Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-60
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
“Müsafih olmaksızın” (Maide 5) denmektedir ve bu kurallı çoğul yapılmaktadır.
Toplulukların çocuk yapma yasağı getirmeleri gayri meşrudur. Çin’de bir çocuktan fazlasını yapmak yasaklanmıştı. Buradaki musafih olmaksızın mânâsını verebiliriz. Kadınlar için de benzer mana verilebilir. Çok çocuk yapan kadınların birbirlerini kınadıkları görülmüştür; çocuk yapmayı kötü bir şey gibi kabul ettikleri görülür, çok çocuk yapan kadın, kadınlar arasından kınama vesilesi olur.
“Sefahat” kelimesini eğlenme, zevk alma anlamında kullanmaktayız. Yani evlilik sadece zevk için değil de aile müessesesini kurmak ve çocuk yetiştirmek amacıyla tesis edilmelidir. Bu sebepledir ki eşler arasında çocuk yapmamak üzere yapılan evlilikler gayri meşrudur. Şartı iptal edenlere göre şart bâtıldır, evlilik sahihtir. Akdi iptal edenlere göre akit bâtıldır. Kelime burada erkek kurallı çoğul getirildiği için topluluğun o şartı bâtıl sayacağı anlamındadır. Yoksa nikahı yasaklayacağı anlamına gelir ki bu elbette meşru değildir.
İnsanlar sosyal evrim yapacak şekilde yaratılmışlardır. Evrim demek iş bölümü demek, beraber olmak demek, kurallara uymak demektir. Kurallara uymak demek yenilik yapmamak demektir. Demek iki zıt şey arasındadır. Bir taraftan kurallara uyacak, diğer taraftan kuralların dışında kalarak evrim yapacaktır. Bunun için insan çalışmada kurallara uyacak, yaşamada kurallar dışında içtihat yaparak evrim yapacaktır. İşte bu sebeple insan aile içinde yaşar; nitekim ilk yaratıldığı günden bugüne kadar insan aile içinde yaşamıştır.
Diğer canlılar ancak olgunlaşıncaya kadar anne babaları ile yaşadıkları halde, insan aile içinde doğar, aile içinde büyür, sonra kendisi aile kurar ve aile içinde yaşayıp ölür. Bu sayede sosyal evrimi gerçekleştirir. Çünkü evrim demek, eski şeyleri öğreneceksin, keşifler yapacaksın, sonra yenilikleri öğreteceksin.
İnsan ömrünün ilk 33 yıllarında öğrenmekle vaktini geçirir. Sonraki 33 yıllarında keşifler yapar, evrime katkılarda bulunur. Son 33 yıllarında da öğrendiklerini öğretir.
Beşikten mezara kadar öğrenmek ve öğretmek durumunda olduğumuz için aile dışında kalamayız. Aileler ve ailelerin oluşturduğu aşiretler bu aktarma işini başarmaktadır.
İnsanlar aile müessesesini yaşatmak zorunda oldukları için sürekli birlikte olma arzusu duymaktadırlar. Oysa diğer canlılar ancak döllenecekleri zaman böyle arzu duyarlar. Yine aile müessesesini yaşatmak için zina yasağı getirilmiştir. Bu suretle insanlar evlenmeye zorlanmaktadırlar. İnsanların evlenecek şekilde yaratıldıklarına dair biyolojik delil bekaret zarıdır, diğer canlılarda bekaret zarı yoktur.
İşte, evlenmek insanların zevklerini tatmin için değil, aile müessesesini yaşatmak içindir. Aile deyince sadece çocuk yapan müessese demek değildir.
Ailenin görevleri şunlardır: Çocuk yapıp yetiştirmek. Yaşamada iş bölümü yapmak; kadın ev işlerini, erkek dışarıdaki işleri yapar. Küçüklük, yaşlılık, sakatlık veya hastalık durumlarında dayanışma içinde olmak. Eğitimi gerçekleştirerek sosyal evrimi sağlamak.
Bu görevlerin yerine getirilmesi için evlilik gerekmektedir. İnsanın sırf zevk almak için evlenmesi haram edilmiştir. Zevk alma ailenin oluşması için bir illettir, hikmet değildir.
Kadının da erkeğin de evlilik müessesesinin manasını bilmesi ve ona göre evlilik yapması gerekmektedir. Muhsin ve muhsan olma aile içinde iş bölümünü ifade eder. Dayanışma ise gayri musafıh olma anlamını getirir. Evlilerin meşru evlilik yapabilmeleri için öncelikle evlilik anlaşması yapmalı, eşlerinden ne isteyeceklerini baştan bildirmelidirler.
İkincisi ise çıkan nizalarda hakemlere başvurmalıdırlar. Hakemin birisini erkek, diğerini kadın tarafı seçmelidir. Baş hakemi hakemler seçmelidir. Onların kararlarına uymanın Allah ve resulünün kararına uymak olduğunu bilmelidirler. Hakemler bir taraftan sözleşmede olan hükümlere göre hükmederler, diğer taraftan sözleşmede hüküm yoksa kendileri hükümler koyup hükmederler. Kelimelerin kurallı çoğullarla getirilmiş olması sözleşme ve hakemlik müessesesinin yaşatılması gerektiğini de içerir. (Devamı var)