Süleyman Hocamı ilmî ve amelî çalışmalarla anmak-3
Geçen ay vefat eden Merhum Süleyman Karagülle Hocamızı, kendisiyle yarım yüzyıldır sürdürdüğümüz İLMÎ VE AMELÎ çalışmalarımızı da içerecek şekilde anmaya başlamıştık; kaldığımız yerden anmaya ve bu vesileyle önemi uyarılarımıza devam ediyoruz…
Geçen hafta, Kur’an ve İlİm çalışmalarımızın 1119’uncu haftasına, En’am Suresi üzerindeki çalışmamızın 5. haftasına ulaştık ve 26-30’uncu ayetleri üzerinde çalıştık. Böylece Süleyman Hocamızı İLMÎ VE AMELÎ çalışmalarımızla anmaya devam edeceğiz… KUR’AN VE İLİM seminerlerimizdeki notlarımızla gerekli uyarılara devam…
Evet, insanlığın Adil Düzen’i öğrenmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar.
Batı tipi üniversitelerimize bakın. Anlatılır, anlatılır, Orta Çağ geçilir, ‘bu karanlık çağdır’ denir ama Hıristiyanlık anlatılmaz, Bizans anlatılmaz, İslamiyet’ten bahsedilmez.
Oysa Batı uygarlığı İslam/Hak uygarlığının kuvvet uygarlığına dönüşmüş şeklidir. Batı’da olumlu ne varsa kökü İslamiyet’ten gelmedir.
Alexİs Carrel Batı uygarlığı çöküyor dİyor
Evet, ilim adamları Batı’nın intihar etmekte olduğunu söylüyorlar ama Sermaye’nin umurunda mı? Batı intihar ederse; Çin vardır, Hint vardır.
Kur’an’a göre Müslümanlar üstünlüklerini hep koruyacaklardır. Bugün Sermaye’ye karşı direnen Hıristiyanlık gurupları vardır. Ortodokslar Gorbaçov ve Putin ile Sermaye’den kopmuşlardır. Avrupa Birliği’ne karşı Sermaye savaş açmıştır. Güney Amerika direnmektedir. Mütedeyyin Hıristiyanlar ve Müslümanlar uyanmaktadırlar.
Şeriat düzeni yani Adil Düzen kurulacaktır.
İnsan ruh ve bedenden ibarettir. Ruhta nefis yani kişilik vardır. Bedende hayat vardır.
Kişilik dört şekilde ortaya çıkar.
Bunlardan birincisi zevktir, bunda da haz ve elemler olur. Acıktığınız zaman acı duyarsınız. Acıyı madde duyamaz, acıyı ruh duyar. Beyindeki olayları acı-tatlı olarak algılar.
İkincisi ise şuurdur, bilinçtir.
Bilinç de acı ve tatlı gibi etkilenir. Haberdar olur. Ama acı duymaz, tat almaz. Beyinden ruha gelen etkilerdir. Buna karşılık ruh iki şekilde beyne etki eder.
Biri, hareket emrini verir, şöyle yap der, o da elektriği devrelere katar, onlar da bedene gider ve bedenin uzuvlarını harekete geçirir.
Diğeri ise diğer insanlara iletmek üzere ruhun icat ettiği şeyleri beyine bildirir. Beyin de söylenenleri diğer insanlara iletir. Örnek olarak 1 sayısı bedende yoktur ama insan zihninde vardır. Bunu oluşturan ruhtur. Bilinç sayesinde biz geçmişi biliyoruz ve geleceği öngörebiliyoruz, üstünde düşünüp karar alıyoruz. Bilinç dışı olaylar da vardır. Uykuda geçen olaylar bilinç dışı olduğu gibi kalbimizin atması da bilinç dışıdır.
Topluluğun bilinci ise düşünmedir, tartışmadır, birlikte olayları değerlendirmedir.
Ben düşünüyorum. Siz ayrı ayrı düşünüyorsunuz. Sonra bu düşüncelerimizi birbirimize ifade ediyoruz.
Topluluklardan birinin bilmesi hepsinin bilmesi anlamındadır. Çünkü bir topluluktaki bilenlerden herkes yararlanır. Buna “İçtİhat” denir. Bir de herkesin bildiği şeyler vardır, buna da “İCMA” denmektedir.
“Şuurunda olmamak” demek, bazı kimselerin içtihatlarını devre dışı bırakıp yararlanmamak demektir. Yahut icma ile sabit olan şeyleri kabul etmemek de şuurunda olmamaktır. Her insan bilgi hazinesidir. Onun söylemesine mâni olmayacaksınız, yararlanırsınız. Bilgi zarar vermez. Cehalet zararlıdır.
En’am Suresi 26. ayet ile bitirelim: “Ve hum yenhevne anhü ve yenevne anhü ve in yühlikûne illâ enfüsehüm ve ma yeş’ürûne / Ve onlar ondan nehy ediyorlar ve ondan ne'v ediyorlar. Onlar şuurunda olmaksızın ancak kendilerini ihlak/helak ediyorlar.”
Düzeltme: Önceki yazılarda ayetin Arapça kısmında “illâ” kelimesi sehven eksik yazılmıştır. Düzeltir, özür diler, bunu görüp bizi uyaran Prof. Dr. Sabri Tekir hocamıza teşekkür ederiz.