İLGİLİ EKLER:3

REFAH PARTİSİ İKİYE BÖLÜNECEK

TEMPO DERGİSİ      ?  1996

Refah Partisi'nin geleceği tartışılırken kurucusu sesleniyor: "Partinin kapatılmasına gerek yok, çünkü geleceği kapalı, parti çatladı, yakında ikiye bölünecek. Süleyman Karagülle'nin teorisi gerçekleşirse Türk siyasi tarihi.biri tarikatçı, diğeri şeriatçı iki partiye sahip olacak.

Süleyman Karagülle...

Refah'ın beyin takımı denince bir zamanlar ilk onun adı akla gelirdi.

Adil Düzen'in teorisyeni olarak parti içinde ağırlığı vardı.

Sonraları Akevler Kooperatifi ile gündeme geldi. Geliştirdiği Adil Düzen tezini bu kooperatifte test etmeye kalktı.

1991 yılında Erbakan ile yolları ayrıldı. Ortak çocukları sayılan "Adil Düzen" teorisini Erbakan üstlendi. Geçen altı yıl içinde Erbakan sahiplendiği bu teoriyi halka tanıttı, oy oranını artırdı. Hatta iktidar oldu sonra yine muhalefet...

O ise önce tüm gelişmeleri izledi, deşifre etmeden çalışmalarını sürdürdü. Ve geçtiğimiz günlerde suskunluğunu bozdu. Teorisi elinde şimdilerde şehir şehir dolaşıyor. "Öz Adil Düzen"i halka anlatıyor yeni bir parti örgütlenmesi başlatıyor. Refah'ın iktidardayken eline geçen fırsatı değerlendiremediğini, Refah'ın "Adil Düzen”i unuttuğunu söylüyor. Üstelik bugünlerde Adil Düzen'e ek olarak, Refah'ın geleceğine yönelik teoriler de geliştirmiş. Karagülle, kurucusu olduğu partinin ikiye bölüneceğini ısrarla iddia ediyor.

• Neden parti kurma çalışmaları başlattınız?

SÜLEYMAN KARAGÜLLE. Bugün, Refah içinde Adil Düzen'i bilen 10 ya da 20 kişi kaldı. Adil Düzen'i uygulamak için kurulan parti kendi fikrini unuttu. Dünyada şahıs partileri devri kapanıyor. Sistem partileri devri başlıyor. Refah, sistem partisi olarak kurulup şahıs partisine döndü. Biz fikir geliştirerek yaptığımız çalışmalardan diğer partilerin de yararlanmasını istiyoruz. Bu çalışmalar partiye dönüşür mü, dönüşmez mi şimdilik meçhul. Parti kurmak en az on yıl istiyor. Bizim o kadar zamanımız var mı bilemiyorum.

• Refah'tan ümidi kestiniz mi?

KARAGÜLLE. Hayır, ancak Refah'ın yeni bir örgütlenmeye hatta bölünmeye ihtiyacı var. Bugün Refah içinde tarikatçılar ve şeriatçılar ayrımı var zaten. Yönetim tarikatçıların elinde. Bu nedenle parti bir tarikat partisine döndü. Adil Düzen'in işleyebilmesi için Refah'ın tarikatçı ve şeriatçı olarak ikiye bölünmesi şart olmuştur.

• Erbakan gerekli görüp partiyi böldürür mü?

KARAGÜLLE. Onu bilmem. Erbakan'la beş yıldır hiç görüşmüyorum. Ama doğrusu; Refah'ın tarikatçı ve şeriatçı olarak ikiye bölünmesi ve Erbakan'ın bunlara hakemlik yapmasıdır. Bu bölünme Erbakan 'ın inisiyatifine bağlı bir şey de değil aslında. Refah, yüzde 50 itibariyle bölünecektir. Bu şart olmuştur. Çünkü halk bugün çözüm istiyor. Adil düzenin mekanizması yok. O mekanizmayı Refah Partisi uygulamaya koymadı.

• Bugüne kadar parti içinde birarada bulunan gruplar şimdi neden ayrılsınlar?

KARAGÜLLE. Tarikatçılarla şeriatçılar, bugüne kadar beraber olmak zorundaydılar. Başka türlü fikir partisi gelişemezdi. Ama bugün öyle değil. Bugün halk lider partilerinden bıktı. Anladı ki, liderle bu problem çözülmüyor. Refah içindeki şeriatçı ekip yollarını ayırıp çalışma yapmak zorundadır. Bu benim temennim değil, tarihi akışın bir çizgisi. Biri tarikatçıların partisi olacaktır, diğeri şeriatçıların.

