Erbakan’a göre PARA, KREDİ ve ORTAKLIK
ERBAKAN HAFTASI ve “ERBAKAN’I ANMAK, ANLAMAK VE ERBAKAN GİBİ YAPMAK” vesilesiyle; “İSLAM EKONOMİSİ ÇERÇEVESİNDE NECMETTİN ERBAKAN’IN ADİL DÜZEN SÖYLEMİ” (İrfan Ersin ve Cengizhan Yıldırım’ın çalışması) akademik çalışmasını değerlendirmeye devam ediyoruz… Çalışma “NECMETTİN ERBAKAN’IN EKONOMİK SÖYLEM VE UYGULAMALARI” adlı “YÜKSEK LİSANS TEZİ”nden türetilmiş.
Bugün de “ERBAKAN’a göre PARA, KREDİ VE ORTAKLIKLAR” üzerinde duralım...
Adil Ekonomik Düzen’de PARA
AED’nin temel şartı tüketme eğilimi olan insanların üretmesini sağlamaktır. Yani insan israf etmemek kaydıyla ne kadar tüketecekse o kadar da üretmeli ve kimsenin hakkını yememelidir (Erbakan 1991). Bu temel kuralın tatbikatta nasıl sağlanacağını Erbakan şöyle aktarmaktadır: “Bir kimse diyelim ki A malını üretti ve bunu başkalarının faydalanmasına sundu. Mesela götürdü A malına ait vakfa teslim etti. A malının bu anda bir kıymeti vardır. Bunu üreten kimse aynı kıymete eş değer başka istediği malları alıp tüketebilir. Önemli olan ne kadar üretti ise ona eşdeğer tüketme yapmasıdır. Başkasının hakkını yememesidir. İşte bunun için A malını üreten kimseye, o malin kıymetine eşdeğer dilediği mallardan tüketebilmesi için özel bir senet verilir. Bu özel senede para denir. Bundan dolayı para demek herhangi bir üretimi yapan kimseye bu üretimine eşdeğer tüketme hakkı olduğunu göstermek üzere verilen özel senet demektir” (Erbakan 1991).
Erbakan, parayı bu örnekle yeniden tanımlamaya çalışmış ve paraya bazı aksiyomlar yüklemiştir. Bu aksiyomlar 7 ilkeden oluşmaktadır. Ona göre bu ilkeler para= mal ilkesi, faiz yok ilkesi, karşılıksız para yok ilkesi, paranın bir mal (arsa, tesis, standart mal, altın ve döviz) karşılığında olması ilkesi, istenilen anda değiştirme ilkesi, herkese eşit muamele ilkesi, fiyatlar arz-talebe göre tespit edilir ilkesi’dir (Erbakan 2010).
Bu aksiyomlar Erbakan tarafından ayrıntılı şekilde açıklanmaktadır. İlkeler başlık itibariyle AED’nin para ile ilgili meselelerine açıklık getirdiği için ayrıntılara yer vermiyoruz. Geniş bilgi için bakınız (Erbakan 2010).
Adil Ekonomik Düzen’in KREDİ İLE İLGİLİ ESASLARI VE ORTAKLIK
Adil Ekonomik Düzen’de “herkes ne kadar ürettiyse o kadar tüketme hakkına sahiptir” prensibi vardır. Ancak bu sistemde bir kişi ürettiğinden fazla da tüketebilir. Bu kredi sistemiyle mümkündür. Erbakan’a göre kredi, bir kimsenin sonradan geri vermek şartıyla ve belirli şartlar altında geçici bir süre için ürettiğinden daha fazla tüketme hakkı kullanma imkânı olarak tanımlanmaktadır (Erbakan 2010).
Nitekim AED’nin kredi ile ilgili esasları bu düzende üretime verilen önemin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Çünkü bu sistemde krediler üretimin arttırılmasını teşvik etmektedir. Ayrıca faizsiz olması da bir avantaj olarak görülmektedir (Tekir 1987).
AED’de 7 türlü faizsiz kredi imkânı vardır ve enflasyona sebebiyet vermez (Erbakan 2010: 65-72). Bunlar ortaklıklar, Hakkı Müktesep Karşılığı Kredi, Emek Karşılığı Kredi, Rehin Karşılığı Kredi, Ödenmiş Vergi Karşılığı Kredi, Yatırım Projesi Karşılığı Kredi, Selem Senedi Karşılığı Kredi olarak sıralanmaktadır (Erbakan 2010).
ORTAKLIKLAR, Erbakan’a göre Adil Düzen’de fertlerin bir araya gelerek ortaklıklar kurmaları kendi tasarruflarını birleştirerek, ekonomik faaliyetlerde bulunmaları mümkündür. Ortaklık, bir tesiste bir mal üretip bunu kârıyla satmak ve yapılan kârı ortaklar arasında bölüştürmek şeklinde olduğu gibi; bir tesis kurmak bu tesiste üretim yapıp üretilen malları satarak kâr etmek veya tesisi satarak kâr etmek ve kârı ortaklar arasında bölüştürmek şeklinde de olabilir. Yani bu sistemde hem tesise hem de üretim ve kârına ortak olunabilir. Böylece bir kimse yaptığı tasarruftan fazlasını muvakkat bir zaman için belli şartlarla tüketmek imkânını kullanmış olmaktadır (Erbakan 2010).