Böyle Gitmez
1112 Okunma, 0 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

14.06.2009

 

Ülkemizde iktidar ile muhalefet arasındaki tartışmalar birinin diğerini beceriksizlikle, ilkellikle hatta hıyanetle itham etmesi biçiminde sürdürülür. Taraflar diğerini gizli gündemi olmakla, ülkeyi başkalarına peşkeş çekmekle suçlarlar.

Bu durum toplumun diğer kesimlerine de yayılır ve iktidar dışında kalanlar ülkeyi ciddi bir tehlikenin beklediğini düşünür. Yani toplumun büyük bir bölümü kendini güven içinde hissetmez. Bir gücü temsil edenler ülkeyi kurtarmak için planlar yapar. Gerekçeleri ülkenin yok olma tehdidiyle karşı karşıya olmasıdır ve her yolu kullanmayı mubah sayarlar. Onlara göre iktidarın gizli bir gündemi vardır ve bu bizi yok olmaya götürmektedir.

Ülkemizde sürekli kurtarıcıların olması ve bunların hukuk dışı yollara başvurmasının sebebi budur. Ülkeniz tehdit altındayken hukuk düşünülür mü derler. Yani hukuka aykırı davranmakla itham ettiğiniz kişiler zaten bu yolu gerekli görmekte ve yaptıklarının hukuka saygılı olmaktan daha saygın olduğunu düşünmektedir. Kendisini nefsi müdafaa konumunda görmekte ve zor kullanmayı kural dışı görmemektedir.

Siyasetçiler kendi dışlarındakileri aşağılamaya devam ettikçe, karşı tarafın projesinin günün şartlarına uymadığını ya da uygulama konusunda etkin olmayacağını söylemek yerine değersiz, kötü, hain olarak suçladıkça halk da bu vasıflara sahip olanlardan kurtulmak için her yolu dener.

Siyasetçi olsaydım, ister iktidarda ister muhalefette olayım, aksini düşünsem bile, karşımdakinin saygıdeğer kişiler olduğunu, günün şartlarının onun projesinin uygulanmasının yanlış olacağını gösterdiğini, başka bir zamanda onlara da ihtiyaç duyulacağını söylerdim. Hele iktidara gelmiş bir siyasi gücün ülkeyi felakete sürükleyecek yolları bilerek denediğini, kişisel çıkarları için ülkenin güvenliğini tehlikeye atacak davranışlar içinde olduğunu ağzıma almazdım.


Gizlilik konusunda şu ilkeden hareket ederdim: İktidarın bildiğini muhalefet de bilmelidir. Ben ne kadar güvenilir isem o da o kadar güvenilirdir ya da olmalıdır. Ülkenin güvenliği ve rejimi konusunda kurumlardan gizli projeler uygulamam. Bu konularda ortak bir anlayış gereklidir. Eğer karşı tarafta gerekli anlayışı bulamıyorsam en az iki odakla uzlaşırdım. Yani ya kurumlarla ya da muhalefetle uzlaşır diğerini dışlar, onun değişmesi ve güvenilir konuma gelmesi için uğraş verirdim.


TSK içinde iktidara yönelik psikolojik harekat düzenlendiği doğruysa bu son derece tehlikeli bir davranıştır. Ülkede bertaraf edilmesi gereken bir iktidarın bulunduğu düşünen bir ordunun onun emirleri doğrultusunda hareket etmesi beklenemez.


Sonuç olarak birbirini güvenilmez, beceriksiz, ülkeyi başka güçlere peşkeş çekmekle suçlayan kurumların bulunduğu bir ülke olmaktan kurtulmalıyız. Ülkenin ana hedeflerinde bu güçler arasında bir mutabakat sağlanmalı, en azından yapılanların kabul edilebilir bir alternatif olduğu herkes tarafından kabul edilmelidir. Bunun yolu herkesin düşüncelerini açıkça ifade etmesi, siyasetin karşı tarafı yıkmak değil uygun çözümler bulmak olduğunun kabul edilmesi, yani akil bir devletin oluşturulmasıdır.

