Özer Ataç
DEVLET mi İNSAN mı 8
16.12.2025
860 Okunma, 0 Yorum

 

Tekel bozumu

Bu yazı  dizinin 6.sında Ateşi Zeus’tan çalıp, İnsanlığa getiren Prometeus efsanesini, devlet insan ilişkisine benzetmiştik.   Yaşamsal tanıklığımız, böyle metinlere her zaman   yeni eklemeler yapmayı  zorunlu kılıyor.

Önce bir alıntı yapalım:  “Kaçak Kara Delik, Yıldız Doğuruyor”

 

“Avrupa ve ABD ‘li araştırmacıların ortak gözlemleri, galaksilerden kopup saatte 4 milyon km hızla ilerleyen  süper kütleli bir  Kara deliğin bilinen kalıpları değiştiren bulguyu duyurdu.”

 

“Yale Üniversitesi ’deki bilim grubu Hubble Uzay Teleskobu ile gözlemledikleri kara delik; çevresini yutan, ışığı içine çeken, yıkıcı ölümcül  odak  olmak yerine, arkasında   yeni doğan yıldızlardan oluşan  200 bin ışık yılı uzunluğunda  iz bırakıyor.”(1)

*

Haberi görünce, “çift yarık” deneyini hatırladım. Evren,   gözlemleyeni algılayıp,  gizemini korumak için farklı   tutum  gösteriyor;   keşfedilen yönünü “yalanlıyor” olmalı.   Yoksa, konumundan “firar  etmiş” bir  kara delik, kendisine dayatılan yıkıcı etkiyi  telafi mi  ediyor?  

 

Acaba,  Kara delikler de mi  esaret içinde; bu yüzden mi  yapıcı yönleri baskılanıp,   yıkıma  zorlanıyorlar. Demek ki esaret gelişimi karanlığa itiyor.  Bu yüzden her türlü  esaret ret edilmeli. (2)   

*

Sabitenin, statükonun negatif yönünü her zaman görüyoruz. Katı olan sert kayalar, sağlam yapılar Bütün’e set çekerek,  güvenlik sağlayamaz; yer yüzündeki   kalıntılar buna tanıktır.  

 

Güneş -Ay, sıcak- soğuk ve onların atlıları rüzgarlar   ne güne duruyor!?  Bütün kadim kütüphaneler istilacıların hışmına uğradı. Kurulduklarında  kopyalanan eserler, insan nesilleri gibi kök bilgileri geleceğe  taşıdı. Tarihin derinliklerinde kalan  Nippur, Kuta, Serapeion, İskenderiye, Bergama, Serapamun kütüphaneleri şimdi hangi olgunluk dönemini yaşayan devletlerde yıkılmayı bekliyor?

 

Avrupa Birliği kütüphanesi yağmalanıyor;  Avrupanın kurucu devletleri,   oluşumlarına vesile olduğu devletler tarafından yıkılmak isteniyor.  Çünkü, AB  devletlerinin halkları,  AB nin bulunan küresel sermayenin işbirlikçilerine rağmen,  katı hiyerarşik piramit modelini dönüştürüyor.  Bu küresel sermaye ve kurduğu köle düzeni için tehdittir.  

 

Avrupa Birliği,  katı işlev ve  hiyerarşik ilişkili piramited düzeni,    değerin, bilginin,  insan ilişkilerinin daha eşitlikçi,   yerinden yönetimlere  dönüşen sıvı –küp  modelli topluma dönüştüğünü  fark etti.  Bu yüzden küreselcilerle ve onların işbirlikçileriyle   uyuşamıyor.  

 

Diğer taraftan  küresel sermaye,  varlığını sağlamlaştırmak isterken,  en büyük dayanağı  hiyerarşik  pramitin sınırlarını gevşeterek, hiyerarşik düzenin,  katı sınıfsal  ilişkilerini   küresel boyuta taşımaya  çalışıyor.  Başaramayacaklar.   Çünkü biçimlerin büyüklüğü, onların içsel gücünü aşamaz.   Bu yüzden hiyerarşik pramitin  gevşeyen sınırları,  geleceğin eşitlikçi düzenleri  için fırsat doğuruyor. İnsanlığın gelişimi, eski düzenin zaaflarında  yatıyor.  Eğilimler eskiyi siler, yeniye yol verir.      

 

*   

Daha önce açıklamıştık:  Toplumsal yapılar işlevsel ilişki  olarak;   katı, sıvı, gaz ve plazma şeklinde evrimsel eğilim içindedir. (3)

 

Yanı sıra bu eğilimler, kendini hem içerik, hem de biçim yönünden takviye ediyor:

 

-Katı  işlev ve ilişkili  toplumsal yapılar, pramit;

-sıvı işlev ve ilişkili  toplumlar,   küp;  

-gaz işlev ve ilişkili olanlar,  çokgen ;  

-plazmik niteliğe erişmiş  toplumların işlev ve ilişkileri,  küre biçimlere  dönüşüyor.

 

*

 

Prometeus’un yaptığını,   kozmik galaksisinden “firar” eden  kara delik te yapıyor.

 

Acaba Prometeus ateşi çalmamış olabilir mi; ateşin tekel olmaktan “çıkarılması”,  “çalma” değildir. Çünkü tekelcilik, hilafsız hükümranlıkla  evrende  eş dağılımlı yaratılan varlık değerlerine  el koyar. Ateşi insanlığa çalarak getirme hikayesi,   asıl sorun olan tekelciliği,  “çalma”  isnadıyla örter,  ateş nesnesine  indirger.   Bu vicdan kaynaklı adaleti  perdeleyen,  bencilliğin gerçek  yüzüdür.   

