Pazar günü, AK Parti'den ve Fethullah Gülen cemaatinden endişe duyan bir grup arkadaşımla birlikteydim. Çok sevdiğim dostlarım ama görüşürüz, tartışırız, bir türlü birbirimizi ikna edemeyiz. Bu defa gündemde, Gülen hareketi şemsiyesi altında açılan okullar vardı. Bu okulların, Türkiye açısından bir tehdit oluşturduğunu düşünüyorlardı.
Bazı rakamlar vereceğim... Onlar gibi, düşünen çok sayıda insan belki biraz huzur bulabilir:
İlköğretim ve liselerde, 2008-2009 eğitim yılında, toplam 14 milyon 460 bin talebe mevcut. 14 milyon 115 bini devlet okullarında, 344 bini ise özel okullarda okuyor. (Özel okullarda okuyan talebe sayısını, devlet okullarına devam edenlere oranlarsak, bulduğumuz rakam % 2.4)
Konuya, ilköğretim ve lise olarak ayrı ayrı bakalım:
İlköğretimde, devlette, 10 milyon 870 bin öğrenci; özelde ise, 226 bin öğrenci mevcut. (Oran % 2)
Liselerde, devlette, meslek ve teknik ortaöğretim de dahil, 3 milyon 245 bin kişi okuyor. Özel okulların öğrenci sayısı ise, ortaöğretimde 93 bin. (Oran % 2.8)
"Laiklik elden gidiyor" endişesi içindekilere sesleniyorum: Özel okul öğrencilerinin, devlet okullarında okuyanlara oranı % 3 bile değil. Özelin içinde, Gülen cemaatine sempati duyan kişilerin kurduğu okulların yüzdesine bakarsanız, ancak bindelerle ifade edebileceğiniz bir rakama ulaşırsınız.
Devletin ilköğretimde 34 bin 93, ortaöğretimde, meslek ve teknik dahil, 8 bin okulu var. Özel okulların sayısı ise toplam 900 civarında. 900 özel okulun, ancak 100'ü, 150'si Gülen cemaatiyle ilişkili farz edilebilir.
Maalesef öyle bir psikolojik harekât yürütülüyor ki, kalplere mantıksız korkular aşılanıyor. 900 civarındaki özel okulun 150'sinin Gülen cemaatiyle ilişkili olduğu düşünülse dahi, taş çatlasa, 50-60 bin öğrencinin bu sistem içinde kaldığı ortaya çıkıyor. Türkan Saylan'ın sadece burs verdiği talebe sayısı 60 bin.
"Çağdaş eğitimciler! Demek ki, sizler Gülen'in panzehirini bulmuşsunuz!!! Öyleyse yılmadan yola devam. Ama lütfen beyninizden ve kalbinizden şu endişe ve korkuları atın. Biraz kendinize ve Türkiye'ye güvenin."
Yorum:
Evet saldırıyorlar. Niçin saldırıyorlar? Onlarda biliyorlar ki ne kadar çok olurlarsa olsunlar, ne tür oyunlar kurarlarsa kursunlar, bunlar dönüp dolaşıp ayaklarına bağ oluyor. Onlar Gülen’den değil kendilerine güvenemediklerinden korkuyorlar. Onlarda her ne kadar kendilerini kandırsalar da, ister sayıları yüz binlere ister milyonlara ulaşsın, hak düzenin, İslam düzeninin bir gün dünyaya hâkim olacağını biliyorlar ve bunu geciktirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bugün Gülen cemaati okullarından, yarın AK Parti’den, öbür gün başka bir şeyden endişe duyacaklar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, bundan sonra endişe duyacaklarının sayıları gittikçe artacak. Arttıkça saldırmak için başka planlar bulacaklar, başka yöntemler deneyecekler. Öyleyse burada bize düşen nedir? Onların oyunlarına karşı yılmadan yola devam etmek ve adil dünya düzenini kurmak için çalışmak ve çaba sarf etmektir
Tevbe suresinde şöyle diyor:
يُرِيدُونَ أَنْ يُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللَّهُ إِلاَّ أَنْ يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
“Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmeyi irade ederler. Kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır
.”