Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1157
Ankebut Suresi Tefsiri 28. Ayet
5.03.2022
2694 Okunma, 0 Yorum

ANKEBÛT SÛRESİ - 27. Hafta

 

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

وَلُوطًا إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ أَحَدٍ مِنَ الْعَالَمِينَ (28)

Ve Lût, kavmine demişti ki kesinlikle siz alemlerden hiçbirisinin onda sizi geçmediği hayasızlığa geliyorsunuz. (28)

 

Ma'tûf

Atıf
harfi

Ma'tûf

(16. ayet)

Atıf
harfi

Ma'tûfun
aleyh

(14. ayet)

Bedel

Mübd.
minh

Muzâfun ileyh
Fiil cümlesi

Muzâf

Mefûlun bih

Mensuh isim cümlesi

Mefûlün bih GS

Fâil

Fiil

إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ أَحَدٍ مِنَ الْعَالَمِينَ

لِقَوْمِهِ

هُوَ

قَالَ

إِذْ

لُوطًا

وَ

إِبْرَاهِيمَ

وَ

نُوحًا

 

وَلُوطًا

Ve Lût

وَ: “Ve” demektir. Atıf harfidir. 14. ayetteki لَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَى قَوْمِهِ “Nuh’u kavmine göndermiştik” cümlesindeki Nuh’a 16. ayette İbrahim’i atfetmekte ve burada da Lût’u 16. ayetteki İbrahim’e atfetmektedir. Mana olarak لَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَى قَوْمِهِ وَإِبْرَاهِيمَ وَلُوطًا Nuh’u kavmine göndermiştik ve İbrahim’i (kavmine) ve Lût’u (kavmine) şeklindedir.

 

إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ أَحَدٍ مِنَ الْعَالَمِينَ

Kavmine demişti ki kesinlikle siz alemlerden hiçbirisinin onda sizi geçmediği hayasızlığa geliyorsunuz.

إِذْ: Zaman zarfıdır. Geçmiş zaman zarfıdır. Kendisinden sonra gelen cümlenin gerçekleştiği zamanı gösterir.

قَالَ: “Söyledi” demektir. Fâili müstetir (gizli) هُوَ zamiridir. Lût’a racidir.

لِ: “-e” demektir. Harf-i cerdir. قَالَ fiiliyle beraber kullanıldığında söylenilen kimseyi gösterir. Kendisinden sonra gelen mecrur haline getirdiği kelime kendisine söylenilendir.

قَوْمِ: “Kavim” demektir. قوم kökünden gelmiştir. Birinci bâbdan mastar olarak kalkıp bir hedefe yönelerek dik durmak manasındadır. Bu mastar manasından ortak bir hedefe yönelmiş insan topluluğu manasında ism-i cemdir (topluluk ismidir). لِ ile mecrur olmuştur. Kendisine söylenilendir.

هِ: “O” demektir. Zamirdir. Lût’a racidir. Aslı هُ dur. قَوْمِ kelimesinin sonundaki kesre nedeniyle هِ şekline dönüşmüştür.

قَوْمِهِ: “Onun kavmi” demektir. İsim tamlamasıdır. Lût’un kavmidir.

لِقَوْمِهِ: “Onun kavmine” demektir.

قَالَ لِقَوْمِهِ: “Kavmine söyledi” demektir. Söylenilenler (kavlin mekulu) bundan sonra gelmektedir.

إِنَّ: “Kesinlikle” demektir. Huruf-u müşebbehe bi-l fiildendir.

كُمْ: “Siz” demektir. Mensub muttasıl zamirdir. İnnenin ismidir.

لَ: Başlama lâmıdır. İnnenin isminin veya haberinin başına gelir. Burada innenin haberinin başına gelmiştir.

تَأْتُونَ: “Gelirsiniz, geliyorsunuz” demektir.

