Ayasofya Açılsın Ama Nasıl Açılsın?
1215 Okunma, 5 Yorum
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
Emine Hocaoğlu

15 MAYIS 2010


Ayasofya'yı Müslümanlara geri verseler, "Alın ulu mabedi tekrar cami olarak kullanın" deseler ne olur?

1. Ayasofya minarelerinden ezanlar okunur demeyeceğim, çünkü 25 yıldır (12 Eylül 1980'de bir ara durdurulmuştu) bir minaresinden okunmakta ve Sultan Üçüncü Ahmed Çeşmesinin karşısındaki Hünkar dairesinde namaz kılınmaktadır.

2. Müslümanlar diğer üç minarenin şerefelerine de hoparlör doldurup 120 desibellik yüksek sesle avaz avaz ezan okuyacaklardır. (Ezan avaz avaz değil, güzel güzel sanatlı ve ruh okşayıcı bir şekilde okunur... 120 desibellik sesi uzun müddet dinleyenlerde duyma arızası olur. 120 desibel ezan okumak ezana ve insanlara eza verir...)

3. Ulu mabedin mermerleri, mozayikleri matkapla delinerek her tarafına ses kolonları konulacak, binanın akustiği altüst edilecektir.

4. Yerlerdeki 1500 senelik kırık tarihî mermerler sökülecek, yerlerine ucuz Marmara adası mermerleri konulacaktır.

5. Bina çok büyük olduğu için sağa sola elli kadar klima cihazı konacak, üzerlerine "Sayın cemaat soğutma cihazlarının ayarlarıyla oynamak yasaktır" yazılacaktır.

6. Sun'î tahtadan kaba saba, zevksiz üç katlı ayakkabılıklar yaptırılacak, üzerlerine "Üst rafa ayakkabı koymayınız" levhaları konulacaktır. Ayrıca "Aziz Müslüman, pabucunu öyle tutma böyle (resim) tut" levhaları etrafa serpiştirilecektir.

7. "Ayasofya Camiini Yaşatma, İdame Ettirme ve Ayakta Tutma Derneği" kurulacak ve makbuzlu veya makbuzsuz para toplanacaktır.

8. Ayasofyanın zeminine fabrika imalatı zevksiz ve sanatsız anilin boyalı ucuz ve berbat halılar serilecektir.

9. Açıldıktan sonra birkaç ay biraz cemaat olacak, ondan sonra vakit namazlarında bir saf bile olmayacaktır.

10. Camideki bütün demir ve madenî aksam berbat bir yeşile, bir kısmı soba yaldızıyla boyanacaktır.

11. Camiye büyük bir WC yaptırılacak, etrafa çirkin WC... WC for Men... WC for Women... WC... WC... levhaları konulacak, abdest bozanlardan para alınacaktır.

12. Ulu mabede bir yığın zırıldak, fırıldak, ışıldak, yellengeç, soğuk su cihazı konulacaktır.

Bendeniz 50 senedir (hattâ daha öncesi de var) fiilen gazetecilik yapmaktayım. 1960'lı yıllarda ismi AYASOFYA olan bir gazete bile çıkartmıştım. Ayasofyanın açılması için yazdığım, yayınladığım yazılar bir araya gelse kocaman bir kitap olur.

Yazının devamı için tıklayınız.

Çay İçme Mutluluğu

14 MAYIS 2010


BUNDAN yıllarca önce varlıklı, imkânlı bir zata gitmiştim.Eksik olmasınlar bendenize çay ikram ettiler. Ama nasıl çay? Tam bir felâketti. Çay değil, bulaşık suyuydu sanki. Çar nâçar içtim. İçmemek ayıp olacaktı. Saygısızlık olacaktı.

İmkânı olup da iyi çay içmeyenlere doğrusu çok acıyorum.İyi çay içmekten kolay ne var?

Çay nasıl hazırlanır? Japonyada çay serenomisi, Japon usulü çay hazırlamak, icazetli üstadından dört beş senede öğrenilir. Bizde bu kadar külfete, zamana lüzum yoktur. İyi çay hazırlamanın, iyi çay içmenin, çaydan büyük zevk ve haz almanın şartlarını sayayım:

1. Piyasada satılan yerli çayların çoğundan (hepsinden demedim) iyi çay olmaz. Devlet büyükleri için hazırlanan özel iyi Rize çayları vardır, onlar da piyasada satılmaz.

