ADİL DÜNYA DÜZENİ ANAYASASI VE KURULMASI GEREKEN ULUSLARARASI ISLAH KURULUŞLARININ TEMEL ESASLARI
Daha önceki iki seminerlerimizde Siyonist B'nai B'rith ve BILDERBERG yapılanmasına bağlı olarak oluşturulan kuruluşların tamamının kendi alanında Siyonist hedefler doğrultusunda çalıştığını, dünyada zulüm ve fitnenin hakim olduğunu ve bunların yerine adil dünya düzeni ıslah teşkilatlarının kurularak, adaletin, güvenli bir ortamın, huzur ve barışın tesis edilmesi gerektiğini ifade etmiştik.
ADİL DÜNYA DÜZENİ anayasasının temel hedefi,
1.Hakkı üstün tutmak
2.Adil Düzeni tesis etmek,
3.Böylece, huzur, güvenlik ve refahı sağlamak olmalıdır.
Adil Dünya Düzeni Anayasası adil düzen çalışanları olan Süleyman Karagülle, Doç. Dr. Süleyman Akdemir, Reşat Nuri Erol ve diğer adil düzen çalışanları tarafından hazırlanan ülkelerin devlet düzenleri hakkında asgari genel esasların belirlendiği İnsanlık Anayasasındaki temel esaslar ile Erbakan Hocamız ve ilim insanları tarafından hazırlanan D-8 sözleşmesi ve hedeflenen D-60 organizasyonları baz alınarak oluşturulmalıdır. Asıl hedef tek tip bir devlet oluşturmak değil, bütün devletleri Adil Dünya Düzeni Anayasasında belirlenmesi gereken yukarıda belirttiğimiz 3 hedef ve bunlara dayalı biraz sonra ifade edeceğimiz 20*2 esas etrafında uzlaştırabilmek olmalıdır. Halbuki batıl Siyonist organizasyonlar tek tip devlet oluşturma ve devlet başkanlarını da umum-i valileri kılmayı amaç edinmiştir. Adil Dünya Düzeni Anayasasında Devletlerin egemen eşitliğinin varlığı önemlidir. Devletler uluslararası hukukta eşit egemenlik hakkına sahiptir. Adil Dünya Düzeni Anayasası ancak insanlığın bağlı bulunması gereken temel evrensel prensiplerle milli anayasaların kaynağı olmalıdır.
A. Akevler İnsanlık Anayasasında belirtilen ve Erbakan Hocamızın Adil Düzen Kitapçığında belirttiği milli anayasalar ile ilgili olan temel esasları özet ile şu şekilde ifade edebiliriz.
-
- Batılın hak anlayışı olan kuvvet, çoğunluk, imtiyaz ve menfaatin hak sebebi sayılması meşru görülemez. Bunlara dayalı anayasa hükümleri zulüm getirir. Anayasalar ile ezen ezilen düzeni oluşturulamaz.
- Hak, sadece doğuştan bütün insanların eşit olarak sahip oldukları: yaşamın korunması, ırz-namusun korunması, aklın korunması, mülkiyetin korunması ve inancın korunması esasına dayanan insan haklarına, emek hakkına, sözleşmelerden doğan hak ve vecibelere ve adalete dayanır.
- İfade hakkı, eğitim- öğretim hakkı, örgütlenme hakkı ve inandığı gibi yaşama hakkı inanç hakkının ayrılmaz unsurlarıdır. İnandığı gibi yaşama hürriyetinin içinde "kendi iktisadi, ilmi, siyasi-hukuki, ahlaki dayanışma ortaklığını seçme hürriyeti" ve bu doğrultuda mecliste ve halk içinde temsil ve tebliğ hakkı vardır ki en önemli insan hakkını teşkil etmektedir.
- Devlet, bir ulusun mülkiyet yolu ile sahip olduğu ülkesi üzerinde kurduğu egemenliktir.
- Ulus, kendine has kültürü yani dili, örfü, teknik ve sanatı olan topluluktur.
- Ülke, güvenlik içinde yaşanıp ve çalışılan, planlanmış toprak parçasıdır.
- Egemenlik, bir ulusun isteklerini karar haline getirebilip, onları yürütebilmesi ve koruyabilmesidir.
- Mülkiyet, menkul ve gayrimenkuller üzerinde güvenlik içinde planla üretim ve tüketim yapabilmektir.
