Ben evli bir insanım ve eşimin ailesiyle altlı üstlü oturuyoruz. Bir takım sorunlarımız var.
1-Eşimle cinsel birliktelik sonrasında gece geç saatlerde duş alıyoruz ve duş sesi aşağıya yani ailesinin oturduğu evde duyuluyor, bu durumdan çok rahatsızım ve bir çözüm getiremedik. İlişkiye girdiğimizi bu banyo sesi yüzünden biliyorlar, gizlilik denen bir şey kalmıyor. Ne yapmamız gerekiyor?
2-Eşimin annesi yemekleri beraber yemek ve yatmadan yatmaya evimize gitmemizi istiyor, böyle yapmazsak kavga çıkartıyor, küsüyor. Ama ben kendi evimde eşimle başbaşa yemek yemeyi, kendi evimde eşimle vakit geçirmeyi istiyorum. Aksi taktirde yatmadan yatmaya sadece eşimle iki çift laf edebiliyoruz, aile denen bir şey kalmıyor. Ayrıca uykumuz geldiğinde ancak evimize geçebiliyoruz ve cinsel hayatımızın tadını çıkaramıyoruz, tabiri caizse. Bu durumda da eşimle aramıza soğukluk giriyor, kendimi sadece onun ailesinin kölesi ve eşimin de sadece yatak arkadaşı gibi hissediyorum. Bu durumda ne yapmamız gerekiyor? Annesinin sözüne itaat edip yatmadan yatmaya mı eşimi görmeliyim, yoksa annesini dinlemeyip kendi aile hayatımızı mı düzene sokmalıyız?
3-Annesi beni eşime durduk yerde ve ufacık şeylerde şikâyet ediyor. Her yaptığım kötüye yorumlanıyor ve her kusurum gözler önüne seriliyor. Maalesef kusurları örtücü bir aile büyüklerine sahip değiliz. Bu durumda eşim ne yapmalı? Annesine ölçülü bir şekilde beni savunma hakkı var mı? Yoksa onca şikâyeti dinleyip, benim haklarımı yok mu saymalı?
Anne baba haklarını çok önemsiyoruz. Bu sebeple Allah’ın rızasını kazanabilmek adına ağzımızdan tek kelime kötü söz çıkmadı, kendimizi bile savunamadık korkudan. İslâmi olarak önerilerinizi sabırsızlıkla bekliyoruz. Detaylı bir açıklama yaparsanız ben ve eşim çok memnun kalacağız. Şimdiden Allah razı olsun.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Öncelikle şu hususu belirtmek isteriz ki; kardeşlerimizin bizimle paylaştıkları sorunları bizzat kendi sorunumuz gibi görüyor ve buna göre çözümler geliştirmeye çalışıyoruz. Yani, çözümler üretirken bizzat kendimizin uygulayacağımız çözümleri kardeşlerimize tavsiyede bulunuyoruz. Zira, Fırat’ın kıyısında bir kurdun kapacağı bir kuzunun sorumluluğunun üstlenilmesi gerektiği bilinci içinde hareket ederek çuvaldızı önce kendimize batırmak gerektiği düşüncesini büyüklerimiz öğretmişlerdir.
Sorunlarınıza öngördüğümüz çözümlere gelince:
1-Şehirlerde apartman hayatında kolaylıklar olduğu kadar birtakım sıkıntılar da bulunmaktadır. Komşu dairelerden gelecek olan sesler, gürültüler de bunlardandır. İstisnasız hemen her binada komşu dairelere az ya da çok ses ve gürültü gitmektedir ve bu hususta yapılabilecek bir şey bulunmamaktadır. Düşük seslerde konuşularak bu önlenebilir ama her banyonun üstündeki banyodan mutlaka su sesleri gelir, bunun istisnasını hayatımızda göremeyiz. Eğer sizin binanızın izolasyon sisteminden kaynaklanan eksikliklerle banyonuzun sesi aşağıya gidiyorsa, birtakım izolasyon önlemleri ile bu azaltılabilir ama yok edilemez. Yukarıdaki banyodan su sesleri gelmesi çok doğaldır. Acaba bunu siz mi bir sorun olarak dert edinmekte, kafanıza takmaktasınız, yoksa gerçekten bir sorun mudur, bunun tahlili önemlidir. Zira, hangi apartmanda oturacak olsanız alt komşunuza su sesleri gidecektir. Eğer sizin alt komşularınız bu su seslerine kulak kabartıp sizi tecessüs ediyorlarsa bu onların ayıbıdır. İnsanların mahrem olan aile hayatlarına saygı duymuyorlar demektir. Bu hususta gerekiyorsa izolasyon önlemlerini artırmak öncelikli çözümdür. Sonrasında ise bunu kafanızdan sorun olarak çıkarmanızdır. Zira her giden su sesi banyo sesi demek değildir. Bir de, mademki aşağıya su sesleri gidiyor ve bunlara kulak kabartıldığını düşünüyorsunuz, o halde bu su seslerini her gece duymalarını sağlayınız. Her gece banyo yaparak veya suyu boşa akıtıp banyo yaptığınızın zannedilmesini sağlayarak bunu bir ay müddetle devam ettirin. Eğer birileri bunu dinlemekte ise bile, her gece duyacağı için artık dinlemekten usanıp vazgeçecektir. Bu sizin rahatlamanızı sağlayacak olan nihai çözümdür.
