Hayırlı günler. Ben 26 yaşındayım, bir senedir nişanlıyım, görücü usulü nişanlandım. Kendisi uzaktan akrabamız, düzgün, efendi bir insan. Ailesi de iyi, yurtdışında yaşıyorlar. Ben ısınmamama rağmen kabul ettim. Çünkü ailemde sürekli bu mevzular vardı. Yaşınız geldi, kısmetleri değerlendiremiyorsunuz, artık evlenin gibi. Zaten üç sene önce teyzem oğluna istedi, kabul etmedim abim gibi gördüğüm için, ama kabul etmedim diye üç senedir çok kötü psikolojiler yaşadım, ailem de istiyordu tabi. Sanki gelen insanlara burnu büyüklük yapıyormuşum gibi davranıyordu annem. Bu kişiyi de değerlendirmek istedim, sanki hayır desem yine o kotu günleri yaşayacakmışım gibi geldi. Geçen Ocakta hemen nişan oldu, oysa ki ben daha tanımak istiyordum ve vize çıkması için nikah olacak dediler, zorla nikah da oldu. Ben istemiyordum, çünkü tanımıyordum. Neyse, altı ay sonra ayrılmak istedim, ailem kabul etmese de en sonunda durumuma üzülüp tamam dediler gönülsüz. Ayrıldıktan hemen sonra onun aile büyükleri geldi, yalvardı, şanş ver diye. Dedesi elime geldi, ben tabii çok kötü oldum, baktım annem babam da iyi degil, kabul ettim barıştık. Bu Ocakta düğün var, ben eskisi kadar mutsuz olmamaya, güzel bakmaya çalışıyorum. Çünkü en çok annem, babam, ailem üzülmesin, istemiyorum. Nişanlım onu sevmememe rağmen kabul etti, beni sevdiğini söylüyor çünkü. Bu bencillik mi Hocam? Halen ona pek bir şey hissetmiyorum. Evet, kalbimi kırmamaya, her istediğimi yapmak istiyor ama mutlu olmanın yolunu sadece bu olarak biliyor. Bense, artık bu noktaya geldiği için kimseyi üzmek ve haklarına girmek istemiyorum. Allah'a hep dua ediyorum, bu sınavdan kolay geçeyim diye ve kalbime sevgi, muhabbet koysun diye. Lütfen akıl verin Hocam! Çünkü bu karardan dönemem, yapamam artık...
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Açık ve net olarak söylemek istiyoruz: Allah’ın emri insanın eşini sevmesidir. Allah bize kimi eş olarak verdi ise artık onu sevmemiz gerektiğidir.
Arada nikâh bağı olmaksızın bir kimseyi sevmeyi düşünmek şeytanın çok büyük bir aldatmacasıdır. Aramızda bizi birbirimize Allah’ın emri ve müsaadesiyle helal kılacak olan nikâh olmaksızın kimi ve hangi hakla sevmeyi düşünebiliriz? İşte şeytanın ve bilumum hademelerinin insanlara günümüzde dayattığı bu yapa yanlış tavır insanların hayatlarının zayi olmasına yol açmaktadır. İnsanlar, gençler birbirlerini güya sevmekte, nikâhsız gayri meşru aşk yaşamaktadır, sonra da ilk menfaat çatışmasında birbirlerini terk etmekte, başka birisine sarmakta, başkalarının hayatına demir atmaktadır. Bu yolla pek çok kişinin hayatından yine pek çok kişi geçmekte, bunların hayatları ve kişilikleri ise yolgeçen hanına dönmektedir. Aslında insanları mutsuz kılan bizatihi böyle bir hayatın kendisidir. Zira insan maddi olmaktan çok daha fazla manevi bir varlıktır. Kalbi ve gönlü bir kere kirlendiğinde artık tertemiz olmayacaktır. Yine bu gayri meşru ilişkilerin tabii sonucu olan zina ve fuhuş hastalıklarına da insan yakalandığında artık bir daha asla kurtulamayacaktır. Toplumun en büyük derdinin bu olduğunu müşahede etmekteyiz.
Size gelince; her ne kadar evliliği geciktirmiş olsanız da sonunda bir karar vererek evlenmişsiniz. Ancak ne hikmetse yine bunu bozmuşsunuz. Öncelikle, evliliği bozmuş olmanızın çok büyük bir hata ve günah olduğunu kabul etmelisiniz. Zira Allah nasip etmiş ve bir yuva kurulmuş, siz ise meşru hiçbir sebep olmaksızın bunu yıkmışsınız. Vebaliniz büyüktür. Ancak, her şey bitmiş değildir. Eğer bundan sonrası için doğru davranışlarda bulunacak olursanız Allah hayatınıza bereket verecek, yuvanızda sizi mutlu edecektir. Zira insan öncelikle Allah rızası için evlenir, Allah için yuva kurar, imanlı nesiller yetiştirmeye niyet eder ve etmelidir. Fıtri bir ihtiyaç olan cinselliği helal yoldan yaşamak için evlilik farzdır. Bu düşünce içinde bilinçlice hareket etmeli, Allah’ın size nasip görerek verdiği eşinizi –her kim olursa olsun- sevmek zorunda olduğunuzu bilmelisiniz. Nikâhsız sevmek olmaz, yalandır, meşru değildir. Meşru olanı nikâhtan sonra insanların yakınlaşmasıdır. Ne demişler, nikâhta keramet vardır. Allah yuvanızı mutlu kılsın, lakin bunun sizin elinizde olduğunu asla unutmayınız. Zira eşiniz sizi sevmekle üzerine düşeni yapmaktadır. Siz de kendi üzerinize düşeni yapmalısınız. Selamlar...