Orman yangınları; önce teşhis, sonra tedavi…-4
Bugünkü yazımıza konu ile ilgili gerekli bilgilendirme ile başlayalım…
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 28 Temmuz-3 Ağustos arasında 38 ilde 163 yangın çıktığını ve yangınların 152'sinin söndürüldüğünü söyledi.
Orman yangınlarında 16 uçak, 9 insansız hava aracı, 45 helikopter, 6'sı yönetim olmak üzere 51 helikopter, 1 insansız hava helikopteri, 805 arazöz ve tanker, 150 iş makinesi, yaklaşık 5 bin 200 personel mücadele ediyor…
Antalya, Muğla, Adana, Mersin ve Osmaniye'de orman yangınları afetinden etkilenen vatandaşlarımızın tarımsal alanla ilgili ön hasar tespit çalışmaları bitmiş. 5 ilimizde 18 ilçe, 78 köy ve 2 bin 219 çiftçimiz yangınlardan etkilenmiş durumda.
Bu bilgilendirmeden sonra ve yangınlar da sürüyorken biz şöyle devam edelim…
Önceki yazımın en sonunda dedim ki: “… (‘Orman yangınları; önce teşhis, sonra tedavi’ ile ilgili olarak) bu yazıyı yazdığım bugün de, ülkemiz sistemi veya dünya düzeni ile ilgili olabilecek günlük birkaç yazı başlığına rastladım ve heyecanla okumaya başladım… Ama sonuç olarak sadece teşhislerin yazıldığı yazılarla veya onların yani ülkeleri ve dünya düzenini çökertmek için çabalayanların yaptıklarını anlatan düşüncelerle karşılaştım…”
Beni birkaç yönden umutlandıran sadece bir yazı müstesna; Prof. Dr. Ahmet Maranki’nin “Orada bir köy var uzakta!” (03 Ağustos 2021, Yeni Akit) başlıklı yazısı...
Yazı şu bilgilendirme ile başlıyor: “Orman yangınları ile ilgili Twitter, Facebook, Instagram hesaplarında yaptığım canlı yayınlarla, değerli dostum, kardeşim, Doktor Bekir Pakdemirli Bakanıma aşağıda da yazdığım pek çok teknik konuyu ilettim ve sağ olsun açıklamalarında da değindiler…”
Yazının bundan sonraki bölümleri, bu yazı dizimizin ana başlığından da anlaşılacağı ve vurguladığımız üzere, TEŞHİS VE TEDAVİ reçeteleri de içermekte… Okuyalım…
Yangınların gerçek sebebİ
“Bugün dünyanın her yerinde konunun uzmanları bilirler ki 40°’nin üstündeki bir sıcaklıkta ve % 5’e kadar düşen nem oranlarında rüzgârın poyraz olarak kuru esmesi sonucunda mutlaka çok küçük ve basit bir takım sebep ve oluşumlar yangınlara sebebiyet verir.
Doğadaki kırık cam şişelerinin etkisi yanında; ormanların içinden geçen yollardaki egzoz dumanından çıkan sıcak dumanlar ve tekerlerden sıçrayan taşlardan çıkan kıvılcımlarla yangınların çıkması doğaldır ve kaçınılmazdır.
Bİlİnen çözüm önerİlerİ
Türkiye’deki en zor ve halka yönelik yaptırım uygulayan yasalardan birisi, benim de yıllarca tenkit ettiğim ormanları köysüz/köylüsüz bırakan ve bugün yangınların en büyük sebebi olan Orman Yasası’dır!
Türkiye’deki ormanları ancak ormanın içinde yaşayan orman köylüsü korur.
Maalesef bugün ormanın İçİnde yaşayan, çevresİndekİ ormanı bİlen, orman köylüsü ve köyü kalmamıştır!
Dahası, eskiden Orman Muhafaza memurlarının sadece orman köylülerinden seçilmesi de zorunluydu. NEDEN?
Çünkü o insan ormanda doğmuş büyümüş, ormandaki su kaynakları, keçilerin yaptığı patika yolları ve ağaçların yaşları vs. gibi pek çok bilgiyi biliyor. Orman nedir, ormanda ne yapılır, ormandan nasıl yararlanabileceğini biliyor.
ORMAN Yasası’nda yapılan değişiklikle artık Ankara merkezli memur alımı olduğu için ağacı kitaplarda bile göremeyen insanlar, kısaca herkes Orman Muhafaza Memuru olarak işe alınmıştır.
Devlet en kısa zamanda bu yaklaşımdan ve uygulamadan vazgeçmelidir.
Bu uygulamanın yerine, yöresel bölgeyi ve sahayı bilen Orman Muhafaza Memurları ile teçhiz ederse, ormanlarımız daha iyi muhafaza edilebilecektir.”
(TEŞHİ VE TEDAVİ metoduyla yazmaya devam edeceğiz…)