الْفَاحِشَةَ: “Hayasızlık” demektir. فحش kökünden gelmiştir. Beşinci bâbdan فُحْشٌ mastarı bir fiilin şer’i veya örfi olarak kabul edilebilir, hoş görülebilir fiillerin sınırlarının dışında olması manasındadır. Bu mastardan gelen ism-i fâil olan فَاحِش şer’i veya örfi olarak kabul edilebilir, hoş görülebilir sınırların dışında olan demektir. Bu ism-i fâilin müennesi (dişili) فَاحِشَة dir. Ancak Kuran’da فَاحِشَةٌ bu anlamda kullanılmaz. Sonuna gelen ة ism-i fâili dişil yapan ة değildir. Bu ة harfi ism-i fâili özel bir anlamda daraltarak câmid isim haline getiren harftir. Bu aşırı fiillerin alanını daraltır ve içlerinden özel olarak kabul edilen sınırları aşan cinsel fiilleri ifade eder. Sonuna gelen ة nedeniyle lafzen dişildir. Çoğulu فَوَاحِشُ dur.

تَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ: “Hayasızlığa geliyorsunuz” demektir.

إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ: “Kesinlikle siz hayasızlığa geliyorsunuz” demektir.

Bu ayette Lût, kavmine fahişeye geldiklerini söylemektedir (تَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ). Burada gelme fiillerinden إِتْيَانٌ kullanılmıştır. Bir gelme fiili daha vardır. Bu da مَجِيءٌ fiilidir. İki fiil eş anlamlı olarak değerlendirilmektedir. Oysa arada fark vardır. En temel fark إِتْيَانٌ da gelen kişi ile gelinen kişi ya da yer arasında bir etkileşim vardır. مَجِيءٌ fiilinde ise bu yoktur, daha doğrusu fiil yalın halde gelme fiilidir. Gelme fiilinden sonra başka etkileşimler varsa ayrıca ifade edilir. إِتْيَانٌ da ise gelen ile gelinen arasında bir etkileşim vardır. Bu etkileşim başka cümlelerle açıklanabilir. Açıklanmasa da fehmedilebilir. Burada da إِتْيَانٌ kullanılmıştır ve arkasından bu gelme açıklanmıştır.

Burada üç te’kîd vardır. Müşedded inne kullanılmıştır. Bu iki te’kîddir. Buna ilaveten başlama lâmı kullanılmıştır. Bu da bir te’kîddir. Çünkü Lût’un sözlerini kavmi kabul etmemektedir. Yaptıklarını hayasızlık olarak görmemektedirler.

وَلُوطًا إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ أَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ وَأَنْتُمْ تُبْصِرُونَ أَئِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ شَهْوَةً مِنْ دُونِ النِّسَاءِ بَلْ أَنْتُمْ قَوْمٌ تَجْهَلُونَ

Ve Lut, kavmine demişti: Göre göre fahişeye mi geliyorsunuz? Siz kadınların dunundan adamlara şehvetle geliyorsunuz. Siz cahillik ediyor olan bir kavimsiniz. (Neml 54-55)

Bu ayette de aynı durum anlatılmaktadır. Ancak burada bir durum daha vardır. Fahişeye gelmenin görerek olduğu söylenmektedir. وَأَنْتُمْ تُبْصِرُونَ (siz görür halde iken) ifadesi haldir. Buradaرَأْي  fiili değil, إِبْصَارٌ fiili kullanılmıştır. Bu da mecazi değil, hakiki manaya bizi götürmektedir. Yani erkeklere şehvetle gelme herkesin içinde, herkesin gördüğü yerlerde açıkça gerçekleşmektedir.

Fahişe fiillerinin neler olduğuna bakarsak:

Fahişe türü

Açıklama

الزِّنَى

Zina: Aralarında nikâh akdi olabilecek kimseler arasında nikâhsız cinsel ilişki olması

النِّكَاحُ مَا نَكَحَ الآبَاءُ مِنَ النِّسَاءِ

Babaların nikâhladığı kadınları nikâhlamak: Burada babalardan kastedilen baba, babanın babası, babanın erkek kardeşleri ve bu şekilde soyun yukarı doğru gitmesidir.

