Ekonomi-1: Ve mâ âteytum min riben liyerbuve…
Ekonomide hem ülkemizde hem dünyada var olan sorunlar artık tufan seviyesinde…
Ekonomideki bu sorunlar birbirine entegre dörtlü ana sorunların sadece biri…
Ekonomi dışındaki dinî/ahlâkî, ilmî ve idarî/siyasî ana sorunlarla birlikte…
Ekonomi ile birlikte var olan sorunların tümüne Sosyal Tufan diyoruz… (Bu bir.)
-Genel durumun böyle olduğunu bu köşenin müdavimleri biliyor…
-Adil Düzen çalışmaları açısından bizim teşhisimiz böyle…
-Adil Düzen açısından tedavi reçetelerimizle birlikte…
-Adil Ekonomik Düzen işte bu tedavi reçetesidir… (Bu iki.)
Bu girizgâh genel durumun hem teşhis hem de tedavi açısından kısa bir özetidir.
Bundan sonra yazacaklarımız ise Kur’an ve ilim açısından açıklama olacak.
Kur’an ve ilim seminer çalışmalarımız 1221 haftadan beri devam ediyor.
Bu haftaya da Rûm Suresi’nin 39’uncu “riba ayeti” tevafuk etmiş oldu. (Bu üç.)
***
Dördüncü olarak, yukarıdaki genel hatırlatmalarımız devamında, işte bu haftalık seminer çalışmamızdan öz ve özet olarak derlediğim notları sunmuş olacağım; istisnasız herkes tarafından dikkate alınması ve gereğinin hiç gecikmeden yapılması dua ve dileklerimizle…
Rûm Suresi üzerindeki çalışmalarımız 28 haftadan beri devam ediyor…
Ekonomik sorunları birkaç açıdan açıklayan bir ayet bu haftaya denk geldi…
İşte bu ekonomi içerikli ayetin Arapçasını ve anlamını okuyarak başlayalım…
“Vemâ âteytum min riben liyerbuve fî emvâli-nnâsi felâ yerbû ‘indellâhi vemâ âteytum min zekâtin turîdûne vechellâhi feulâike humu-lmud’ifûne / İnsanların mallarının içinde artması için ribadan her ne verdiyseniz Allah’ın indinde artmaz ve Allah’ın vechini irade ederek zekâttan her ne verdiyseniz onlar, onlar katlayanlardır.” (Rûm 39)
Ayette geçen “riben” kelimesi riba, faiz, artış demektir, RBV kökünden gelmiştir. Birinci bâbdan “ribaün” mastarı birisinin veya bir şeyin boyutlarının yani miktarının sürekli artması anlamındadır. Bu mastar manasından artan miktar, boyut manasında ıstılahi açıdan borç olarak verilen bir malın geri ödenirken artmış olarak ödenen kısmıdır ve işte bu kısım “faiz” anlamında camid isimdir. “Yerbu/yerbüve” artar demektir. RBV kökünden birinci bâbdan üçüncü şahıs eril tekil mensub muzari malum fiildir.
Dolayısıyla ayetin birinci bölümünde anlatılan, “insanların mallarının içinde artması için ribadan her ne verdiyseniz Allah’ın indinde artmaz” demektir.
***
Konunun anlaşılmasına açıklık getiren üç ayet meali ile devam edelim:
“Yeri donuk (hareketsiz) görürsün de onun üzerine suyu indirdiğimizde kımıldanır ve gelişir ve her çiçekli çiftten bitirir.” (Hac 5) “‘Rabbim, ikisine beni çocukken yetiştirdikleri gibi merhamet et’ de.” (İsra 24) “‘Seni içimizde velîd iken yetiştirmedik mi ve içimizde ömründen senelerce kalmadın mı?’ dedi.” (Şuara 18)
Ayetlerde görüldüğü gibi bitkinin yetişmesi ve çocuğun yetişip erişkin hale gelmesi bu kökle ifade edilmektedir. Tef’îl bâbından “terbiye, mürebbiye” kelimeleri de Türkçede kullanılmaktadır. Bu kök çevreden gerekli malzemeleri alarak kendine katmak ve kendini geliştirerek büyümek anlamındadır. Çocuklar da bitkiler de bu şekilde büyümektedir.
Faize bu nedenle “riba” ismini vermişlerdir. Bu verilen ismin gerçeği yansıtmadığı ayetlerde açıkça söylenmektedir. Çocuğun veya bitkinin büyümesi olan “rebv” ile faiz manasındaki “riba” arasında çok büyük fark vardır. Çocuk da bitki de büyürken başkasına zarar vermez. Bitki suyu ve topraktaki mineralleri alarak kullanır ve kendini büyütür. Çocuk da bu bitkileri ve hayvanları yiyerek bunlardaki besinleri kullanır ve büyür. Hem çocuk hem de bitki büyüdükçe yetenekler kazanır, özellikler elde eder. Çocuk meslek sahibi olur, iş yapar, topluluğun bir ferdi olarak topluluğa fayda sağlar. Bitki de meyvesini verir ya da kendisini insanların ve diğer hayvanların yiyeceği şekle sokar ve fayda sağlar. (Devamı var) 30.7.2023