2. Kuru çayı harmanlamak gerekir. Yani, zevkinize, tecrübenize, imkanınıza göre Seylan, Hindistan, Çin, Japon, Kenya, Madagaskar çaylarından karışımlar yaparsınız.

3. Madenî demlikte iyi çay olmaz. Mutlaka toprak, seramik, porselen demlik kullanmalısınız. İmkanınız varsa demliğin sanatlı ve değerli olması gerekir.

4. Kesinlikle boyalı ve kimyevî aromalı çay içmeyiniz.

5. Çay iyi suyla demlenir.

6. Çaydanlıktaki su kaynar kaynamaz çayı demlemek gerekir. Uzun müddet kaynayan suyla iyi çay olmaz.

7. Çay hangi kaplarda içilir:

a. İnce belli çay bardağı ile. Mümkünse bu bardak kesme kristal olmalıdır.

b. Değerli porselen fincanda.

c. Japon, Çin,Kore işi topraktan mamul, üzeri harika renkli ve sırlı küçük çay kâsesinde.

8. Çay tabağı nasıl olmalıdır:Mümkünse antika, eski sanatlı, zevkli bir tabak olmalıdır. Bunlar pahalı şeyler değildir.

9. Çay kaşığı: Bu da zevkli sanatlı olmalıdır.

10. Şeker meselesi: Mâlumunuz beyaz şeker sağlığa zararlıdır, çok kullanılırsa bir tür zehir olur. Mümkünse esmer şeker, meyve şekeri (frukoz) kullanılmalıdır.

11. Şekerlik: Porselen olmalıdır.

12. Çayın veya çayların üzerine konulduğu tepsi de sanatlı bir tepsi olmalıdır.

Bütün bunları dar gelirli vatandaşlarım için yazmıyorum.Hali vakti yerinde, tuzu kuru, lüks otomobilli, iyi yiyen, iyi giyinen (veya iyi giyindiğini sanan) kimseler için yazıyorum.

Yazının devamı için tıklayınız.

 

Yorum:

Zorla güzellik olmaz.

Yazara katılmıyorum. Ayasofya cami olmasa da olur. Zaten müze olarak halka açık bir mekan. Onun yerine başka cami yapılsın. Yazar bu konunun üstüne bu kadar neden düşüyor bir anlam veremedim. Yazısın da Ayasofya’nın cami yapılması için şu ana kadar yazdıklarını toplasak bir kitap olur diyor. Bence bu çok gereksiz. Böyle şeylerle uğraşacağına daha ilmi ve İslamiyeti insanlara daha doğru bir şekilde anlatmasını dilerim. Şekil ve gösterişten uzak olmalıyız.

Ayrıca bu söylediklerim yine yazarın birçok yazısında yer verdiği şu çok iyi çay içme mevzusu.  İnsanların iyi çay içmediklerinden yakınıyor.  Çayı seven insanlar bir şekilde çok iyi çay içmeyi kendileri arar bulur.  İsteyen istediği gibi çay içsin. Yazarın anlattıkları belki çayı çok sevenlerin hoşuna gitmeyecektir. Zevkler ve renkler tartışılmaz. Bu çay içme konusunda bile zorlayıcı bir olay seziyorum. Benim dediğim gibi olsun, benim dediğim gibi içsin gibi.

 

 

Emine Hocaoğlu


YorumcuYorum
metinerbey
16.05.2010
16:29

Zevkler ve renkler gerçekten tartşılmaz mı?

İnsanın zevki topluma zarar veriyorsa tartışılması gerekmez mi?

Bu cümleleri kullanırken daha dikkatli olmak lazım. İş olsun diye dillere pelesenk olmuş şeyler yazılmaz.

Emine Hocaoğlu
16.05.2010
17:08

Evet, maalesef zevkler ve renkler tartışılmaz. Herkes istediği rengi sever ve giyer. Bir insana neden bu rengi seviyorsun demek kadar yanlış bir şey olamaz. Herkes aynı şeylerden zevk almaz. Kimileri gezmekten, kimleri çalışmaktan kimleri okumaktan çok zevk alır. Şimdi bunları sorgulamamız mı gerekir.