Bakara 133’de Yakup’un çocukları babaları ölüm döşeğindeyken ona نَعْبُدُ إِلَهَكَ وَإِلَهَ آبَائِكَ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ إِلَهًا وَاحِدًا  demektedirler. Senin ve babaların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilahına, bir ilaha ibadet ederiz, demişlerdir. İbrahim Yakup’un dedesi, İsmail amcası, İshak babasıdır. Buradaki babaların (آبَائِكَ) kelimesi baba, amca ve dedeyi kapsamaktadır.

Yusuf suresi 6. ayette Yusuf’a hitaben أَتَمَّهَا عَلَى أَبَوَيْكَ مِنْ قَبْلُ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ  denmektedir. Yusuf’a senin iki baban (أَبَوَيْكَ) denmekte, sonra bu iki babanın İbrahim ve İshak (إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقَ) olduğu bedel olarak söylenmektedir. Bu kelime anne-baba manasında da olduğundan bedel olarak İbrahim ve İshak getirilmiş ve kastedilenin anne-baba olmadığı gösterilmiştir. İbrahim Yusuf’un babasının dedesi, İshak ise dedesidir. Buna göre Kuran’da baba (أَب) kelimesi Türkçedeki baba, amca, babanın babası, babanın babasının babası gibi manaları kapsamaktadır.

Eğer yalnızca Türkçedeki baba kastedilseydi وَالِد  kelimesi kullanılırdı.

أُمَّهَاتُكُمْ

Anneleriniz: Annelerle ilişki

بَنَاتُكُمْ

Kızlarınız: Kızlarıyla ilişki

أَخَوَاتُكُمْ

Kız kardeşleriniz: Kız kardeşlerle ilişki

عَمَّاتُكُمْ

Halalarınız: Halalarla ilişki

خَالَاتُكُمْ

Teyzeleriniz: Teyzelerle ilişki

بَنَاتُ الْأَخِ

Erkek kardeşin kızları: Erkek kardeşin kızları ile ilişki

بَنَاتُ الْأُخْتِ

Kız kardeşin kızları: Kız kardeşin kızları ile ilişki

أُمَّهَاتُكُمُ اللَّاتِي أَرْضَعْنَكُمْ

Sizi emziren anneleriniz: Süt annelerle ilişki

أَخَوَاتُكُمْ مِنَ الرَّضَاعَةِ

Emzirmeden dolayı kardeşleriniz: Süt kardeşlerle ilişki

أُمَّهَاتُ نِسَائِكُمْ

Kadınlarınızın anneleri: Kayınvalidelerle ilişki

رَبَائِبُكُمُ اللَّاتِي فِي حُجُورِكُمْ مِنْ نِسَائِكُمُ اللَّاتِي دَخَلْتُمْ بِهِنَّ

Üvey kızlarla ilişki: İlişkiye girmediğiniz kadınlarınızdan olan korunaklarınızdaki üvey kızlarınız

حَلَائِلُ أَبْنَائِكُمُ الَّذِينَ مِنْ أَصْلَابِكُمْ

Soyunuzdan olan oğullarınızın helallikleri: Gelinlerle ilişki

أَنْ تَجْمَعُوا بَيْنَ الْأُخْتَيْنِ

İki kız kardeşi cem etmek: İki kız kardeşle aynı dönemde ilişki

الْمُحْصَنَاتُ مِنَ النِّسَاءِ إِلَّا مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ

Cariyeler dışında kadınlardan evli olanlar: Evli kadınlarla ilişki

اللَّاتِي يَأْتِينَ الْفَاحِشَةَ

Fahişeye gelen kadınlar: Nikâh akdi olamayacak erkeklerle iddet süresini beklemeden cinsel ilişki (genelev ilişkisi) ve lezbiyen ilişki

اللَّذَانِ يَأْتِيَانِ الْفَاحِشَةَ

Fahişeye gelen iki erkek: Erkeklerde homoseksüel ilişki

مَا: “Değil, yok” demektir. Olumsuzluk edatıdır. Kendisinden sonra mazi fiil gelirse geçmiş zamandaki olumsuzluktur.

