Bir yerlerden yanık kokusu geliyor
Hay Allah, hay Allah... Tarih bir kez daha mı tekerrür ediyor yoksa? Uzun yıllar önce yakın takibe almam gereken bir gazetenin, üç gün üstüste, “Yandık, bittik, ölüyoruz” diye özetlenebilecek manşetlerle çıktığını gördüğümde, yöneticiye, “Bu ne iş?” diye sormuştum. Haberlerde o keskinliği hak eden herhangi bir unsur bulunmadığı halde atılıyordu manşetler... Soruma aldığım cevap daha dünmüş gibi zihnimde çakılı: “Gazetenin Ankara'da bulunan patronajı bizim durumumuzla hiç ilgilenmiyor; biz de çareyi böyle durumlarda manşetten mesaj vermekte bulduk...”
Ne zaman anlamsız gelen bir manşet görsem zihnimden yıllar önce tanık olduğum olay geçer ve “Bu ne iş?” diye sorarım...
Dün öyle bir gündü benim için. “Yunanlı okur 'yandaş'ı yaşatmadı” başlıklı haber beni bayağı düşündürdü. Gazetenin Atina muhabirinin bildirdiğine göre, geçen hafta kapılarını kapatma kararı alan Elefteros Tipos (ET) gazetesi, 'iktidar yanlısı' tutumu ve 'skandallara gözünü kapaması' sebebiyle zor duruma düşmüş...
Yunan basını hayli abartılı bilinir. Şimdi şimdi bizim bazı gazeteler de aynı çığırtkan üslubu benimser oldu; ancak o alanda hâlâ epey geride olduğumuz söylenebilir. Buna rağmen yüksek bir satış rakamına erişmemiştir Yunan gazeteleri: 10 milyonluk ülkede 30 kadar günlük gazetenin toplam satışı 600 binin biraz üstünde dolaşır...
ET hakkında İnternet ansiklopedisi Wikipedia şu kısa bilgiyi veriyor: “Eleftheros Typos (İngilizce karşılığı: Özgür Basın) Atina'da yayınlanan bir günlük gazeteydi. Lilian Voudouri basın vakfı tarafından 1983 yılında kurulmuştu. Liberal ve muhafazakâr kesimlerde saygı gören gazete, 1980'lerde en yüksek satış rakamlarına erişebileceği görüntüsünü verirken, bugün etkinliği sürmekle birlikte merkezin solundaki rakiplerine geçilmiş durumda. ET dış politikada Avrupa Birliği yanlısıdır ve Yunan ekonomisinde liberal reformu savunur. 2006 yılında, armatör ve öndegelen işadamı Theodoros Aggelopoulos ile 2004 Olimpiyat Komitesi başkanı Gianna Angelopoulos-Dasalaki tarafından satın alındı. 22 Haziran 2009 günü yapılan hissedarlar toplantısında ET ve iki kardeş kuruluşunun faaliyetlerine son verildi. Bunun üzerine pek çok basın organı 24 saatlik grev yaptı. Gazetenin son nüshası 22 Haziran 2009 tarihinde çıktı.”
Son nüshada, açılışı uluslararası bir törenle yapılan 'Yeni Akrepolis Müzesi' manşet; alt kenarda da tanıdık bir sima görünüyor: Tayyip Erdoğan... To Vima ve Ethnos adlı rakipleri gezisini son anda iptal eden Erdoğan'la ilgili “Geldi ve soğuk karşılandı” asparagas haberini yapmışlardı, hatırlayacaksınız... İşte o gün son kez çıktı ET...
İnanır mısınız, dün bütün günü ET'nin kapanış sebebinin 'yandaş' yayınlar olduğunu söyleyen bir ikinci kaynak bulabilmek için harcadım. Sadece İnternet ansiklopedisinde değil, gürültücü Yunan basınından yapılmış alıntılarda bile böyle bir iddiayla karşılaşmadım. Ya genel tiraj düşüşünden ET'nin nasibine bağlanıyor bu durum, ya da global krizin sarstığı patronajın medya alanından çekilme arzusuna...
