11.05.2010
Baykal’a daha ilk günden yapılan istifa çağrıları ve baskıları yanlıştı, CHP Lideri’nin ister bu baskılardan bunaldığı için, isterse başka bir nedenle olsun genel başkanlıktan istifası da aynı ölçüde yanlış olmuştur. Eğer ortada Baykal’ın da söylediği gibi “alçakça bir komplo” varsa -ki kesinlikle doğru bir tespit- bununla mücadele etmenin yolu, komplocuların ilk hedeflerinden biri olduğunu kestirmekte zorlanmayacağımız, istifa değildi, olmamalıydı. Ama oldu. Sonuçta istifa tek taraflı bir olgudur ve Baykal eğer istifa ettiyse, kararına saygı duymaktan başka bir şey yapmanın anlamı olamaz. Peki bundan sonra ne olacak? Gün boyu televizyonlarda yapılan yorumlara kulak kabarttığımızda kabaca üç öngörü öne çıkıyor:
1 “Baykal’ın istifası uzun sürmez. Kongrede, tabandan gelen ısrarlara daha fazla direnemeyip yeniden aday olur ve daha güçlü bir şekilde CHP’yi yönetmeye devam eder” diyenler;
2 “Kongreden bir ‘emanetçi’ genel başkan çıkar ve ilk fırsatta, bu kişi bir bahaneyle görevini Baykal’a devreder, daha doğrusu iade eder” diyenler;
3 “Kongreden çıkacak olan ‘emanetçi’ genel başkan götürebildiği kadar bu görevi sürdürür ama partinin gerçek lideri hep Baykal olarak kalır” diyenler.
Geri döner mi?
Devamı için TIKLAYINIZ.
Yorum:
Geçtiğimiz hafta Türkiye gündeminde bomba etkisi yapan bu haber her kesimden insanın büyük ilgisini çekti. Herkes bu olayı kendi bakış açısıyla değerlendirdi, yazdı, çizdi.
Baykal’ın siyasi kişiliğini takdir etmesem de, kendisini son zamanlardaki açıklamalarından dolayı samimi bulmasam da böyle bir vesileyle gündem oluşturmasından rahatsızlık duydum. Benim inancıma göre yapılan çok büyük bir günahtı ve toplum adına yargılanmalıydı ancak bu insanların ayıplarını gün yüzüne çıkarmayı, afişe etmeyi haklı göstermez. Bu tür haberleri yaymak ve desteklemek topluma bir şey kazandırmıyor. Hatayı yapanlar için tevbeyi belki de telafiyi zorlaştırıyor.
Verilen tepkiler her kesimin profilini çizer tiptendi. Mesela bazı gazeteler olaya küçük ve gösterişsiz bir yer vererek, işlerinin sadece haber iletmek, özel hayatı ve ayıpları kurcalamak olmadığını gösterdiler. Bazı gazeteler ise olaya sadece “Komplo” deyip faturayı hükümete keserek içlerindeki hükümet nefretini bir kez daha kustular.
Hiç azımsanmayacak bir kitle olayın zina boyutuyla, bunun aile ve toplum yapısına verdiği zararla hiç ilgilenmeyip Baykal’ı temize çıkarmak adına “Komplo” kısmıyla diğer bir deyişle hükümete saldırma kısmıyla kendini gösterdi. Kendi adıma CHP tabanında böyle bir ilişkiye ahlaki açıdan bakılıp ayıplama gibi aşırı duyarlı bir tepki verilmesini beklemiyordum. Belki de bu zaten belli kesimlerce bilinip normal karşılanan bir ilişkiydi ancak sorun şu ki; ne mutaassıp kesimler ne de halk işin ahlaki boyutuyla ilgilenmedi. Bunun sebebi malum bazı dizilerin topluma bu tür ilişkilerin normalliğini aşılaması mıdır, bilemiyorum ama görülen o ki beyinlerimiz çamura batmış durumda.
Bu kaset durup dururken ortaya çıkmadı, kullanılmak üzere bekletildiği gün gibi açık. Bunun arkasından neler gelecek, bekleyerek göreceğiz. Ancak toplumun ahlaki bakış açısını ölçmek ve notunu vermek için bundan iyi imtihan olamazdı ve Türk halkı maalesef ki sınıfta kaldı.