- Devlet genel düzeni temsil eder: genel düzende uyumu sağlar, erkler arası hakemlik yapar, dört düzenin yani, ilmi, ahlaki, siyasi-hukuki ve iktisadi düzenin temel esaslara uygun olması ve yürütülmesini takip ve temin eder, egemenlik ve hürriyeti temsil eder, ilmi düzen ile yasama, iktisadi düzen ile yürütme, siyasi- hukuki düzen ile yargı ve inanç-ahlaki düzen ile denetleme kararlarının nihai şeklini alması, kesinleşmesi, tasdiki ve yürürlüğe konmasını sağlar.
- Anayasalarda yasama, yürütme, yargı ve denetleme erklerinin temel esasları belirtilir. Erkler arasında uyum ve denge esastır.
- Devlet bucak-il-devlet sıralamasına uygun olarak icma yolu ile gelen erk kararlarına haksız keyfi müdahalede bulunulamaz. Devletlerin iktidarı hak ve adalet temelli olarak anayasa ile sınırlandırılır. Bu bakımdan milli anayasalar yerinden yönetim siyasi organizasyon meclis siteminin uygulanabilmesini tesis edecek nitelikte olmalıdır.
- Adil ekonomik düzenin uygulanabilmesi için temel parametreler anayasa ile korunur. Faiz ve vergi sisteminin neden olduğu sömürü anayasa ile ortadan kaldırılır. Tek tip vergi sistemi tanımlanır. Fiyatların tekeller tarafından oluşturulmasına engel olunur. Para köle etme unsuru olarak kullanılamaz ve karşılıksız olamaz. Serbest piyasa ekonomisi ve kar meşru kabul edilir. Sosyal güvenlik tesis edilir. Kalkınma, teşebbüs ve üretim için faizsiz kredi sistemin temel esasları belirtilir. Adil Ekonomik düzenin tespit, çalışma, teknik, yürütme ve tescil kurumları ile ilgili olarak görev alanları tanımlanır.
- Adil siyasi ve hukuki düzenin uygulanabilmesi için temel parametreler anayasa ile korunur. Siyasi ve hukuki düzen huzur ve güvenliği sağlar. Hak ve hürriyetleri korur, adaleti tesis eder. Adil siyasi ve hukuki düzenin, hukuk, tahkik, tahkim, yargı ve güvenlik kurumları ile ilgili görev alanı tanımlanır. Siyasi düzen "çok hukuklu sistem”in anayasal temel esaslara aykırı olmayacak şekilde yürütülmesini sağlar. Hakemlik sistemi tanımlanır. Topluluğa zarar veren unsurlar belirtilir. Bu unsurların tanım ve delillendirmeleri ve bunlara yönelik ceza hukuku bucaklarda oluşturulur. (Gerekirse merkezi sistem bütün ceza hukukları ile ilgili eşdeğerleme sistemini ortaya koyar. Bucaklar arası oluşacak ihtilaflar bu eşdeğerleme sistemi ile giderilebilir)
- Adil İlmi düzenin uygulanabilmesi için temel parametreler anayasa ile korunur. İlmi düzen doğruyu gösterir. İlmi düzenin dilin tanımlanması, tahkim, yasama, tescil ve planlama kurumları ile ilgili görev alanları tanımlanır.
- Adil inanç- ahlaki düzenin uygulanabilmesi için temel parametreler anayasa ile korunur. Ahlaki düzen topluma iyi insan yetiştirmekten sorumludur: Adil inanç-ahlaki düzenin denetleme, sanat, sağlık-yaşama-çevre, tespit (ihtiyaçların neler olduğunu belirleme), tahkik (tezkiye edilmiş teminatlı elemanları yetiştirme) kurumları ile ilgili olarak görev alanları tanımlanır.
- İktisadi, siyasi, ilmi ve ahlaki olarak dayanışma ortaklıklarının oluşturulmasına imkân sağlanır. Dayanışma ortaklığı temel parametreleri belirtilir. Dayanışma ortaklığı mali sorumluluk esasında grup üyeliği ile sağlanır. Her grubun sözleşmesi bulunur. Bu sözleşme grubun ortak esaslarını belirtir. Grup üyesi zarar verdiğinde, zarar paylarının ortaklarca ödenmesi dayanışma esasına göre olur ve ortakları mağdur etmeyecek şekilde sınırlandırılır. Her ortak istediği zaman ortaklığını değiştirebilir ama mutlaka bir ortaklığa mensup olur.
