Hayrettin Karaman, hkaraman@yenisafak.com.tr, 13 Mayıs 2010 Perşembe
Yoksulluk ve işsizlik
HK:Anayasa değişikliği, yargının direnişi, Ergenekon davası, daha çok demokrasi, skandallar... derken bazı önemli konular ve problemler ister istemez gözden, gönülden ve çözüm teşebbüslerinden uzak kalıyor, unutuluyor, erteleniyor. Halbuki mesela en önemlilerinden ikisi yoksulluk ve işsizlik problemleri olanca gerçekliği, acıları ve kahırlarıyla devam ediyor.
H.A: Anayasa değişikliği siyasi partilerin her %1’için atayacakları bilim adamları ile yapılmalı. Ergenekon davası tekel sermayesinin Türkiye’de orduyu yıpratmak orduyu kullanamaması ve şimdiye kadar kurduğu oyunlarda başarısız olması, planlarının başarısız olması nedeniyle oynadığı ikinci oyundur. İktidarla ordu ve halkla ordunun arasını açarak hem halkı hem de orduyu dize getirmeye çalışmaktadır. Eğer hükümete bunu yaptırtamazsa iktidara benzer oyunlar oynayarak iktidara dönecek ve onu süründürmeye başlayacaktır. Gerçek demokrasi olan halk iktidarı bunları çözecektir. Bunun ilk yolu işsizliğe, yoksulluğa çare bulmaktır. Halkı namerde muhtaç etmemektir.
H.K:Demokrasi ve hukuk devleti için çalışılıyor, ama en önemli insan hakkı hayat ve insanca yaşama hakkıdır; bu konuda önemli bir gelişme sağlanamıyor. Hem terör ve cinayetler doğrudan hayat hakkını tehdit ediyor, hem de yoksulluk ve işsizlik, bunlara maruz kalanları ölümle hayat arasındaki bir kritik çizgide tutuyor, ölümü tercih edenler oluyor, etmeyenler de yaşamıyor, yaşar gibi yapıyor ve sürünüyorlar.
H.A:Türkiye’de Bucak modeli demokrasi anlayışına geçilmeden demokrasi sorunu çözülemez. Hukuk devleti tarafların seçeceği hakemler ve hakemlerin seçeceği başhakeme dayalı demokratik yargı sistemi getirilmedikçe hukuk sorunları hakkıyla çözülemez. Terörün bitmesi için yönetimde Bucak modeline dayalı yeniden yapılanma, hukukta hakemlere dayalı yargı reformu, basında yazarların özgür olduğu ve sermayeye mahkum olmadığı özgür basın, iş isteyene kredinin verildiği emek kredisi ile işsizliğin çözülmesi, seçim barajının en azından %5’e çekildiği bir siyasi yapılanma gereklidir. Terör yapıyorlar diye bazı kesimlere özgürlük yerine herkese (hatta terör yapmayanlara daha fazla) özgürlük yöntemi ile çözüm bulmak gerekir.
H.K:İlâhî olsun beşerî olsun hiçbir din, felsefe ve sistem insanların acı çekmelerine, ciddi mahrumiyetler içinde bocalamalarına, bu yüzden manevi değerlerini kaybetme noktasına gelmelerine olağan bakamaz, razı olamaz, göz yumamaz, ilgisiz kalamaz...
H.A:Hiç kimse kötülük istemez ama çoğu kimse de bunun çözümünü bilmez. Bazı bilenler düşman oldukları ve sömürmeye alıştıkları için insanları sömürme adına çözüm bulmazlar. Bazı kimseler de rahata erince işsizliği, açlığı, hastalığı unuturlar.
H.K:Siyasi ve ideolojik muhalefet yoksulluk ve işsizlik konusunu hep istismar etmiştir, ama uygulanabilir, uygulanmış da sonuç almış hiçbir teklifleri, program ve projeleri yoktur. Bu yüzden onları ciddiye almıyorum. Ama samimi olarak işsizlik ve yoksulluk konularıyla ilgilenen, bu problemlere maruz kalanlarla empati içinde olan, çare bulmak için düşünen ve çırpınan insanlarımızın bulunduğu da bir gerçek, lakin bir başka gerçek de bunların sayılarının yetersiz, faaliyetlerinin de kifayetsiz olduğudur.
