…
CHP'liler bugün kendilerine şu soruyu sormalılar: Kendimizi geçmişe kilitleyecek miyiz, yeniliklere biz de açılacak mıyız?
Kurtuluşları bu sorunun cevabında.
Fehmi Koru
f.koru@yenisafak.com.tr
13 Mayıs 2010 Perşembe
Yorum:
“Yeni”lik popüler kültürün hayatımıza kattığı bir mit.
Globalleşmiş bir fetiştir “yeni”.
Şimdilerde “açılım” kelimesi de eklendi dilimize.
Bu seferlik “yeni” ile yetinelim: hayatta değişmeyen tek şey değişimdir diyor ve tüm hayatı çözümlüyoruz. Sloganvari cümlelerle tüm sorunların altını üstüne getiriyor ve her konuda ahkam kesiyoruz. Birkaç özlü söz yetiyor, herşeye. Kime ait olduğu, hangi konuda ne zaman söylendiği önemli değil. Önemli olan zeki, tecrübeli, mahir, şık ve karizmatik görünmek. Güç sosuyla servis edildiğinde rol hakkıyla oynanmış olacaktır.
Siyasette yeni, ekonomide yeni, hayatta yeni, sanatta yeni, dinde yeni!
Bu masal yeterince eskimedi mi? Boşluk üzerine inşa etmeye çalıştığımız modern hayattaki ayak oyunlarımızın birer dans figürü değil de savrulmalar karşısında ayakta kalmak için rastgele atılmış panik atak adımlar olduğunun farkında değil miyiz?
Mesele ayakta kalmak ise, yeniliği kutsayanlar elbette haklı, herkes onlara bakarak hizaya gelmeli. Fakat ya sorun dalgalar içinde savrulan geminin yol alması ise; o zaman bu kaygan zeminde ayakta kalmak yeter mi? Yere sağlam basmak, dümeni kontrol altında tutmak, rotayı tespit etmek, gemiyi sevk ve idare etmek gerekmez mi?
Kim bilir, belki de balıklardan suyun kaldırma kuvvetini hesaplamalarını istemek hatadır.