Hangisi Doğru?
1131 Okunma, 5 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

Hangisi Doğru?

 

27 Mayıs darbesinin 50. yılındaki tartışmalardaki çelişkiler günümüzü de yanlış değerlendirmeye neden olacak kadar belirgindi. Bir taraf millet iradesine karşı tavrı nedeniyle darbeyi eleştirirken diğerleri DP iktidarının demokrasinin kurallarına riayet etmediği için devrildiğini söylüyordu. Demokrasi kurallara uymak mı yoksa halkın iradesine saygı mıdır? Bu sorunun cevabı güçlü olanın iddiasının doğru olduğu ve bu doğrunun şartlara göre değişeceğidir.

- Tekel Sermaye Osmanlı imparatorluğunu yıkmak istemiş ve yerine dinsiz devletler kurup sonunda İsrail imparatorluğunun hakimiyetine sokmayı düşünmüştür. İstiklal savaşıyla Saltanat yok edilmiştir. Mustafa Kemal’in başlarınızı uçururum tehdidiyle cumhuriyet gelmiştir. Bugün onları tartışmıyoruz bile. 27 Mayıs Demokrat Parti’nin bir suçu olarak gerçekleşmiştir. Tek Parti Anayasasını değiştireceğine CHP yerine kendisi oturmayı yeğlemiştir. Türkiye’yi Tarım döneminden sanayi dönemine geçirmiş olan Demokrat Parti bertaraf edilmek istenmiş askerler darbeye zorlanmıştır. Askerler darbe yapmış ancak Türkiye sanayileşmeye devam etmiş demokrasiye de geçmiştir. 27 Mayıs Türk ordusu için altın kalemle yazılacak sayfasıdır. Aynı şekilde 80 müdahalesiyle Türkiye istikrara kavuşmuştur. Türkiye CHP Bürokrat işbirliği içinde dışarının etkisinde olmaktan kurtulmuştur. Yeni CHP ortaya çıkmıştır. Türk Ordusuysa milletin yanında olmuştur. Türkiye İslam âleminin yanında da yer alarak Dünya barışına hizmet etmektedir. 28 Şubat sivil yönetimin beceriksizliği sonucu isi V e dışarıdan tezgâhlanmıştır. Askerler sayesinde bugün AK Parti iktidardadır. Türk ordusu yıkılan İmparatorluğumuzu yeniden inşa etmiştir. Onun yaşaması için hep müdahale etmiş hiç darbe yapmamıştır. 27 Mayıs darbe harekâtı müdahaleye dönüştürülmüştür. Menderesi askerler değil siviller asmıştır. Askerler sonra üç askeri asarak gerekli cezayı vermişlerdir.

 

- Darbenin arkasındaki dış gücün ne olduğu konusunda da belirsizlik vardı. Bazıları darbeyi ABD destekledi derken içerde CHP’nin süreçte önemli rol aldığını iddia ediyor ama bunun büyük bir çelişki olduğunu fark etmiyordu. Gerçekten otuz küsur subayın, komuta kademesinin bilgi ve onayı dışında, bir darbe gerçekleştirmesi mucizeyi aşan boyuttaydı. Üstelik bu kişilerin ortak bir örgütlenmesi de söz konusu değildi. Birçoğu darbe esnasında komiteye dâhil edilmişti. Komiteyi oluşturan subayların ortak bir hedefi yoktu. Nitekim on dörtler olarak adlandırılan kanat kısa sürede tasfiye edilmiş ve bu kanadın ABD’ne yakın olduğu söylenmişti. Hatta Madanoğlu kanadının Türkeş’i idam etmeye karar verdiği ama Türkiye’deki CIA şefinin müdahalesiyle bunun engellendiği ve sürgüne razı olunduğu söyleniyordu. Burada iki çelişki ortaya çıkıyor: Birincisi ABD’nin desteklediği kanat tasfiye edilmişse geriye kalanların dış desteği yok muydu? Varsa bu desteği hangi güç sağlamıştı? İkinci çelişki darbeyi destekleyen CHP’nin lideri İnönü ABD karşıtı idi ve sonraki dönemde bu çatışma apaçık gözlendi.  Bu ABD’nin darbeyi planlayan değil ona ilişen bir güç olduğunu ve sonradan etkisiz hale geldiğini gösterir.

