HAK gelmeden BATIL gitmez, TERÖR bitmez
KUR’AN VE İLİM merkezli çalışmalarımızdaki bir tevafuk sayesinde önceki yazımızda “yapıcılar ve yıkıcılar”dan söz ediyorduk ki…
Yeni yıla yıkıcıların İstanbul’daki terör saldırısı ile girdik!
Evet, önceki yazımızda yapıcılar ve yıkıcılar ana konumuzdu ve onların görevleri vardı; bu son saldırı vesilesiyle, teröre “teşhis ve tedavi” açısından bir kere daha bakalım...
Allah insanları diğer canlılardan farklı olarak uygarlaşacak şekilde yaratmıştır. Bunun için insanlar iki kutupta toplamıştır; yıkıcılar ve yapıcılar.
Yıkıcılar taktik ve teknolojilerini geliştirerek çürüyen sosyal yapıları yeni teknoloji ile yıkacaklar, yapıcılar da teknolojilerini ve düzenlerini geliştirerek yeni yapıları inşa edecekler... Sünnetullah gereği olarak üçüncü binyıl uygarlığı böyle gerçekleşecek...
Yeryüzünde iki taraf arasında mücadele veya teşbihte hata olmazsa -ki teşbihte hata yoktur- maç vardır ve bu mücadelede ve/ya maçta elbette karşılıklı goller atılacak ve en sonunda bir taraf galip gelecektir; bize göre galip gelecek olan taraf da bellidir. Daha net olarak açalım.
Bu mücadele HAK-BATIL mücadelesidir ve HAK gelince BATIL zail olmaktadır. Çağımızda da bu olacak ve en sonunda insanlık için matlup olan yapıcıların galip gelmesi gerçekleşecektir.
Bu arada yapıcılardan yanlışlar yapıp mağlup olanlar sahneden çekilir, onların yerini yeni yapıcılar alır ve sonunda mutlaka yapıcılar galip gelir.
(Meseleyi daha iyi anlamak için buraya kadar yazılanları bir daha okuyunuz.)
***
Şimdi, ülkemizde yani Türkiye’de iktidarda olan parti olarak yapıcılar takımını AK Parti temsil etmekte ve bu parti doğru yolda ise sonunda galip gelecek ve varlığını sürdürecek veya yanlış yapıyorsa mağlup olacak ve onun yerine başka bir yapıcı takım gelecek ama sonunda mutlaka yapıcılar galip geleceklerdir.
Kur’an hep bu gibi olayları anlatmakta ve tarih de bunu teyit etmektedir.
İstanbul’daki son terör saldırısında tetikçinin herhangi bir örgüt (artık harflerden oluşan terör örgütü isimlerini de yazmaya gerek yoktur) mensubu olması önemli değildir.
Çünkü…
Bu örgütlerden biri;
Sadece saldırtanın yani hepsinin patronu olan Sermaye’nin tercihidir.
Peki;
Biz sadece tetikçilerle yani teröristlerle uğraşarak sorunu çözebilir miyiz?
Bize göre hayır!
Bunun en önemli delili de “ülkemizde ve dünyada terörün sona ermemesi”dir.
Bu durumda…
Bir tedavi reçetesi ve o reçetedeki bir veya birkaç ilaçla, tetikçilerle teker teker uğraşma yerine, birden onların tamamını yaşayamaz hale getirmemiz gerekmektedir.
***
SONUÇ olarak…
Tedavİ reçetesİ sadedinde, sadece “terör sorununu” değil;
Bütün sorunları çözüme kavuşturmak için tek çare ve çözüm yani tek tedavi reçetesi olan “ADİL DÜZEN” önce mikro seviyede (semt ve bucak), sonra makro seviyede (D-8, D-20, D-60, D-160 olarak ülkemiz ve dünya çapında) inşa edilmedikçe, sorunlar bitmeyecek, bu arada Terör sorunu da sona ermeyecektir.
Ayeti bir kere daha hatırlayalım:
“HAK geldi, BATIL zail oldu.”
HAK gelmeden BATIL gitmez…
HAK gelmeden TERÖR bitmez...
Ve’s-SELÂM mea’d-dua, dua, DUA…