ADİL DÜZEN YERELDEN KURULMALIDIR
- ÇOĞULCU, KATILIMCI VE İSTİŞAREYE DAYALI KARARLARIN ALINDIĞI BELEDİYE KARAR ALMA SİSTEMİ
- HİZMETLERİN KALKINMA KOOPERATİFLERİ ARACILIĞI İLE YÜRÜTÜLDÜĞÜ BELEDİYE HİZMET SİSTEMİ
- HİZMET İÇİ EĞİTİM VE SERBEST EHLİYETLİ VE LİYAKATİN ESAS ALINDIĞI BELEDİYE ÇALIŞMA SİSTEMİ
1. ÇOĞULCU, KATILIMCI VE İSTİŞAREYE DAYALI KARARLARIN ALINDIĞI BELEDİYE KARAR ALMA SİSTEMİ
Bugün itibari ile Adil Düzen Belediyeciliğinin nasıl olması gerektiği ile ilgili temel ilkeleri anlatmış olacağız. İlk olarak belediyelerde karar alma mekanizmasında istişareye ve uzlaşmaya önem veren, çoğulcu ve katılımcı belediyecilik anlayışının nasıl bir sistem ile hakim kılınabileceği üzerinde duracağız. Çalışmamız, akevler.org sitesinde yayımlanmış olan belediye başkan adaylarının adil düzene uygun belediye hizmetlerine yönelik oluşturmuş oldukları protokollerinden ve özellikle milli görüş belediyelerinde sergilenmiş olan örnek uygulamalar üzerinden hazırlanmıştır.
Adil düzeni tesis etmek için çıkmış olduğumuz bu yolda ilk etapta adil düzene uygun olarak hangi mekanizmaları işletebileceğimize bakarız ve zaman ile de gerekli kanuni düzenlemeler ve anayasa değişikliği ile tam anlamı ile adil düzen organizasyon yapısını işler hale getirmek için mücadele ederiz.
Dolayısı ile adil düzeni tesis edebilmenin en önemli temel unsuru, halka adil düzeni, yönetimde ve paylaşımda adaleti, hakları üstün tutan sistemi tebliğ etmektir. Onları ikna etmeye çalışmaktır ki peygamberimiz de bunu yapmıştır. Daha işin başında tebliğ hususunda engellenmiş olduğundan ve dolayısı ile tebliğ ettiği hususlarda karar almada temsil yetkisi elinden alınmış olduğundan hicret etmek zorunda kalmıştır. Dinlerini yani düzenlerini yaşamak isteme mücadelelerinde aciz bırakıldıkları için, bu acizlikten kurtulmalarını sağlayacak bir mekâna, Medine’ye hicret etmişlerdir. Bütün bunlardan anlıyoruz ki hicret adil düzenin tesis edilemeyeceği bir mekândan ya da siyasi bir kimlikten tesis edilebileceği bir mekana, siyasi bir kimliğe, organizasyona adil düzeni kurma ve koruma mücadele gücünün kazanılabilmesi amacı yapılmıştır ve yapılmalıdır. Bundan dolayı Müslümanlar kendi ülkelerinde adil düzeni tesis etmede mücadele gücü elde edip edemediklerine bakmalıdırlar. Biz de ülkemizde bu hususu değerlendirerek, adil düzeni tesis etme mücadele gücünü kazanabileceğimiz imkanların ve organizasyonun olduğunu ifade ediyoruz. Hicretimizin de bu imkanları kullanmak adına oluşturulmuş olan bu organizasyona doğru yönelmek şeklinde olması gerektiğini savunuyoruz. Dolayısı ile adil düzeni tesis edebilmek için hem ülkemizde hem de uluslararası düzeyde siyasi mücadele gücünü kazanmak amacı ile yola çıkmış milli görüş partileri şimdi de “Yeniden Refah” a hicret ederek adil düzeni tesis etmemiz gerekmektedir. Yeniden Refah, “Adil Düzeni Yerelden Kuracağız” mottosu ile yola çıkmış tek partidir. İşte bu siyasi organizasyona yapılacak olan hicret ülkemizin bir Medine olmasını sağlayarak yeni bir medeniyetin inşa edilmesini temin edebilecektir. Müslümanlar kendi ülkelerinde adil düzeni tesis etme mücadelesi içine giren bir siyasi organizasyon kurmalıdırlar. Var ise oraya hicret etmelidirler. Adil Düzeni siyasi kimlikleri ile tebliğ ve temsil imkanları yok ise bu temsil yetkisine sahip olan ülkemizdeki “Yeniden Refah” siyasi organizasyonuna destek sağlamalıdırlar. Hem ilmi, hem maddi her alanda bu desteklerini bu organizasyona hicret ettirmelidirler.