- Darbenin arkasındaki güç Tekel sermaye idi. CIA idi. MİT idi. DP Anayasayı değiştirmemişti. İslam düşmanlığı devam ediyordu. Menderesle Celal Bayar arası açıktı. Bayar ihtilâla yeşil ışık yakmıştı. CHP kendisi savunmuştu. Bugün AK Parti Anayasa değiştireceğine aynı anayasa ile iktidarda kalmaya çalışıyor. Akıbet farksız olur.

- Gerçekte darbeyi yapan subayların ne ordu içinde ne de toplumda bir örgütlenmesi yoktu. Başka bir gücün planladığı eylemde figüran olmaktan öte bir rolleri olmadı. Biz tüm tartışmaları bunlar üzerinden yaptık ve gerçeğin zerresini bile bilmedik. Şu anda da Yassı adadaki hukuksuzlukları, yargılananların karşılaştıkları yüz karası uygulamaları tartışıyoruz ve duygusallığımız mantığımızı bastırıyor. Sonuç olarak vicdanlı, insancıl oluyoruz ama kimse bizi akıllı bulmuyor.

- Türkiye’de devleti askerler idare ediyor. Siviller düşünce el tutup kaldırıyor. Askerler bizim aklımızın ermediği bilgilere ve siyasete sahiptir. Sonunda ordumuz galip geliyor. Bundan sonra da gelecektir. Çünkü Kur’an’a göre Allah III. bin yıl uygarlığını kurmayı Türkiye’ye vermiştir. O onu yaşatacaktır. Ben orduma güveniyorum. Bir gün Adil Düzen’e o sahip çıkacaktır. Şimdi AK Parti’nin iktidarını koruduğu gibi yarın Adil Düzen’in iktidar olmasının bekçiliğini o yapacaktır.

- Bugün benzer bir süreci yaşıyoruz. Bir taraf halk iradesini göklere çıkarırken diğerleri kurallara sığınıyor. Ülkeye yön vermek isteyenler bu durumu gülümseyerek izliyor. Madem halkın iradesi üstündür diyorsunuz ben de onu yönlendirir ve sizi kendi silahınızla vururum diyor. Bir kasetle CHP’de halkı temsil eden delegeleri bir yandan öbürüne savurdum, öyle eylemler yaparım ki güvendiğiniz dağları karla kaplarım diyor.

- Tekel sermaye CHP’yi çökertmeye yöneldi. Ama CHP’liler Dersim isyanını trümü alevinin etrafında toplandılar. Hedef Kılıçdaroğlu’nu da bertaraf ederek birisini oturtmak yahut Partiyi çökertmek. Bu oyunları oynayan tekel sermayedir. Onun da ömrü ABD’de bitmektedir. Tekel sermaye şimdi şaşkın bir şekilde ne yaptığından habersizdir. Fazla önemsemek yersizdir AK Parti genel afla Ordunun daha fazla yıpranmasını önlemektir. AK Parti CHP ve MHP ile uzlaşarak ileri anayasayı çıkarmalıdır. AK Parti Akevler’den yararlanabilir. Ve birliği sağlamada yardımcı olabiliriz. Sermaye ajanlarına dokunmadan onların etkisinden kurtulmalıdır.

- Topluma yön verenlerin eylemlerini lehimize sayıp bunu engellemezsek aynı tuzağa bizi de düşürürler. CHP’deki süreci doğru değerlendirmeliyiz. Alternatifi olmadığı ve örgütü kontrol altında tuttuğu için konumunu sürdüren Baykal’ı bir kasetle tabanın desteğinden mahrum bırakıp demokratik bir yolla tasfiye ettiler. Bu konuda da bir dış operasyondan söz ediliyor ama bunun kim olduğu ve hangi organizasyonuyla yaptığı bilinmiyor. Baykal’ın ABD politikalarına yakın olduğu söyleniyorsa deviren kim?      