- Bucak- il- devlet meclislerinde ilmi dayanışma sorumluları, kuralların koyucusu, iktisadi dayanışma sorumluları, kuralların yürütücüsü, siyasi dayanışma sorumluları, sistemin koruyucusu, ahlaki dayanışma sorumluları, denetleyicisi olarak görev alırlar. Meclisler denetleme, yasama, yürütme ve yönetim-yargı olmak üzere 4 şuradan-erkten oluşur.
- Serbest ehliyetli kamu hizmetleri uygulama esasları belirtilir.
- Yerinden yönetim ve merkezi yönetim sisteminin ahenk ile yürütüleceği seçim ve atama dengesi belirtilir. Atanan ve seçilen başkanların görevleri tanımlanır. Bucak- il ve devlet başkanlarının seçim usulleri tanımlanır. Bölge, ilçe ve köy başkanlarının atama usulleri tanımlanır. As sözleşmeler üs sözleşmeleri ihlal edemez. İçtihat ortak yasaları yasa anayasayı anayasalar insanlık prensiplerini ihlal edemez. Yoksa fasit sözleşme olur batıl hükmünde uygulanamaz. Uygulanır da zarar olursa tazmin gerekir.
- Ayrılma- hicret ve sürgün sistemi tanımlanır.
İnsanlık anayasasında milli anayasalarda olması gereken özet olarak verdiğimiz temel esaslar belirtilmiş iken, uluslararası kuruluşlara ve onların temel esaslarına değinilmemiştir. Dolayısı ile Adil Dünya Düzeni Anayasasında ilmi veriler ışığında (D-8 sözleşme örneği de esas alınarak) dünyada adil düzeni tesis edebilecek, Siyonizm’e karşı mücadele gücünün oluşumunu sağlayacak olan uluslararası ve D-60 ve D-160 organizasyonları ve temel esasları tanımlanmalıdır.
B. Adil Dünya Düzeni Anayasasında yeryüzü tahribatını önleyecek, kaynakların paylaşılmasının adalet üzere yapılmasını sağlayacak uluslararası organizasyonlar adil siyasi, iktisadi, ilmi, ahlaki düzene ait kurumların 4*5 olarak isimlendirilmiş şekli ile şunlar olmalıdır.
- Yeni Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın Görev ve Çalışma Esasları
Mevcut Birleşmiş Milletler Teşkilatı uluslararası sorunları çözmek yerine Siyonist hedefler doğrultusunda 5 tane daimi üyeye veto hakkı (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) vermiştir. İsrail'in kurulma kararının BM nin kuruluşunun hemen ardından alınması (1948), Müslümanlar üstünlük elde etmeye başlayınca, kendi çıkarlarına ters bir durum oluşunca Müslüman ülkelere müdahale etmesi, ambargo uygulaması, sürekli olarak İsrail’i (BİP) koruması ve kollaması, Kıbrıs’ın Rumlara verilmesi için uğraşması, BM’nin Siyonist hedefler için kurulduğunu göstermektedir.
Ne bölgenin ne de dünyanın İsrail’in bu zulümlerine, Siyonizm’in kontrolündeki başta ABD ve İngiltere olmak üzere diğer ülkelerin desteklediği bu zulümlere tahammülü kalmamıştır. Filistin’de yaşanan bu zulmün çözümsüzlüğe mahkûm edilmesinin müsebbipleri Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası Siyonist kuruluşlar olduğu gibi bunlar karşısında organize olamayan Müslüman ülkelerdir. Filistin halkı tek başına bırakılmıştır. Filistinlilerin hak ve hukukları mevcut dünya düzeni ile korunamamıştır.
Uluslararası hukuka bağlı olarak, devletlerin ve uluslararası mahkemelerin, İsrail’in, başta Gazze olmak üzere Filistin Devleti topraklarında işlediği soykırım seviyesine yükselen savaş suçları için biran evvel en ağır yaptırımların uygulanmaya başlaması gerekmektedir. Soykırım suçunun faili olan Netanyahu’nun uluslararası hukuk önünde soykırım suçu işlemesi sebebiyle yargılanmasına derhal başlanmalıdır.
