Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024
1457 Okunma, 0 Yorum

Özü: Uçak ile seyahat ederken  risk oluştuğunda, çocukları yanında olan anneler, oksijen maskelerini önce kendilerine, sonra çocuklarına takar. Uluslar arası bu standardı toplum bilime uyarlayalım: Uçak ülkemiz, anneler yüce ulusal emanetin(Devletin kayıtsız hakimi) sorumlusu   tek tek Türkiye Cumhuriyeti   vatandaşları; çocuklar nesillerimiz; yaşamsal ve sürekli ihtiyacımız olan   oksijen maskesi, özgür vicdani aklımızdır.

 

 

Hala mı “pamuk ipliği”  !?

 

Geçen günlerde  10 Kasım’da Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının, 86 ncı  yıl dönümü ülkenin her yerinde anıldı.

 

Sosyal medya dokuzu beş geçe,  sivil alanda binlerce vatandaşın  bir dakika dondurulmuş zaman görüntüleri ile doldu taştı.  

 

Bazı dalgın vatandaş  görüntüleri ise   viral oldu:  Antalya’da akan trafikte, araçlardan bir kısmı,  sirenin duyulmasıyla  aniden frene basıp peşinden gelenlerle  zincirleme kaza oluşması;  otogarın birinde, elindeki tepsiye doldurduğu  çay bardaklarını ayakta duran vatandaşlara dağıtan çaycının,  siren sesini işittiğinde tepsideki  sıcak çay bardaklarını almaya yönelenleri dikkate almadan, tuttuğu tepsiyi havada bırakıp     saygı duruşuna katılması; sivil kesimin o hassas dakikada kim bilir  daha nice dalgınlıklar oldu.  … “kurgu” diyenler olsa da yaşamın bunca sıkıntısına maruz kalan vatandaş tıbben mazur görülür.  Çoğu insan için ailelerine günlük  geçimlik sağlamak, ev kirasını karşılamak maalesef pamuk ipliğinin etkisizliğinde.  

 

 

*

 

Empati kaybı

 

Empati kesinlikle insanın  doğrulanmasıdır.  Akıl, vicdan birliğinin niteliği empatinin ufkunu belirler.  Kişide empati kendinden yakınlarından ne kadar uzağa  kapsayıcılığa erişiyorsa o kişi o kadar insanlığın temel esaslarına ulaşmış, erdemli insan olur.

 

Bir toplumun empati  seviyesi medeniyet seviyesi ile doğrudan bağlantılıdır. İnsan sosyal varlık olduğu halde; yani diğer insanlarla ortaklaşa üretimle güvenli yaşamı sağlaması  zorunlu olduğu halde,   hem türlerini sömürmek, istismar edip aldatmak, öldürmek güdüsü ve olayları nasıl açıklayabiliriz!?  

 

Tek yalın cevap:   

-“Bu insanlık dışı tutumların  sebebi,  hapsolmuş vicdan ve empatidir.

Nereye hapsolmuş?

-“Geçici bedenine ve onun haz havzasına.”  

 

Ölen yakınımızın   yaşamımızda oluşturduğu boşluğu ve üzüntüyü ileri zamanlarda  empatiyle ne kadar  algılayabiliyoruz.  Hele insanlığın kadim merkezi  olan  Anadolu’nun,  on yıllık amansız savaş ve acılarla  istilacılardan kurtarılıp yeni bir halkın iradesine  dayalı devlet kurulmasına  adanmış binlerce gazinin  öncüsünün vefaatı ; O yaşarken izlediğinde mutlu olacağı  hangi şekilde O’nu hatırlamalıyız.