- Baykal olayında iki ihtimal vardır: Ya tekel sermaye çok güçlü delegelere kadar indi ve Baykal’a karşı örgütledi. En yakın arkadaşları Baykal’a ihanet ettiler. İlk görünen böyledir. İkinci ihtimal ise Baykal ve CHP’liler birden beklenmedik olaylarla karşılaştılar. Buna karşı yeni taktik geliştirdiler. Tertipçinin geçici olarak ileri sürdüğü iddiayı desteklediler. Böylece zaman kazanarak savunmaya hatta karşı saldırıya geçme taktiği olabilir. Biz bu tertiple de Baykal ve CHP’nin galip gelmesini istiyoruz. CHP’liler artık din düşmanı bir parti olmaktan çıkmalıdırlar.

 

• Hangisi doğru? 29 Mayıs 2010 Cumartesi

• Piyango 23 Mayıs 2010 Pazar Yazı Özeti

AB sağılımı ABD Rusya işbirliğidir. Türkiye’de lider atanıyor. Proje veriliyor tartışmasız uyguluyorduk. Basın kimi desteklerse haklı o idi. Kimsenin fikri değil belağatı söz konusu idi İhbarlar oyunu oynanıyordu. Olaylar tertipti. Tertipleyenleri bilmiyoruz ama açıklayanları biliyoruz.

 Özet Yorum- Tekel sermaye dünyayı ikiye ayırmıştır. Sovyetler ve ABD. Güya onları çağrıştırıyor, aslında halklarını hâkimiyet altına tutmakta idi. Türkiye’de başlayan Erbakan hareketi İran’a oradan İran’a oradan Sovyetlere ulaşmış sonunda bu oyun bozulmuştur. Mahir beyin Rus Amerika işbirliği teorisi buna dayanır. Oysa şimdi dünya Tekel sermayeye karşı birleşmiştir. ABD ve Rusya da onu terk etme çabasındadır. Onu ancak dünya Adil Düzen’i kabul ederse yıkabilir. Biraz daha beklemek gerekir.

• Benzemeye çalışmak 25 Mayıs 2010 Salı Yazı Özeti

CHP de değişme Kılıçdaroğlu’nu getiren güce değerlendirilmelidir. Halkla bütünleşerek iktidar olunur. Sonra güçlerin emrine girerek iktidar sürdürülür. CHP AK Parti’ye benzemeye çalışıyor. Eskiden CHP bürokrasiye dayanıyordu. Hurdaya çıkınca şimdi halka dayanıp iktidar olmak sonra gücün emrine girip orada kalmak. Tehlike bürokrasinin zor durumda ülkeyi yıkacak güçlerin emrine girmesidir. İktidar Ergenekon ve CHP operasyonlarının kedine yönelik olduğunu bilmelidir. Devletsiz millet olmaz.

Özet Yorum. Ordu takıye yapıyor onlardan görünerek milletini koruyordu. 2002’de Batı orduyu doğrudan yıkmak istedi. Ordu alenen AK Parti’nin yanında yer aldı. Şimdi Tekel sermayenin ilk hedefi Orduyu çökertmek sonra da bunu AK Parti’ye yıkıp onu da yok etmektir. Ak Parti hep yanlış yapıyor. Savaş büyüktür. Ordu galip gelecektir.

• Hangisi doğru? 29 Mayıs 2010 Cumartesi

Demokrat parti demokrasiye uymadı. Ordu da Millî İradeyi alaşağı etti. Hangisi haklı. 27 Mayıs’ı AB planlamış sonra etkili olmuştur. Olaylara karışanlar sadece figüranlardır. Asıl tertipleyenleri bilen yok. Arayan da yok. Arkadaki güç şimdi de Demokrasiyi kullanıyor. CHP olayı bu. Baykal demokrasi oyunları ile devrildi. Oynayan kim?

