Son ‘Darbe/ler tekerrür etmesin diye…’ yazısı
Bundan önceki 15 Temmuz yazılarımın başlıklarını hatırlatmam gerekiyor:
- 15 Temmuz: Asıl sebebi anlamak ve gereğini yapmak
- 15 Temmuz: Evet, önce TEŞHİS, sonra TEDAVİ
- 15 Temmuz: Darbe/ler tekerrür etmesin diye…
- 'Sayın bakanım, vallahi tankı üzerimize sürecekler!'
Başlıklar böyle. İlk yazıda dediğim gibi; “Asıl sebebi anlamak ve gereğini yapmak” meselesine odaklanmak, Erbakan Hocamdan öğrendiğim “Evet, önce TEŞHİS, sonra TEDAVİ” metodu ile devam etmek ve “Darbe/ler tekerrür etmesin diye…” merkezli birkaç yazı ile sonuca ulaşmak niyetindeydim ama öyle olmadı! Olmamasının sebebi var, o sebep de ayan beyan olarak “'Sayın bakanım, vallahi tankı üzerimize sürecekler!'” başlıklı yazıda...
***
O yazının kaynağını da şöyle açıklamıştım: “Geçtiğimiz Cuma günü (14.07.2017), Tv5'te (…) Mustafa Yılmaz'ın (Millî Gazete Ankara Temsilcisi) hazırladığı ‘Aykırı Gündem’ programında, Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu'nu (…) soru yağmuruna tuttuk...” diyordu ya Ahmet Takan; önceki yazıda aktardıklarımda. Aynı Ahmet Takan, “(…) Konunun odağındaki ismi buldum: Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı, eski Konya Milletvekili Lütfi Yalman'ı... O dönemde görüşmeleri yürüten ismi...” diyordu… Ve ben de “Lütfi Yalman dehşet verici bilgiler veriyor” diye noktalamıştım, önceki yazımı...
Özetle olsa da Lütfi Yalman’ın anlattıklarını önceki yazıda okudunuz…
O yazının en sonunda anlatılanlar çok önemliydi ve şöyleydi: Tabi burada işin enteresan tarafı şu, 'sayın bakanım tankı üzerimize sürecekler' diyen Albay FETÖ'cülükten gözaltına alındı!!! (…)” "(…) Diğer bir arkadaş dedi ki, 'Biz hayatımızı riske atarak buraya geldik. Bundan haberdar olsalar bizi bir hafta içinde kaybederler' dedi. Aynen bu cümleyi kullandı bir diğer subay. 'Haberiniz olsun, böyle örgütlüler' falan dedi (…)”.
Dediğim gibi; “Darbe/ler tekerrür etmesin diye…” 15 Temmuz ile ilgili yazılacak ve hatırlatılacak çok şey vara ama maalesef ibret alınmadığı için tarih hep tekerrür eder!
***
Lütfi Yalman’ın kısa telefon röportajının en sonunda anlattıkları ile bitirelim:
“Netice itibariyle tabi bunları anlatınca savcı beyin söylediği cümle enteresan. Diyor ki, 'Hay Allah razı olsun, iyi ki böyle bir girişimde bulunmuşsunuz, yoksa eğer girişimde bulunmasaydınız, ben baktım, delil belge hiçbir şey yok ama sizi içeri atardım. Çünkü seni atmasam beni atıyorlar!' Bu cümle önemli. Türkiye'de bu tip bir yapının üzerine giderken sırf bu endişeden dolayı çok mağdurların da olduğunun bilinmesi lazım."
--Tutukladığı albaya söylüyor değil mi savcı?
"Tabi tabi. Böyle bir yapı var, kim ne derse desin. "
--Bir de Temel Bey'in söylediği 6 ay önceki süreç ne?
"6 ay önceki bu son şey ettiğimiz onu kastederek yani 6 aydan daha fazla da... Çünkü bu görüşmeler zaman zaman telefonla şununla bununla devam etti. O zaman genel başkanımızın bilgisi dâhilinde tekrar görüşmüştüm arkadaşlarla, bilahare böyle bir şey oldu. Hatta ben 15 Temmuz'dan sonra aradım ne oldu falan diye. 'Abi siz vazifenizi yaptınız, sizin bir şeyiniz yok.' Ben de, 'siz vazifenizi yapmadınız' dedim, kapattım telefonu. "
--Bunu kime söylediniz?
"Bu isimlere çok girmeyelim şimdi. Çok öncesinden, ta 2004'ten itibaren bu yapılanma ile kadrolaşma ile ilgili çok değişik girişimlerde bulunduk. 'Yanlış yapıyorsunuz' dedik. Bunu konuşuruz İnşallah. " Röportaj bu kadar!Evet… ‘Bunu konuşuruz İnşallah’ ile biten bir telefon görüşmesi…
Konuşulur inşallah…
Tekrar hatırlatıyorum: “Darbe/ler tekerrür etmesin diye…” Lütfi Yalman ve bilgi sahibi herkesin konuşması gerekiyor…
Bizim gibiler de değerlendirmelerini yapacaklar…
Halkımız da ibret alacak ve gereğini yapacak;
“Darbe/ler tekerrür etmesin diye…”