http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Suriye_ve_diger_ana_sorunlarin_koklu_cozumu/22018#.VE8idfmsU3k
Suriye ve diğer ana sorunların köklü çözümü
Bölge ülkeleri genel olarak “Ortadoğu Sorunlarını” ve özel olarak “Suriye Sorununu” KUR’AN’IN REHBERLİĞİNDE KENDİLERİ ÇÖZMELİDİRLER, dedik; “TEK ÇÖZÜM KUR’AN’A BAŞVURMADIR” dedik… Ne demek istediğimizi biraz daha açıklayalım...
Suriye ve Ortadoğu’da barışın sağlanması için Türkiye, İran, Irak ve Suriye devlet yöneticilerinin bir araya gelmeleri gerekir dedik... Başkanlar, Başbakanlar ve Genelkurmay Başkanları İstanbul’da toplanmalı, Barzani’yi de yanlarına almalı ve müzakerelerini yapmalıdırlar... Yabancı güçleri hiç karıştırmadan, Kur’an’ın çözümlerini uygulamalıdırlar...
Suriye ve Ortadoğu’da barışın sağlanması için neler yapmalıdır?
1- Önce “bin hanelik bucaklar” teşkil edilmelidirler. Bunlar bağımsız olmalıdır. Her bucağın kendi dinî ve ırkî yapısı olacak, kendine özgü dili olacak ve kendi kanunlarını kendileri yapacaklardır. Bunlar iç işlerinde tamamen bağımsız olup paraları da olacaktır...
2- İç güvenliği sağlamak amacı ile yüze yakın bucak bir araya gelip illeri teşkil edecek... Lise eğitimini kendi dilleri ile yapacak... Bunların da paraları olacaktır. Ayrıca, kendi illerinde kendilerinden oluşan zabıta kuvveti ile iç güvenliklerini sağlayacaklardır...
3- Dışa karşı savunma yapan ordu devlet ordusu olacak, halktan isteyenler bedel verecek, isteyenler askerlik yapacaktır. Devlet dili tek dil olacak, üniversiteler devlet dili ile okutacak, akademik çalışmalarda yabancı diller olacaktır...
4- Çıkacak her türlü ihtilaflar tarafların seçtiği birer hakem ile hakemlerin seçtiği başhakemden oluşacak hakemler kurulunca çözülecektir. Hakem kararlarına uymayanlara karşı silahlı güç devreye girecektir…
5- Bucaklardaki hakemlerin kararına uymayanlar il emniyet teşkilatına havale edilecek; bucakta yönetime karşı çıkıldığı takdirde, bucak başkanının talebi ile il zabıtası gelip güvenliği sağlayacak; bucak başkanı onlara gidin dediği zaman da gideceklerdir. İllerde güven sağlanamazsa, il başkanının daveti ile ordu gidecekse sıkıyönetim kuralları ile il güvenliğini iade edecek, il başkanı gidin dediği zaman ordu oradan çekilecektir...
6- Ekonomik gelişmelerin bölgede gerçek anlamda olabilmesi için bu dört devlet (Türkiye, İran, Irak ve Suriye) gümrükleri ve vizeleri aralarından kaldıracaklardır. Diğer devletlerle gümrük dâhil tüm ilişkilerde her devlet tamamen bağımsız olacaktır...
İşte, Ortadoğu’ya huzur ve barışın gelmesinin tek formülü budur, çözüm budur.
***
Sadece Suriye sorunu değil, diğer iç sorunların çözümü de yanlışta aranıyor…
Mesela, “Çözüm Süreci” de maalesef Kur’an’da değil, değişik yanlışlarda aranıyor…
Çözüm süreci başladığından beri aslında anlaşılmayan bir şey var; PKK ve yandaşları ne istiyor, bir türlü anlayamadık... Özerklik mi isteniyor, devlet mi kurmak istiyorlar, gasp edildiğine inandıkları haklarını mı istiyorlar…
Her söylemde “barış ve demokrasi” gibi aslında hayatları boyunca yanından bile geçmedikleri kavramları kullanmaktan çekinmeden bölgeyi kan gölüne çeviren, güven ortamını yok eden, refah seviyesini gittikçe düşüren icraatların müsebbibi olmaları dışında bir özellikleri olmayan bu güruhun, samimi bölge halkı tarafından vitrinden ve gündemden çıkarılmaları gerekmektedir... Yukarıda yazıldığı üzere, bunun formülü vardır.
Hükümet sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil, ülkemizin her yerinde en temel sorunumuz olan “güvenlik sorununu” ortadan kaldıracak ve köklü çözüme kavuşturacak hukuki, ekonomik, eğitim (eğitim reformu önemlidir, ayrı bir yazı konusudur, yakında detaylı bir şekilde yazılacaktır) ile alakalı reformlar için somut adımları atmak zorundadır...
Çözüm süreci olarak gözümüzün önünde cereyan eden tiyatro, sadece gemi ile bir teröristin yanına giden üç-deş kişiden (şimdi bazı basın mensupları da gidecekmiş) başka bir şey canlanmıyor. Biz çözüm, huzur, barış için “bucak sistemi”nin, adalet için “hakemlik sistemi”nin, refah için “faizsiz kredileşme ve karşılıklı para sistemi”nin ihyasının gerektiğine inanıyoruz... Diğer yapılanlar sorunu sadece karmaşık hâle getiriyor, o kadar; ve’s-selâm…