H.A:İktidar muhalefet anlayışı yerine ortaklaşa çözüm aramak gerekir. Bunun için herkese projelerini gerçekleştirmek için oyu oranında bütçeden ayrılan bir fon vermek gerekir. Proje fonları bilim adamları aracılığı ile uygulama fonları meslek kuruluşları ile, çalışma fonları da emek fonları ile kullandırılmalıdır. Burada günümüzde özellikle Hayrettin Karaman gibi hocalara önemli görevler düşmektedir. İşsizlik, yoksulluk konularıyla ilgilenen, projesi olan, uygulama ve denemeleri olan bilim, ekonomi v.b çevrelerin önünü açmaktır. Örneğin İzmir Akevler bu konuda önemli bir örnektir. Başta İşsizlik olmak üzere denediği, geliştirdiği ekonomik projeler vardır. Bu projeleri, herhangi bir tekel sermayesinin veya bir gücün desteği ile değil ortakların kendi çabaları ile üretmiştir.
Bu çalışmalar sırasında;
Yalnızca üretilen arsalar için yapılan haksızlıklardan bazılarını sayayım: (Ancak şeytanın aklına gelir)
Tarihi sit alanı bölgesine yakın üzerinde bir şey yapmayın bekleyin…
Doğal sit alanı bölgesine yakın üzerinde bir şey yapmayın bekleyin…
Etrafta orman var buranın bir kısmı da ormana dahil üzerinde bir şey yapmayın bekleyin…
Buralarda ormandan çıkma yerler de var, 2b kanunu netleşmedi bekleyin….
Doğal gaz boru hattı geçiyor bekleyin… sonra çaprazlama geçti
Yol geçecek bekleyin dediler. Hiçbir şeyi bulamadıkları yerde otoban gişeleri buraya gelecek bir şey yapmayın…
Otoban geçecek, güzergah geçecek buraya imar verilemez.
Demir yolu geçecek, Hızlı tren hattı geçecek… bekleyin, bu yerler değerinin 1/5’ine istimlak edildi. Mahkeme yoluyla itiraz edilince, sen misin itiraz eden biçilen değerin 1/3’ü verildi.
Elektrik hattı, İzmir’in yüksek gerilim hattı yeri kuzeyden güneye doğru biçecek şekilde üzerinden geçti.
Araziye kadastro yolu yok v.s… v.s. dendi çapa vuramadık. Çevrede 5’er dönümlük devasa taş ocakları ve çukurları, etrafta fabrikalar….
Bütün bu yerler tapuludur, en yenisi 40 sene önce alınmıştır.
Mahkeme ve uğraşıları 30 senedir devam ediyor.
Bu da yetmezmiş gibi bütün imar çalışmaları bittikten sonra, bütün emekler verildikten sonra bu engeller ortaya konmaktadır. Şu anda yaklaşık 700 dönümlük tapulu arazi üzerine çivi çaktırılmamaktadır. Yaklaşık 10 000 kişinin istihdam edileceği alın teri el emeği çalışmalarla ortaya çıkarılan bu olanaklar birileri tarafından “birinci derecede engel olunacak” alanlar olarak seçilmiş.
Bunlar yetmezmiş gibi DGM dahil yüzlerce kere mahkemeye gidilmiş ve çalışanlar oralarda meşgul edilmiştir.
Bütün bunlara rağmen hiçbir yerden kredi kullanılmadan, ortakların desteği ve ortaklığın kendi olanak ve projeleri ile çalışmalara devam etmektedir.
Sonra da bu memlekette işsizlik çözülsün diye dilekte bulunanlar var…!!!
Yalnızca tapulu yerlerimizdeki haksızlıklara göz yummasınlar hiçbir yerden kredi veya herhangi bir destek almadan geliştirilen ortaklık modeli ile ilk aşamada ve bir yıl içinde 10 000 kişiye istihdam sağlayalım. Bu örnek model ile tüm Türkiye'de istihdamı iki yıl sonra işsizliği ve yoksulluğu çözelim.
Bu arada Akevlere engel çıkarılmaya devam edilirse biraz gecikir ama Akevler her zaman olduğu gibi çözüm bulacaktır.