 

 

Varlığın Bütün’lüğünü yadsıyan “şirk” içindedir.  Şirk;  sahte odaklar ihdas etmek;  sahteyle, yalanla halkları, milletleri gütme,  sömürme, sömürmeyi haklı görme hastalığıdır.    

 

Bu “ters gösterip saptırmanın”  benzerini, bilim insanları,   Galaktik hegemonyada “yok edici, yutucu” işlevli  kara delikte  gözlemledi.   Galaksiden kopan karadeliğin   yıkıcı-yutuculuğu,  yapıcı işleve  dönüştü.

 

Böylelikle insanlığın  “güvenlik ve refah” adına oluşturduğu sistemlere emanet edilen güç ve kudretin,  minimal miktar ve  anlık süreli olması zorunluğuna  ulaşıyoruz.    

 

Bu ele alışı günümüz   küresel  sorunlarının çözümüne indirgersek;   insanlığın özlemi,  dünyanın ulaştığı  dijital düzeyde gerçekleşebilir.    Elektronik anlık tercihli siyasal  vekalet sistemi teknik olarak  uzak değil. Fakat toplumlar bunu istemeli.  Merkezi veya yerel sistemleri elinde tutan iradeler bu yaklaşım ve önermeye   “istikrarsızlık”, “liyakatsizlik” gerekçeleri karşı çıkacaktır. Bu itirazlar, eski sömürü- güdücü  düzenin katı piramit modelinin ayrımcı, hiyerarşik çıktısından başka anlam taşımıyor. Evet, uzmanlık dolayım tekelidir. İnsanlığın gelişmesinin turnusolü nitelikli bilginin yaygın ve yerinde  kullanılmasıdır.  tıpkı suda,  bir Hidrojen iki Oksijen atomlarının her zerrede eş dağılım göstermesi gibi.      

 

*

 

Milletlerin gücü ve gücün  sürekliliği, hiçbir şekilde, hiçbir dolayımla vatandaşların  iradesinden ayrılamamalı.     Her dolayım,  aslın- asıl görevin çevresinde kalır.    Dolayımın devam etmesi, dolayıma koşullu dahi olsa  erk sunulması,   güç ve hükmetmeyi yitirmek demektir.  Güç nerede birikirse, özne orada ortaya çıkar.  Bu yüzden esaslar dolayımda  eriyor;   milletler   güdülmeye rıza gösteriyor.  Diğer bir değişle  hegemonya,  yapıcı olanı  yıkıcı yapıyor. İnsanlık bu yüzden savaş sarmalından çıkamıyor.    

 

 

 

 

Açıklamalar:

 

(1)https://www.cumhuriyet.com.tr/kesfet/yıldız-doğuran-kara-delik-kesfediydi-200-bin-isik-yili-uzunlugunda-izler-birakiyor-2460895#googlevignette

 

(2)Young deneyi olarak da bilinen çift yarık deneyi, ışığın  dalga özelliği sergilediğini  gösterir. Foto elektrik etkisi  ışığın dalga özelliğinin yanı sıra parçacık özelliği de sergilediğini gösterir.

 

Sömürü ülkeleri , sömüren ülkelerin oluşturduğu küresel kurumlarca kalkınma yolundaki ülkeler mavalına bağlanmış sürünüyor. “Ulusların kendi kaderini tayin hakkı” seçeneği ise iç ve dış işbirlikçilerce iğfal edilmeye devam ediyor. Bu ülkelerde küresel sermayece kışkırtılan iç çatışmalar, “kendi kaderini tayin hakkı” ilkesine trajik olarak  bağlanmış duruda.    

 

(3)”Evrimsel eğilim”, en basit/kısa, en doğal, en yol alabilecek   yol yöntem;   gelişimin gözlemlenebilir doğası. Çizginin aynı düzlem ve boyutta paralel ve kesişim çizgiler oluşması  ile ağ biçimine dönüşmesi; matematiksel çözüm  öncelik sırasının,  parantez içi, üstlü değerler, bölme ve çarpmalar, toplama ve çıkarmalar dizgesi olması  gibi.

 

Aynı düzlem ve boyutta olan üçgen, üçüncü boyutta piramiti oluşturur. Üçgen genişlemek için  kareye, pramitin küpe; küpün çokgene, çokgenin küreye; katının, sıvıya; sıvının, gaza; gazın, plazmaya dönüşmesi gözlemlenen olgulardır.   

 

 






Çok Okunan Makaleler
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/lik 8
4.08.2025 3092 Okunma
1 Yorum 05.08.2025 04:51
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/lik 9
16.08.2025 2945 Okunma
Özer Ataç
DEVLET mi İNSAN mı 3
28.09.2025 2882 Okunma
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/lik 7
20.07.2025 2876 Okunma
Özer Ataç
DEVLET mi, İNSAN mı 2
16.09.2025 2698 Okunma
Özer Ataç
Risk ve Güven/lik - 4
8.06.2025 2538 Okunma
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/ lik 6
7.07.2025 2410 Okunma
2 Yorum 02.08.2025 12:26
Özer Ataç
DEVLET mi İNSAN mı 6
16.11.2025 2184 Okunma
Özer Ataç
DEVLET mi, İNSAN mı? (*)
13.09.2025 1813 Okunma
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/lik 5
27.06.2025 1560 Okunma
Özer Ataç
DEVLET mi, İNSAN mı 4
13.10.2025 1554 Okunma
Özer Ataç
DEVLET mi, İNSAN mı 5
27.10.2025 1251 Okunma
Özer Ataç
DEVLET mi İNSAN mı 7
30.11.2025 1006 Okunma
Özer Ataç
DEVLET mi İNSAN mı 8
16.12.2025 860 Okunma


© 2025 - Akevler