Kısaca ülkemizde adil düzeni tesis etme siyasi kimliğimiz ile tebliğ ve arkasından da tebliğ ettiğimiz hususlarda temsil yetkimiz bulunmaktadır. Elde edilen merkezi ve yerel meclislerdeki tebliğ yetkimiz ile, haksızlıklar ile, yanlış ile mücadele imkânımız vardır. Bu temsil zaman ile karar almada da yetkinin adil düzeni tesis etmek adına kullanımına imkân sağlayabilecek bir potansiyele sahiptir. Peki karar almada adil düzenin beklentisi olan uzmanlar ile istişare ile karar almaya imkân var mıdır? Halkın temsilcileri ile sorunlarını iletebilme sistemini işletebilme imkânı var mıdır? İmkân var ise nasıl bir sistem ile en fazla verim elde edebiliriz bütün bunları değerlendirmeliyiz. Yerel yönetimlerde bir bölgenin müşterek sorunlarının belirlenmesinde o belde halkı temsilcileri etkin kılınabilir mi ve bu sorunlara çözümler için uzman görüşlerinden faydalanılabilir mi? İşte bu sorulara cevap bulmamız gerekmektedir.
Katılımcı bir sistem oluşturabilmek yani halkın sorunlarının karar alma mekanizmalarına iletilebilmesi sistemini işletebilmek, sinir sisteminin bünyede sağlıklı olarak işlevini görebileceğine işarettir. Merkezin iletişim kurmadığı, sorun ve isteklerine karşılık vermediği haklarını korumadığı beldeler ve gruplar aynen bünyedeki felce uğramış bölgeler gibidir. Çünkü sinir uçları ile merkeze iletilen haz ve elemler, o bünyenin neye ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Dolayısı ile halkın katılımının sağlanabilmesi sinir uçları aracılığı ile merkez ile bütün vücut arasında sağlıklı bir iletişim olduğunu gösterecektir. İstişare yapısının işletilebildiği bir sistemde de bünyedeki dolaşım sisteminde kan toksitlerinden arınma imkanına sahip demektir. Bu da bünyenin zaman ile sağlığına kavuşabileceğinin en önemli göstergesidir. Çünkü uzman görüşleri ile elde edilen çözümlerin yani kanın temizlenmiş olarak hücreleri beslemesi gerekmektedir. Bünyenin sağlıklı olması kanın temizlenmesine, yani kanın sağlıklı beslenmesine ve böylece toksit unsurlarından arındırılmasına bağlıdır. Kan ilim ile, uzman görüşleri ile temizlendikçe, bütün hücreler de daha sağlıklı çalışır hale gelebilecektir. Çünkü hücreler kan ile alışveriş yapmaktadırlar.
İşte katılımcı ve istişareye dayalı işletilebilir bir sistem öncelikli olarak bünyenin sağlığına kavuşabileceğinin ilk işaretleridir. Arkasından kas sisteminin sağlığına kavuşma imkânı var mıdır buna bakılacaktır. Yani kooperatifleşme yolu ile hizmetlerin yürütülmesi sistemi kurulabilir mi buna bakılacaktır ve böylece bünye zaman ile sağlığına kavuşturulmaya çalışılacaktır. Belediye hizmet birimlerini ikbal ve rant kapısı olmaktan çıkartıp hizmet yeri olmasını sağlayabilmenin yolu kooperatifleşmekten geçmektedir. Adil düzene geçiş aşamasında kooperatifleşme imkanından maksimum derecede faydalanabilmenin yolları araştırılmalıdır. Rüşvet ve yolsuzluğun önüne geçerek, alternatif kaynaklar ile belediye borçlarının kapatılması ancak ortaklık sisteminin devreye sokulabileceği kooperatifleşme ile mümkün olabilecektir. Ancak böyle bir hizmet anlayışı yani kas sistemini en verimli şekilde çalıştırabilecek olan kooperatifleşme anlayışı ile belediye bütçesi de daha önce hiçbir dönemde görülmemiş düzeyde reel olarak artabilecektir. Bunun sonucunda borçlardan arınmış ve giderek büyüyen bir bütçe ile, belediye hizmetleri, sosyal güvenlik ve sosyal hizmetler alanında halkın ihtiyaç ve beklentileri daha iyi karşılanabilir duruma gelebilecektir. Adil düzenin iktisadi alanda ortaklık sistemine, genel hizmetlerin vakıflar yolu ile yürütülmesi sistemine giden süreçte vakıf işlevini yürütme ve mevcut durumda uygulanabilme potansiyele sahip “kooperatif sisteminin nasıl aktif kılınabileceği” konusunu daha sonraki seminerimizde detaylı olarak anlatacağız inşallah.