Gazete ilk çıktığı 1983 yılından beri 'muhafazakâr' çizgisini sürdürüyor; son bir kararla 'hükümet yandaşı' olmaya karar vermiş değil ki? Aslında iktidardaki 'muhafazakâr' hükümeti üzen sürpriz bir karar ET'nin kapanması...
“Yunanlı okur 'yandaş'ı yaşatmadı” başlığını atan, çok uzun yıllar önce zorunlu olarak ilgilendiğim türden 'küçük tirajlı' bir gazete değil; öyle olsaydı emin olun fazla şaşırmazdım, o tür yayın organlarında patronaja mesaj için hâlâ kullanılabiliyor manşetler... Size “O haberi Hürriyet, bir hafta eskittikten sonra, çok sattığı pazar günü manşete bu şekilde yansıttı” desem siz de şaşırmaz mısınız?
Şaşırmayın, çünkü aynen böyle oldu: 22 Haziran günü son kez çıktı ET; Hürriyet bu kapanışın öyküsünü, 'yandaş boyutunu' da katarak, 28 Haziran pazar günü yayımladı.
En iyisi Hürriyet'in birinci sayfasındaki manşeti dikkatinize sunayım: “Yunanistan'ın en köklü gazetesi Elefteros Tipos'un kapanmasında, Angelopulos Ailesi ile okur beklentilerinin uyuşmaması etkili oldu. Yunanistan'ın büyük işadamlarından Tedoros ve Yanna Angelopulos'a ait medyanın amiral gemisi durumundaki gazetenin iktidar yanlısı tutumu, skandallara yer vermemesi ET'nin 25 yıllık yayın hayatına mal oldu.”
'Aile', 'amiral gemisi' gibi sözcüklerle ne gibi paralellikler kurulmak isteniyor olabilir? Fazla uzak olmayan bir yerlerde yangın mı var yoksa?
Ne sorarsanız sorun, bir tek “Patronlarına böyle mesaj gönderiyorlar” demeyin, çok kızarım.
Taha Kıvanç/29 Haziran 09 Pazartesi/Yeni Şafak
Yorum: Türk medyasında bir şeyler oluyor, bu kesin. Ama ne olup bittiğini sular durulmadan anlamak kolay olmayacak.
Taha Kıvanç medyadaki değişime çeşitli vesilelerle işaret etti. Kısa süre önce düzenlemekte olduğu fasıllar konu edilerek Fehmi Koru’nun Hürriyet’in genel yayın yönetmeni olmaya çalıştığı iddia edildi. Aydın Doğan’ın da katıldığı fasıllar delil gösterildi. Fasılda beraber eğlendiği davetlileri bile “Fehmi abi niyetin ne senin” türünden yazılar yazdılar. Fehmi Koru da Taha Kıvanç’ın köşesinde küçük açıklamalar getirdi. Hem konuya hem de niyetlerine dair.
Fasıl tartışması unutulmuşken Taha Kıvanç bu sefer Yiğit Bulut’un Ertuğrul Özkök’ü eleştiren yazılarını merkeze alarak bir değişimin yaşanmakta olduğuna işaret etti. Ertuğrul Özkök de hem Ahmet Hakan hem de yeni transferi Ahmet Arslan’ı örnek göstererek muhafazakar medyanın değişmek zorunda olduğu ve bu değişimin de yaşandığı yolunda bir cevap kaleme aldı. Yiğit Bulut, son olarak Haber Türk gazetesine geçti. Daha önce de “muhafazakar” yazarların “muhafazakar olmayan” gazetelere geçtiği görülmüştü.
Dünya ve Türkiye değişirken medyanın değişmemesi mümkün değil. Değişimi doğru okuyan ve buna ayak uyduranlar ayakta kalacak, diğerleri de tarihteki yerlerini alacaklar. Ne var ki zamanımızın değişimleri kesin çizgiler içinde yaşanmıyor. Sınırların eriyip bir birine karıştığı, farklı olanların benzeştiği bir zamanda değişimi hissetmek kolay ancak tespit etmek zordur. Hele de insanın kendisi bahsedilen değişimin bir parçasıysa.
Belki Ertuğrul Özkök habere bir açıklık getirir ve Süleyman Akdemir de o yazıyı yorumlar.
Her halükarda oyunun sonunu görmek için biraz daha beklememiz gerekecek.