiz¬meti birden fazla kimseler görüyorsa, çalışma süresi ve meslekî dereceleri nisbetinde aralarında bölüşürler.
Genel hizmet paylarının diğer yarısı da bir fonda toplanır ve ortakların genel hizmetlerini yapanlara paylaştırılır. Bu pay¬laşma genel hizmeti görülen ortaklar sayısına göre bölüştürülür. Genel hizmetliyi seçme ortaklara ait olduğuna göre, hizmetliler or¬takların kendilerini seçen ortak nisbetinde ücret olarak pay ala¬caktır.
Hizmetliler, ehliyetli ve liyakatli olarak derecelere ayrılacak, fiilen hizmet görenler en azından ortak ehliyet derecesine sahip olacaklardır. Yüksek ehliyetliler de bunların müşavir ve yardımcı¬ları olacaklardır. Yüksek ehliyetliler, üstün ehliyetliye bağlanmak zorundadır.
Orta ehliyetliler elde ettikleri gelirin 1/5'ini bağlı oldukları
yüksek ehliyetlilere, yüksek ehliyetliler de gelirlerinin 1/5'ini üs¬tün ehliyetlilerle paylaşmak durumundadır. Böylece ücret-çıkar paralelliğine göre bir sistem içinde paylaştırma imkanı bulunmuş, or-taklara da genel hizmetler karşılıksız yapılmış olur
Faizsiz banka, sayılan bu genel hizmetlerin kefalet ve duyur¬ma kısmını yüklenmiştir. Genel hizmet gören tüzel kişilerden yukardaki esaslar dahilinde payını alacak ve kendi personeline aynı esasa göre dağıtacaktır.
Sonuç olarak denilebilir ki, faizsiz sistemde bankalar, tama¬men bir hizmetler manzumesi arz etmektedir.

         YARARLANILAN KAYNAKLAR
Süleyman Karagülle, Faizsiz Banka, İzmir, 1984.
Prof. Dr. Ahmet Neccar, İslâm Ekonomisine Giriş, (Çeviri), İstanbul, 1978.
İktisat ve Çalışma Hayatı, (Tebliğler) Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 1980.
Doç. Dr. özhan Uluatam, Kamu Maliyesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, Ankara, 1978.
Doç. Dr. Arif Nemli, Kamu Maliyesi, İktisat Fakültesi, İstanbul, 1980.
Karınca Kooperatif Dergisi Ahilik Özel Sayısı, Ekim 1985, Ankara.
Prof. Dr. Feridun Ergin, Kredi Sistemi, İktisat Fakültesi, İstanbul, 1975.
Mevdudî, Faiz, Hilâl Yayınlan, Ankara, 1977.
Prof. Dr. Kâmil Turan, Kooperatifçiliğin Sosyo-Politik Yapısı, Hilâl Yayınları, Ankara, 1979.
DİPNOTLAR:
*-yazar- 1951 yılında Kastamonu'da doğdu. İlk tahsilini bitirdikten sonra istan¬bul'a gitti, ve Orta öğrenimini tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinin Hariciye Bölümünden mezun olduktan sonra Ege Üniversitesi iktisat Fakültesine asistan olarak girdi.
Ankara Polis Akademisinde öğretim   elemanı olan Yard. Doç. Dr. Remzi Fındıklı, evli ve üç çocuk babasıdır.
(*)   Konumuz açısından bazı ortaklık şekilleri şunlardır:
İbaha ortaklığı : Kullanımı kamuya bırakılmış eşya ve mallardaki or¬taklık;
Mudaraba : Emek-sermaye ortaklığı; Ebdan : İşgücü ortaklığı;
Vücuh : Kredi ortaklığı,
Akit ortaklıkları : Mufavada, inan, mülkiyet vs.