Mevcut durum adil düzene uygun olarak en verimli şekilde değerlendirilir iken bir taraftan da bünyede operasyon gereken yerler için müdahalede bulunur ve vücut tam olarak sağlıklı hale getirilir. Bu da gerekli kanuni düzenlemelerin yapılmasıdır. Sistemde neşter gerektiren, kanser olmuş unsurlar vardır. İşte bünyeye her zarar verici unsur batıldır. Bünyeyi sağlıklı işler hale getirmeye çalışan her müdahalede de haktır. Çünkü biz sistemi ancak doğal kanunları tam olarak anlayabildiğimiz bünyeye bütüncül olarak bakabildiğimiz oranda sağlıklı hale getirebiliriz. Dolayısı ile bu bünyeyi adil düzen temel ilkelerini uygulayarak sağlığına kavuşturma imkanı varken çaba harcamamak gerekli gayreti göstermemek de batıldır. İşte ne zaman ki sağlıklı işleyen bir insan yapısı ile topluluk yapısı tam olarak birbirine benzediği zaman adil düzen tesis edilmiş anlamına gelecektir. Böyle bir mekanizmanın yapısını ve kurumlarını, “Adil Düzenin Anayasal Temel Esaslarını” 68 seminerimiz boyunca anlattık. Bundan sonraki seminerlerimiz de adil düzene geçiş aşamasına daha elverişli olan yerel yönetimlerde adil düzen nasıl tesis edilebilir konusunu işlemiş olacağız. Dolayısı ile Adil düzeni tebliğ, tebliğ ettiğimiz hususlarda temsil, temsil yetkisinin katılımcı ve istişareye dayalı bir sistem ile kullanılması ve kooperatifleşme sisteminin hizmet sektöründe etkin kılınması mümkün oldukça adil düzeni tesis etme mücadelesine devam edilmelidir. Bunun öncelikli olarak yerel yönetimler aracılığı uygulanabilirliğinin gösterilmesi gerekmektedir. İşte bütün çabamız halkın maddi ve manevi ihtiyaçlarının adil düzene uygun çözümler ile giderilmesini sağlamaktır. Bünyeyi sağlığına kavuşturmaktır.
“…………..Karara bağlanacak işlerde onlarla istişâre et! Kesin kararını verince de, yalnız Allah’a güvenip dayan! Çünkü Allah, kendisine güvenip dayananları sever” Âl-i İmrân / 159. Ayet.
“Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. Aralarındaki işlerini istişâre ederek yürütürler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da Allah yolunda harcarlar.” Şûrâ / 38. Ayet
İşte ayetler ile bize emredilen istişare sistemi ile yani hakları koruyabilmek, halkın ihtiyaç ve sıkıntılarını dikkate alarak çözümler geliştirerek bunları kooperatifleşme yolu ile uygulamaya geçirmek imkanı vardır ve bu da bünyenin sağlığına tam olarak kavuşabileceğinin göstergesidir.
Bundan dolayı alınan kararların ve bu kararlar doğrultusunda yapılan uygulamaların çok uluslu şirketlerin, küresel sermayenin bunların kontrolündeki uluslararası kuruluşların etkisini karar verici parmaklara yansıtmak yerine, halkın maddi ve manevi ihtiyaçlarını gözeterek uzmanların görüşlerini karar alıcı parmaklara yansıtma imkanı vardır. Dolayısı ile parmak sayısına göre karar almada etken olan sinir uçları halkın isteklerine ve elemlerine, mağduriyet yaşadıkları hususlara dayandığı sürece sistemin ıslah edilmesine imkan bulunmaktadır. Sinir uçları çok uluslu şirketlere, menfaat ve çıkar elde etmeye çalışanlara, imtiyaz sahiplerine dokunuyor ise zaman ile sinir uçlarının iletişim kuramadığı bünyenin felç olması kaçınılmazdır. Çıkar ve menfaatleri doğrultusunda hareket ederek vücutta dolaşan kanı kirletenler sadece toksit üretmekte ve kanserli yapılar oluşturmaktadır. Bünyede bazı bölgelerin hormonel büyümesine sebep olurken bazı bölgeleri zayıflatmaktadırlar. Bünyenin iletişim ve dolaşım mekanizmasına ve arkasından diğer vücut sistemlerine zarar vermektedirler. Maalesef günümüzde çoğunluğa dayalı sistem Erbakan Hocamızın yönetimde adil düzeni temsili hariç, güç odaklarının kendilerini iktidara taşıyanların temsili olarak kullanılmıştır ve kullanılmaktadır. Mevcut çoğunluk sistemi ile halkın ihtiyaçları değil sadece güç sahiplerinin istekleri dikkate alınmıştır ve alınmaktadır. Temsil yetkisi halkın ihtiyaçlarının mecliste dile getirilmesi için değil güç sahiplerinin isteklerini karara bağlama fonksiyonu olmuştur. Biz ise mevcut çoğunluk sisteminin, gerekli kanuni düzenlemeler öncesinde de çoğulcu yani halkın bütününün müşterek sıkıntılarını önemseyen ve istişareye dayalı bir anlayış ile giderebilecek bir mekanizma ile işletilebileceğini söylüyoruz. İşte bu anlayış bünyeyi sağlıklı kılmaya çalışan bir anlayıştır. Çoğunluk sistemini uygulamada yasal değişiklik öncesi bile katılımcı ve istişareye dayalı olarak kullanılmasını önceleyen bir anlayıştır.