• Siz Adil Düzen'in teorisyenisiniz. Refah iktidarı döneminde vaad ettiği sistemini uygulayamadı mı yoksa uygulamadı mı?

KARAGÜLLE. Uygulamadı, çünkü parti içinde bu sistemi bilen insan kalmadı. Parti içinde söz sahibi olan tarikatçı grup buna izin vermedi. Adil Düzen teorisinden zaten bihaber oldukları için öğrenme girişimimde de bulunmadılar. 1993 yılından beri bir belediyede uygulayalım dedik olmadı, bir müdürlükte uygulayalım dedik olmadı. Tabii partinin bütün kaynakları tarikatlardan, tarikatların başlarından besleniyor. Refah'ı iktidardan düşüren ne asker, ne sivil, ne muhalefet, ne de Demirel'dir. Refah'ı kendi fikirlerine sahip olmayan anlayış iktidardan düşürdü.

• Adil Düzen'i tekrar tartışmaya açmak için Refah'ın iktidardan düşmesini mi beklediniz?

KARAGÜLLE. Test edilmesi gerekiyordu. Ancak onlar hiçbir girişimde bulunmadılar. Erbakan bu hükümeti iki yıl, üç yıl götürseydi ben bütün ilmi buluşlarımdan şüphe ederdim. Allah'a inanmada bile şüpheye düşerdim. İlim böyle söylüyor. Ben de bu kadar yıldır bu ilmi araştırıyorsam... Evet yüzde bir yanılma payı olabilir insanın. Ama bu kadar aksi harekette de başarıya ulaştı mı, bunların sorgulanması gerekir. Üzüldük, ama ilmin getirdiği konudur bu. Başka bir yol olmaz. Şimdi Mesut Yılmaz'ın kurduğu hükümet de gidecek. Bu sistemlerin modası geçti, ömrü bitti. İte kaka yürütemezler. Bugün yeni diktatörler yetişemiyor, eski diktatörlerin peşinden koşuyor insanlar. Ancak Türkiye'deki partilerin hepsi şahıs partileri, lider partileri. Parti içinde hepsi diktatör. Bir adam çıkıyor, milletvekillerine, 'konuşmayacaksınız' diyor. Milletvekilleri susuyorlar. Ya da konuşuyorlar, tartışıyorlar ama sonunda grup kararı alarak susuyorlar. Partiler arasında bir dikta rejimi var.

• Erbakan partisinin bu gidişini görüyor mu?

KARAGÜLLE. Onu bilmiyorum ama, sanıyorum Adil Düzen fikrinden uzaklaşıldığını görüyordur. Adil Düzeni sadece Erbakan benimsedi partide. Yöneticiler hiç benimsemediler. Erbakan anlattı. Taban bunu anladı, ancak partinin yönetici takımı bunu taban kadar bilmiyor. Adil Düzen'i anlamak istemediler, çünkü tekrar öğrenci olmak istemediler. Refah'ta Adil Düzen unutuldu. İleride daha çok unutulacaktır.

• Refah kapatılır mı? Kapatılırsa ne olur? Bu konuda da bir teoriniz var mı?

KARAGÜLLE. Kapatılsın ya da kapatılmasın, önemli değil. Kapatılırsa yeni bir parti kurulur, oyu da alır. Ben demiyorum ki, oyu azalır, ama iktidar olamaz. İktidar olur, bir ay sonra iner. At arabası sürücüsüne çok lüks bir otomobil alsalar onu kullanabilir mi? Kim gelse gidecek, çünkü bu sistemlerle basarı sağlayamaz. Bu partinin geleceği kapalıdır.

• Adil Düzen yalnızca İslami şartlara göre uygulanabilir bir düzen mi?

KARAGÜLLE. Hayır. Diğer partiler de bu düzenin şartlarını kendi sistemlerine monte edebilirlerdi. Zaten bizim Refah Partisi'nin kuruluş aşamasındaki fikrimiz buydu. İslamiyet'ten hiç bahsetmeden sistemi oturtmak istiyorduk. İslamiyet'ten bahsetmek dini istismar olur. Halk sistemi anlamaz, bunlar Müslüman, diye oy verir anlayışını istemiyorduk.