İLİMDE VE İMANDA GERİLERE DÜŞTÜK
KUR’AN VE İLİM seminerlerinin 851. haftasına da ulaştık, elhamdülillah… Anayasa yazılarına ara veriyor ve seminer notlarının 9-10. sayfasından bir bölüm sunuyorum...
Geçmişte olanların hepsi hayırdır. Allah şerre izin vermez. Olayları değerlendireceğiz. İyiliklere yeni iyilikler katmaya çalışmalıyız. Kötülüklerden ders almalıyız. O ikazlarla kendimizi düzeltmeliyiz. Kur’an’dan sonra artık Cebrail gelip şunu yanlış yaptınız, şöyle yaptınız, böyle yapın demiyor. Olayları ele alıp incelemeliyiz. İçtihat yapıp amel etmeliyiz. Başardığımızda isabet etmiş oluyoruz demektir, şükretmeliyiz. Başaramadığımızda hatamız vardır demektir, hatamızı düzeltmeliyiz.
ÜSTAD ANLATIYOR: Bizim nesil 1960’lardan itibaren cihada başladı, gerek insanlığın gerekse Türkiye’nin kötü durumunu düzeltmeye girişti. Başarıya ulaştık. Gerek siyasi bakımdan gerekse ekonomik bakımdan zirvelere ulaştık. Demek ki o hususlardaki çalışmalarımız isabetli imiş. Ama gerek dinde yani ahlakta gerekse ilimde çöktük. Ben üniversiteyi 1955 yılında bitirdim. Demek ki benim bilgilerim 1960 yılı öncesine ait olmalıdır. Bizim neslin başarılarını bugün yapan yoktur. O ilme bugün sahip olan yoktur. Geriledik. İlerleyemedik. Yetmedi, ahlak bakımından, haram-helal bakımından da o günkü iman ve ittikanın yarısı değil, dörtte biri bile kalmamıştır. Büyük anneler çarşaflı, anneler mantolu, çocuklar mini etekli gezmektedirler. O zamanın dünyasında bizler faizden fersah fersah kaçarken, bugün faizli kredilerle herkes ev satın alıyor! Sosyal yapı aileye ve cinsi ahlâka, ekonomik yapı küçük işletmelere dayanır. Birini cinsi serbestlik, diğerini de faiz yıkar. İkisinde de batağa düşmüş, nimeti küfre tebdil etmiş bulunuyoruz.
Demek ki bizim nesil bir hata yaptı. İşte o hatayı düzeltmemiz gerekir.
Bu hatamız nedir?
Biz topluluğu zengin edeceğimize kişileri zengin ettik. İnsanların ilimlerini ve imanlarını artırmadan önce makamlarını ve servetlerini artırdık. İşte onun sonucu bugün İLİMDE VE İMANDA GERİLERE DÜŞTÜK.
Kurmakta olduğumuz dinlenme evleri vee yüz lojmanlı apartmanları bu dönemlerdeki hatalardan uzak tutmalıyız. İnsanların İMANLARINI ve İLİMLERİNİ artırmadan İKTİDARA ve SERVETE talip olmamalıyız. Topluluk yükselecek. Kişiler değil kooperatifler zengin olacak, kişiler değil kooperatifler yani topluluklar iktidarda söz sahibi olacaklardır.
Biz DÜZENİ DEĞİŞTİRMEDEN, zalim düzeni sona erdirmeden müminleri çoğaltmaya çalıştık. Mevcut düzende başarılı olamayınca da müminler çoğaldı ama iman elden gitti. Allah’ın nimetini halk küfre tebdil etti. Risale-i Nur şakirtlerinin paralelci olmaları da bu Allah’ın nimetini küfre tebdilden başka bir şey değildir.
İşte, siz yeni nesilleri bekleyen en büyük sorun, bu İLMİN VE İMANIN ÇÖKÜŞÜNÜ durdurup gerisin geriye nasıl döneceğiniz sorunudur. Ne Risale talebeleri ne de tarikatlar bu işte başarılı oldu. Akevler de başarılı olamadı. Baskı ile insanları ahlaklı yaşatmak başarı değildir. Zorlarsanız, kızınız başını örter ama ilk fırsatta açar. Benim bir arkadaşım vardı, kızkardeşi mini etek giymek istiyordu, arkadaşım da buna şiddetle karşı idi. O kız özel etek yaptırmıştı, kardeşinin yanında uzatırdı, uzaklaşınca belden katlar kısa giyerdi.
Böyle bir ahlak istemiyoruz. İnsanlar inanarak baskısız ahlaklı olmalıdır. Kızlar ve erkekler ona göre hareket etmelidir. Babalarının analarının serveti ile kızlara caka satan delikanlılar istemiyoruz, kendisi kazanarak evlenen delikanlı istiyoruz.
Bunun için yüz lojmanlı apartmanlar inşa edeceğiz. Buraya herkes katılacak ama sonra otururken istedikleri yani anlaştıkları kimselerle istedikleri katlarda oturacaklar ve kendi aralarında istedikleri düzeni yaşayacaklardır. Çalışmada (iş hayatında) ve yaşamada (ev hayatında) birbirleri ile anlaşmış olan kimseler aynı katta, aynı apartmanda toplanacaklar. İş hayatında ve ev hayatında yarışacaklar. İman edenler başaracak, iman etmeyenler inkıraz edecekler yani yok olacaklardır. (ANAYASA yazıları kaldığı yerden devam edecek.)