23.05.2010
UZUN zamandır CHP'lilere yönelik yazıp çiziyorum. Diyorum ki:
- Siz “Başörtülülere göz açtırtmayacağız” dedikçe...
- Siz sadece “Türkiye laiktir / laik kalacak” diye slogan attıkça...
- Siz kılık kıyafet zaptiyeliğine soyundukça...
- Siz yoksul dindarları görmemeye devam ettikçe...
- Siz ötekileştirdikçe...
- Siz özgürlüklerin önüne engel olarak çıktıkça...
- Siz etnik kimliği nedeniyle dışlandığını hissedenlere bir yanıt vermedikçe...
- Siz çalışmadıkça...
- Siz fabrikaları, tarlaları, sokakları boş bıraktıkça...
- Siz halkın değil devletin özel güvenlik birimi gibi davrandıkça...
Sittin sene de geçse...
Tayyip Erdoğan'ı deviremezsiniz...
Ve vurguladım:
Siz böyle yaptıkça Erdoğan'a yazar.
* * *
Kemal Kılıçdaroğlu ilk zorlu sınavında...
“Erdoğan'a nereden vurulur” meselesini halletmiş gibiydi.
Erdoğan'a hiç beklemediği yerlerden vurdu...
- Mesela “havuzlu villa”dan vurdu.
- Mesela kişisel zenginleşme meselesinden vurdu.
- Mesela başörtülü gariban işçi kızlardan vurdu.
- Mesela “korku imparatorluğu”ndan vurdu.
- Mesela “gece yatağa aç yatan çocuklar” üzerinden vurdu.
- Mesela ölümü kader denilen maden işçisinden vurdu.
- Mesela işsizlerden vurdu.
- Mesela yaratılan cepheleşme üzerinden vurdu.
- Mesela “Sizin nereniz mağdur” cümlesiyle vurdu.
- Mesela Adiloş Bebe'den vurdu... Nâzım'dan vurdu.
* * *
Tamamdır.
Adalet sağlanmıştır.
Artık tahterevalli siyaseti sona ermiştir.
Artık oyların çantada keklik olduğu dönem sona ermiştir.
Artık ezberler tekrarlanmayacaktır.
Artık haksız oy edinme süreci son bulmuştur.
Artık tüm Türkiye rekabet alanıdır.
Ne diyelim-
İyi olan kazansın...
Yazının tamamı için tıklayınız.
Yorum:
Analiz
Ahmet Hakan Kılıçdaroğlu üzerinde uzun zamandan beri yazıyor. Büyük umutları var. Ama öyle bir yanılgı içinde ki. Kılıçdaroğlu saf saf kendinin çözümler üretecek bir lider olduğunu zannediyor. Kendisi sadece bir geçiş dönemi adamı. Sığ bir mantıkla çözüm üreteceğini zannettiği sorunlara asla çözüm bulamaz ve başarılı olamaz. Zaten ilk başarısızlıkta saf dışı bırakılacak ve yerine hazırlanan “o kimse” getirilecek.
Yukarıdaki yazıdan bazı cümleleri analiz edecek olursak:
Kemal Kılıçdaroğlu ilk zorlu sınavında...
“Erdoğan'a nereden vurulur” meselesini halletmiş gibiydi.
Erdoğan'a hiç beklemediği yerlerden vurdu...
Mesela “havuzlu villa”dan vurdu.
Kılıçdaroğlu’na sormak lazım. Havuzlu villa sahipleri hangi partiye oy veriyor? Gayet iyi bilinen bir gerçektir ki havuzlu villa sahiplerinin büyük bir çoğunluğu CHP’ye oy verir.
Mesela kişisel zenginleşme meselesinden vurdu.
Kılıçdaroğlu’na sormak lazım. Kişisel zenginleşenler en çok hangi partiye oy veriyor? Seçim tablolarından çok iyi biliniyor ki bu ülkenin en zengin bölgelerinden her zaman CHP birinci parti çıkar.
Mesela başörtülü gariban işçi kızlardan vurdu.
Kılıçdaroğlu’na sormak lazım. Üniversiteye alınmayan başörtülü kızlarla niçin ilgilenmiyor? Çünkü onun da bilinçaltında yatan gerçek şudur: “Başörtülü kızlar ancak işçi, temizlikçi olur. Okumak onların neyine.”
Mesela “korku imparatorluğu”ndan vurdu.
Kılıçdaroğlu’na sormak lazım. 28 Şubat döneminde insanlar korkarken, ezilirken, namaz kıldığını bile gizlemek zorunda kalırken, İslami kimliği ön planda olan insanlar korku içinde yaşarken neredeydi? Partisi neredeydi?
Mesela “gece yatağa aç yatan çocuklar” üzerinden vurdu.
Mesela işsizlerden vurdu.
Kılıçdaroğlu’na sormak lazım. Açlık ve işsizliğin çözümü üzerine kendisinin veya partisinin nasıl bir projesi var? Vergi memuru kimliği ile insanlardan daha çok vergi alarak mı işsizliği çözecek. Ya da yolsuzluğu önlersem açlık, işsizlik ve ekonomi düzelir mi sanıyor? Evet maalesef öyle sanıyor ve tamamen ekonomik kurallara uymayan safça ve gayri ilmi bir düşünce. Yolsuzluklar açlığın ve işsizliğin sebebi değil, sonucudur.
Mesela ölümü kader denilen maden işçisinden vurdu.
Kılıçdaroğlu’na sormak lazım. Kendisi iktidarda olsa maden işçileri artık ölmeyecek mi? Maden işçilerinin ölmemesi için ne gibi bir tedbir düşünüyor. Eleştirmek değil çözüm getirmek önemlidir. Nazlı Ilıcak’ın dediği gibi salona giren bu sinekten de mi Tayyip sorumlu?
Mesela yaratılan cepheleşme üzerinden vurdu.
Kılıçdaroğlu’na sormak lazım. Cepheleşmenin sebebi CHP’nin politikaları değil mi? İktidar partisi ortaya bir sorunun çözümünü attığında hemen reddeden, konuşmaktan kaçan, vekilleri belki olumlu oy verir diye meclise sokmayan CHP değil mi?
Mesela “Sizin nereniz mağdur” cümlesiyle vurdu.
Kılıçdaroğlu’na sormak lazım. Asıl sizin nereniz mağdur? Siz ne zaman mağdur oldunuz. CHP’li biri ne zaman engellendi. CHP’li biri bu ülkede ne zaman ikinci sınıf vatandaş sayıldı? Mağdur olan ne Ak Parti ne de CHP. Mağdur olan aç, işsiz ve sıkıntılar içinde yaşayan insanlar.
Sürekli karşının yanlış yaptığını söylemekle bir şey elde edilmez. Suçu sürekli başkalarında aramakla da sonuç elde edilmez. Bazıları başımıza gelen her kötülüğün sebebi Ak Parti diyor, bazısı Siyonizm diyor. Oysa Kuran bunun cevabını veriyor:
مَا أَصَابَكَ مِنْ سَيِّئَةٍ فَمِنْ نَفْسِكَ
Kötülükten sana her ne isabet ederse kendindendir. (Nisa 79)