Adalet, Adil Bir Dünya ve Nasıl Bir Gençlik?
Ocak ayının sonuna geldik, ay bitmeden 2015 yılından kalan notları bitirelim.
ORTAKLIK EKONOMİSİ çalışmalarımız hızlandıkça, günlük okumalarımda bu konu ile alakalı olabilecek sözlere ve yazılara daha çok dikkat kesilir oldum.
İktisatçı Dr. Mustafa Özel, Gerçek Hayat dergisinin bir sayısında yayınlanan röportajında “KANAAT EKONOMİSİ”ni anlatmış.
Beni ilgilendiren bölümdeki ara başlık şöyle: ADALETE KAFA YORMA VAKTİ
ADALET VE KANAAT gibi temel kavramlara sarılmanın vaktinin geldiğini ifade eden Özel, “Sistemin kendi var olma sınırlarını zorlamakta olduğunun birçok işaretleri ortaya çıktığından iyi sistemlere kafa yormanın vaktidir. İnancı ne olursa olsun, ADALET VE KANAAT gibi temel kavramları ciddiye alacak bütün insanlarla ortak yürüme imkânlarına kafa yormalıyız” dedi. Mustafa Özel’e özel tavsiyem; geç de olsa Erbakan Hocamız ile yaptığımız kırk yıllık “ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN” çalışmalarımızla ilgilenmesidir ki biz sadece bir-iki kavrama sarılmakla iktifa etmedik, ayrıca bir bütün olarak bir sistem ortaya koyduk… Bu köşenin müdavimleri iyi biliyor; çalışmalar devam ediyor…
*
Aralık ayındaki haber başlığı dikkat çekiciydi: ‘ADİL BİR DÜNYA İÇİN’
Meğer Genç MÜSİAD’ın bir organizasyonuymuş! Genç MÜSİAD iki yıl önce “ADİL DÜZEN”i anlatmam için davet etmişti… Gittim ve anlattım… Ardından samimi olarak başlayıp birkaç ay süren samimi dernek mensupları ile görüşmeler başladı ama bir müddet sonra kesildi!.. Neden?!. Neyse… Konuya dönelim… Haberin beni ilgilendiren bölümü şöyle:
'Dünya Genelinde Artan ADALETSİZLİĞE Değinilecek' 5. UGİK kapsamında ilk gün, 'ADİL DÜNYA GİRİŞİMİ' temasına uygun özel seçilmiş başlıklarda paneller işlenecek. Panelleri alanında uzman kişiler sunumlar şeklinde gerçekleştirecek. Kongrede altı farklı oturum gerçekleştirilecek ve bu oturumlarda dünya genelinde hemen her konuda artan ADALETSİZLİĞE değinilerek ADİL bir girişimin gerekliliği vurgulanacak...
*
Gençlerden söz açılmışken, geçen ay dikkatimi çeken Yusuf Kaplan’ın “NASIL BİR GENÇLİK?” yazısı hatırıma geldi. Yazı şöyle başlıyor: “Türkiye, genç kuşağını kaybediyor: sömürgeci eğitim sistemi, yoz, yozlaştırıcı kültür hayatı, kültürel dinamiklerimizi dinamitleyen, yerle bir eden sığ, sığlaştırıcı ve her şeyi çözücü medya rejimi, çocuklarımızı elimizden alıyor. / Müslüman bir toplumda yaşıyoruz ama çocuklarımızı korumakta zorlanıyor, çocuklarımızı kaybediyoruz! / Genç kuşaklarını ihmal eden toplumlar, geleceklerini imha ederler./ O yüzden en hayatî meselemiz genç kuşaklarımızı korumak, koruyabilmek. Şunu aslâ unutamayız: insanlığın önünü açacak, fikir, sanat, ahlâkta büyük öncüler yetiştiremeyen toplumlar, bırakınız büyük atılımlara imza atmayı, varlıklarını bile sürdürmezler! / Bu mesele en hayatî meselemiz: Eğer önümüzdeki 10 yılda kültür, eğitim, sanat ve medyada kendi medeniyet dinamiklerimiz doğrultusunda devrim yapamazsak, yok olmaktan kurtulamayız. / Bir kaç hafta boyunca bu meselelerin üzerine gideceğim ve önerilerimi sizlerle paylaşacağım derinlemesine. / Bu yazıda manifesto niteliğinde "NASIL BİR GENÇLİK?" diye sorarak cevaplarımı sizlerle paylaşıyorum…” Yazının devamını da tavsiye ederim. (http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/nasil-bir-genclik-2024801)
*
Biriken ve size ulaşmayı bekleyen benzer notlarım var... Bunları ve benzeri notları zaman zaman neden hatırlatıyorum? Hani Erbakan Hocamız ile geliştirdiğimiz bir metot var ya; TEŞHİS ve TEDAVİ… Bu arkadaşlar TEŞHİS merhalesinde bir şeyler ortaya koyuyorlar ama TEDAVİ merhalesine gelince, nedense “ADİL DÜZEN” seviyesinde bir şey ortaya koyamıyorlar, “ADİL DÜZEN” çare-çözüm-tedavi önerisini de görmemezlikten geliyorlar!