Tedaviler için neler yapmalıyız?

SORUNLARA DOĞRU TEŞHİS VE DOĞRU TEDAVİ-4

Kumar ve içki/uyuşturucu mafyası topluluğun işlerini görüşmek ve anmaktan alıkoyar... Şeytan bir oyun oynuyor, içki/uyuşturucu ve kumar ile mafyalarını oluşturuyor… Devlet dağdaki eşkıya ile meşgul olurken kendi işleri ile meşgul olamıyor, doğru dürüst iş yapamıyor... Terör olayı bütün diğer olayların önüne geçmiş ve topluluk hep onunla meşgul olmaya başlamış... Türkiye’de askeri müdahaleler olmuş... Ordu suçlanmakta... Oysa sivil yönetim mafya yani kumar ve içki/uyuşturucu mafyasıyla baş edemediği için asker müdahale etmek zorunda kalmış... CHP tandanslı subaylar DP’ye karşı mafya tarafından harekete geçirilmiş, milliyetçi subaylar da onlara karşı harekete geçirilmişti... Ordu birbirine girecek, devlet yıkılacaktı... Siyasi kuruluşlar yani partiler asıl bu konuları görüşmelidir ama ne gezer... Anayasa toplantıları yapıyorlar, sadece dinliyorlar; görüşmüyorlar, tartışmıyorlar... Haberler yani çok kıymetli zaman “toplandı-dağıldı, yapılmalı edilmeli” ile geçiyor...

Üniversiteler kürsüleri ve bölümleriyle bu konular üzerinde faaliyet göstermeli... TÜSİAD, MÜSİAD, ASKON, TUSKON ve diğerleri neredeler, anayasa taslaklarını neden yayımlamıyorlar; sendikalar nerelerdeler; bizimle neden görüşüp tartışmıyorlar?!. Allah’ın zikrinden uzaklaş(tır)mak işte budur... Gazeteler birkaç sayfayı spora ayırıyor ama yarım sayfayı bize ayıramıyor ki “Adil Düzen” anlatılsın... Şeytan ne kadar güzel tezgah kurmuş…

Şimdi siz Adil Düzen Çalışanları ve okuyanları; bu zifiri karanlığı siz delecek, insanlığı siz aydınlığa çıkaracaksınız... Evet, bu görev sana düştü, bana düştü; çünkü bu görevi Allah sana-bana-bize verdi... Onları ise kör, dilsiz ve sağır yaptı... Sana ise kulak verdi, göz verdi, akıl verdi... “Adil Düzen”in içindesin... Sen yapmayacaksın, senin elinle Allah yapacak... Günde beş defa toplanacak, birlikte namaz kılacak ve müzakere yapacaksın... Haftada bir defa toplanacak, birlikte namaz kılacak, haftalık çalışmaları ortaya koyacaksın... Namaz toplantıdır ama namazın toplantı dışında da görevi vardır...

NELER YAPMALIYIZ? Uyuşturucu ve kumar mafyası tek mafyadır, bütün dünyada faaliyette olan bir mafyadır. Önce çok ağır cezalar konmuş. Kullanılmasına değil, oynanmasına değil, alınıp satılmasına ve oynatılmasına cezalar konmuş, böylece çok kıymetli hâle getirilmiş. Tüm dünyada kaçak olarak imal edilmekte. Tüm dünyaya mafya tarafından pazarlanmakta. Üreten Türkiye’nin doğusudur, tüketen ise Türkiye’nin batısı yani zengin Batı ülkeleridir. Ondan sonra da örgüt kurulmuş, lise hattâ ilkokul talebelerine kadar alıştırılmakta, bağımlılık sağladığı için de gençler arasında kolayca yayılmakta. Bu sayede uyuşturucu kullanmak zenginlerin modası olmakta. Elde edilen kazançlar örgüt mensuplarının ve hanımlarının kumar masalarında harcama aracı olmakta. İşin içine kamu görevlileri de katılmakta, ağır ceza veren hakimlere karşı belgeler ortaya konmakta ve sistem çalışmakta. Bu mafyanın bertaraf edilmesi için önce kumar oynamak serbest bırakılmalı, herkes her yerde kolay oynamalı. Kapalı ve uydurma adlar altında oynama zorunlu olmamalı. Kumar kazancı veya kaybı devletçe korunmamalı. Kumar davalarına bakılmamalı. Uyuşturucu kullanma yasaklanmalı. Alkolik hâle gelmek suç sayılmalı. Uyuşturucu veya alkol müptelası olduğu sabit olanlar alkol sitesine gönderilmeli ve orada tedavi edilmeli. Orada hapsedilmemeli, sadece oraya sürgün edilmeli, tedavi olduktan sonra serbest bırakılmalı. Hâlen terör olayları çıkaranlar da terör sitesine gönderilmeli, orada istedikleri gibi yaşama imkanı sağlanmalı. Silah yasağı kalkmalı. Herkese balistik özellikleri tespit edilmiş silahlar verilmeli, herkes kendi silahını taşımalı. Kurşunu yani balistik özellikleri yoluyla kimin silahı ile cinayet işlendiği kolayca tesbit edilmeli. Kendisinin o işi yapmadığı ispat edilmedikçe cinayetin onun silahıyla yapıldığı kabul edilerek hafif tazminatla mahkum edilmeli. Katil bulunduğu ve amden katlettiği anlaşılana da “idam” cezası verilmeli. Terör amacıyla yapmışsa hemen asılmalı, şahsi garazından dolayı yapmışsa mağdurlar affederlerse idam “diyete” dönüştürülmeli... “Hâlâ intiha etmeyecek misiniz”in manâsı budur; “Hâlâ bu kanunları ve bu anayasayı çıkarmayacak mısınız” demektir. Bizim görevimiz bunları söylemektir, kalanı onlarla onları var eden arasındadır...