KUR’AN VE İLİM çalışmalarımız devam ediyor…
KUR’AN VE İLİM seminerleri çalışmalarımız devam ediyor… Bu hafta 862. seminerimizi yaptık, 17 yıldır hiç ara vermeden çalışıyoruz, elhamdülillah… Tevafuk eseri olsa gerek, bu haftaki tefsir çalışmamız da 17 sayfa… Yazacaklarım, bu çalışmanın 10-15. sayfaları arasındaki konulardan derlenmiştir; istifade edilmesi dua ve dileklerimle…
HİCR SURESİ üzerinde çalışıyoruz, 7 haftadan beri… Bu hafta sıra 39-47. ayetlere gelmişti… Aktaracağım bölümler 44-45. ayetler üzerindeki çalışmamızdan derlenmiştir.
Kur’an semanın, cennetin, cehennemin ve Mısır’ın kapılarından bahsetmektedir. Sayı olarak yalnız cehennemin kapılarını vermekte, 7 kapıdan bahsetmektedir. Kapı, bir yere girilecek veya çıkılacak yerdir. Değişik kapılar değişik gruplar içindir. Cehennemin 7 girilecek yeri vardır demektir. Her kapıdan şeytana tabi olanlardan bir grup girecektir demektir. Bunun anlamı, şeytana tabi olan gaviler(*) 7 grupturlar demektir.
7 sayısı 1+2+4=7 ikili sayıların toplamıdır. O halde şeytana tabi olan gruplar önce üçe ayrılmaktadır. Başta birinciler vardır. Tektir onlar. Sonra ikinci grup vardır, bunlar iki gruptur. Sonra üçüncü grup gelir, onlar da dörttür. Bugün yaşadığımız dünyada bunlar kimlerdir?
Birinci grup, dünyayı yöneten Sermaye’dir. Daha önce Fransa’da, sonra İngiltere’de, şimdi ABD’de yerleşmiştir ve ikinci binyılın kuvvet uygarlığını oluşturan zümredir.
Sonra iki grup gelmektedir: Bunlar kapitalistler ile sosyalistlerdir. Bunlar, Necmettin Erbakan’ın tarifi ile timsahın iki çenesidirler.
Sonra da dört grup gelmektedir. Bunlar faizci sömürü Sermayesi’nin emrindeki üniversite ve okullar, masonlar ve kulüpler, kilise ve din adamları, partiler ve bürokratlardır.
Bunların hepsi değil, bunların elebaşları şeytana tabi olan gavilerdir(*).
Demek ki bizim mücadele edeceklerimiz bu yedi gruptur. Faizci merkezi küresel tekel sömürü Sermayesi’dir, faizci bankerlerdir. Ondan sonra kapitalistler ve sosyalistlerdir. Sonra da şeytana tabi olup sömüren ve halkı ezen ilim adamları, din adamları, patronlar ve bürokratlardır. Bunların hepsi değildir, bunlardan gavi(*) olup şeytana tabi olanlardır.
Bunlar bugün çok güçlü görünmektedirler. Ancak Allah’ın yardımı gelip de fetih olduğunda, tüm gavi olmayıp şeytana tabi olanların hepsi fevc fevc Hakk’a gelirler. Nitekim, bunun küçük bir örneği birinci “Adil Düzen” uygulamasında görülmüştür.
1960’larda kooperatif kuralım, parti kuralım dediğimiz zaman; yakın arkadaşlarımız kooperatifi yedeğe aldılar, karşı çıkmadılar, ama asıl o günkü güçlülerin yanında yer aldılar. Bir grup Demokrat Parti vârislerinin, diğer grup CHP vârislerinin yanında yer aldı. Biz ise “Millî Görüş”ü oluşturduk; kimsenin yanında olmadık, kendimiz gücü oluşturmaya çalıştık...
Şimdi onların dayandıkları dağlara kar yağdı. Demokrat Parti izleyenleri silinip gitti. CHP’nin oyu AK Parti’nin oyunun yarısına indi. Bizim başlattığımız siyasi güç iktidardadır, hem de Halk Partisi’nin iki misli fazla oy ile. Biz henüz hazır olmadığımız için bir şey yapamıyoruz ama biz gerçek anlamda hazırlanırsak, artık iktidar bizim elimizde...
Bugün beklenen tek şey vardır. SEMT KOOPERATİFLERİNİ kurmak, YÜZ LOJMANLI İŞYERİ APARTMANLARINI yapmaya başlamak... Biz bir örnek verdiğimiz zaman, halkımız zaten kendisi tüm Türkiye’de bu kooperatif ve apartmanları kuracaktır.
Tüm ayetler bunun böyle olacağını haber verdiği halde, ben dâhil hepimiz mirye içindeyiz. Kur’an bize bunu da haber vermiş oluyor; mirye (şek, şüphe) içinde olma diyor...
Çok açık ve net olarak Adil Düzen Çalışanları bilmelidirler ki, şeytan vardır. Bu şeytan bizim için rahmettir. Onun sayesinde biz hatalara düştüğümüz zaman uyarılıyoruz. Şeytanı suçlama yerine, kendi hatalarımızı görüp düzeltmeliyiz. BİZİM NESLİMİZ ÜÇÜNCÜ BİNYIL UYGARLIĞINI KURMAKLA GÖREVLİ. Görevimiz çok önemli ve şerefli, ama bir o kadar da zor ve çetin. Ama kokmamalıyız. Çünkü bu uygarlığı biz kurmayacağız. Allah kurdurmaktadır. Melekler bizim yardımcılarımızdır. Yalnız değiliz. Biz yapmayacağız, O yaptıracaktır... (Kaldığım yerden devam edeceğim…)
(*)GAVİLER (sözlük anlamı): Çok azgın, çok sapkın, yoldan şaşıp azıtan zalimler…