 

Dönemin  yitiklik boşluğuna hangi ip ile inebiliriz; Cumhuriyetin kazandırdıklarının yokluğunu nasıl kavrayabiliriz; kayıp binlerce evladın , yıkılmış imparatorluğun, talancı paragöz devletlerin ve işbirlikçilerinin yaktığı vatanın isini nasıl soluyabiliriz;  yokluğu, her haneden verilen şehitleri, işgali,  vahşi saldırıları, esareti … “taşınmasını  göklere, yere, dağların  çekindiği,  insanın  irade ve  seçme yükümlülüğünün dehşetli sonuçlarını,” nasıl idrak edebiliriz ?! (1)

 

Sonrasında  zafere erişi,  gazi milletin çıplak elle bir ülke inşasını, yeni fidan olacak nesillere,  topyekûn özeni;   tenimizde,  içimizde  nasıl ve ne kadar tutabiliriz; ki öncü komutanının o  inşa sürerken,  adandığı ülke ve milletten bedenen ayrılışını  hakkıyla yad edelim!.. Çok zor…

 

Dönemi boşluğuna kopmayan vicdan ipi ile inebilmek dahi mümkün değil. Kaldı ki temcit pilavı gibi pişirilip önümüze konulan terör,  sosyal ekonomik bölgesel tuzaklar,  kemiğe dayanan  zorluklar, esperanto  göçler, bitmeyen güvenlik sorunları ve yüksek maliyetleri …  varisler  olarak,  bu elim “veraseti”,  hangi  özgün  telkinle koruyabiliriz?!

 

 

*

 

Olguların hakimiyeti

    

Düşüncelerin dış dünyayı belirleme  süreci bireysel evrimimizi gösterir. Yanısıra bu dünyaya insan bedeninde olmamızın sebebi de zihinselliğimizin dış dünyaya hakim olmasıdır.

 

 

Hatırlamak, anmak  sübjektif, içsel bir al algıdır. Hatırlamak dıştan içe  etkisi mizansen ile  içten dışa etkisi ise  sahici eylem ve tutuma dönüşerek gerçekleşir.Kur’an dahil çoğu kutsal metinler yüzlerce kez “hatırlama”, “unutma”  kelimeleri geçmesi ;bu zihinsel faaliyetlerin ne kadar dayanıksız olduğunu gösteriyor.

 

 

“Hatırlamak” ,”anmak”    tabii ki “kuru kuruya” olmaz; olmamalıdır. Onu “yaş”,  canlı kılan  hatırlanan şeyi varlığımızda yaşanır kılmaktır.  Hatırlanan şeyi yenilemek ,güncellemek “taş üstüne taş koymak”  o şeye özel güncel cihazları elde edip sevk etmek olmalı.

 

 

Kısaca,  anmak- andırmak anakronik tutum değildir;  aksine, yeni koşul ve olguları kavramak; sorunları  aşacak programlar oluşturmak, serbest ikna ortamı sağlayıp,  ortak bilinci sağlamak;  kapsamlı, kapsayıcı iş görmek, işlemek yükümlülüğüdür.

 

 Bu açıklamaları yapmamın sebebi “işin” , yükümlülüğünü  özünden çıkarmış olmamaktır.

 

“Ağıt”, “özlem” sirenleri,   Mustafa Kemal’in ruhunu  ne kadar memnun eder diye düşünmeden edemiyorum.  

 

Bu topraklar  binlerce yıldır  insanların acı ,keder ağıtlarıyla doldu taştı. (2)

 

“İşin” özü, Türkiye Cumhuriyetini kuran  iradenin misyonudur:  çaresizliğin, acizliğin,  gücü elinde tutan zalimlerin dayattığı sahtelik olduğunu bilen; bütün millete sirayet edecek   akla, vicdana, sorgulamaya adanmış bilim ve eğitimin en geçerli yol  olduğuna inanan; her bir vatandaşın yaygın eğitimle,  ulaşacağı  zihni düzeyi,  devletin yegane sahibi, devletin alacağı kararlara  her düzeyde, her zaman katılacağı, gerçeğine  eriştirecek  sitemi inşa etmektir. (3)   

 

 