DSÖ, hastanelerin savaş durumunda korunması gereken en önemli noktalardan olduğu gerçeğiyle uluslararası hukukun ve savaş hukukunun kendisine vermiş olduğu hakları kullanmak zorundadır Soykırım sebebiyle hastaneye yapılan ve orada zarar gören insanlar için DSÖ biran evvel hukuki yaptırımların yapılmasını talep ederek Filistin’de zarar gören insanlar için sağlık ekiplerini tüm dünyadan seferber etmelidir. Ne yazık ki Siyonist hedefler doğrultusunda sağlık politikaları oluşturan bu kuruluştan bu hassasiyeti beklemek olanaksızdır. Evet bunlar yapılmalıdır ama maalesef dünya mazlumlarının bu kuruluşların insafına terkedilmemesi gerektiği de hem tarihi tecrübelerimizden hem de Kuran-ı Kerim’de belirtilen uyarılardan anlaşılmaktadır.
Enfal Suresi, 73. ayet:
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. (İktidar ve güç sahibi, kuralların belirleyicileri olarak koruyucuları) Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve velisi olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.
Ayet bir güç ve otorite kurmak için bir birleri ile ortaklık içine giren kafirleri ifade etmektedir.. Birlikte ortak olarak kurdukları organizasyonları ifade etmektedir. Bunlara karşı bir olunarak adil insanlık düzenini hakim kılmak adına kurulması gereken güçlü organizasyonlardan bahsedilmektedir.
Maide Suresi, 51. ayet:
Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları veliler (İktidar ve güç sahibi, kuralların belirleyicileri olarak) edinmeyin; onlar birbirlerinin velileridirler.. Sizden onları kim veli edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.
Demek ki onları veli tayin etmek, oluşturdukları organizasyon ve sözleşmelerine taraf olmak sadece bizim için bir tehdittir, tehlikedir ve yasaklanmıştır. Sözleşmeler barış ve güvenliğin tesisi amacı ile eşit egemenlik hakkına sahip kuruluşlar arasında karşılıklı olarak ancak onları veli ve kural koyucu kabul etmeyerek oluşturulabilir. Mesela Mekke Yönetimi, Medine Adil Düzen Devletinin egemenlik hakkını kabul etmişti ve aralarında Hudeybiye Barış anlaşması imzalanmıştı. Aksi takdirde yani devlet kurulmadan eşit egemenlik hakkı oluşmadan bir sözleşmeye sadece bir topluluk olarak taraf olmak onları veli olarak kabul etmek anlamına gelecekti. İşte bu durum yasaklanmıştır. İşte bunun için eşit egemenlik hakkının oluştuğu mesela Adil Dünya Düzeni Anayasasına bağlı ülkeler ile kurulacak Yeni BM teşkilatı ile mevcut Siyonist BM teşkilatı arasında Erbakan Hocamızın sıklık ile atıfta bulunduğu 2. Yalta Konferansı ile bir sözleşme oluşmalı ve adil yeni bir dünya bu şekilde kurulmalıdır. Dolayısı ile Müslüman ülkeler eşit egemenlik hakkına sahip olmadıkları hiçbir durumda Yahudileri ve Hristiyanları kendilerine koruyucu ve kendileri üzerinde kural koyucu kabul etmemelidir. Onların dayanışma grup ve ortaklıklarına, organizasyonlarına dahil olmamalı kendi organizasyonlarını kurmalı ve uluslararası düzeyde kendi anayasalarını oluşturmalıdır. Onların BM’sine kendi haklarını uluslararası alanda korumaları için dahil olmamalıdır. Sağlıklarını DSÖ’ye teslim etmemelidir. Ekonomilerini IMF’ye teslim etmemelidir. Tarımların FAO’ya teslim etmemelidir. Askeri organizasyonunu NATO’ya teslim etmemelidir. Ülkesini onların üssü haline getirmemelidir.. İsrail için bu üslerin lojistik destek sağlamak üzere kullanılmasına başta Türkiye olmak üzere asla müsaade etmemelidir. Amerika'nın Kürecik ve İncirlik üsleri biran önce kapatılmalı, petrol başta olmak üzere bütün stratejik maddelerin İslam ülkeleri tarafından Amerika ve İsrail'e satışı acilen durdurulmalıdır.
Dolayısıyla mevcut BM yerine ıslah teşkilatı olarak yeni Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve bağlı organizasyonlar oluşturulmalıdır. Bu kuruluşlar insanlığın beklediği en önemli unsurlar olan uluslararası hukukun hakkı üstün tutmasını, barış ve güvenliğin tesisini, insan haklarının güvence altına alınmasını, adaletin korunmasını temin etmelidir.
Yeni Birleşmiş Milletler Teşkilatı, insan hakları ve devlet düzenleri hakkında asgari genel esaslara uyulmadığı takdirde müeyyide esaslarını belirtmelidir.