سَبَقَ: “Öne geçti” demektir. سَبْقٌ “öne geçmek” demektir. Birisinin birisinden ya da bir işin başka bir işten zamansal olarak öncesinde olması veya mekânsal olarak onun önüne geçip irade edilen bir mekâna daha yakın olması veya işleri icra etmede onun önüne geçip irade edilen hedefe daha yakın olması manasındadır. سبق kökünden ikinci bâbdan mastardır.

كُمْ: “Siz” demektir. Mensub muttasıl zamirdir. سَبَقَ fiilinin mef’ûlün bihidir.

بِ: “-nda, -nde” demektir. Harf-i cerdir. سَبَقَ (öne geçme) fiilinin hangi iş, hangi amel için olduğunu anlatır. Bu iş, amel bu harf-i cerden sora gelir.

هَا: “O” demektir. Mecrur muttasıl zamirdir. Üçüncü şahıs müennestir (dişildir). الْفَاحِشَةَ kelimesine racidir. Manen değil, lafzen müennes olan bir kelimedir. Yani müennesliğinin sebebi sonundaki ة harfidir. Sadece lafzi olarak dişil söylendiğinden dişil zamir döner. Gerçek bir dişillik değildir.

بِهَا: “Onda” demektir. Fahişede demektir. Fahişe işlerde demektir.

مِنْ: “Hiçbir” demektir. Harf-i cerdir. Olumsuzluk edatı olan مَا ile başlayan nefy cümlesi içinde geldiği için ve kendisinden sonra nekre geldiği için buna te’kîd min’i denir ve “hiçbir” anlamına gelir.

Te’kîd mini sadece إِنْ ve مَا olumsuzluk edatları ile kullanılır. لَا, لَنْ, لَمَّا ve لَمْ ile olan olumsuz cümleler içinde gelmez.  إِنْ ile kullanıldığı zaman إِلَّا ile istisna yapılır. مَا ile kullanıldığında ya mazi fiille gelir ya da muzari fiille gelir. Mazi fiille geldiği zaman geçmiş zamanın tamamını kapsar. Muzari fiille geldiği zaman geniş zaman manasında olur, geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanı kapsar.

أَحَدٍ: “Bir, birisi” demektir. وحد kökünden gelmiştir. İkinci bâbdan حِدَةٌ mastarı “bir olmak” manasındadır. Bu mastar manasından أَحَدٌ “bir” anlamında isimdir. Ancak isim tamlamasında kullanıldığı zaman “bir” manasında iken tamlama olmadan kullanıldığında “birisi” anlamındadır. Yanında kimse olmayan, yalnız başına olan kimse anlamındadır. Erildir. Dişil karşılığı إِحْدَى dır.

وَحَدٌ أَحَدٌ

İbdal olmuş, vâv harfi hemzeye dönüşmüştür.

مِنَ: “-den” demektir. Harf-i cerdir.

الْعَالَمِينَ: “Alemler” demektir. عَالَم “alem” demektir. علم kökünden gelmiştir. İkinci bâbdan عَلْمٌ mastarı bir şeyle, bir işle, bir sıfatla ya da bir belirti ile bir şeyi, birisini tanımlamak, karakterize etmek, sınıflamak manasındadır. Bu manadan gelerek عَالَم kendine has özellikleri ile çevresinden ayrılan, tanınan, aynı özelliğe sahip olup bu özellikleri ile diğerlerinden ayrılarak sınıflandırılan topluluk manasından “alem” anlamında camid isimden ism-i cemdir. Lafzen tekildir ama topluluktaki her birey de manen tekili olacağından içeriği ile çoğuldur. Bu durum ism-i cemlerin özelliğidir. Çoğulu عَالَمِينَ dir. الْعَالَمِينَ kurallı erkek çoğuldur ve Kuran’da hep bu şekilde geçmektedir. Âkil varlıklar için kullanılır. “Birbirinden farklı vasıflara sahip topluluklar” demektir.