Mehmet Akif,  şekilperest müslümanların  Kur’an kitabına ve makamlı okunuşlara gösterdikleri saygının, onları cehalet ve esaret batağından kurtarmadığını; şekil perestliğin   Kur’an’nın içeriğinden ne kadar uzak olduğunu, ilahi önermelerin nasıl muhatapsız kaldığını  “Safahat” adlı  eserinde onlarca satırla çok etkili anlatıyor. (4)

 

Bu gün “hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” başlıklı misyonun; hakimiyeti, “devlet aklı”na devir edildiği günleri yaşıyoruz.  Çünkü Cumhuriyet nesli misyonu eksiksiz yerine getirecek  “aklı hür, vicdanı hür”, özgün, sorgulayıcı  bireyler oluşturamadı.

 

*

 

“Rüzgar eken fırtına biçer”

 

 

Güneyimizdeki ülkelerde “ateş bacayı sardı”. Emperyalistler kendilerinin çizip imzaladıkları anlaşmaların altını oyuyor.  Göz göre göre suç işliyorlar. Çekişme, çözümsüzlük odağı yaptıkları Birleşmiş Milletler sapır sapır dökülüyor.(5)

 

 

Filisti’nin her bölgesinde özellikle Gazze‘de İsrail sapkınları  “çağdaş” kitle kıyımı yapılıyor. (6)

 

 

Onca kadın, çocuk, onca insan yüzlerce yıllık yaşam alanlarında “naklen”  perişan ediliyor.  Buna dahil olan,  başta   ABD ve İngiltere; destek veren  Avrupa ülkeleri yöneticileri,  hesap edemeyecekleri sonuçlara katlanmayı böylelikle  kabul ettiler.  

 

Uzayda patlayan yıldızın alevleri, milyonlarca kilometre genişleyip, sonra  gerisin geriye  içine çöküp   kara deliğe dönüyorsa; büyük ateşi yakanlar mutlaka o ateşin kehndilerine dönüşünü yaşayacaklar.  Trump’tan sonra   muhtemelen  cıa ‘nın  kodladığı sapkın eliyle Netanyahu’yu  suikast  ile ortadan kaldırması  “çözümü” , asıl failleri kurtarmayacak. Trump için de aynı akıbeti planlayanların  olduğunu  o da biliyordur. Çünkü, negatif alemin yöntemidir:  kurumsallaştırdıkları günahı, mutlaka “bir keçiye” devir ederler.(7)  

 

 

*

 

Çocuklar toplumundur.

 

Ülkemizin varisleri  çocuklarımızın yetiştirilmesi  ailelerin inisiyatifine bırakılamaz..

Bu ebeveynlik ihlali değil; aksine ebeveynlerin , toplumun tek emsalsiz güvencesidir. Medeniyet nitelikli bireyler birliği ile inşa edilir.

 

O bireylerin hamuru çocuklarımız;  kırılgan gönüllü , yapamadıklarını, umudunu güvencesini, sevgi açlığını  çocuklarında  arayan ailelerin inisiyatifine bırakırsak;  onları nitelikli , dirençli, yüksek iradeli hale getiremeyiz.

 

Sokaklar sahipsiz, fakir, gönlü kalbi kırık ya da maddi imkanların şımarıklığını hazmedememiş, veya maddi imkânları her şeyin üstünde tutan ebeveynlerin sahipsiz  uyuşturucu, mafya vasıfsızlık üçgeninde hapsolmuş çocuklar ile dolu.  

 

Aklı başında toplumlar genç nesillerinin kıymetini bilir. Onların içinde nice dehalar, yetenekler, adanmışlar çıkabileceğini bilirler.

 

*

 

İzmir’in Selçuk ilçesinde yoksulluğun vicdansızlığını yaşayan vatandaşlarımızdan yine başta toplumu, ikinci olarak toplumun temsilcilerini  sorumlu kılacak üzücü olay yaşandı.

 

 

Bu derin yakıcı ve vebali ödenmez kayıpların şokunu yaşayanlar; bana, “ onlara dua edelim,” demişti.

