Kur’an bugün bana ne söylüyor diye oku!
KUR’AN VE İLİM 906. hafta çalışmamızın son bölümü ile noktalayalım, haftayı.
‘Türkiye dünyanın merkezindedir. Ülkemizi açık pazar hâline getirdiğimiz zaman, merkez olan yer kendiliğinden gelişir. AK Parti’nin 15 senelik istikrarı Türkiye’yi yaşatmakta ve ileri götürmekte ama sorunları çözmemektedir. /15 senedir anayasa ekseriyeti ile iktidarda olan AK Parti, laiklik karşıtı odak olmaktan kapatılmasını öngören kanunu bile değiştirememiştir. Faizci sömürü düzeni ile işbirliği yapmaktan dolayı ülkede ilerleme sağlanamamıştır. Ama şimdi çıkmazdadır. Askeri müdahaleleri kaldıracaklarını ileri sürmüşlerdir. Hâlâ orduyu küçülterek, orduyu zayıflatarak askeri müdahaleleri önleyeceklerini sanıyorlar. Göz iyi görmüyor deyip katarakt ameliyatı yapacaklarına, gözü çıkarmakla uğraşıyorlar. Orduda bir arıza varsa onu giderme yerine, orduya darbeler indirme hangi aklın kârıdır?!. / Kur’an’ı okurken, Kur’an bugün bana ne söylüyor diye okuyacaksınız... / Halk tarafından ekseriyet sistemi ile cumhurbaşkanının seçilmesi yanlıştır. Halk biat sistemi ile parti başkanlarına biat edecek. Parti başkanları “sıralama veya tahkim sistemleri” ile ehil olan ilim ve cisim sahibi birini başkan yapacak. Başkan ordu komutanlarını atayacak, gönüllüler komutanlara biat edecek ve başkana biat etmiş olacak. Bundan başka çözüm yoktur.’ (s.9)
‘İnsan dünyaya gelir, 15 yaşına kadar mürebbisi anne babasıdır. 15 yaşına geldiği zaman artık anne babasının terbiyesinden çıkar. Kendisine mürebbi arar birini seçer yahut konularına göre ayrı ayrı kimseleri seçer ve artık onun terbiyesinde yetişir. Mürebbi öğrencisini aramaz, öğrenci mürebbiyi arar. Bunlar mertebe mertebedir. Başlangıç ve temel ehliyetliler ilk ehliyetlilere, ilk ehliyetliler orta ehliyetlilere, orta ehliyetliler yüksek ehliyetlilere, yüksek ehliyetliler akademik kariyer yapmış üstün ehliyetlilere ulaşırlar. Böylece eğitim silsilesi oluşur. Bunlar ilimde, ahlakta, meslekte ve siyasette olur. Bu sisteme “dayanışma ortaklığı sistemi” diyoruz. Bu silsileye “vesile” denmektedir. Böylece hepsi bucak, ülke ve insanlık başkanlarının çevresinde Rablarına ulaşmış olurlar. / Burada herkes derece almak için çalışır. Başlangıç ehliyetliler “temel”, temel ehliyetliler “ilk”, ilk ehliyetliler “orta”, orta ehliyetliler “yüksek”, yüksek ehliyetliler “üstün ehliyetli” olmaya gayret ederler, imtihanlara girerek derce alırlar. / “Adil Düzen”de okullar yoktur “Adil Düzen”de imanda sebkat edenler vardır. / 30 yaşına gelen kişi eğitimini tamamlamıştır. Artık kendi içtihatları ile uygulama zamanıdır. Bundan sonra uygulayıcıdır. Bu durum 63 yaşına kadar devam eder, 66’ya 70’e kadar uzanabilir. Bundan sonra emekli olur, bedeni olarak üretime katılmaz, öğretici olur. / “Kur’an eğitimi sistemi”nde “sadece okuma” yerine “çalışarak okuma” vardır yani aynı zamanda “üretici” olmak gerekir. / İşte, Kur’an böyle kimseleri yetiştirmek için inmiştir.’ (s.10)
‘“Dua etmek”, ellerini kaldırıp manasını bilmediğin Arapça sözler söylemek değildir, Türkçe beni cennete götür demek değildir; cennete gitmek için gereğini yaptıktan sonra duamızı kabul et demektir. / Bizim şimdiki duamız “semt kooperatifleri” kurmaya çalışmak, “ahşap evleri” yapmaya çalışmak, “dinlenme siteleri” kurmak, “seralar” imal etmek, “Adil Düzen semtini” kurmak, “yüz lojmanlı apartmanları” inşa etmeğe çalışmaktır. Bunları başarmamız için Allah’ın yardımını istemektir, O nasıl yapacağını bizden iyi bilir. Biz, bize düşen görevleri yapalım, O’nun bize yardım etmesi ise çok daha basittir.’ (s.11)
‘Tarihi okuduğunuzda uygarlıklar gelmiş ve geçmiştir. Devletler kurulmuş ve yıkılmıştır. Daima daha ileri devlet ve uygarlık gelmiştir. Eskileri gitmiş, yenileri gelmiştir. O halde bugün de bugünkü kapitalizm ve sosyalizm gidecek, yerine yeni düzen gelecektir. “Adil Düzen” yani Kur’an düzeni gelecektir. / Yeni düzen nedir? / Hatırınızda tutmanız gerekir. a) Ekseriyet demokrasisi yerine, “halk demokrasisi”. b) Faizli karşılıksız para ekonomisi yerine, “emek karşılığı bono liberalizmi”. c) Ateist laiklik yerine, “inanç özgürlüğü”. d) Hâkimlerin merkezi yasaları güvence altına alan sistemi yerine, “hakemlerin tahkim sistemini güvence altına alan serbest içtihat sistemi”. / Alternatifini ortaya koymadan mevcut olanı asla eleştirmeyeceksiniz.’ (s.14) Ve’s-SELAM…