Özet Yorum: Sermaye daha önce CIA’ya o da MİT’e dayanıyor, orduları harekete geçirip darbeler gerçekleştiriyordu. Askerî darbelerden istediği sonuçları alamıyordu. Halk hareketleri olarak sivil darbeleri denedi. Başarılı olamadı. Şimdi CIA ve MİT kullanamıyor buraya kullanamıyor. Askerler güvenmiyor. Parasıyla başka bir örgütlemeyi sağladı. Nasıl bir örgüt olduğunu bilemiyoruz. Ama Ergenekon’da ve CHP’de başarılı görünüyor. Bu Sermaye örgütünü çözmeliyiz.

 

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Süleyman Karagülle
31.05.2010
19:52

Cengiz’e

Bir işte başarısızlığa uğradığınızda dört sebebi olabilir:

a)Günahımız vardır. Allah’ın bizim cezamızı bu dünyada verip cehennemden kurtarmasıdır. Günahımızın cezası olarak hasta olmaktayız. Sigara içiyorsak hasta oluyoruz. Günahımızın kefaretidir.

b)Günahımız yoktur. Ama sabrımızla ahiretteki derecemizi yükseltmek ister, onun için bize bu dünyada sıkıntılar çektirir. Bir diken batmışsa ya suçumuz var, cezasını çekiyoruz ya da onun için ahirette on misli mükafat verecektir.

c)Yahut bir hata yapıyoruz. Sevap ve günah söz konusu olmaksızın hatalarımızın düzelmesi için alarm vermektedir. Böylece biz eğitiliyoruz. Ramazan orucu bu eğitimin temelidir.

d)Dördüncü olarak da yapmak istediğimiz haseneye çevremiz liyakat kazanmamıştır. Günü gelmemiştir. Biz sevabımızı alırız. Ama sonuç başarısız görünür.

Ben İzmir’e gittim. İzmir’de faaliyetler için arkadaş aradık. Allah razı olsun hepsi meşgul oldu. Ancak kooperatifi Ahmet Satoğlu ile kurduk. Risale-i Nur şakirtleri ile çalıştık. Fethullah Gülen ile çalışmalarımıza ara vermiş bulunuyoruz. Sonra ilahiyatçılarla çalıştım, şimdi onlarla da beraber değiliz. Süleyman Tunahan’ın yöneticileri benimle ilgilenmediler. Erbakan’la siyasi faaliyette bulundum. Beni uzak tuttular.

Şimdi dönüyor kendi hayatımı kontrol ediyorum.

Önce günahlarım vardır. Kefaret olarak bu başarısızlığıma uğradım.

Allah bana rahmet ediyor. Öbür dünyada derecemi yükselteceği için sıkıntılar çektim, çekiyorum.

Hatalarım oldu . O hatalarımı hep düzeltmeye çalıştım. Eğer beklenen Adil Düzen gelmemişse bunda benim şahsi sorumluluğum büyüktür. Anlatamadım. Ama bu durumum da O’nun takdiridir. Çünkü günü gelmemiştir.

Bunlar benim kendim için olan görüşlerimdir. Ben başkalarını hatası ile uğraşmıyorum. Kendi hatamla uğraşıyorum. Başarısızlığımızın sebebi çalışmalarda yalnız kalışım olmuştur. Kimse çalışmaları birleştirmedi. Kimle çalışmaya başladımsa sonunda beni terk ettiler. Ben etmedim. Bu da elbet benim kusurumdur. Rabbimden mağfiret istiyorum. Cehenneme gitmek istemiyorum. Ondan başka ne takdir ederse ben şükrederek razı olacağım.

Cengiz kardeşimizin fikirlerimize muhalefeti bizi sadece sevindirir. Bizim arkadaşlardan istediğimiz basit bir şeydir. Çalışmalarınız amel-i salih olsun. Birinin yaptığı diğerinin yaptığını tamamlasın. Eksiği varsa gidersin. Birinin yaptığını diğeri yıkmasın. Onu dışlamasın

metinerbey
01.06.2010
20:44

cengiz demircinin yorumuna katılıyorum. Askere laf söylemyeceğim diye bu kadarda zorlanmaz yorumlar. Askeriye içerisindeki cuntacıları neden bu kadar svunursunuz anlamış değilim?