 

 

Ben: -“Onların duaya ihtiyacı olamaz;  onlar masum küçük çocuk; onlar, evrenin   yüksek kademelerinden bu kömürlük dünyaya , afallaşmış insanlığa büyük dersler için inen yüce ruhlar; onlar,  küçücük bedenleriyle  yüz yıllık tarihi dersler bırakan yüce gönüllüler; onlar, yükü emsalsiz vebalin  son eşiğinde vicdan sireni çalan;   Aras Bulut, Masal Işık, Aslan Miraç, Funda Peri, Fadime Nefes; bir yaşından beş yaşına zorlukların kesif umutsuzluğunda   parlayıp kayan yıldızlardı.

 

 

Anneleri Melisa(bal),  gerçekliğini deneyimleyemeyeceğimiz çaresizlik, itilmişlikle  kadın narinliğini ezen koşullarda ayakta durmak için  yaşam mücadelesi veriyor.

 

Sinema filmi  yada öykü değil;  İzmir’in iki bin yılı  geçkin medeniyet kalıntılarına kurulmuş, meraklı varsılların dünyanın her köşesinden ziyarete geldiği antik Selçuk ilçesinde yaşandı bunlar.  

Toplumun sentetik dokusuna ateş değdi; doku,   içten içe eriyor.

 

 

İşiten, duyan, izleyen , bilen, bildiren ve diğerleri;  hepimiz bu beş yitiklik aynasında hatalarımızla yüzleşelim; itiraf edelim. Aksi halde vebali inanın ki Karma’da kayda geçti.

 

Artık olmasın!..

 

 

 

Açıklamalar:

 

 

(1)Taraflar(Ahzap)33:72 “ Emaneti (seçme özgürlüğü) göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular. Onu insan yüklendi; o çok zalim , çok cahildir.”

 

 

 

(2)Anadolu toprağı kavimler kazanıdır. Tüm insanlığın ortak gen havuzu diyebileceğimiz tarihe sahip. Güçlü, hoyrat orduların her daim yakıp yıktığı istila ettiği topraklar. Bu yüzden toprağından üretilen gıdaya sirayet etmiş yitiklerin acıları dinmeyen ağıtlarda dışa vuruyor. Tarihin derinliklerinden bu yana  neşemiz dahi temkinli; bu temkini çoğunlukla içki kültürü ile aşmaya çalışmışlar; yine de  sakınılan hep eşikteymiş. Nitelikli kimliklerin oluşturan bireyler,  nitelikli organizasyonlarla bu kesif tedirginliği aşabiliyor. Bu yüzde Milli marşımız “Korkma!..” uyarısını başlığa taşımış.

 

 

(3)“Misyon”; Kutsal görev/ emanet; Frsz mission. (i) Görev ile bir yere gönderme; gönderilme;(ii) Hristiyanlığın tanrı inancını yayma amacıyla üstlenilen görev, görev yeri, (iii) Latince missio , “gönderme, gönderilme”, mittere, “gönderilme”.Yüce emanetin yerine getirilmesi için yola çıkma , yol zorluklarına karşı, yolda kalmamak için techizatlanma.

 

 

(4)Tekrar yazmakta yarar var: Kur’an’da en büyük ibadet tahakkul yani aklı kullanmaktır; Aklın ilk yolluğu kıyas /analoji dir. Böylelikle empatik akıl yani vicdani akıl oluşur. Vicdan, ruhumuzun can verdiği bedenimizde irtibat eseridir.

 

Varlık alemi, canlılar ne varsa Ruh’un sirayeti ile gelişim devinimine koyulmuştur. İnsandaki ruh’un miktarı karar verme iradesi niteliğinde olduğundan empati yalnız insana mahsustur. Dar empati dediğimiz tutum öz sevgi, aile sevgisi, klan sevgisi gibi arizi bakış açısıdır.Asıl olan herşeyle birliğin bilincinde olmak, mutlak empati düzeyine erişmeyi amaçlamaktır.