 

Yorum:

 

İktidarın bildiğini muhalefette bilmelidir. Görüşü son derece yerindedir. Hukuk düzeninde, sivil yönetimde gizlilik olamaz. Yönetimde, yasamada tüm kararları halk bilmelidir ki ona uysun, yoksa topluluğu bilmediği kararlara uymakla yükümlü kılmak mümkün değildir. Askeri düzende genel kural yerine özel emirler olduğu için ilgili olanların dışında kimsenin bilmesi gerekmez, istenemez, izin de verilemez. Ama hukuk düzeninde kişiler yönetmezler, kurallar yönetir, dolayısıyla gizli bir şey olmaz. Savunmada gizlilik asıldır. Devlet başkanı ve genelkurmay başkanı ve başbakandan başkası bilmez.  Başbakanın üstlendiği ve sivillerin yapacağı katkının tamamını herkes bilmelidir. Yalnız muhalefete değil halka açık olmalıdır. Askerlik ise sır küpü olmalıdır.

 

İktidara yönelik TSK raporu gerçekse çok tehlikelidir.

Askeri faaliyet gizlidir. Üste karşı hazırlanmış olması suçtur. Üstün tarafından bilinmesi şartıyla her türlü rapor serbesttir. Çok yakın tarihimizi hatırlayalım. Üçte iki şartla meclisi çalışamaz hale getiren, iktidar partisini kapattıran yargı kararları. YÖK’ü dinlemeyen rektörler şebekesi. Ergenekon faaliyetle bertaraf etmek sivil yönetimin işidir. Hukuk düzeninde halledilmelidir. Askeri gücün kullanılması yanlıştır. Eğer iktidar aciz ise iç güvenlik hukuk düzeni içinde sağlanamıyorsa askeri müdahale zaruret olabilir. Önce devlet sonra hukuk düzeni. Devlet yok olduktan sonra hukuk düzeni yok olup gider. Bir gün AK Parti kendisi aciz hale gelir, iç güvenliği sağlayamayacak hal alınca parti sıkıyönetim ilan edip yönetimi askere devretmelidir. Ama oy kaygıları veya satılmış olması nedeniyle sıkıyönetim de ilan etmiyorsa ordu aciz iktidarın yerine muktedir iktidarı oluşturur.

 

Süleyman Karagülle






Sayı: 2 | Tarih: 22.06.2009
Yılmaz Özdil
Kod Adı...
1184 Okunma
Leyla Okta
Hayrettin Karaman
Laikçilerin telaşı
1119 Okunma
Hilmi Altın
Ertuğrul Özkök
Siyasi papağanlık çetelesi
1118 Okunma
1 Yorum
Süleyman Akdemir
Mahir Kaynak
Böyle Gitmez
1112 Okunma
Süleyman Karagülle
Ahmet Turan Alkan
Ordu için orduya rağmen
1105 Okunma
Emine Hocaoğlu
Mehmet Altan
Askeriye hukuktan korkar mı?
1104 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Taha Kıvanç
Kim takar bu gazeteleri
1095 Okunma
Ahmet Kirtekin
Ahmet Hakan
Alenen Beddua
1090 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ruşen Çakır
İran Ezberleri
1082 Okunma
Tayibet Erzen
Hakan Albayrak
Başbakan'a sorular cevaplar
1071 Okunma
Veysel İpekçi
Reşat Nuri Erol
Dünyaya D-8 adaleti gerek!
1069 Okunma
Zübeyir Erol
Cengiz Çandar
“Gerçek”lerden kaçış yok...
1067 Okunma
Ekrem Fildişi
Kadri Gürsel
İran'ın sorunu
1064 Okunma
Erkan Tulacı


© 2024 - Akevler