ÖNCELİKLERİN TESBİTİ
Toplum halinde yaşama durumunda olan bizlerin dışımızdakilerle birliktelik sağlayarak hayatımızı devam ettirebilmemiz için ortak önceliklerimizin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu öncelikleri belirlemede, toplumu oluşturan bireylerin bireysel ihtiyaçları doğal olarak belirleyici rol oynamaktadır.
Bireysel ihtiyaçlar nelerdir? Her konuda olduğu gibi bu konuda da asıl delil olan Kur’anı kerim’e baktığımızda Hac suresi 40. ayette “Onlar ki, sırf Rabb’imiz Allah’tır dediler diye haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını diğeriyle savması olmasaydı, ilmî kurumlar (savâmi’), iktisadî kurumlar (biye’), Siyasî-ictimaî kurumlar (salavât) ve içinde Allah’ın anıldığı ahlâkî kurumlar (mesâcid) yıkılıp giderdi...” buyrulmaktadır. Adı geçen surenin 41. ayetinde de “Onlar şayet tarafımızdan arzda bir imkana kavuşturulacak olurlarsa namazlarını kılarlar (Siyasî-ictimaî), zekatlarını verirler (iktisadî), belli olanları işlerler (ilmî) ve belirsiz olanlardan uzak dururlar (ahlâkî). Allah’ındır işlerin sonucu.” buyurularak, birini diğerine tercih edemeyeceğimiz şekilde, bireysel ihtiyaçların odaklaştığı ve insanı diğer varlıklardan ayıran özelliklerinin, yani His, Fikir, İrade ve Ünsiyet’in kurumlarını adil bir şekilde oluşturmanın gereğini vurgulayarak öncelikler konusunda dikkatimizi çekmektedir.
Bunlardan ‘birini terk, hatta diğerine tercih edemeyeceğimiz’ şeklinde anlamak mecburiyetinde kaldığımız bu ifadeler, abdest ayetin (Mâide 6)’de olduğu ve metot açısından delil olan sünnet uygulamasının da pekiştirdiği gibi, bu ayette de kavramların birbirine ‘vav’ harfi ile bağlanmasından kaynaklanmaktadır. Kaldı ki, Sayın bilge hocamız Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da önemle ve öncelikle vurguladığı “siyaset mühim bir şeydir” sözü büyük tecrübeler sonucunda salim aklın söylettiği bir ifade olmasına karşılık, yukarıda verilen Hacc 41. ayetinde de birinci sırada yerini almaktadır. Her iki ayette iktisat ve ahlak yer değiştirmeksizin ikinci ve dördüncü sırada yer alırken, insanlar bir topluluğu oluşturmaya karar verdiklerinde öncelikle siyaset, yani yönetimi halletmeleri gereğinden hareketle yola çıkmalarını, beraberinde iktisat, ilim ve ahlak konularını da eş değerde götürmelerini anlatmaktadır. Toplum, kurumları ile oluşup işlemeye başladığı zamanda sürdürülebilirliliğini sağlamak maksadıyla her şeyin ilmi olmasına işaretle Hacc 40. ayetinde ilim öne geçirilerek iktisat, siyaset ve ahlak kurumlarının birbirlerine baskı kurmadan, barış içerisinde -ki İslâm kelimesinin anlamı budur,- dördünün birlikte alanlarındaki sorunlara ilmî çözümler üretmesini önermektedir. Böylece Adil Düzen’e giden yol haritasının öncelikleri ortaya çıkmış olmaktadır. Geriye, bunun gerçekleşmesini arzu edenlerin bir araya gelerek bu kurumları hemen oluşturmanın kararını vererek dayanışma içerisinde -ki iman kelimesinin anlamı budur- sonuca götürmeleridir.
Anılan konular, alanlarında uzmanlaşmış düşünür ve bilim adamlarının hazırlayacak oldukları program ve ekiplerle ortaya koyacakları çalışmalar tartışmaya sunularak, diğer konularla eklektikliği sağlanmalıdır. Böylece zaman ve imkanlar israf edilmeksizin faydaya yönelik ilim yapılmış olacaktır. Aslında bir medeniyet projesi olan bu çalışmaların sonucunda toplumda yatay ve dikey olarak bir genişleme ve gelişme kaçınılmaz olarak sağlanmış olacaktır.