Yani nasıl ki uygulamada çoğunluk demokrasisi, kendilerine oy verenlerin sıkıntılarının temsili yerine, güç sahiplerinin istekleri doğrultusunda uygulanıyor ise, bu sistemin adil düzen temel ilkeleri çerçevesinde arzu edilen katılımcı ve istişareye dayalı bir sistem olarak uygulanma imkanı vardır. Yeter ki öncelikli olarak bu hususta neler yapılması gerektiğini ortaya koyabilelim. Bunun için adil düzene geçiş, sağlıklı bünyeye geçiş sistemini, yani sağlıklı beslenme sistemini, uzman görüşlerinin temsil sistemine katkısı sistemini geliştirebilelim. Arkasından da çoğulcu bir demokrasi anlayışını yani çoğulcu inanç, ilim, iktisat ve hukuk sistemini mevcut sistemdeki çoğunluk demokrasisine neşter atarak yasalaştıralım İnşallah.
Belirtmiş olduğumuz bu temel ilkenin hakim kılabilmek için öncelikli olarak belediyenin gerçek sahiplerinin belde sakinleri olduğu temel prensibi ile çalışılmalıdır. Verdiği sözü yerine getiren, taraf tutmayan, hakkı üstün tutan, haklıdan yana olan, hakları koruyan ve haksızlıkla mücadele eden, halka hizmeti Hak’ka hizmet sayan bir yönetim anlayışı çerçevesinde belediyelerde “Dürüst ve Ahlaklı Yönetim” anlayışına sahip olmak gerekmektedir. İşte bu anlayış ve inanç ile yerel yönetimlerde milletimizin maddi ve manevi ihtiyaçlarını giderebilmek mevcut yerel yönetim paradigmasında köklü bir değişiklik sağlamak mümkün olabilecektir. Dolayısı ile belediye- halk ilişkilerine dair sorunların çözümü gerekmektedir. Aradaki sağlıklı ilişkinin nasıl kurulması gerektiği tartışılmalıdır. Çünkü belediyelerin halkın desteğini arkalarına alabilmeleri ve belediye-halk bütünleşmesinin sağlanabilmesinin yolu, halkla kurulan sağlıklı ilişkilerden geçmektedir.
Belediye hizmetlerinde, sevgi ve şefkati odak noktası haline getirilerek, vatandaş odaklı hizmet anlayışının hakim kılınması sağlanmalıdır. “Kendisine emanet edilen değerleri korur ve emanet sahiplerinin yararına kullanır” anlayışı ile örnek hizmetler yürütülmelidir. Belediyelerde kamunun imkânlarını yasal olmayan yollarla kimseye aktarmayacak sistem işletilmelidir.
Şimdi katılımcı ve istişareye dayalı bir sistem nasıl devreye sokulabilir. Bu konuyu anlatmaya çalışalım.
- Milli Görüş-Adil Düzen Belediyeciliği ile katılımcı, uzlaşmacı ve istişare süreçlerinin işletildiği sürdürülebilir bir planlama ve hizmet yaklaşımının oluşturulması gerekmektedir Sorunların ve ihtiyaçların katılımcı bir anlayış ile dile getirilebilmesi ve sorunların giderilip giderilmediğinin denetlenmesi açısından Halk Meclislerinin oluşturulması önemlidir. Danışma Meclisleri aracılığı ile de sorunların nasıl giderileceği belirlenmelidir. Halk Meclisleri bünyenin sinir uçları iken, danışma meclisleri bünyenin dolaşım sistemini oluşturmaktadır.