مِنْ أَحَدٍ مِنَ الْعَالَمِينَ: “Alemlerden hiçbirisi” demektir.

مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ أَحَدٍ مِنَ الْعَالَمِينَ: “Onda alemlerden hiçbirisi sizi geçmedi” demektir. الْفَاحِشَةَ nin hâl cümlesidir. Te’kîd mini ile beraber مَا ile mazi fiil kullanılmıştır. Geçmiş zamanın tümünü kapsamaktadır.

إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ أَحَدٍ مِنَ الْعَالَمِينَ: “Kesinlikle siz alemlerden hiçbirisinin onda sizi geçmediği hayasızlığa geliyorsunuz” demektir.

إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ أَحَدٍ مِنَ الْعَالَمِينَ: “Kavmine demişti ki kesinlikle siz alemlerden hiçbirisinin onda sizi geçmediği hayasızlığa geliyorsunuz” demektir.

Alem kendine has özellikleri ile çevresinden ayrılan, tanınan, aynı özelliğe sahip olup bu özellikleri ile diğerlerinden ayrılarak sınıflandırılan topluluktur. İlim ile aynı köktendir, bilinme durumu vardır. O topluluk o özellikle bilinir. Türkler askerlikle diğer topluluklardan ayrılırlar. Dilde bile abi abla gibi çocukları rütbelendiren kelimeler vardır. Askere giderken törenler yapılır. Eskiden askere gitmeyen, alınmayanlar kusurlu görülürdü, kız verilmezdi. Bu şekliyle Türkler bir alemdir. Alem olmak ırksal değildir, aynı genetik kökene sahip olmak değildir. İşte böyle kendine has özellikleri olan topluluklar alemdir. Ayette alemlerden hiçbirisi hayasızlıkta sizi geçmedi denmektedir. Geçmeme geçmiş zamanı kapsamaktadır. Ne fark vardır da onlardan öncekiler onları geçememişlerdir.

وَجَاءَهُ قَوْمُهُ يُهْرَعُونَ إِلَيْهِ وَمِنْ قَبْلُ كَانُوا يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ قَالَ يَاقَوْمِ هَؤُلَاءِ بَنَاتِي هُنَّ أَطْهَرُ لَكُمْ فَاتَّقُوا اللَّهَ وَلَا تُخْزُونِ فِي ضَيْفِي أَلَيْسَ مِنْكُمْ رَجُلٌ رَشِيدٌ (78) قَالُوا لَقَدْ عَلِمْتَ مَا لَنَا فِي بَنَاتِكَ مِنْ حَقٍّ وَإِنَّكَ لَتَعْلَمُ مَا نُرِيدُ (79)

Kavmi ona koşturarak geldi ve önceden kötülükleri amel ediyorlardı. Dedi ki “Ey kavmim bunlar kızlarım, onlar sizin için daha temizdir, Allah’a ittika edin ve beni konuklarım içinde rezil etmeyin, sizden reşid bir adam yok mu?” Dediler ki “Yemin olsun sen biliyorsun ki kızlarında bizim hiçbir hakkımız yoktur ve kesinlikle sen ne irade ettiğimizi biliyorsun.”

وَجَاءَ أَهْلُ الْمَدِينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ (67) قَالَ إِنَّ هَؤُلَاءِ ضَيْفِي فَلَا تَفْضَحُونِ (68) وَاتَّقُوا اللَّهَ وَلَا تُخْزُونِ (69) قَالُوا أَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَمِينَ (70) قَالَ هَؤُلَاءِ بَنَاتِي إِنْ كُنْتُمْ فَاعِلِينَ (71)

Medine ehli müjdeleyerek geldi. Dedi ki “Kesinlikle bunlar konuklarımdır, beni utandırmayın ve Allah’a ittika edin ve beni rezil etmeyin.” Dediler ki “Sana alemleri yasaklamadık mı?” Dedi ki “Bunlar kızlarım, eğer yapanlarsanız.”

