İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-28
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Kur’an ehli ve hizmetkarı anne babamızın ardından Kur’an ehli ve hizmetkarı (Diyanet İşleri Başkanlığı Kız Kur’an Kursu Hocası) Rabia Hocahanım da rahmeti rahmana kavuştu…
Rabia Erol Hocahanım kardeşimin vefatı vesilesiyle bu yazıları yazıyor, böylece hem dünya hem de ahiret hayatımız ile ilgili gerçekleri anlamaya çalışıyoruz…
Bakara Suresi’ndeki 240’ıncı ayet “VaSıyYaTan / bir vasiyet” kelimesi ile devam ediyor. 234’üncü ayette ve burada bir deyim kullanılmaktadır; “onlar ki vefat ettirilirler ve zevceler bırakırlar” deniyor, sonra kadınların kendi başlarına iddet beklemeleri isteniyor. Türkçede böyle cümle yapma tam değildir. Mübteda olarak eşler bırakan erkekler zikrediliyor, haber olarak eşlerinin kendi kendilerine iddet bekleyeceklerini söylüyor. Arapçada erkekli-dişili olduğu için bu cümlede bir fesahat veya belagat eksikliği yoktur. Şimdi bu ayette de hem aynı ifadeyi getirmekte hem de atfederek zikretmektedir.
Dul kadınlar için ‘iki vakıf’ tesis edilmiştir. Biri, koca öldüğü zaman iddeti içinde nafakasını alacaktır. Bu nafakayı kendi mamelekinden alacaktır; yani kadın bir taraftan mihrini alacak, miras payını alacak, ayrıca iddeti içindeki nafakasını da alacaktır. Bu terekeden karşılanacaktır. Ayrıca bir sene de yine meta söz konusudur. Çıkarılmayacaklardır, yani iddet dolduktan sonra da onların eski evlerinde oturmaları için izin verilmiştir. İddet zamanında isteseler de çıkamazlar yani evlenemezler demektir. İddet içindeki halleri ile iddetten sonra bir senelik hallerinin hükümlerinin farklı olduğu “Vav” harfi ile atfedilmiştir.
“Vasiyet” şeklinde gelmiş; burada “vasiyet ederler” kelimesi hazf olmuş ve yerine mastar gelmiştir. Eşler bırakanlar “vasiyeti vasiyet ederler” deneceğine, sadece mastar söylenir ve bu yeterli olur. Arapçada mef’ulü mutlak vardır. Bunlar fiilden sonra gelen mastarlardır. Kendi köklerinden gelirler. Sadece mastarı söyleyerek cümle tamamlanmış olur.
“Li EaZVAvCıHıM / Zevceler için vasiyet ederler/etsinler.”
Eğer bu eşlerin hakları ise neden vasiyet ediyorlar? Kur’an zaten onlara bu hakkı vermiş olmaktadır. İnsanlara kısıtlı vasiyet hakkı tanınmıştır. Karısına bu vasiyeti yapma demek diğer mirasçıları mahrum etme demektir. Bu ayet ölenin karıları için böyle vasiyet yapmasının yetkilisi olduğunu belirtiyor. Ama eşler üzerinde böyle vasiyet yapma yükümlülüğü vardır. Eşlerin hakkı olarak vardır demektir. Babaları böyle bir vasiyet yapmazsa mirastan verilmez demektir. Demek ki burada şu getirilmiş olmaktadır. Kadının böyle bir hakkı kullanabilmesi için kocası ile iyi geçinmesi gerekmektedir. Hasta iken bırakıp gitmiş ve ona bakmamış bir eşin bir sene daha oturması istenemez. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz; eğer vasiyet yapmadan ölmüşse vasiyet yapmış sayılır ama ihracını isterse o zaman artık kalma durumu olmaz.
“MeTAGan EiLAy ElHaVLi / Havle dek meta olmak üzere.” Buradaki “meta’” kelimesi barınmayı içermektedir. Nafakayı da içerir mi, yani nafaka da verilmeli midir? Bunu anlayabilmemiz için “meta’” kelimesini ele alalım. Kur’an’da, “sizin için yeryüzünde mustakar ve meta’ vardır” diyor. O halde meta’ nafakayı da içerir. Demek ki bir yıl evde oturacak ve nafakası da temin edilecektir. Burada eşe sekizde bir verildiğinden dolayı ilk bakışta ona haksızlık yapılıyor gibi geliyorsa da kadın fazlasıyla korunmuştur. a) Önce mihir verilmiştir. Erkek bununla mükellef kılınmıştır. Kadın bu hakkından vazgeçemez. b) İddet ölüm hâlinde dört ay on güne çıkarılmıştır. c) Bir yıl daha nafaka sağlanmış, evde oturma sağlanmıştır. d) Çocukları yanında bulundurma hakkı verilmiştir. “Havle kadar” denmektedir, yani sene doluncaya kadar demektir.
“GaYRa İHRACin / ihraç edilmeksizin” denmektedir. Nereden ihraç edileceği zikredilmiyor. Kocası ile birlikte kaldığı evden bir yıl çıkarılmayacaktır. Kocası ölse de akrabalık devam ediyor, dolayısıyla mahremdirler, çıkmalarına gerek yoktur. İddet doluncaya kadar civar hısımlarla akrabalık devam etmektedir. İkinci çıkarılmayan yer dullar yurdu olabilir. Burada şu sonuca varıyoruz ki, kadın bir yıl dullar yurdunda kalabilir demektir. Masrafları eski eşleri tarafından karşılanacaktır. (Devamı var)