- Halk Meclisleri günlerinde ilçe belediyelerinin bütün faaliyetleri ile ilgili halka hesap verilmelidir.. Belediye hizmet birimlerinin kapıları halka açık hale getirilmelidir. Belli periyotlarla mahallelerde veya ilçe belediyelerinde oluşturulan bu meclislerde vatandaş ile değerlendirmeler yapılmalıdır.
- Danışma Meclisleri olarak da diğer siyasi parti ve STK temsilcileri ile, akademisyenler ile belli aralıklarla bir araya gelinerek halk meclislerinde belirtilen ilçenin müşterek sorunları için çözüm önerileri üzerinde müzakerelerde bulunulmalıdır. Sivil toplum örgütlerini dayanışma birimleri olarak görerek onların görüş ve eleştirilerine değer verilmelidir. Danışma Meclisleri sayesinde saha çalışmaları ile de desteklenen sorun ve potansiyellerin tespit edilmesi sonucunda sentez çıkarımlarının oluşturulması sistemi geliştirilmelidir.
- Üniversite ile yönetim arasındaki uyumsuzluğun giderilmesi gerekmektedir. Çünkü üniversitelerin sorunları rasyonel olarak ele alma, bütüncül ve kapsayıcı çözümler üretebilme potansiyelleri vardır.
- Farklı düşünceler iktisadi hayatı daha dinamik hale getirebilecektir. Yani bünyemizdeki kas yapısının sağlıklı çalışması da dayanışma meclisleri yolu ile oluşturulacak olan istişare sürecinin geliştirilmesine bağlıdır. Yerel yönetimlere tanınan geniş yetkiler vardır ve bu yetkilerin en verimli şekilde harekete geçirilmesi için öncelikli olarak istişare mekanizması en verimli şekilde kullanılmalıdır.
- Halk meclisleri yolu ile sağlanan katılımcı sistem aynı zamanda ortak denetim sisteminin oluşumunu sağlayacaktır. Halkın denetime katılmasının sonucunda vatandaşlara sunulan kamu hizmetlerinin kalitesi artacak, zamanında yapılacak, savurganlıklar ve israf azalacak, yolsuzluk ve rüşvet ortadan kalkacaktır.
- Adil düzene göre halkın yönetime katılması ilkesi en temel ilkedir. Öncelikli olarak yapılması gerekenleri ve önceliklerin neler olduğunu halkımız belirlemelidir. Bu sistemin çalışması için apartman yöneticileri arasından muhtarlar tarafından belirlenen sokak temsilcileri belediye tarafından organize edilecek bir yapı ile sisteme dahil edilmelidir.
- Öncelikli sokak/ site temsilcilerinin halk meclislerinde yer aldığı bir sistem ile temsil ettikleri bölgenin belediyedeki temsilcisi olarak işlerin takibinde yer almaları sağlanmalıdır. Hizmetin yerinde yapılması kadar yerinde denetlenmesi de önemlidir. Yaşlının, yetimin, dulun, yoksulun, özürlünün ve hastanın mağduriyetinin giderilmesi noktasında 10- 20 apartman başkanı arasından belirlenen toplamda 300 ile 1000 nüfusa bir temsilci düşecek şekilde, site/sokak başkanı halk meclisinde yerini almalıdır. Sokak bazlı olarak tespit edilen sorunların temsil ve temsil edilen hususlarda denetim yetkisi ile belediyede çoğulcu ve katılımcı bir anlayış hakim olabilecektir.
Böylece ilçenin rantının belde halkı yerine bir takım siyasi güç sahiplerinin adına hareket eden 3-5 adama dağıtımının önüne geçilmiş olacaktır. Kentin rantının o bölgeye ait kısmının yine o bölgede kullanılması ve kendileriyle ilgili konuların bizzat birinci elden takip ve denetimi sağlanmış olacaktır. İşte çoğulcu katılımcı ve istişareye dayalı bir yapı bu şekilde tesis edilmelidir.” Adil Düzen Yerelden Kurulmalıdır” seminerlerimiz devam edecektir İnşAllah. Rabbim seminerlerimizi adil düzenin bir an önce tesis edilmesine vesile kılsın. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.
https://www.youtube.com/watch?v=rYt1AkCZhvM
İnş. Müh. Hilal Çekmen,
Akevler, 69. Seminer, 28. 01. 2024
Yeniden Refah Partisi Milli Siyaset Kurulları
Kadın, Aile ve Sosyal Hizmet Politikaları Kurul Koordinatörü