2-Kayınvalidenizin yemekleri her akşam beraber yemek istemesi sizi çok sevdiğinden olabilir. Ama böyle bile olsa aile kuran insanların birbirleriyle yalnız kalmaya ihtiyaçları vardır. Acaba ailenizi kurduğunuz ilk günden beri bu böyle devam edegelmiş de, insanlar böyle mi alışmışlardır? Eğer aynı evde birlikte yaşamakta olsaydınız bunun mecburiyeti kaçınılmaz olacaktı. Fakat farklı dairelerde yaşamaktasınız. O halde aile düzeniniz kendinize ait olmalıdır. Bize göre, bize aksetmiş olan en büyük sorununuz budur. Bu hususta bir hareket tarzı belirlemek ve ona göre hareket etmek mecburiyeti vardır. Mesele sadece yemekleri birlikte yemekten ibaret olsa en çok bir saat içinde yemeğinizi yer, kalkıp kendi evinize geçebilirsiniz. Ama her akşam uykunuz gelecek kadar zorunlu beraber olmak sizin aile hayatınızı tahrip edecektir ki, siz de zaten bunu belirtmişsiniz. Öncelikle bir ay kadar yemekleri birlikte yedikten sonra teşekkür edip ellerini öperek fazla beklemeden evinize geçiniz. Akşamın çoğunu birbirinize ayırınız. Kayınvalideniz buna alıştıktan sonra birlikte yemeyi gün aşırı gerçekleştiriniz. Buna da alıştıktan sonra haftada bir veya ikiye indiriniz. Aynı apartmanda yaşadıktan sonra bu onların hakkıdır artık. Siz de buna rıza gösteriniz.
3- Kayınvalidenizin sizi eşinize şikâyet etmesi, yaptıklarınızı kötüye yorumlaması, kusurlarınızı gözler önüne sermesi doğru bir hareket tarzı değildir. Bunun sizi rahatsız ve mağdur ettiği açıktır. Ülkemizde bu sorun çokça yaşanmaktadır. Özellikle erkekler eşi ile annesinin arasında kalmakta, bunun ağırlığı altında ezilmektedir. Böyle durumlarda iki tarafta da kabahat olabilmektedir. Her bir tarafın kendisinin nefis kontrolünü yapması gerekir. Eğer sizin kayınvalidenizin karakteri bu tarzda ise buna sabretmekten başka bir yol gözükmemektedir. Duymazdan gelmek gerekir. Eğer eşiniz sizden memnun ise ve annesinin şikâyet ettiği hususlarda sizde bir kabahat bulmuyorsa, onun da annesinin karakterini bu şekilde kabul etmesi, annesine peki anneciğim demesi ama size bir şey aksettirmemesi gerekir. Yani burada sizin yapacağınız sabretmek ve duymazdan gelmek, eşinizin yapacağı da annesini dinleyerek gönlünü almak ama size karşı tavrını değiştirmemektir. Eğer eşiniz annesinin bunca şikâyetlerine rağmen size karşı tavrını değiştirmeme başarısını gösterebiliyorsa, sizin de beni savunmayarak haklarımı yok sayıyor düşüncesinden sıyrılmanız gerekir. Zira lafların fazla önemi yoktur, önemli olan icraattır. Laflara sabredeceğiz, Cennet’i kazanmak kolay değildir.
Buradaki önerilerimizi uzunca bir müddet uygulamaya çalışalım. Allah’ın izniyle bu sorunların çoğunlukla hallolduğunu göreceğiz. Ama eğer hiçbir şey hallolmazsa, o zaman oturduğumuz mekânı değiştirmekten başka çare kalmamış olacaktır. İnşallah bu çözüme muhtaç olmayız diyelim. Allah muhabbetinizi daim kılsın. Selâm ve dua ile...