• Yunanistan 24, Türkiye 79. sırada...

 14 Haziran 2010 Pazartesi Epeydir vesile bulup, Birleşmiş  Milletler “İnsani Kalkınma Endeksi”nde Yunanistan’ın 24, bizim ise 79. sırada bulunduğumuzu hatırlatmıyorum... Bizdeki kimi aklıevveller, toplumların yarattığı estetiği, yaşamı taçlandıran kadın erkek ahengini, tarih bilincini, “makro dengelerdeki bozulmaların”  alıp götüreceğini sanabilirler... Bunun hiç de böyle olmadığını  görmek isterlerse, her yıl büyük miktarda turistin akın ettiği  İskeçe’nin yolunu tutsunlar. ***Gittiklerinde eski Yunan’daki “Atomculuk Okulu” ve Democritus’a da göz atmalarını öneririm...Çünkü... Yunanistan’ın krize rağmen 24., Türkiye’nin ise 79. sırada olmasının nedenlerini anlamalarına da bir ölçüde yardımcı olabilir.

• Zamanı da aşar, mekânı da 13 Haziran 2010 Pazar

 Konuşulmayan konuların listesi her gün kabarıyor. Gelişen ise sığlık... Heykel konuşulmuyor... Mimari konuşulmuyor...Klasik müzik konuşulmuyor..Resim konuşulmuyor...Hatta artık şiir bile konuşulmuyor... Güzel sanatların böylesine kazındığı bir bataklıkta, sanatın da sanatçının da tanımı yapılmıyor. Şarkılardan ve şarkıcılardan ibaret ‘sanat’ dünyamızla baş başa kalıyoruz.*** Sanat eserinin kalitesini ise ‘zaman’ belirler.Bu konudaki en önemli yargıç zamandır. Birilerinin kalkıp kendilerini zamanın yerine koymaları ise anlamsızdır. Beyhudedir.Zamana dayanan bir yapıt ister istemez evrenselleşir. Zamanı da açar, mekânı da...

• Futbol erkek midir, dişi mi? 12 Haziran 2010 Cumartesi

Onca çabaya rağmen, ruhen olmasa da... Zuluca kelimeler üzerinden Shakira’nın “waka waka this time for Afrika” adlı, turnuvanın özel şarkısını defalarca dinleyerek, şeklen Dünya Kupası’na hazırlandım. Zakumi’nin... Jabulani’nin...Vuvuzela’nın oluşturduğu bu bir aylık çılgın dünyanın kapılarını araladım... Dilerim bir “son dakika” alt yazısı hiç olmazsa bu şekli hazırlığı torpillemez... Erkeklere “iyi futbollar” da...Acaba kadınlar ne yapacak? Çünkü Zakumi erkek mi, dişi mi, hiçbir         fikrim yok...

• Ergenekon’un ağa babası 10 Haziran 2010 Perşembe

16 Mart Katliamı, yedi öğrencinin ölümü, 41 öğrencinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı ve silahlı bir saldırı... Üstelik katliamın sorumlularını bütün kamuoyu biliyor... Ama sanıklar otuz yıl boyunca himaye görüyor ve dava zaman aşımına uğratılıyor...Rahatça cinayet işlenen, katillerin devlet içindeki odaklar tarafından açıkça himaye gördüğü bir ülkeyiz... Bununla ilgili bir gelişme, sizce de en önemli konu olmayı hak etmiyor

• Kurbağalıdere’de Zirve 9 Haziran 2010 Çarşamba

Dünya rüzgârıyla şişen yelkenleriyle siyaseten sürekli övünen bir ülkeyiz ama... Her etkili yağmur insanlarımızın canına mal olmaya devam ediyor.Küresel güç” olmanın aynı zamanda “dere yatağına” ve “fay hattına” imar izni vermeyen bir anlayışı da içerdiği noktasına acaba ne zaman gelinecek?O noktaya kadar, haberlerde uluslararası etkili Zirve haberlerini görüp...Alt yazılarda da dere taşkınlarında canını yitirenleri okuyarak yaşamak gibi şizofrenik bir durumda kalacağız.***“Görüntü” ile “öz” arasındaki ahenk ancak “yönetilen insanı” kutsayarak sağlanabilir.Siyasal iktidarın, müzakere süreci başladığından bu yana ilk kez bu kadar boşverdiği AB’nin yönetilen insanı koruyan reformları için bu nedenle bu kadar çok çırpınıp duruyorum.Ayamama ve Kurbağalıdere taşıp insanları yutmasın diye...Yoksa Zirve’ler benim de gurumu okşamakta...

• İsrail Asya Zirvesi’nden düştü 8 Haziran 2010 SalıAvrasya Zirvesi gibi önemli bir başarının kalıcı ve daha nitelikli olmasının reçetesi, Kürt sorununu bir an önce “temel hak ve özgürlükler” üzerinden çözüm noktasına taşımak, ekonomi, hukuk ve demokrasi konusunda evrensel ölçütlerden sapmamak ve AB reformlarına hız vermek...Dilerim bu çok önemli Zirve, İspanya gibi Türkiye’ye çok yakın bir ülke başkanlığındaki bir dönemde AB’yle tek bir “fasıl” bile açmamamız ve dış politikada “anti-demokratik rejimlerle” ilgili yaklaşımlarımız gibi konuları da yeniden gündeme getirir ve tekrar düşünmemizi olanaklı kılar... Bunu yapabilmemiz...Kendi Asya üyeliğini, kendi vahşetiyle düşüren İsrail Hükümeti’ne de dokuz canın hesabını sorma açısından, hem içeride hem de dışarıda daha güçlenmemizi sağlar.