Lût kavmini helak etmek için gelen Allah’ın elçilerini gören kavim onların yanına gelmiştir. Lût’un kızlarında hiçbir haklarının olmadıklarını söylemektedirler. Buradan anlıyoruz ki kızlarda hakları yoktur ama dışarıdan gelen erkeklerde hakları varmış. Şehre giren yabancılara tecavüz etme hakları olduğu kuralını koymuşlardır.

Lût’a alemleri yasaklamışlardır. Kendileri ile aynı özellikte olmayan, eşcinsellik özelliği olmayan alemlerdir. Alemlerin neyini yasakladıkları burada söylenmemektedir. Öncesi ve sonrası ve başka ayetlerden anladığımıza göre Lût’un başka topluluklara tecavüz etmelerini engellemeye çalışmasını yasaklamışlardır.

Lût kavminden önce de homoseksüellik vardır ama şehre giren herkese tecavüz etme hakkı daha önceden hiçbir toplulukta olmamıştır. Hiçbir topluluk bu yönde onları geçememiştir.

Ancak te’kîd min’i olan cümlede مَا dan sonra mazi fiil gelmiştir, muzari gelmemiştir. Mazi geldiği için Lût kavmini geçen geçmişte bir alem yoktur. Gelecekte olmayacak demek değildir. Gelin günümüze bakalım. Eşcinsel evliliğin yasal olduğu Avrupa ülkeleri vardır. Cinsel tercih kavramı çıkmış ve bunun hayasızlık değil tercih olduğu kabul edilmiş daha da kötüsü sözleşmelerle bunu biz bile imzalamışızdır. Homoseksüel evlilik yapanların çocuk evlat edinme ve resmen çocukları olarak kabul edilmesi rutin bir hal almıştır. Lût kavmi gibi tecavüz kanun haline gelmemiştir ama hayasızlık başka boyutlarda devam etmektedir ve her geçen gün daha da berbat bir hal almaktadır. En dindar insanlardan bazıları bile hayasızlığa cinsel tercih gözüyle bakmaya başlamıştır. Asıl tehlikeli olan budur. İnsanların bir anormalliği normal olarak görmeleri çok tehlikelidir. Nasıl Mekke’de cahiliye döneminde borcunu ödeyemeyen adamın kadınlarına el konulması normal görünüyorsa eşcinselliğin normal görünmesi de çok tehlikelidir. Cinsel sapkınlıklara sahip olanlara Sermaye dernek kurdurmuş, renkli renkli bayraklar yaptırmış ve tüm dünyada desteklediği bu dernekle hayasızlığı yaymıştır, yaymaya da devam etmektedir.

 

 

 

Yalova, Teşvikiye

05 Mart 2022

M. Lütfi Hocaoğlu

 