İnsanın bin yıllık medeniyet sürecinin tarihlendiği zaman dilimleri Hz. İsa (as)’nin doğumu olarak alınmaktadır ki buna “…onu ve oğlunu alemlere ayet kıldık.” (Kur’an 21/91) ile “Meryem’in oğlunu ve annesini ayet kıldık…” (Kur’an 23/50) ayetlerinde işaret edilmektedir. Bir başka ayetlerin işareti ile de “Nuh’u kavmine gönderdik, aralarında elli sene eksiği ile bin yıl kaldı” (Kur’an 29/14) ayeti ile Hak medeniyetinin, “o müşriklerden her biri kendisine bin yıl ömür verilmesini ister.” (Kur’an 2/96) ayeti ile de Kuvvet medeniyetinin ömürlerinin bin yıl olduğu belirtilmektedir. Tarihe baktığımızda bunları açıklayarak pekiştiren olgular görmekteyiz. Hak ve Kuvvet medeniyetlerinin birbirlerini takip etmede, biri beş yüz yaşlarında iken diğeri filizlenerek beş yüz yıllık girintilerle bir grafik çizmektedirler. Kuvvet medeniyeti MS 1-1000 arsında cereyan ederken 600’lü yılların sonlarında gelen Hz. Muhammed (sav) Hak medeniyetin tohumlarını atmıştır. 1000-2000 arasında Hak medeniyeti hayatiyetini sürdürürken 1453’te İstanbul’un fethi ile zirvesini tamamlamış ve yıkılışa geçmiştir. Bu tarihlerde filizlenen Kuvvete dayalı Batı medeniyeti 2500 yılına kadar hakimiyetini sürdürecektir. Yalnız 500 yılını doldurduğundan yıkılışa geçmiştir. Şu anda III. bin yılın medeniyeti filizlenmektedir. 2000-3000 yılları arasında etkin olacak ve bin yıl hükmünü sürdürecektir.
İşte bunun kurulması ve çalışması için bütün düşüncelerimizi ve imkanlarımızı inananlar olarak seferber etmek mecburiyetindeyiz. Gelin birlikte olalım. Sizde benzer proje oluşturun tartışalım. ‘Yaptıklarınız boş kuruntulardır’ demenizin, yaşadığımız gerçekler karşısında değerini kendiniz ölçünüz.
İNSANIN MEDENİYET SERÜVENİ
İnsan | = | His + | Fikir + | İrade + | Ünsiyet |
| Soru | NE? | NASIL? | NE İLE? | KİM İÇİN? |
Denge | | İyi-Kötü | Doğru-Yanlış | Fayda-Zarar | Adalet-Zulüm |
Dışa vurum | | Sanat | Dil | Teknik | Hukuk |
| | | | | |
Toplum | = | DİN + | İLİM + | İKTİSAT + | İDARE |
| Görev | Tezkiye | Teşri | İcra | Kaza |
Yani | | Arındırma | Kanun Yapma | Uygulama | Belirleme-Pay. |
| ÇÖZÜM | Laik(rahe)lik | İçtihat | Faizsiz Kredi | Aile |
Yani | | İnançta olsun düzende olsun hiç kimse tarafından asla baskı yok. | 1. Kendi Kurallarını kendin koy, AMA UY. 2. İstediğinle istediğin sözleşmeyi yap, AMA UY. 3. Toplumda istediğini başkan seç, AMA EMİRLERİNE UY. 4. İstediğini kendine hakem seç, AMA KARARINA UY. | Karz-I Hasen müessesesi. Karşılıksız yani faizsiz kredileşme | Nikah akdı ile, aslında yasak olan cinsi ilişkinin taraflar arasında normal hale getirilerek tarafların dışındakilerle yasaklığın devam etmesi. Boşanma, mehir tazminatıyla serbest. |
İşlevi | | Ülkeyi yaşanır hale gtirir. | Ülkeyi ölçülendirir. | Ülkeyi çalışır hale getirir. (Çarkları yağlar.) | Ülkeyi güvenli kılar. |
| | HAKİMİYET | MÜLKİYET |
HASILA | = | UMRAN / MEDENİYET |
Slm özellikle tabloda olan kısımların anlatılması ve açıklanması gerekir. ortama uyarlanabilir. Allah'a emanet olunuz. Dr. Hasan Özket
ERBAKAN hocamızın huzurunda sunuldu(ALİ BÜLENT DİLEK2011)
10-11 Temmuz 2003
ESAM Öncelikler Toplantısı Nedeniyle
Dr. Hasan Özket
İstanbul Akevler Ekibinden
www.akevler.org
ESAM “ÖNCELİKLER TOPLANTISI” İSTANBUL’DA YAPILDI
10-11 TEMMUZ 2003 GÜNLERİNDE ESAM (EKONOMİK VE SOSYAL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ) İSTANBUL’DA “ÖNCELİKLER TOPLANTISI”NI TERTİPLEDİ. “AKEVLER İSTANBUL EKİBİ” SÜLEYMAN KARAGÜLLE’NİN BAŞKANLIĞINDA REŞAT NURİ EROL VE HASAN ÖZKET İLE TOPLANTIYA KATILMIŞTIR.
S.P. Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve ESAM Başkanı Recai Kutan’ın açış konuşmalarından sonra, ilk konuşmayı “İNSANLIĞIN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ” tebliği ile Süleyman Karagülle yaptı. Tebliğ metni katılımcılara dağıtıldı.
Son değerlendirme konuşması olarak Reşat Nuri Erol, beş dakika süre verilmesi sebebiyle “öncelikler” konusunu anlatamadan sadece “Akevler Adil Düzen İstanbul Çalışmaları”nın kısa bir tanıtımını yaptı. Bir haftalık yeni bir çalışma yapılmasını önerdi.
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 217. SEMİNER (CUMARTESİ: 09.00-21.00) İstanbul, 11-12 Temmuz 2003
http://www.akevler.org/AkevlerSeminerler/322/Tum/1/FATIHA-SURESI-VE-MAANI-ILMI-OZEL-TEFSIR