Gözler AKP İstanbul Kongresi’nde
AKP’de gözler, yarın Abdi İpekçi Spor Salonu’nda yapılacak olan İstanbul İl Kongresi’ne çevrilmiş durumda. Şu ana kadar iki partili adaylığını açıkladı: Halen görevdeki İl Başkanı Aziz Babuşçu ile AKP’nin kuruluşunda il teşkilat başkanlığı yapmış olan Metin Külünk. Bu yarışı ilginç kılan AKP Genel Merkezi’nin tercihini alenen Babuşçu lehine yapmış olması. Şöyle ki, geçtiğimiz günlerde AKP’nin teşklitlanmadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, yanında Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve bazı İstanbul milletvekilleri varken, “Başbakanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Genel Merkezimiz 1,5 ay öncesinden İstanbul’da Aziz Babuşcu ile yola devam kararı almıştır” dedi.
Bir diğer ilginç ayrıntı da şu: Külünk daha önce de, Genel Merkez’in tercih ettiği Mehmet Müezzinoğlu’na karşı il başkanlığına talip olmuş, Erdoğan’ın son dakikada devreye girmesiyle adaylığını çekmişti. Dolayısıyla öncelikle merak edilen husus, kongreyi kimin kazanacağı değil, Külünk’ün bu sefer adaylığında sonuna kadar ısrarlı olup olmayacağı. Bu soruyu doğrudan Külünk’e sordum, bana bu kez Erdoğan’ın devreye girmesini beklemediğini, girse bile adaylıktan vazgeçmesinin asla söz konusu olmadığını söyledi. Nitekim Külünk’ün web sayfasına girdiğinizde karşınıza ilk olarak AKP Tüzüğü’nün 46/4. maddesi çıkıyor: “Seçilme yeterliliğine sahip her üye yer kaydı aranmaksızın, kongrede yapılacak seçimlerde aday olabilir veya aday gösterilebilir. Genel merkez ve Divan tarafsızdır.”
RP ve FP gibi
Bu yaşananlar insanın aklına ister istemez Refah ve Fazilet Partili yılları getiriyor. 1990’ların ortalarından itibaren RP’de, genel merkezin tek aday dayatmalarına rağmen birçok il kongresinde çok adaylı seçimler olmuş, kazanan muhaliflerin çoğu daha sonra genel merkez tarafından görevden alınmıştı. Daha sonra AKP’yi kuracak olan yenilikçi hareketin ilk tohumları da bu sıralarda atılmıştı. Fakat bu sefer yaşananlar daha çok 1999 sonunda, yine Abdi İpekçi’de yapılan FP İstanbul Kongresi’ni anımsatıyor. O tarihte yenilikçiler, gelenekçilerin adayı Numan Kurtulmuş’un karşısına Mehmet Müezzinoğlu’nu çıkarmış, kongre nafile ikna çabaları nedeniyle saatlerce geç başlamıştı. İl başkan adaylığını “AK Parti’nin kuruluş felsefesine sahip çıkma” iddiasıyla temellendiren Külünk, tarihteki bu örneklerden da cesaret alarak, bu sefer Genel Başkanı Erdoğan’ın tarafsız davranacağını söylüyor.
Ciddi bir sınav
Diyelim ki Külünk seçimlere girdi, şansı ne olur? Bunu kestirebilmek çok güç, fakat benim gibi AKP’yi yakından izlemeye çalışanların çok iyi bildiği gibi, kendisi birkaç yıldır siyasete ve il başkanlığına çok ciddi bir şekilde yatırım yapıyor. Erdoğan gibi Rizeli olan Külünk geniş ve etkili bir aileye sahip olmanın avantajlarını da kullanıyor. Buna parti tabanını çok iyi tanıması da eklenince 10 Haziran’da Cevahir Otel’de binlerce kişinin katıldığı gövde gösterisi gibi organizasyonlara imza atabiliyor.
Külünk’ün bir diğer avantajı, rakibi Babuşçu’nun yönetimindeki AKP teşkilatının 29 Mart seçimlerinde hiç de iyi bir sınav verememiş olması. Kaybedilen ve kazanılamayan ilçelerde Babuşçu’nun sorumluluğu ne derecedir, tartışılır, ancak seçimin ardından AKP İstanbul örgütünün belli bir moralsizlik içinde olduğu da kesin.
Yarına kadar, hatta esas yarından sonra bu kongreyi daha çok konuşup tartışacağa benzeriz zira AKP ne zamandan beri bu denli önemli bir “parti içi demokrasi” sınavına girmemişti.