Son Yorumlanan Seminerler
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1197
Rum Suresi Tefsiri 9. Ayet
31.12.2022 1101 Okunma
2 Yorum 01.01.2023 00:23
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1181
Ankebut Suresi Tefsiri 54-55. Ayetler
3.09.2022 2088 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1180
Ankebut Suresi Tefsiri 53. Ayet
27.08.2022 2185 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1179
Ankebut Suresi Tefsiri 52. Ayet
20.08.2022 2628 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1178
Ankebut Suresi Tefsiri 51. Ayet
13.08.2022 1775 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1177
Ankebut Suresi Tefsiri 50. Ayet
6.08.2022 2257 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1176
Ankebut Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.07.2022 2745 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1175
Ankebut Suresi Tefsiri 47. Ayet
23.07.2022 2429 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1174
Ankebut Suresi Tefsiri 46. Ayet
16.07.2022 2883 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1173
Ankebut Suresi Tefsiri 45. Ayet
2.07.2022 3157 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1172
Ankebut Suresi Tefsiri 44. Ayet
25.06.2022 8149 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1171
Ankebut Suresi Tefsiri 43. Ayet
18.06.2022 2591 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1170
Ankebut Suresi Tefsiri 42. Ayet
11.06.2022 2712 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1169
Ankebut Suresi Tefsiri 41. Ayet
4.06.2022 2484 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1168
Ankebut Suresi Tefsiri 40. Ayet
28.05.2022 3148 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1167
Ankebut Suresi Tefsiri 39. Ayet
14.05.2022 2483 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1166
Ankebut Suresi Tefsiri 38. Ayet
7.05.2022 2742 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1165
Ankebut Suresi Tefsiri 37. Ayet
30.04.2022 2918 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1164
Ankebut Suresi Tefsiri 36. Ayet
23.04.2022 3512 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1163
Ankebut Suresi Tefsiri 35. Ayet
16.04.2022 12253 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1162
Ankebut Suresi Tefsiri 34. Ayet
9.04.2022 3121 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1161
Ankebut Suresi Tefsiri 33. Ayet
2.04.2022 2881 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1160
Ankebut Suresi Tefsiri 32. Ayet
26.03.2022 2560 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1159
Ankebut Suresi Tefsiri 30-31. Ayetler
19.03.2022 2968 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1158
Ankebut Suresi Tefsiri 29. Ayet
12.03.2022 3102 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1157
Ankebut Suresi Tefsiri 28. Ayet
5.03.2022 2694 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1156
Ankebut Suresi Tefsiri 27. Ayet
26.02.2022 4264 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1155
Ankebut Suresi Tefsiri 26. Ayet
19.02.2022 2778 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1154
Ankebut Suresi Tefsiri 25. Ayet
12.02.2022 4127 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1153
Ankebut Suresi Tefsiri 24. Ayet
5.02.2022 3469 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1152
Ankebut Suresi Tefsiri 23. Ayet
29.01.2022 2964 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1151
Ankebut Suresi Tefsiri 22. Ayet
22.01.2022 10705 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1150
Ankebut Suresi Tefsiri 21. Ayet
15.01.2022 3120 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1149
Ankebut Suresi Tefsiri 20. Ayet
1.01.2022 3477 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1148
Ankebut Suresi Tefsiri 19. Ayet
25.12.2021 3265 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1147
Ankebut Suresi Tefsiri 18. Ayet
18.12.2021 3288 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1143
Ankebut Suresi Tefsiri 14. Ayet
20.11.2021 3209 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1146
Ankebut Suresi Tefsiri 17. Ayet
11.12.2021 2958 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1145
Ankebut Suresi Tefsiri 16. Ayet
4.12.2021 3027 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1144
Ankebut Suresi Tefsiri 15. Ayet
27.11.2021 3253 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1142
Ankebut Suresi Tefsiri 13. Ayet
13.11.2021 3252 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1141
Ankebut Suresi Tefsiri 12. Ayet
6.11.2021 3531 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1140
Ankebut Suresi Tefsiri 11. Ayet
30.10.2021 3578 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1139
Ankebut Suresi Tefsiri 10. Ayet
23.10.2021 3319 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1138
Ankebut Suresi Tefsiri 9. Ayet
16.10.2021 3115 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1137
Ankebut Suresi Tefsiri 8. Ayet
9.10.2021 4191 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1136
Ankebut Suresi Tefsiri 7. Ayet
2.10.2021 3470 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1135
Ankebut Suresi Tefsiri 6. Ayet
25.09.2021 3599 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1134
Ankebut Suresi Tefsiri 5. Ayet
18.09.2021 2897 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1133
Ankebut Suresi Tefsiri 4. Ayet
11.09.2021 3785 Okunma


© 2024 - Akevler