İSTİHDAM İÇİN YAPILACAK İŞLER (4)
EMEĞİN BÖLÜŞÜLMESİ: Öncelikle “ÜRETİCİ EMEK” vardır; bunlar tarım, sanayi, inşaat ve ticaret emekleridir. Ayrıca “DESTEKLEYİCİ EMEK” vardır; bunlar kamu görevleri, halka genel hizmet, işletmelere genel hizmet ve ulaşımdır.
EMEĞİN BUNLARA DENGELİ BİR ŞEKİLDE BÖLÜŞÜLMESİ GEREKİR.
a) TARIM SEKTÖRÜNDE ÇALIŞACAK EMEK EN ÖNEMLİ EMEKTİR. Eksik olursa açlıktan ölürüz. Fazla olursa ürünlerimiz çürür. Çünkü tarım ürünleri bir veya iki sene dayanabilir. Demek ki önce tarıma ne kadar gerekiyorsa o kadar emek ayrılmalıdır.
b) ARTAN EMEK İNŞAATA YÖNLENDİRİLMELİDİR. İnşaatla imar yapılır, yeryüzü daha çok insan yaşatacak şekil alır. Demek ki inşaat artık emekle yapılmalıdır. Tam istihdam sağlamak için artık emeğe mutlaka iş verilmelidir.
c) SANAYİ, TARIMLA İNŞAATIN ORTAK İŞLERİDİR, TARIM VE İNŞAATI DESTEKLER. Şöyle ki, tarlada yapılmayan tarım sanayidir, arsada yapılmayan inşaat sanayidir. Sanayi tarımın ve inşaatın verimini artırır. O halde sanayi gaye değildir. Sanayi inşaatın ve tarımın yan işlerini yapar. Kendisini ona göre ayarlamalıdır. Yani sanayi ekonomiye hâkim olmamalıdır, ekonomiye tarım ve inşaat hâkim olmalıdır.
d) TİCARETE AYRILAN EMEK İSE ÇOK KALİTELİ EMEKTİR. Çünkü ekonomi sorunlarını o çözer ama sayıları azdır. Buraya yönlendirilecek emek fazla olmamalıdır ama serbest rekabeti yok edecek kadar da az olmamalıdır.
e) Üretici emekte ürün emekle orantılıdır, dolayısıyla oradaki emeğin hakkını belirlemek kolaydır, ürettiği kadar pay verirsiniz. Oysa hizmette ürün emekle orantılı değildir. Bekçi olmadan işletme olmaz ama bekçi bir şey üretmez. Hizmetler şarttır. Onlarsız üretim olmaz. Ama onların varlığı üretimi yapmaz. Üretici olmayan hizmete ayrılacak emek çok olursa üretim az olur, çok olursa verim düşer. İşte, bu konuya da dikkat edilmeli ve emeğin gerekli olan kısmı hizmete yönlendirilmelidir.
f) Bazı işler vardır ki serbest rekabet sağlanamaz. Mesela herkes yol yapıp farklı yollarla rekabet yarışı yapılamaz. Bazı hizmetler vardır ki hizmet verenlerin aleyhinedir. Çıkar beraberliği yoktur. Doktorluk, avukatlık, tamircilik, öğretmenlik böyledir. Burada serbest rekabet üretimle sağlanamaz. Ancak ortak gelirlerden halkın tercihine göre hizmetten değil de sorumluluktan ücret verilirse denge sağlanır.
g) Bir de “Sosyal Güvenlik” vardır. Çalışamayanlar, hattâ çalışmayanların da ortak üründen payları vardır. Çünkü yeryüzü insanlığındır. Onların üretilen üründen kira payı alma hakları vardır. Yetimler, yaşlılar, işsizler ve çalışmak istemeyenlerin payları vardır.
İşte bütün bu sorunların çözülmesi için kooperatifler kurulmalıdır, semt ve işletme kooperatifleri dışında kooperatifler kurulmalıdır.
KOOPERATİFLER: Sorunların çözülmesi için semt ve işletme kooperatiflerinin dışında “merkezi kooperatifler” kurulmalıdır. a) Bucaklarda “İşletmeler Kooperatifi” kurulmalıdır, semt ve işletme kooperatifleri dışında işletmeler kooperatifi kurulmalıdır. İşletmelerin ortak işlerini bu işletmeler kooperatifi yapacaktır, işletmeleri markalaştıracaktır. b) Her ilde bir “Genel Hizmet Kooperatifi” kurulacaktır. İlçelerdeki genel hizmetleri bu kooperatif organze edecektir. c) Ülkede bir “Çalışma Kooperatifi” kurulacaktır. Emeklerin dağılımını bu kooperatif organize edecektir. d) İstanbul’da bir “Kredileşme Kooperatifi” kurulacak, tüm insanlık arasındaki ekonomik görüşmeler burada yapılmış olacaktır.
KOOPERATİFLERİN FİNANSI: Kooperatifler bankada bir “Altın Hesabı” açacaklardır. Bütün ortaklar nakitlerini kooperatifin o hesabına yatıracaklardır. Her ortağa kooperatifin bir banka kartı verilecek, herkes kartını kullanarak banka işlemlerini yapacaktır. Banka bu hesabı çalıştıracaktır. Altın alış ve satışlarında fark koymayacaktır ama bu hesaba kâr veya faiz de ödemeyecektir. Kooperatifler işletme ve semt senetlerini bu hesaptan alıp satacaktır. Böylece kooperatifler içi işlemlerde ortaklar “faizsiz kredileşmiş” olacaklardır.
(Devamı Var: Kalan konular ve “sonuç” gelecek yazıda.)