Yeni Birleşmiş Milletler Teşkilatının İslam aleminin ve bütün insanların sorunlarına çözüm üreten ve yol gösteren bir teşkilat olması için ilk etapta bir ilim insanları şurası oluşturulmalıdır.
Yeni BM Teşkilatında öncelikle Müslüman ülkeler arasında olmak üzere uyuşmazlıkları çözen Uluslararası Hakem Sistemi ve bir barış gücü oluşturulmalıdır ve ihtilafların sulh yoluyla giderilmesine çalışılmalıdır. Böylece mevcut BM teşkilatının batılı üstün tutan anlayışından dünyanın kurtarılması sağlanmalıdır.
- Yeni Siyasi İrade ve Savunma İşbirliği Teşkilatı’nın Görev ve Çalışma Esasları,
Erbakan Hocamız bizlere bir ifsat teşkilatı olarak NATO’nun, üye ülkelerinin savunmalarını sağlamak için kurulan bir ortaklık değil, Siyonist planların yürümesi, Siyonizm’den izinsiz dünyada hiç bir askeri hareket olmaması, üye ülkelerin ordularının tek bir merkeze bağlı olarak kontrol edilebilmesinin sağlanması için özel olarak kurulmuş bir teşkilat olduğunu anlatmıştır.
NATO'nun kurulmasına Amerika'da en güçlü Yahudi lobilerinden CFR (DIŞ İLİŞKİLER KOMİTESİ) toplantılarında karar verilmiştir. Dolayısıyla bu ifsat teşkilatın yerine yeni bir ıslah teşkilatının kurulması şarttır.
Yeni ıslah teşkilatı olarak kurulacak olan “Siyasi İrade ve Savunma İşbirliği Teşkilatı” ekonomik yaptırım ve barış yolu ile önlenemeyen zulüm, haksızlık ve sömürülere karşı askeri alanda güçlü müeyyide (yaptırım) esasları uygulamalıdır. Müslüman ve mazlum milletler, ellerinde Müslüman kanı ile Ortadoğu’da harita çizen zalimlerin insafına terk edilemez. Yeni Siyasi İrade ve Savunma İşbirliği Teşkilatı kurularak zulümlere son verilmelidir. Askeri alandaki teşkilatlanma, zalimin elinden mazlumun hakkının alınması, gücün gasp, haksızlık ve sömürü adına kullanılmasına engel olunması için caydırıcılığı olan, hakka ve adalete dayanan yaptırım uygulamalıdır. Savunma işbirliği teşkilatına üye bütün Müslüman ülkelerin savunma silah, araç ve gereçleri standardize edilmeli, işbirliği ve iş bölümü yapılarak bu ihtiyaçların teşkilata üye ülkelerden karşılanması prensibi esas alınmalıdır.
Erbakan Hocamız D-8 ardından D-60 insanlık organizasyonlarının kurulmasına adil düzen temel esaslarının yürütülmesi ve korunması için öncelik vermiş ve bunun temini için de siyasi mücadelenin gerekli olduğunu hayatı boyunca da göstermiştir. Siyonizm’den tam bağımsız olunması için, dünyada adil düzen temel esaslarının hakim olması için velayet savaşı verilmesi gerekliliği vurgusunu yapmıştır. Erbakan Hocamız bütün ülkeleri etkileyen, kıskaçları içine alan Siyonizm’in ifsat organizasyonlarına karşı durabilmek, uluslararası arenadaki sorunları çözebilmek için, adil düzen ıslah kuruluşlarını kurmaya yönelik mücadelesinin sonucunda D-8 organizasyonunu Allah’ın izni ile kurmayı başarmıştır. Bu yol velayet savaşında izlenmesi gereken bir yoldur ve Siyonizm tarafından bu sebeple engellenmeye çalışılmıştır.
Önümüzdeki seminerimizde adil dünya düzeni ıslah teşkilatlarını anlatmaya devam edeceğiz İnşallah. Rabbim seminerlerimizi adil dünya düzeninin tesisine vesile kılsın.
https://www.youtube.com/watch?v=fcTj3LWiyVI
İnş. Müh. Hilal Çekmen,
Akevler, 64. Seminer, 10.12. 2023
Yeniden Refah Partisi Milli Siyaset Kurulları
Kadın, Aile ve Sosyal Hizmet Politikaları Kurul Koordinatörü