 

 

(5)”Ateş bacayı sardı”; ısı aşımı ile beklenmeyen zarara uğramak.”Kifayetsiz / yetersiz , muhteris/ hırslı, ihtiraslı; Arapça haraşa,  “şiddetle arzuladı”. Bilinenin tersine ısıtılmak istenen “ev”, İsrail,  ABD,  İngiltere dir.  

 

 

(6)Holiganlık, çılgınlık, putperestlik  ilkel topluların mirası. Amaçlara yönelik hırçın,  fırsatçı, şüpheci ya da korkunun esaretiyle  etkisine inanılan, tapınılan,  canlı, cansız nesne, fetiş,ikon, imgeyi memnun etme güdüsü .Katliamın onulmaz yükünü  taşıtmayı amaçlayan   idol.

 

 

(7)“Günah keçisi” yaygın tarihsel uygulamadır. Bu keçi Eski Ahit’te Kefaret Günü ayinlerinde Yahudi kavminin günahları simgesel olarak bir erkek keçiye yüklenirdi. Bu keçi kurayla seçilir Azazel (İblis’in sürülmeden önceki  zamanki adı) adlı kötü ruhu yatıştırmak, Yahudi kavminin günahlarını arındırmak için Kudüs dışında uçurumdan aşağıya atarlardı.  Antik Yunan “el yükseltmiş”; günah keçisi insan olarak kullanılmış. “Günah Keçisini seçen suçlulardır”.

 

 

 






Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Son yaklaştı, İsrail ve yandaşlarının sonu geldi-2
21.12.2024 205 Okunma
1 Yorum 21.12.2024 10:10
Hikmet Güveloğlu
PKK LAĞVEDİLECEK LAKİN HUZUR GELMEYECEK
20.12.2024 21 Okunma
Reşat Nuri Erol
Son yaklaştı, İsrail ve yandaşlarının sonu geldi-1
20.12.2024 278 Okunma
1 Yorum 20.12.2024 08:58
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen’i çocuklara ve gençlere anlatmak - 4
19.12.2024 356 Okunma
1 Yorum 19.12.2024 09:11
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen’i çocuklara ve gençlere anlatmak - 3
18.12.2024 373 Okunma
1 Yorum 18.12.2024 09:14
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen’i çocuklara ve gençlere anlatmak - 2
17.12.2024 452 Okunma
3 Yorum 17.12.2024 09:55
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen’i çocuklara ve gençlere anlatmak…
16.12.2024 421 Okunma
1 Yorum 16.12.2024 10:49
Reşat Nuri Erol
İnsan, aile, komşu ve Suriye’de bir Adil Düzen-2
15.12.2024 466 Okunma
1 Yorum 15.12.2024 12:49
Reşat Nuri Erol
İnsan, aile, komşu ve Suriye’de bir Adil Düzen-1
14.12.2024 557 Okunma
1 Yorum 14.12.2024 10:22
Reşat Nuri Erol
Lokman (9) ‘Aldatıcı sizi Allah’la aldatmasın…’
13.12.2024 463 Okunma
1 Yorum 13.12.2024 15:30
Yasin Kılar (Karar Danışmanı - Mentor)
HÜZÜN EĞİTİMİ
12.12.2024 54 Okunma
Reşat Nuri Erol
Lokman (8) ‘Kesinlikle Allah’ın vaadi gerçektir’
12.12.2024 426 Okunma
1 Yorum 12.12.2024 10:44
Reşat Nuri Erol
Lokman (7) ‘Ey insanlar, Rabbinize ittika edin’
11.12.2024 390 Okunma
1 Yorum 11.12.2024 09:16
Hikmet Güveloğlu
Amerikalılar Değil Ruslar Çekilecek Suriye'den 2018
10.12.2024 92 Okunma
Reşat Nuri Erol
Lokman (6) ‘Ey insanlar, Rabbinize ittika edin’
10.12.2024 429 Okunma
1 Yorum 10.12.2024 08:18
Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024 2238 Okunma
Reşat Nuri Erol
Lokman (5) ‘Ve mâ tedrî nefsun bi-eyyi ardin temût’
9.12.2024 518 Okunma
1 Yorum 09.12.2024 08:44
Reşat Nuri Erol
Lokman (4) ‘Ve mâ tedrî nefsun mâżâ teksibu ġaden’
8.12.2024 483 Okunma
1 Yorum 08.12.2024 08:56
Reşat Nuri Erol
Lokman (3) ‘Ve mâ tedrî nefsun mâżâ teksibu ġaden’
7.12.2024 517 Okunma
1 Yorum 07.12.2024 06:15
Reşat Nuri Erol
Lokman Suresi-2; “Allah bilicidir, haberdardır”
6.12.2024 577 Okunma
1 Yorum 06.12.2024 08:36
Reşat Nuri Erol
Lokman Suresi-1; “Allah bilicidir, haberdardır”
5.12.2024 544 Okunma
1 Yorum 05.12.2024 08:28
Reşat Nuri Erol
Allah seni cennetine davet ediyor; gelir misin?-2
4.12.2024 535 Okunma
1 Yorum 04.12.2024 08:48
Mete Firidin
Hanif Kelimesi
3.12.2024 172 Okunma
Reşat Nuri Erol
Allah seni cennetine davet ediyor; gelir misin?-1
2.12.2024 519 Okunma
1 Yorum 02.12.2024 08:51
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-24
1.12.2024 439 Okunma
1 Yorum 01.12.2024 12:53
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-23
30.11.2024 490 Okunma
1 Yorum 30.11.2024 10:45
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-22
29.11.2024 456 Okunma
1 Yorum 29.11.2024 11:36
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-21
28.11.2024 508 Okunma
1 Yorum 28.11.2024 09:29
Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024 1457 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-20
25.11.2024 492 Okunma
1 Yorum 25.11.2024 10:00
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-19
25.11.2024 511 Okunma
1 Yorum 25.11.2024 09:53
Bahaeddin Sağlam
İnsanlık Gerçeği
24.11.2024 437 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-18
23.11.2024 483 Okunma
1 Yorum 23.11.2024 07:32
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-17
21.11.2024 509 Okunma
1 Yorum 21.11.2024 07:50
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-16
20.11.2024 482 Okunma
1 Yorum 20.11.2024 09:13
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-15
19.11.2024 485 Okunma
1 Yorum 19.11.2024 10:14
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-14
18.11.2024 510 Okunma
1 Yorum 18.11.2024 08:15
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-13
17.11.2024 528 Okunma
1 Yorum 17.11.2024 10:10
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-12
16.11.2024 623 Okunma
1 Yorum 16.11.2024 09:03
Mete Firidin
Q Metni
14.11.2024 260 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-11
14.11.2024 551 Okunma
1 Yorum 14.11.2024 07:41
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-10
13.11.2024 580 Okunma
1 Yorum 13.11.2024 14:36
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet… - 9
12.11.2024 577 Okunma
1 Yorum 12.11.2024 07:52
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet… - 8
9.11.2024 529 Okunma
1 Yorum 09.11.2024 06:23
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet… - 7
8.11.2024 591 Okunma
1 Yorum 08.11.2024 12:00
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet… - 6
7.11.2024 556 Okunma
1 Yorum 07.11.2024 08:54
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet… - 5
6.11.2024 577 Okunma
1 Yorum 06.11.2024 11:50
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet… - 4
5.11.2024 545 Okunma
1 Yorum 05.11.2024 04:42
Reşat Nuri Erol
Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet… - 3
4.11.2024 647 Okunma
1 Yorum 04.11.2024 11:31
Özer Ataç
Abartı
4.11.2024 1329 Okunma


© 2024 - Akevler