Ayrıca yazara katılmıyorum ben de çayı çok seviyorum ama taze demlenmiş olarak ve ilk on dakikada içtiğim zaman hoşuma gidiyor. Üstelik ince büyük su bardağında içmek hoşuma gidiyor. Kokulu çayı seviyorum. (Bazıları kokulu çay sevmiyorlar) Yabancı çaylardan bir kısmını da denedim beğenmedim. Bunlar benim çay hakkındaki düşüncelerim. Yazarın söylediklerine katılmıyorum. Onun anlattıkları kendi zevki ve düşüncesidir. Burada da yazar benim söylediğim gibi için diye baskı etmiş olmuyor mu?

Yorumumda anlatılan hangi şey topluma zarar veriyor anlamadım.

metinerbey
16.05.2010
18:48

Genel ifade kullandım. Sizin yorumunuzdaki zevkleriniz zararsız olabilir fakat her zevk zararsız değildir. O yüzden zevkler ve renkler tartışılmaz ifadesi genele teşmil edilemez.

Mete Firidin
17.05.2010
10:52

Çay içmek zevk işidir.Bir ihtiyaç değildir.Fakat insanlarımız çay içerken bile hiçbir özelliğine dikkat etmiyorlar.Anlamıyorlar,önlerine çay diye ne getirirsen getir fark etmeden ,iyi, kötü yorumu yapmadan içiyorlar.

Kısacası hiçbir şeyin zevkini,güzelliğini anlamadan yapıp gidiyorlar.Biliçsizce.Bu davranış ve yaşayış biçimi herkonu da yaygın. Mesela kuran okuyorlar nedir diye merak etmiyorlar.Dinliyorlar anlamak istemiyorlar.Yaşıyorlar düşünmek istemiyorlar.Sofilik diye hinduizim yutturuyorlar onu da yiyorlar.

Onun için çay içmek deyip geçmeyelim.Bu da hayatı yaşama tarzımızı gösteriyor.

Koyuna bile bir ot versen önce onu koklar bozuksa yemez.

Ama bizim millete çay diye ne verirsen ver içer.

Reşat Nuri Erol
17.05.2010
13:13

Dr Mete Kardeş,

Görüşlerine katılıyorum...

Yalnız ’bizim millet’ derken beni istisna etmeyi unutmuşsun!..

ÇAY içerken pek çok şeye dikkat ediyorum...

Şaka bir yana, işaret ettiklerin önemli.

Ancek, Mehmed Şevket de bazı yönlerden haklı.

O haklılıklara da dikkat edilmeli.

Vesselam...





Sayı: 49 | Tarih: 16.05.2010
Reşat Nuri Erol
İşsizlik ve istihdam
1629 Okunma
10 Yorum
Ilker Ardic
Ebubekir Sifil
İnsan Özgürlük ve Mükellefiyet
1615 Okunma
9 Yorum
Zafer Kafkas
Hayrettin Karaman
Yoksulluk ve İşsizlik
1254 Okunma
Hilmi Altın
Dücane Cündioğlu
Meryemsiz İsa
1244 Okunma
1 Yorum
Abdülkadir Altınhan
Oktay Ekşi
Bir Dakika!
1229 Okunma
Vahap Alma
Toktamış Ateş
Sivil anlayış
1217 Okunma
Osman Eskicioğlu
Mehmet Şevket Eygi
Ayasofya Açılsın Ama Nasıl Açılsın?
1215 Okunma
5 Yorum
Emine Hocaoğlu
Ruşen Çakır
İstifası yanlıştı, dönmesi de yanlış olur
1206 Okunma
2 Yorum
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Gandi'nin gelişi engellenemez
1205 Okunma
3 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Fehmi Koru
Yine, yeni, yeniden...
1172 Okunma
1 Yorum
Ahmet Kirtekin
Zülfü Livaneli
Bir koyunun yüzünde ifade olur mu?
1155 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Nasıl sonuçlanabilir?
1150 Okunma
7 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Altan
12 Eylüle vicdani red
1065 Okunma
Mehmet Hikmetumut


© 2024 - Akevler