Süleyman Karagülle
02.06.2010
22:59

Zaferin üçde viri askerin moralıdr. Üçde biri de karşı tarafın korkmasıdr. Geri kalan üçde bir eğitimdir, rechizattır onda biri de komutanın taktşiğdşir. Bugün ordumuzun moralını sıfıra inmektedir. Ben bunlar için misvaşacağım diyor. Düşman ise cesaretlenmiş durumdadır. Çuval geçiriler bir şey demeyiz. Denizin ortasında öldürürler. Gemileri gasbederler. Bir şey yapamayız. Nasıl varlığımızı sürdüreceğiz. Suçlu varsa ordu cezlandırsın. Ordu cezlandırmıyorsa ihanet içindedir demekdir. Yeni ordumuzu kuralım; bunu dağıtalım. Ama ordumuzu zaiflatmayalım. Hayatımda korkduğumdan dolayı davranışlarımı ve konuşmalarımı değiştrmedim. Ordunuzu yıpratmak moralini bozmak düşmana zaif göstermek devletimze ve milletimize karşı bir fiildir. Orduda suçlu varsa ordu suçlu olmaz. Askerlikde suç kollektifdir. Ancak hukuda suç şahsidir. Ben ordumu koruyorum. Suç mahkemece sabit oluncaya kadar suç olmaz. Suçun cezası vardır. Fazlası zülümdür. Adil oldupğum için savunuyorum. Baykalı da savundum.

metinerbey
03.06.2010
12:05

Ordumuz tabiki güçlü olsun . Ama ordu içindeki bu dikenlerin temizlenmesi orduya daha da bir güç katmaz mı? Yıllardır bu ülke insanını hiçe sayan zihniyetin ordudan temizlenmesi hayırlı bir çalışmadır.

Süleyman Karagülle
04.06.2010
19:05

Ordunun içinde bir bozukluk varsa bunu gidermek tam yetkili ve sorumlu Genel Kurmy Başkanıdr. Devlet başkanı ve hükümet Genel Nırmay Başkanını her zsman değişdirebilir. Onun yüce divanda yargılanması doğrudur. Ama onun dışında askereleri istedşiği çizgiye getyermek genel kurmay başkanına aittir. Askeri yargı sadece genel kurmay başkanının denışmanıdanıdır. Üstler mahkeme karaına uymak zorunda değildir. Hukuk düzeninin tam tersidir. Dünayda uygulama böyledir. Kuranin hükümleri de böyledir.





Sayı: 51 | Tarih: 30.05.2010
Mahir Kaynak
Hangisi Doğru?
1131 Okunma
5 Yorum
Süleyman Karagülle
Ruşen Çakır
“Kürt” demek maharet gerektirmez
1098 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
İslâm’ı Doğru Anlamak ve Yorumlamak
1025 Okunma
Emine Hocaoğlu
Mümtazer Türköne
Suruç'un hakkı
1003 Okunma
Arif Ersoy
Reşat Nuri Erol
Dünya tehlikede
981 Okunma
Ilker Ardic
Fikret Bila
CHP'de Yeni Dönem
958 Okunma
Harun Özdemir
Ahmet Hakan
Sanki ‘Erdoğan'a nereden vurulur' dersi almış gibi
928 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Altan
Baykal Komplosu, İsrail opersyonu mu?
913 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Oktay Ekşi
Hem keşke, hem ama
901 Okunma
Vahap Alma
Zülfü Livaneli
27 Mayıs’taki bayraklı çocuk
900 Okunma
Ali Bülent Dilek
Can Ataklı
Kılıçdaroğlu Kürt tuzağına çekiliyor
897 Okunma
Mesut Karaaytu
Ebubekir Sifil
İtalya Seyahati-Akp, Chp ve Fark
896 Okunma
Zafer Kafkas
Toktamış Ateş
Sosyal demokrasi ve günümüz
857 Okunma
Osman Eskicioğlu